Herkese merhaba.
Bilim dünyasında kabul gören, insanın yaşamında 5 temel sosyalleşme aracı olduğudur:
Aile, Okul / İş Ortamı, Akranlar, Çevre ve Kitle İletişim Araçları (Teknolojik Gereçler ve İnternet).
Bu beş temel sosyalleşme aracından belki de en önemlisi olan aile; hem yetişkinlerin hem çocukların birbirleriyle etkileşim kurdukları, her alanda alışveriş yaptıkları ve temel duygusal gereksinimlerini karşıladıkları sosyalleşme ortamıdır.
Dolayısıyla aile ortamı; yetişkinlerin ve çocukların güvenlik, değerlilik, yeterlilik, sevilme gibi duygusal gereksinimlerini karşılamaları gereken birincil ortamdır…
Ki pek çok otoritenin hemfikir olduğu şey; yetişkinlerin ve çocukların kişilik özellikleri, psikolojik durumları ve elbette sorunların içinde oldukları aile ortamıyla ilgili olduğudur. Özellikle bakım veren kişi (anne-baba-anneanne-babaanne-dede vb) ile çocuk arasındaki iletişim, bireysel özellikleri ve kişilik gelişimini etkileyebilecek en önemli güçlerden biri olarak düşünülmektedir.
Tam da bu noktada, Koronavirüs nedeniyle evde geçirilen sürenin arttığını göz önüne aldığımızda şu soruyu sormamız gerekiyor:
Peki biz bu fırsatı kullanabiliyor muyuz?
Hangi fırsatı?
Koronavirüs nedeniyle ailemizle daha fazla zaman geçirmek durumunda olmamızın bize sağladığı “Kendimizin ve ailemizin psikolojik, duygusal ve iletişimsel gereksinimlerini daha kaliteli doyurma” fırsatını…
Yaşamakta olduğumuz bu süreçte ne değişti; akla ilk geleni “evde geçirdiğimiz süre”.
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de çalışan bir birey, yol ve çalışma süresi dahil günde yaklaşık 10-12 saati ev dışında geçirmekte, evde olduğu yaklaşık 12 saatlik süre içinde yaklaşık 7 buçuk saat uyuduğunu varsayarsak geriye 4 buçuk saat gibi bir süre kalıyor.
Yemek, tuvalet, banyo gibi zorunlu ihtiyaçları da düşünce tahmini 3 saat gibi bir süre eve, ailemizle nitelikli zaman geçirmek için kalan süre…
Yeterli mi?
Her ne kadar az gibi de görünse, aslına bakarsanız planlanmış, etkinliklerle dolu, kaliteli iletişimin hakim olduğu 3 saatlik süre oldukça iyi…
Emin olun ki dünya ortalaması da bu süreden fazla değildir.
Ancak Koronavirüs nedeniyle, belki de Kornavirüs sayesinde, bu zaman dağılımı değişti.
Şu an çalışma süreleri azaldı, dışarıda geçirilen süre azaldı ve evde kalma süresi arttı…
İyimser bir tahminle, Koronavirüs salgını öncesinde 3 saat olan süre 4-5 saat oldu.
Aslında bu oldukça olumlu bir değişiklik ancak ortada bir sorun var; sorun bizim sahip olduğumuz süreninne kadar olduğu değil, kalitesi…
Peki evde geçirilen sürenin kalitesini ne belirliyor?
Temel ölçütler bu 4-5 saatin “planlanmış, kaliteli iletişimin hakim olduğu,etkileşimli etkinliklerin yapıldığı, duygusal ve düşünsel paylaşımların olduğu” bir zaman dilimi olması gerektiği…
Her ne kadar zamanı planlama, etkinlik üretme ve yapma, etkili iletişim yöntemleri gibi başlıkların ayrı birer beceri olsa da aslında biraz özveri, iyiniyet ve isteklilik her şeyi halledebilir.
Peki bizim nelere dikkat etmemiz, neleri esas almamız gerekiyor?
Çocukların ve yetişkinlerin hem özellikleri hem gereksinimleri birbirinden farklıdır. Bunu her zaman göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Aile zaman planlaması yapmak yararlı olacaktır. Gün içinde yapılacak etkinliklerin listesini ailecek belirlemek, bu sırada bir yazılı bir listesinin olması, bir pano ya da dolap kapağı üzerinde asılı olması herkesin benimsemesine yardımcı olacaktır.
Günlük etkinlikler içinde mutlaka yer alması gerekenler
“Serbest Konuşma Saati (Herkesin istek ve önerilerini özgürce ifade ettiği ve üzerinde tartışıldığı etkinlik – yaklaşık 30dk)
Duygularım ve Ben (Yaşanan süreçteki duygusal değişimler,duyguların fark ve ifade edilmesi etkinliği -yaklaşık 30dk)
Fiziksel Etkinlikler ve Egzersizler (Uzman önerilerine göre hazırlanmış bir videodaki egzersiz örneklerinin yapılması – yaklaşık 15dk-30dk)
Sanat Etkinlikleri (Çocuğunuzun yaşına göre boyama ya da çizim yoluyla resim yapma, şiir ya da kısa metinler yazma, günlük tutma, elişi etkinlikleri yapma – yaklaşık 1 saat)
Ev İçi sorumluluklar (Yemek yapımına yardımcı olma, temizlik yapmaya yardımcı olma, kişisel temizlik ve hijyene dikkat etme – yaklaşık 30dk-60dk)
yer almalı.
TV, Bilgisayar ve Cep telefonu kullanımı kesin kurallarla sınırlanmalı
5 yaştan küçük çocuklar teknolojik aletlerden uzak tutulmalı, mümkünse kullandırılmamalıdır.
5-10 yaş aralığındaki çocuklar için günlük 1 saat TV + 30dk bilgisayar kullanımı
10-14 yaş aralığındaki çocuklar için günlük 1,5 saat TV + 1 saat bilgisayar (ya da cep telefonu)kullanımı
14-18 dönemindeki gençler için günlük 2 saat TV + 2 saat bilgisayar ya da cep telefonu
süreleri kesinlikle aşılmamalıdır.
Günlük en az 1 saat kitap okuma mutlaka yer almalı
EBA üzerinden dersler, internet üzerinden ders videoları izleme gibi eğitsel etkinliklere zaman ayırılmalı
Çocuklara yemek yapma, temizlik yapma, ev düzenleme gibi beceriler kazandırmaya dönük görev ve sorumluluklar verilmelidir (Belirli sabit görevler için en az 30dk)
Fiziksel temastan kaçınmak ve çok kısa süre için olmak koşuluyla; açık havada yürüyüş, balkonda çay keyfi gibi temiz hava almaya dönük etkinlikler olmalı (yaklaşık 30dk-60dk)
Eşlerin de mutlaka duygusal paylaşım ve romantizm için zaman yaratması önemlidir…
Yaşadığımız bu süreç zorlu olsa da yaşamaya devam etmemiz gerekiyor ve bunu olabildiğince kaliteli, olabildiğince doyum elde ederek yapmamız hem kendi psikolojik sağlığımız hem aile üyelerimizin psikolojik sağlığı için önemli…
Son olarak, siz ya da bir aile bireyinizkaygıyla kendi başınıza ya da yakın çevrenizin desteğiyle baş edemezseniz, kaygıyı yönetemezseniz ve elbette günlük yaşam kaliteniz olumsuz etkilenirse lütfen bir ruh sağlığı uzmanına (Psikiyatrist / Psikolog / Psikolojik Danışman) başvurun.
Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle…
1 Okuma:Strese Son (Don Joseph Goewey)
1 Film: Yeniden Başlamak (BeginAgain)
1 Çocuk Filmi: Yukarı Bak (Up)