Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir’in genç belediye başkanlarından Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, gözaltına alınarak tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ardından Türkiye genelinde yaşanan süreçlerle ilgili değerlendirmede bulundu. Kendisi de Ege Üniversitesi’nde okuyan Eşki, Bornova’da Ege Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı İmamoğlu’na destek yürüyüşlerini desteklediğini ancak tek bir genci kaybetmeye tahammülü olmadığını belirtti.

Whatsapp Görsel 2025 03 28 Saat 13.09.35 89D372De

Öğrencilerle bir araya gelen ve süreçleri yakından takip eden Eşki, belediye başkanlığı sürecinde yaşadıkları, Ankara asfaltı tartışmaları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile ilişkisi ve birçok konuya dair de önemli açıklamalarda bulundu.

Whatsapp Görsel 2025 03 28 Saat 13.09.01 6B2Eb946

“FİRMANIN YAPTIĞI ASFALT ÇÖKTÜ”

Ankara asfaltında yaşanan kazı çalışmalarının trafiğe yansımasıyla başlayan sıkıntı süreci ve gelen eleştirileri yanıtlayan Başkan Eşki, “İZSU’nun yaptığı yağmur suyu ayrıştırma projesinin ihalesi, bundan 4,5 yıl önce yapılmış. Bu ihaleyi Cemil Başkan da, şu anki İZSU ya da Fen işleri ya da biz de yapmadık. 4,5 yıl önce bu ihale verilirken ‘yer kazılacak, yağmur suyu hat boruları döşenecek ve üzeri kapatılacak’ denilerek paket şekilde verilmiş. O ihalenin şartnamesinde üstü kapama işlemi yama diye geçmiş, yama ince bir asfalttır. Normal şartlarda çok daha çabuk bitmesi gereken Ankara Caddesi, Alsancak’ta 2 vatandaşımızın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesinden dolayı Eylül sonuna kaldı. 9 Eylül günü de okullar açılacak, 4-5 Eylül gibi oraya giriyorlar, biz de inisiyatif aldık Ege Üniversitesi’nden Ankara Caddesi’ne kadar biz asfaltlayalım dedik, hatta Bornova sınırından daha fazlasını yaptık. Bizim bitirdiğimiz yerden sonra firmanın attığı 7 santimlik asfalt çöktü, dalgalanma oluştu. Vatandaşlar da bize, Bayraklı Belediyesi’ne ve Büyükşehir’e çok sayıda şikayet iletti. Tekrar yapılması için sömestr beklenildi” dedi.

“İHALEYE ÇIKTIKTAN SONRA BAŞLAMA SÜRENİZ 1 AY”

Kanunlarda geçen ihale mevzuatına da dikkat çeken Eşki, “Bir ihaleye çıktığınızda 15 gün o ihalenin askıda durması gerekiyor, bundan sonra itiraz süresi var. Yani ihaleye çıktınız, başlama süresi en az 1 ay. 159 Sokak var, biz oraya özel bir proje hazırladık ama ihalesini yapıp, alan firmaya yer teslimi yapabilmemiz için 1 ay beklememiz gerekiyor. O sokağa geçici bir asfalt attık ki, 1 ay insanlar tozda yaşamasın diye, Ankara asfaltının durumu da bu. Vatandaşın farkında olduğunun biz de farkındayız ama kanunlar var” ifadelerini kullandı.

Whatsapp Görsel 2025 03 28 Saat 13.09.00 C81B512E

“İLACIN YAN ETKİSİ VAR AMA ALMAZSAK İYİLEŞEMEYİZ”

Yağmur suyu ile kanalizasyon hatlarının ayrıştırılması projesinin önemine vurgu yapan Eşki, “Yağmur suyu ayrıştırma projesi çok büyük bir iş, bugün yoldaki bozukluk ya da tozdan şikayet ediliyor ancak her yağmur yağdığında nasıl selle karşılaşıyorsak, kanalizasyon suyu yağmur suyu karışıyorsa, nasıl ilerde bizi susuzluğun beklediğini söylüyorsak, bunların hepsine bir önlemdir bu proje. Bunun da yan etkisi var, iyileşmek için hap alırız başımız dönebilir ama o ilacı almazsak iyileşemeyiz” diye konuştu.

“BEN HAYATIMI SİYASETE VERDİM”

Memur olduğu belediyenin başkanı olmaya giden yolda yürürken, insanların “Parası pulu yok, bu işi yapabilir mi, gençlik kolları başkanlığı, oda yöneticiliği, sendika başkanlığı yapmış, il gençlik kolları yöneticiliği, sekreterliği yapmış, siyasetin içinde var ama parayı yönetmek ayrı bir kültür” yorumları yapıldığını anlatan Eşki, vizyonuna yönelik bilgi vererek şunları söyledi:

Anlık konjonktür gereği zamansız belediye başkanlığı olabilir, tesadüfen olabilir, belki birine yakın belki birinin karşısında olduğunuz için olabilir ama ben hayatımı siyasete verdim.

Whatsapp Görsel 2025 03 28 Saat 13.08.59 Bffd884E

“BENİM KADAR GÖZÜ KARA, KENDİNİ BU İŞE ADAMIŞ ÇOK İNSAN YOK”

Şu konuda da iddialıyım, benim kadar gözü kara ve kendini bu işe adamış çok insan olduğunu düşünmüyorum. Bunu kanıtlamak gerekiyor, tesadüfen gelmediğinizi, siyasetin sizin için bir yaşam biçimi olduğunu, cumhuriyet değerlerine, Mustafa Kemal’in ilke ve inkılaplarına, CHP’ye, demokratik sol inanışa bağlı olduğunuz ve bunun gereğini yapma noktasında engel tanımayacağınızı insanlara ifade etmeniz lazım. Bunun en iyi dili çalışmak. Mustafa Kemal en büyük gücümüzün çalışkanlıktan geldiğini defalarca ifade etmiş. Çalışan demir ışıldar diyerek yol göstermiş atalarımız. Bunu yapmaya çalışıyorum.  

Sabahları erkenden kalkıyorum ya da her asfalt atıldığında başında duruyorsunuz. Çöp kamyonunun arkasında çöp konteyneri döküyorsunuz, şantiyeye sürekli gider gelirim. Projeleri takip ediyorum, etkinliklere katılmaya çalışıyorum.

“ATATÜRK’İN CEPHEDEKİ HEYKELİNİ BORNOVA’YA GETİRECEĞİZ”

Kemalist bir adamım ve Mustafa Kemal’in yaşantısından örnekler alıyorum. Atatürk’ün Çanakkale’de cephede bir fotoğrafı vardır, yakında o fotoğrafın heykelini Bornova’ya getireceğiz. Kendisi askerlere ‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ derken karargahta durmuyor, onların başında duruyor, ölünecekse beraber öleceğiz diye. Siz de bir işi yaparken çalışma arkadaşlarınızla o işin başında olursanız farklı bir anlamı oluyor. Ben en iyi dil olarak kendime çalışkanlığı seçtim.

Whatsapp Görsel 2025 03 28 Saat 13.08.59 06Edcb8F

“ÇALIŞKANLIĞIN YANINA KARARLILIK EKLEDİM”

1 yılda çalışkanlığın yanına ruhumda olan bir şeyi de ekledim, kararlılık. Eğer bir şeyin doğru olduğuna inanıyorsanız, kararlı şekilde takibini yapmamız gerekiyor. Çalışanlar, bürokratlar bir şeyi istemezlerse yapmazlar, ikna etmeye, unutturmaya çalışırlar, ben de çok karşılaştım ama ben kararlı bir adamım ve unutmuyorum.

“TRAFİK AKSI DEĞİŞECEK”

Türkiye’de siyasetçiler makro projeler yapmak isterler. Cumhurbaşkanının yapmak istediği Kanal İstanbul gibi… Makro projelerle yaşamı değiştirmeye çalışırlar ama Türkiye’nin sorunu bu değil. Türkiye insan potansiyeli olarak, eğitim olarak ve genel enerji kaynakları olarak, toprağından tarihsel kültürüne kadar zengin bir ülke. Bunların önündeki engelleri kaldırmak lazım, bu mikro işlerle de olur. Vatandaşa dokunan, hayatını değiştiren işlerle de olur. En büyük sorunlardan biri trafik. Otopark problemleri var. Biz bunlara çözüm getirici önlemler almaya, yol açmaya çalışıyoruz. Bornova’da Mustafa Kemal Caddesi, Ata durağı, Kemalpaşa Caddesi, Kamil Tunca gelir akla trafik dediğinizde ama arada kaçabilecekleri yollar için kamulaştırma yoluna gidiyoruz. Trafik aksı değişecek. Çok bozuk yolları asfaltlıyoruz. Temel amaç akışı düzenlemek.

“3 VİZYON PROJEMİZ VAR”

Bunların dışında da 3 vizyon projemiz var Ekrem başkanın başına bu haksızlık gelmeseydi 15 Nisan’da büyük bir açılış yapacaktık, 1 yılımızı anlatacaktır. 3 tane büyük dönüşüm yapmak istiyoruz. Birisi kentsel dönüşüm, birisi yeşil dönüşüm diğeri de dijital dönüşüm. Bu üçü geleceğin belediyeciliği olacak, bunun dışında yaptığımız asfaltlar, açtığımız yollar, sosyal yardımlar, kültürel faaliyetler, spor tesisleri, evlere götürdüğümüz sağlık hizmetleri, BELGEN dershanesinin nitelik ve niceliğinin artırılması her şey artı 1’dir. Bunlar yaşamı kolaylaştırıcı şeyler ama biz yaşamı dönüştürücü şeyler yapmak istiyoruz.

“BİR YERDE OTOPARK SORUNU VARSA ORASI KENT DEĞİLDİR”

Bornova’ya baktığınızda kent mi değil mi diye kent değil. Bir yerde otopark sorunu varsa orası kent değildir. Kaldırımlar işgal ediliyorsa orası kent değildir, temizlik problemleri varsa orası kent değildir. Onun için kentsel dönüşüm gerekiyor. Yakında karbon ayakizi, karbon borsası, temiz doğa, çevre ile ilgili birçok problem 5 sene sonra karşımıza çıkacak. Almanya karbon endeksine göre ticaret yapmıyorum derse Türkiye’de birçok firma batabilir. Biz bu alanda önemli çalışmalar yapıyoruz. Avrupa yeşil mutabakata tam uyum sağlayacak işler yapmaya çalışıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını Türkiye’ye öncü olacak şekilde Bornova Belediyesi’nin tüm enerjisini kendi kaynaklarıyla karşılayacağımız bir hale getireceğiz. Bunu da hibrit şekilde hem güneş, hem rüzgar hem biogaz üzerinden temin etmeye çalışacağız. Şu anda hiçbir ilçe belediyesinde olmayan bir dijital dönüşüm başlatıyoruz. Bu üçü Türkiye’de geleceğin öncü belediyeciliği olacak.

“BÜYÜKŞEHİRLE UYUMLU ÇALIŞIYORUZ”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile aralarında sorun olduğu iddialarına da açıklık getiren Başkan Eşki, “Son birkaç aydır ben  ne zaman aradıysam o açtı, o ne zaman aradıysa ben açtım. Birbirimize hiç hayır demedik. Geçenlerde Bornova’da Pınarbaşı Işıkkent bölgesinde hem saha gezimi hem de açılış yapacaktık. O bölgede çalışmalar uzadığı için ertelendi, akabinde de Ekrem Başkanın uğradığı haksızlıktan dolayı ülkenin gündemi değişti. Birlikte programlar yapıyoruz” dedi.

“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI HEPİMİZİN KAPTANI”

“Siyasetin en büyük hammaddelerinden biri maalesef ülkemizde dedikodu” diyen Başkan Eşki, “Genç belediye başkanları diye bir gruplaşma” olmadığını, kendisinin de buna liderlik etmediğini, bu söylemlerin dedikodudan ibaret olduğunu kaydederek, “Genç belediye başkanlarının liderliği gibi bir şey söz konusu değil. Öyle bir çabam da yok. Genç yaşta belediye başkanı olmuş herkesin içinde zaten bir liderlik ruhu var. Durduk yerde kimseyi okul sırasından alıp belediye başkanı yapmıyorlar, bu ilçeler Türkiye’nin önemli ilçeleri Çiğli, Bayraklı, Balçova, Buca, Çeşme, Torbalı, Tire arkadaşlarımızın hepsi kendini kanıtlamış arkadaşlar. Her birinin liderlik vasfı var ki önemli belediyelere gelmişler. Bu arkadaşlarının karakterlerini de incelerseniz, böyle bir şeye kimsenin tabi olmayacağını görürsünüz. İzBB Başkanı hepimizin kaptanı, yapacağımız işleri onun önderliğinde yapıyoruz. En son yılbaşı yemeğinde birlikte oturduk, Cemil Başkanla sohbet ettik, aykırı düşündüğümüz bir şey de yok. Pınar Caddesi peyzajını Büyükşehir yapacak, birçok şeyi de ortaklaşa yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

“MÜNECCİM DEĞİLİM”

Büyükşehir Belediye Meclisinde yaptığı Arapça ayet çıkışıyla İzmir'de adından söz ettiren Başkan Eşki, “Türkçe’ye birçok kelime Arapça’dan geçmiş. Ben ilkokul 1’den sonra Kur’an Kursuna gittim. Kur’an-ı Arapça okuyabiliyorum. Okuduğum surelerin Türkçesini de okuyorum. Arapça’daki hangi kelime ne demek anlayabiliyorum. İhlas Suresini, Fatiha’yı okuduğumda hangi kelimenin ne anlama geldiğini anlıyorum. İkra, Alak suresinin ilk ayeti, Kur’an-ı Kerim’in ilk ayeti, bunu da herkes bilir, oku… ‘Gözleri var göremezler, kulakları var duyamazlar’ da çok bilinen bir ayet. Büyükşehir meclisinde, Bornova Belediyesi’nin hiçbir şey yapmadığını, göremediklerini söylediklerinde aklıma bu ayet geldi. Yoksa müneccim değilim bana orada onu söyleyeceklerini bilemezdim” dedi.

“BORNOVA’DA 3-4 DÖNEM BU İŞİ YAPABİLİRSEM…”

“Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyorum dediniz mi?” sorusunu da yanıtlayan Eşki, “Hayır, Şu anda yaşım genç, Bornova’da bu işi 3 – 4 dönem yapabilirsem tabi ki isterim dedim” diye konuştu.

“BİR GENCİ DAHA KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”

Ege Üniversitesi öğrencilerinin Ekrem İmamoğlu’na destek eylemlerini değerlendiren Eşki, gençlerin taleplerinin meşru olduğunu ancak sürecin şiddete dönüşmemesi gerektiğini söyleyerek, “ Ege Üniversitesi öğrenci komitesiyle toplantı yaptım. Ben bu eylemleri destekliyorum, sürdürülmesi için de destek olacağımı söyledim ama Ekrem Başkan bizim için nasıl çok kıymetli ve değerliyse bu çocukların hepsi de aynı Ekrem Başkan gibi kıymetli ve değerli. Ben buraya üniversitesi öğrencisi olarak geldim, burada üniversite okuyan bütün çocukların  bana anne ve babaları tarafından bana emanet edildiğini düşünüyorum. Bizim bir tane daha genci kaybetmeye tahammülümüz yok. Bir tane daha İsmail Korkmaz, Berkin Elvan olayı daha yaşamak istemiyoruz, bir çocuğun daha tabutunu görmek istemiyoruz. Aynı şekilde polisin de başına bir şey gelmesini istemiyoruz” dedi.

“BEN KEMALİST BİR ADAMIM”

Türkiye’nin otoriterleşme sürecine girdiğini savunan Eşki, “Türkiye eski Doğu Bloku ülkelerine çevrilmeye çalışılıyor. Ben Kemalist bir adamım, Mustafa Kemal’in bize çizdiği yol demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün olduğu nokta. Bugün aradan geçen yüzyılda gördük ki; tüm karşı denemelere rağmen akıllı, mantıklı ve uygulanabilir tek sistem demokratik, laik, çağdaş hukuk sistemi devleti. Benim kavgam Ekrem İmamoğlu’ndan ötede Türkiye’nin bu noktadan uzaklaşıp eski Sovyet Doğu Bloku ülkeleri endeksine girmesi. Ben buna karşıyım. Muhalefetin yeşermediği, sesinin çıkmadığı, çıktığı zaman tutuklandığı belki öldüğü bir ülke Türkiye olsun istemiyorum. Türkiye halkı fakirleşir ve geriye gider. Ne bilimsel yayınlar artar ne Türkiye’deki üretim artar, ne kalite artar ne de yaşantı kolaylaşır. Türkiye zengin yabancıların gelip, ham madde kaynaklarının sömürüldüğü, feodalizmin arttığı bir yere dönüşür. Biz bunu istemiyoruz” diye konuştu.

“AŞABİLMENİN YOLU ZENGİNLEŞEBİLMEK”

Türkiye’nin zenginleşmesi gerektiğini bunun da ancak demokratik, çağdaş, laik hukuk devleti olmakla mümkün olduğunu dile getiren Eşki, “Hemen arkamızda üzüm bağları var, oradan yetişen en güzel ürünler yurtdışına gidiyor, biz ikinci, üçüncü sınıf üzümleri yiyebiliyoruz. Kemalpaşa’nın kirazı yetişiyor en kalitelileri yurtdışına gidiyor, en kaliteli çay üretilip yurtdışına gönderiliyor, biz burada tozunu içiyoruz. Çünkü bizim onun kalitelisini tüketebilecek ekonomik zenginliğimiz yok. Türkiye’de içtiğimiz asitli içeceğin portakal oranı ile İngiltere’de içtiğinizin arasında dağlar kadar fark var. Bu sağlığımızı da bozan bir süreç. Bunları aşabilmenin yolu zenginleşebilmek, zenginleşme de hukukun üstünlüğünü kabul eden, demokrasiyi sindirmiş bir ülke haline gelebilmekle olur. Bunu yapmadığınız müddetçe başarılı olma şansınız yok. Biz bunun altyapısını yapmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“EKREM BAŞKAN CUMHURBAŞKANI OLACAK”

Eşki, “İnanıyoruz, Ekrem Başkanı orada tutamayacaklar. Ekrem Başkan çıkacak ve Cumhurbaşkanı olacak. Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olduktan sonra Türkiye’nin yönü AB olacak” dedi.

“BİZ AB’YE ADAY BELEDİYE OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Eşki, hükümetin siyasi tutumuna yönelik de eleştirilerde  bulunarak, “Biz belediye olarak AB’ye aday olmuş, kriterlerini gerçekleştirmeye çalışan bir ülkenin belediyesi nasıl olursa kendimizi ona göre konumlandırmaya çalışıyoruz. Çünkü vatandaşlarımızı görmek istediğimiz yer bir İsveçlinin, bir Avustralyalının, bir Fransız’ın yaşam kalitesi. Biz kendimizi oraya layık görüyoruz, onun üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Şunu da gördük ki Adalet ve Kalkınma Partisinin bizi oralara götürme şansı yok. Adalet ve Kalkınma Partisi bizi  eski Sovyet Ülkeleriyle, Orta Doğu’daki Suudi kültürüne hapsetmeye çalışıyor. Sürekli yalan politikası var… Suriye’de biz mi kazandık, hayır İsrail kazandı, İran kaybetti. Bizim kazanıp kazanmayacağımız ya da nerede duracağımız bundan sonraki diplomatik çabayla mümkün. ‘Ben bununla yarışmak istemiyorum, bunu içeri atayım, başkası gelsin, onu da beğenmezsem onu da içeri atayım’ denirse bu Türkiye’nin  dünyadaki saygınlığını, ülke içindeki huzur ve güvenliği tehdit eden bir durum olur” açıklamasında bulundu.

“POLİS HÜKÜMET KONAĞINA YÜRÜTMEZ”

Eylemlerde gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakıldığını anlatan Eşki, “Ailelerin paniği yüksekti. Eylem yapmak hepsinin hakkı ama polis onları hükümet konağına, valiliğe yürütmez, zaten yürünmemesi gerekiyor. Polis onları Adalet ve Kalkınma Partisi binasına yürütmez. Zaten bu işler aşılıyorsa başka bir boyuttur. Demokratik eylem yapmak ayrı, boykot yapmak ayrı bir şey. Ben de destekliyorum onları ama bu işi şiddete götürmenin bizim mahalleye faydası yok. Bu iş şiddete giderse AKP’nin bugüne kadar yaptığı dezenformasyonu güçlendirir. Bu kitleyi marjinalleştirir” şeklinde konuştu.

“ŞİDDETTEN UZAK OLUNDUĞUNDA EYLEMİN ÇAPI BÜYÜYECEK”

Eşki açıklamasını şöyle sonlandırdı:

Ben öğrencilerin Büyükpark’ta kalması için mücadele ediyorum. Onları şiddetten uzak tutmaya çalışıyoruz. Onları şiddetten uzak tuttuğumuz durumda, bu kitlesel eylemlerin oluşması, boykotun çapının büyümesini sağlayacak. Hem tüketim hem de üretimden gelen gücümüz, hükümetin her istediğini yapabilir konumda olmadığını gösterecek. Türkiye’nin can damarını elinde tutanlar, ekonominin çarklarını çevirenler artık bu duruma dur diyecekler.