GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, kamuoyunun İmamoğlu’na yönelik suçlamalara inanmadığını kaydetti. Tugay, “Büyük çoğunluğunun Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye yapılan bir operasyon, bir engelleme olarak gördüğünü düşünüyorum ve inanıyorum buna. Bir taraftan da burada yolsuzluk var, başka sıkıntılar var diye propaganda yapıyorlar. Yani onaylanan bir toplum kesimi olacaktır ama toplumun yüzde 80’inin buna inanmadığını düşünüyorum” dedi.

“ERGENEKON SÜRECİNİ HATIRLATIYOR”

“Yargının bir bölümünde problem var. Yukarıdan gelen talimatlarla hareket ediyor algısı var, bir bölümü de adil, adalet dağıtan yargı olarak devam ediyor” diyen Tugay, “Yani yargının için böyle 2 farklı tutum da var. İstanbul’daki konu özel bir ekip tarafından yürütülmekte ve biraz da Ergenekon Davalarında yaşanan süreci de  hatırlatıyor ardı ardına yapılan operasyonlar, tutuklamalar, yargılamalar. Umuyorum bu yargının bağımsız olduğu bir sürece dönüşür çünkü diğer türlü bu ülkede hiçbir şeyin ve hiç kimsenin güven içinde olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.

“İMAMOĞLU EN FAZLA TOPLUM DESTEĞİ OLAN KİŞİYDİ”

İmamoğlu için yapılan İzmir mitinginde “Gençlere siyaset yapın” çağrısında bulunan Tugay, bu çağrıyı neden yaptığı anlatarak, “Şu anda bir kriz yaşıyoruz, bu  kriz toplumun büyük tepkisine yol açmış bir tutuklamalar serisi. Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin son zamanlarda siyasette yetiştirdiği en göze çarpan en fazla toplum desteği olan kişiydi. CHP için de çok önemli bir figürdü. İnsanlar CHP’yi düşündükleri zaman gözünün önüne gelen 4 -5 figür varsa bunların arasından ilk akla gelenlerdendi Ekrem İmamoğlu. Onun bu şekilde belediye başkanlığı yapmasının, siyaset yapmasının engellenmesi çok ağır bir karar” ifadelerini kullanarak şu açıklamalarda bulundu:

 Tugay, şunları söyledi:

“ÜLKE DELİK DEŞİK OLDU”

Toplumda da özellikle gençlerin daha farklı siyasetçi beklentisi var. Çünkü ülkeyi yönetenler; son 50 yıldan bahsediyorum, ülkeyi şöyle bir duruma getirdiler. Çok yoksul çok fazla insan var, çok zengin az sayıda insan var, belirgin adaletsizlik var, ülke talan ediliyor her yerde ayrı bir suiistimal, peşkeş, rant var. Ülke delik deşik oldu. Bir taraftan mülteciler akın akın girdi, devlete ait bir sürü mülk satıldı, birilerine verildi, kime ne verildi onu bile bilmiyoruz. Madenler ayrı, fabrikalar ayrı, ülkenin  değerli işletmeleri ayrı. İşsizlik gittikçe büyüdü. Böyle bir tabloda baktığı zaman gençler ‘Şu anda biz iyi durumda değiliz, böyle giderse gelecekte de iyi durumda olmamız mümkün değil, bunun sorumlusu da kötü siyaset ve yönetim. Bunu kim yaptıysa bunların hepsi suçlu’ diyorlar. Bugüne kadar mevcut olan siyaset anlayışını suçluyorlar. Yeni bir siyaset talebi var. Şeffaflık, gerçek demokrasi, gerçek hak, hukuk sahipliği, uluslararası entegrasyon, Türkiye’nin geliştiği, büyüdüğü, kalkındığı ve bu kalkınmanın adaletli bir şekilde refah olarak topluma yayıldığı bir yönetim görmek istiyorlar. Bunu kim yapacak, bunu şu anda siyaset yapanlar için şüpheli karşılıyor gençler ve dolayısıyla yeni bir siyaset anlayışı talebi olduğunu düşünüyorum. Bunu gören ve anlayan, buna uygun kendini yenileyen siyasetçilerin ve partilerin başarılı olacağına, gençlerin de desteğini alacağını düşünüyorum.

“SİYASİ YAPILAR ONA GÖRE DEĞİŞİR”

Bu gerçek bir ihtiyaç, bu ihtiyacın karşılanması için 10 yıl beklenebilir, 20 yıl, 40 yıl beklenebilir ya da toplum öyle bir reaksiyon ve talep gösterir ki buradan bu iş hızlanır, 2 senede ya da 3 senede olur. Kendini yenilemesi gereken anlayışlar, siyasi yapılar ona göre kendini değiştirir.

“İNSANLAR SİYASETİN KÖTÜ BİR ŞEY OLMADIĞINI KABUL ETMELİ”

Gençlere siyaset yapın derken, kendi talebini, beklentini, ideolojini başka insanlara anlatma, onların talebini, desteğini alma, birlik içinde olabilme işi siyaset. Gençler eğer siyasete girerse siyasetin dinamizmi artar, yapısı değişir. Bizde siyaset kirli bir iş, girerseniz bir şey yapamazsınız, gücünüz olmaz, zaten sizi bir yere getirmezler. Ne kadar iyi olursanız olun orada varlık gösteremezsiniz, dürüstlüğünüzü koruyamazsınız gibi suçlamalar var. Bunlar doğru değil, insanlar siyasetin kötü bir şey olmadığını kabul etmeli. İsviçre’de yaşayan insanların yüzde 95’i siyasi parti üyesi. Bundan zarar mı görüyorlar, hayır.

“SİYASET TAKIM TUTAR GİBİ YAPILMAZ”

Siyasetin kötü tarafı şu; siyaset takım tutar gibi yapılmaz. Fanatizme yer yoktur. Haklılık üzerinden uzlaşı gerekir. Bunu sağlarsanız başarılı olursunuz. Doğruluğun sağı, solu, ideolojisi yok, doğruluk tek. Sorunları çözmeyi amaçlayan, aklı, bilimi kullanan, uzlaşmacı insanlar sorunu çözecektir, gençler buna daha uygun. Eskiden gelen kutuplaşmış anlayış yüzünden toplumda ayrışma duygusu var, bu gençlerde daha az, yaşlılarda daha fazla. O yüzden ben gençlere bu çağrıyı yapıyorum; sizler siyasete dahil olursanız ve yapılması gerektiği doğru şekliyle yaparsanız, o zaman istediğiniz olur ve Türkiye’de işler değişmeye başlar.