Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, geçtiğimiz ayın sonunda piyasalarda sürpriz etkisi yaratan faiz indirim kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın bu ünvanla ilk kez katıldığı Para Politikası Kurulu’nda, Merkez Bankası 2015'ten bu yana ilk kez politika faizinde indirime giderek politika faizini 425 baz puan düşürüp yüzde 19,75'e çekti.
Ardından Amerikan Merkez Bankası’nın da faizde indirim kararı alması piyasalara adeta bahar havası getirdi. Faizin ardından dolar kurunun da 5.50 seviyelerine gerilemesi uzun zamandır sıkıntı yaşayan sektörlerde az da olsa bir umut ışığının belirmesine neden oldu.
Bir de buna kamu bankalarının 180 ay vadede konut kredisi için faizi yüzde 0.99 seviyelerine çekmeleri, ardından bazı özel sektör bankalarının da faiz indirimine gitmesi umudu daha da artırdı. Tabii bu şartlarda iyimser tablonun sürüp sürmeyeceği, ani bir hareketle yine dövizin ve faizlerin yukarı yönlü hareket edip etmeyeceği herkesin içinde bir şüphe olarak duruyor. Ancak her şeye rağmen ülke adına umutlu olmamız gerektiği inancıyla başta faizlerin yükselmesinden en çok yarayı alan inşaat sektörü temsilcileri faizlerin düşmesi ile piyasaya bir hareketlilik geleceğini açıkladılar.
İnşaat sektörü sevindi
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu başta olmak üzere İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Niyazi Gültekin, İzmir’de önemli inşaat projelerine imza atan Ekmas’ın Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, faizlerin düşmesinin sektörlerinde hareketlilik yaratacağını ifade ettiler. Yıllardır inşaat sektörü ile ayakta duran Türkiye ekonomisi için faizlerin düşmesi gerçekten olumlu etki yaratacak bir gelişme ancak, uzun vadede her alanda üretim ekonomisinin ayaklarını yerine oturtmamız gerekiyor.
Faizlerin düşmesinin ardından görüştüğüm organize sanayi bölgeleri başkanları da “Faizler düştü şimdi sanayiye yatırım zamanı” diyorlar. Ekonomide tabii faizlerin düşmesi tek başına yatırım kararlarının verilmesi için yeterli değil. Bunun yanında diğer ekonomik verilerin de iyileşmesi her şeyden önce yatırımcıların geleceğe her anlamda güvenle bakmaları çok önemli. Şu anda ne yazık ki tam anlamıyla bunlar sağlanmış değil. Ama bunlar başarılamayacak şeyler de değil.
Tek yol üretim ekonomisi
Bunun için tabii ki yıllardır söylenen eğitim ve hukuk başta olmak üzere yapısal reformların yapılması, hem teori hem de pratikte yerli ve milli üretim esasına uygun olarak ekonominin yeniden şekillendirilmesi gerekiyor. Medya Takip Merkezi’nin yaptığı aylık araştırmaya göre Temmuz ayında biz hala en çok dolar kurunu konuşuyorsak daha yapılması gerekenlerin çok uzağındayız demektir. Ülke kaynaklarının verimli kullanılması ve toplumsal faydanın en üst noktada oluşması için adımlar atmalıyız.
Altın çıkaracağız diye bize emanet edilmiş ormanlarımızı ortadan kaldırarak, yol, köprü, hidroelektrik santrali yapacağız diye doğayı hiçe sayarsak en sonunda doğa intikamını yaşadığımız çok örnek gibi bizden çok acı bir şekilde alacaktır. O nedenle faizlerin düşmesi kısa süreli mutluluk getirirken, bizim ülke olarak uzun vadeli mutluluklara ihtiyacımız var.
Bu da her alanda bilimin yol göstericiliğinde ve kısa vadeli hesaplarla değil, toplumum büyük bir bölümünün refahı ve mutluluğunu esas alacak uzun vadeli, ülke çıkarlarını önde tutan politikalarla gerçekleşebilir. Bu ülkenin vatandaşları olarak hepimizin arzusu bu. Uzun vadede bu politikaları geliştiren yöneticilerin ülke geleceğinde söz sahibi olması ise en büyük temennimiz.