Dün CHP Karşıyaka’nın danışma kurulu toplantısı vardı. Genelde, parti içi muhalifler belediyenin yaptıklarını/yapamadıklarını eleştirir, belediye başkanı da bunlara yanıt verirdi.
Bu sefer böyle olmadı. CHP İzmir Milletvekili, 1984 (!) doğumlu Mehmet Ali Çelebi’nin söylediği sözler ve ona söylenenler toplantıya damgasını vurdu.
Vekil Çelebi’yi tanımayanlar olabilir. 1984 (!) doğumlu Çelebi, TSK’daki görevi sırasında 2008’de Ergenokan Davası kapsamında göz altına alındı. Terör örgütü üyesi olmakla suçlandı. 41 ay cezaevinde yattı. 2011’de serbest bırakıldı, tekrar tutuklandı derken hakkında toplanan tüm delillerin sahte olduğu anlaşılınca özgürlüğüne kavuştu.
2015’te CHP’den milletvekili aday adayı oldu. Ancak aday gösterilmedi. 2016’da Parti Meclisi Üyesi seçildi. Son genel seçimlerde ise İzmir’den milletvekili adayı gösterildi ve seçildi.
Buraya kadar aslında her şey normal. 2010’da cezaevinde dünya evine girerken şahitlerinden biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Bunu da atlamayalım.
Teğmen Çelebi’nin, 24 Haziran seçimlerinden İzmir’den aday gösterilmesi partililerin tepkisi çekmişti ancak kimse fazla sesini çıkarmamıştı. “İzmir’de ne işi var?” diyordu partililer. Ancak, sandık başlarında yaptığı çalışmalar ve yaşadığı mağduriyet partililerin sözlerini yutmasına neden oldu.
Ancak seçimlerden sonra beklenmedik bir şey oldu. Kılıçdaroğlu’nun şimdiye kadar arkasında dimdik durduğu Çelebi, değişimden yana tavır koydu. Genel merkezi ve çalışmalarını eleştirdi. Herkes en çok bu ismin “muhalifliğine” şaşırdı, kimi zaman tepki gösterdi.
Karşıyaka’daki danışma kurulunda ilk kürsüye çıkan isimlerden biriydi Çelebi. Kürsüye çıktı, genel merkezi eleştirdi. Konuştuğum partililer, “İrite” (rahatsız etmek, provoke ederek harekete geçirmek) edici bir konuşma yaptı” dedi.
Kıyamet de bundan sonra kopuyor. Bu isme en büyük tepkiyi Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, vekiller Tacettin Bayır ve Bedri Serter veriyor. Tabiri yerindeyse Çelebi’yi yerden yere vuruyorlar.
Akpınar’ın, Çelebiye’ye yönelik sözleri ise gerçekten ilginç ve sert. Akpınar anladığım kadarıyla o kadar sinirlenmiş ki açmış ağzını yummuş gözünü. Ancak şunu unutmuş! Sonuçta karşısındaki isim genel başkanın iradesiyle vekil listesine girmiş ve yine onun önerisiyle Parti Meclisi’ne seçilmiş bir isim.
Akpınar’ın sözlerinin bazıları:
Çelebi’ye soruyor: “Senin ya da sizin yaşın/yaşınız kaç?”
1984 doğumlu olduğunu öğrenince, “Senin yaşın kadar partide geçmişim var!”
“Genel başkan sizin nikah şahitliğini yapmış. Vefa İstanbul’da semt adı değildir. Partide saçlarını ağartan, 9. Sıraya yazılırken siz şanslı olanlardansınız. O yüzden burada konuşma hakkı olan en son sizsiniz. Tepeden inme bir yere gelenlerin değiş demesi rahatsızlık yaratıyor”
Vekiller Bayır ve Serter de vekil arkadaşları Çelebi’ye yönelik “ders” veren bir konuşma yapmışlar.
Vekil Çelebi’nin sözleri irrite edici olabilir. Yanlış olabilir. Eleştirilerinde haksız olabilir. Ancak o CHP’nin bir milletvekili. Partiden milletvekili aday adayı olmuş ve aday gösterilmiş. Kimseyi, ‘Beni aday göstereceksiniz’ diye tehdit etmemiş. Vekilliğinin yanında, PM üyesi sıfatını taşıyan bir partili. Her ne olursa olsun, Başta Akpınar ve diğer vekiller olmak üzere, “Sen daha yenisin. Yaşın genç. Hele bir sus bakalım” modunda yaklaşımı doğru bulmuyorum. Bu ötekileştirmenin diğer bir boyutu gibi geliyor bana! Vekil olacak isimlerin hepsi örgütten gelecek diye bir kural yok! ‘Dışarıdan gelen bir ismin örgütle ilgili eleştiride/tavsiyede bulunmayacak’ diye bir madde var da biz mi bilmiyoruz?
Bana kalırsa; Çelebi’ye yönelik eleştirilerin (birçoğuna katılıyorum) ve sözlerin yeri danışma kurulu toplantısı değildi.
NOT: Toplantıda; Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın sağlam muhaliflerinden eski Başkan Cihan Türsen bile Akpınar’a hak vermiş. Çelebi’yi eleştirmiş. Akpınar-Türsen böylece uzun zaman sonra ilk kez ortak zeminde buluşmayı başarmış. Bakalım devamı gelecek mi?