GÜNDEME BAKIŞ - AK Parti Belediye Meclis Üyesi iken, İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisinde kadın cinayetleri üzerine yaptığı konuşmanın ardından gelen tepkiler üzerine partisinden istifa ederek Bağımsız Meclis Üyesi olan Latif Aydemir, Kasım ayı meclislerinde yaşanan protestolara ilişkin basın açıklaması yaptı. Sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve bu durumdan üzüntü duyduğunu anlatan Aydemir, “Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki toplumumuzun kanayan ve durmayan en önemli yaralarından birisidir. Bu kapsamda kadına yönelik artan şiddet ve kadın cinayetlerine toplumumuzda haklı ve yerinde bir hassasiyet oluşturmuştur” dedi.
“PEŞİN HÜKÜM VERMEYEREK MÜMKÜN OLUR”
Aydemir’in açıklaması şöyle:
14/10/2024 tarihli İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde yapmış olduğum konuşmamdaki amacım "kadına yönelik şiddet mücadelesi"nde bu mücadelenin samimiyetine gölge düşürülmemesi adına her somut olayın dikkatle ve hassasiyetle incelenmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktaydı. Başka bir ifadeyle gerçek anlamda şiddetle mücadele ancak objektif bir şekilde, adil davranarak ve hemen her olayda pesin hüküm vermeyerek mümkün olabilir.
“POZİTİF AYRIMCILIĞIN DESTEKLENMESİ GEREKMEKTEDİR”
Şunu açıkça belirtmek isterim ki "insanı değerli kılan cinsiyeti yani kadın veya erkek olması değil "bu kişinin dürüstlüğü ve insani değerleridir. Bu anlamda kadının erkeğe bir üstünlüğü olmadığı gibi erkeğin de kadına bir üstünlüğü söz konusu değildir. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekmektedir. Ancak o zaman "toplumsal uzlaşı, barış, huzur ve sükûnet ortam sağlanacaktır. Toplumsal düzende kadın hakları, erkek hakları ve şartları ile eşitlenene kadar kadına yönelik pozitif ayrımcılığın desteklenmesi gerekmektedir.
“YANLIŞ ANLAŞILMAYA MAHAL VERMEYECEK ŞEKİLDE İFADE EDEBİLİRDİM”
Sosyal düzendeki çürüme ve kadına yönelik şiddetin ne yazık ki had safhada olmasa meclisteki konuşmamın farklı algılanmasına yol açtı. Belki de bu konuda söylemek istediğimi daha anlaşılır şekilde ve yanlış anlamaya mahal vermeyecek bir ifade ile açıklayabilirdim. Yaşam hakkı en kutsal haktır. "Bir insanı öldüren, tüm insanlığı öldürmüş gibidir" şiarı ile yetişmiş bir birey olarak şiddetin her türlüsünü açıkça, amasız ve fakatsız lanetliyorum.
“YIPRATMA MÜCADELESİ SERGİLENİYOR”
Tarafıma yönelik olarak son dönemde bir kısım siyasi çevreler ve haber kaynakları tarafından bilinçli bir yıpratma mücadelesi sergilendiğini gözlemlemekteyim. Bu kapsamda halk tarafından seçilen bir meclis üyesi olarak görevimi yapmak üzere 13/11/2024 tarihli meclis toplantısına katılmak üzere İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gittiğim esnada meclis toplantısını izlemek üzere oraya kendiliğinden gelen vatandaşlarımız ile birlikte tarafım belediye binasına alınmak istenmedi.
“TAZMİNAT DAVASI AÇACAĞIM”
Yaşanan bu hukuksuzluk sadece bana yönelik olmayıp seçmenin iradesine yönelik olarak da kabul edilebilir değildir. Halkın evi olan ve demokrasinin beşiği olarak adlandırılan İzmir şehrimizin belediye binası hepimizin ortak malıdır. Burada bizler kiracı değiliz, ev sahibiyiz. Meclis konumundan sonra yaptığım basın açıklamalarında şiddeti asla kabul etmediğimi beyan etmeme rağmen, halen sistemli şekilde tarafıma yönelik gerçekleştirilen "nezaket ve hukuk dişi davranışları kabul etmiyorum. Millet iradesine yönelik olarak hukuka aykırı davranan ve hukuka aykırı talimat veren herkes hakkında ve yine düşüncelerini iletmek yerine sosyal medyadan hakaret ve tehditlerde bulunan kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğuma, yine kişilik haklanma sakın niteliğindeki eylemler nedeniyle de açtığım ve açacağım tazminat devaları neticesinde hükmedilecek tazminatların da olduğu gibi ihtiyaç sahibi kız çocuklarımızın eğitimi için bağışlanacağını saygılarımla tüm kamuoyuna bildiririm"