Uzun zamandır köşemden ayrı kalmıştım. Açıkcası özlemişim yazmayı.
Son günlerde İzmir'de Cumhuriyet Halk Partisi parti içi seçimleri hızla devam etmekte bu seçimler sırasında da kadın İlçe Başkanlarının ve İlçe Başkanı adaylarının arttığını görmekte ve gururla İzmir siyasetini takip etmekteyim. Yapılan araştırmalar Türkiye genelinde kadınların yalnızca yüzde 21'inin siyasete ilgi duyduğunu göstermekte. Halbuki Türkiye'nin içinde bulunduğu gerek sosyal, gerek ekonomik koşullarda ne kadar da az bir oran.
Son sözleri "ölmek istemiyorum" olan kadınlar, cezaevinden kaçan cani tarafından" canım istedi, en savunmasız onu gördüm" itirafıyla evinin önünde kalbinden bıçaklanarak katledilen kadınlar, öldürülüp intihar süsü verilmeye çalışılan kadınlar, Hukuk Fakültesi'nde akademisyenken verdiği not beğenilmediği için erkek öğrencisi tarafından iş yerinde katledilen kadın akademisyenler, şiddete karşı seslerini yükseltirken iktidarın şiddetine maruz kalıp gözaltına alınan kadınlar, ekonomik krizde işsiz bırakılarak şiddete maruz bırakılan kadınlar, cinsel saldırılara maruz kalıp "kendi istediği vardı" diyerek bir de mahkemede de kravat taktığı gerekçesiyle indirim alan saldırganlar...
"Yemeğin tuzu az olmuş. Evde neden yemek yok ? Eve benden sonra girmişsin" gerekçesiyle fiziksel şiddete maruz kalan kadınlar.
Bizim adımıza karar veren babalar, eşler, abiler…Hayallerimizi küçümseyenler, çocuk doğurmaya zorlayanlar, kürtajı engelleyenler, giyimimizi, kuşamımızı, saç rengimizi, eleştirilenler. İşimize, arkadaşlarımıza, kahkahalarımıza, rujumuzun rengine karışıp siyasi tartışmalarına meze yapanlar...
Bütün bunları bizlere yaşatanlar, üzgünüm ama biz bunlara boyun eğmeyeceğiz. Siz bizi yönlendirmekten vazgeçeceksiniz. Biz kadınlar hayatın her köşesinde var oluşumuzu sürdüreceğiz. Sokaklarda, siyasi alanlarda, evde, okulda, iş yerinde her yerde olacağız.
Bunca zulme maruz kalırken sesimizi ancak siyasi partiler aracılığıyla, sivil toplum örgütlerince ve sokaklarda haykırarak duyurabiliyoruz. Bu nedenle yüzde 21 olan oranın gün geçtikçe daha da çok artacağını biliyorum. "Babası ne derse onu yapsın diyenler, mahallede delege ağalarına iradesini teslim edenler, eşim izin vermedi size katılamam" diyenlerin sayısı gün geçtikçe azalacaktır buna inanıyorum.
Her zaman söylerim biz kadınlar dünüz, bugünüz, yarınız. Alışın buradayız. Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz. Sizler de bizim özgürlüğe açılan kanatlarımızı inanıyorum ki bir gün gururla izleyeceksiniz.
Çok sevgiler...