Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, 4 - 5 Kasım tarihlerinde Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek olan CHP Büyük Kurultayı'nda Özgür Özel'e destek vereceğini açıklamış ve Yücel'in açıklaması büyük ses getirmişti. Yücel, Özel'e destek verme kararına giden süreci ve destek açıklamasından sonra yaşananları GÜNDEME BAKIŞ TV'de değerlendirerek, kurultaya ilişkin çarpıcı mesajlar verdi.
"ADALETSİZ BİR SEÇİM YAPILDI"
14 ve 28 Mayıs seçimleri öncesinde CHP'nin kazanacağına ilişkin iddialı söylemleri bulunan Yücel, seçim sonuçlarının sorulması üzerine, "Seçimleri kazanamamamızın birçok faktörü var. Tabi ki o dönemde hepimiz CHP'de görev yapan arkadaşlarımız ve toplumun geniş bir kesimi, seçimin kazanılacağına ve değişim olacağına, ülkemize eşitliğin, adaletin, özgürlüğün geleceğine inanmıştı. Az bir farkla seçimleri kazanamadık. Burada en önemli etkenlerden bir tanesi çok eşitliksiz ve adaletsiz bir ortamda seçime gidildi. Biz sadece bir Cumhurbaşkanı adayıyla ya da bir siyasi parti ile ya da ittifakla yarışmadık. Biz devletin, kamu kurumlarının, bakanlıkların tüm olanaklarını kullanan ve bunda hiçbir sınır gözetmeyen bir yapıyla mücadele ettik. Bunu ekonomik olarak, lojistik olarak, insan gücü olarak da anlayabilirsiniz" dedi.
"YETERİ KADAR KENDİMİZİ SAVUNAMADIK"
İktidarın algı yarattığını aktaran Yücel, "Bu tabi ki bir mazeret değil. Seçimi kazanamadıysak kendimizi sorgulamamız lazım, nerede, neyi hatalı yaptık... Diğer taraftan AKP iktidarı -bu da bizim için sürpriz değildi ama- algı yönetimi, manipülasyon, kara propaganda, iftira gibi yöntemleri bu seçimde sonuna kadar kullandı. Bizim Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu, milletvekili adaylarını, Millet İttifakı liderlerini terör örgütleriyle yan yana göstermeye çalıştılar. Bu iş montaj videoların, devletin kanallarında gösterilmesine kadar Cumhurbaşkanının yaptığı mitinglerde dev ekranlarda gösterilmesine kadar, konuşmalarında oralara atıflar yapılmasına kadar ileri götürüldü. Bu kara propaganda, montaj videoları biz ne yazık ki hafife aldık, yani yeteri kadar kendimizi savunmadık, savunamadık. O dönemki parti yönetimi belki buna gerek duymadı, çünkü biz CHP olarak bu devleti, bu Cumhuriyeti kuran partiyiz. CHP, terör örgütleriyle asla ve asla yan yana gelmez. Geçmişte de gelmedi, bu seçim döneminde de gelmedi" ifadelerini kullandı.
"DEVLETÇİ SÖYLEMLERLE ETKİLİ OLDULAR"
Yücel, "CHP terör örgütleriyle yan yana gelmez ama aynısını AKP için söyleyemeyiz. AKP FETÖ ile de birlikte yol yürüdü, dönemin Başbakan Yardımcısı, TBMM kürsüsünden Fethullahçı Terör Örgütü Liderine övgüler düzdü. Türkiye bunları yaşadı. PKK ile masaya oturuldu, birçok tavizler verildi. Kaymakamlara, Valilere işlem yapılmaması konusunda yazılar gönderildi. Devletin hakimini, savcısını sınır kapılarına, teröristin ayağına gönderdiler ama algıyı çok güzel yönetiyorlar, manipüle ediyorlar ve bir şekilde toplumda terör örgütleriyle hiç yan yana gelmemiş, ağızlarından düşürmedikleri yerli milli, devletçi vs gibi söylemlerle bu seçim döneminde de etkili oldular" diye konuştu.
"AKŞENER'İN TAVRI RAHATSIZLIK YARATTI"
CHP'li Yücel, mücadeleye devam ettiklerinin altını çizerek, "Toplumun belli kesimi ne yazık ki bunlara inanıyor. Biz de belki doğrudan doğruya temas etme ve kendimizi anlatma noktasında eksik kaldık, bir şeyleri eksik yaptık ve seçim sonuçlarını önemli olarak etkileyen etmenlerden bir tanesi de; Genel Başkanımızın adaylaşma sürecinde İYİ Parti'nin aldığı tavır. Sayın Meral Akşener Hanımefendinin tavrı, halkta ve seçmende ciddi rahatsızlık yarattı. Bunlardan ders çıkarmak lazım. Neticede 6 siyasi partinin bir araya gelip de ülkenin bekası için eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi için bir ittifak yapmaları geçmişte örneği olmayan bir şey. Birtakım anlaşmazlıklar, doku uyuşmazlıkları olabiliyor. Neticede bu seçimde başarıyı yakalayamadık. Ama bu mücadele CHP ve toplumun yararını, demokrasiyi önceleyen tüm siyasi partilerinin, toplum kesimlerinin başarılı olmasına kadar devam edecek ve sürecek" dedi.
"SORUNLARIN ÜSTÜNE GİTMEYİ VE ÇÖZMEYİ TERCİH EDİYORUM"
Özel'i destekleme kararını nasıl aldığını anlatan Deniz Yücel, "Ben bunu birkaç aydır sorguluyorum. Biz seçimleri kazanamadık ama sonraki sürecin çok doğru yönetilemediğini düşünüyorum. Kaybettiysek kaybettik, 'Kaybettik' demek çok zor değil ancak 'Biz kazanamadık ama kaybetmedik de...' gibi bir bakış açısı, anlayış benim siyaset anlayışıma ters geldi. Sorunları, problemleri halının altına süpürmektense, o orunların üzerine gitmeyi ve çözmeyi tercih eden bir yapıdayım. İl Başkanlığı görevimi de böyle yaptım, meslek hayatımda da böyleyim, milletvekilliği görevimi de böyle yapmayı düşünüyorum. Birtakım eksikler, hatalar, yanlış yapılanlar var. Bizim bunları konuşmamız, tartışmamız, istişare etmemiz ve önümüzdeki mücadeleye daha güçlenerek devam etmemiz gerekiyordu. Ne yazık ki bu konuda parti yönetimimiz bizim bakış açımıza biraz farklı tavır aldı" açıklamasında bulundu.
"KILIÇDAROĞLU'NUN ADAY OLMASINI İSTEDİK VE ÇOK ÇALIŞTIK"
Yücel şunları kaydetti:
Biz Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok seviyoruz, sayıyoruz, çok ciddi işler yaptı. 6'lı masanın kurulması, daha öncesinde Millet İttifakı'nın kurulması, 2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara ve birçok Büyükşehir'in kazanılarak CHP ve Millet İttifakı'nın başarı sağlamasının mimarı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Biz Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanı Adayı olmasını canı gönülden istedik ve bunun için çok çalıştık. Neticede hem aday olması hakkıydı, hem kazanacağımızı düşünüyorduk hem de duygusal bağımız var. Ama kazanamadık.
"REFORMLARIN ÖNÜNÜ AÇMALIYIZ"
Toplumda ciddi bir değişim talebi ve beklentisi var, bu yüksek sesle dile getiriliyor. Biz topluma karşı, sokaktaki bu talebi ve beklentiyi görmezden gelerek, gözümüzü kulağımızı tıkayarak siyaset yapamayız. O yüzden bir değişim olması gerekiyor, kişiler olarak değil yönetsel olarak. O değişim bir yerden başlayacak. Bu kurultay o değişimin 1 adımı ve aşaması. Biz Türkiye'yi değiştirmek istiyorsak, CHP'de eksiği, yanlışı, hatalı gördüğümüz şeyleri de düzeltmemiz gerekiyor. Burada yönetsel anlamda birtakım reformların önünü açmamız gerekiyor. Kurultay da onun en önemli ayağı.
"SOKAKTAN GELEN ÇIĞLIĞA SESSİZ KALAMAYIZ"
Biz 28 Mayıs'ta, ikinci turda seçimi kazanamadık, kaybettik. Haziran ayında birtakım çalışmalar yaptık, sahaya çıktık. Ben Anadolu'da 5 ilde parti denetmeni olarak görev yaptım. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak ve Batman'da, bunların dışında başka illerde çalışma yaptık, İzmir'de sahadan aldığımız veriler var. Bunların hepsini akıl süzgecinden geçirdim, Temmuz ayında yani yaz sezonu geldiğinde birtakım şeyler kafamda şekillenmeye başladı. Özgür Özel'in ortaya bir iddia koyması bence çok kıymetli. Bu cesaret işidir. Bu kararlılık, partimize, ülkemize karşı sorumluluğumuz ve vicdanımızın gereğidir. O açıdan çalışkanlığıyla, üretkenliğiyle, motivasyonuyla, enerjisiyle ve partimizi sahiplenmesiyle benim çok beğendiğim, takdir ettiğim genç bir arkadaşımız. CHP'nin gelmiş geçmiş en başarılı grup başkanvekillerinden bir tanesi, bazılarına göre en başarılı grup başkanvekili. Özgür Bey'in bu kadar açık yüreklilikle, bu kadar somut tespitlerle bir iddia ortaya koyması beni de etkiledi. Biz de genç, yeni seçilen milletvekilleri olarak Özgür Özel'i destekleyen ciddi bir yapı var. Biz siyaseti her şeyden önce ülkemize karşı sorumluluğumuz için, ülkemize ve partimize hizmet etmek için yapıyoruz, biz siyaseti başarılı olmak için yapıyoruz. Başarısız olmak için siyaset yapılmaz, sokaktan gelen bu talep, bu çığlık, bu beklentiye sessiz kalamayız.
"ÖZEL'LE KAPSAYICI, ADALETLİ, LİYAKATLİ YÖNETİM ANLAYIŞININ GELECEĞİNE İNANIYORUM"
Sezar'ın hakkı Sezar'a, Genel Başkanımızın ciddi bir emeği var. Genel Başkanımızı sevip, saymaya devam edeceğiz ama Genel Başkanımız 13 yıldır bu partiyi yönetiyor. Bir yerde; bir adım atmak gerekiyor, değişimin önünü açmak gerekiyor, gençlerin ve genç kadroların önünü açmak gerekiyor. O zaman, bence bu zaman. Öyle kafamda şimşek çakması gibi bir şey söz konusu olmadı. Bizim özelde birtakım yaşanmışlıklarımız vardır, il başkanıyken de birtakım yaşanmışlıklarımız vardı. Bazı şeyler içinize sinmez, sineye çeker, bazı şeyleri tolere eder, bazı şeyleri edemezsiniz. Bunlar zamanla birikim yapar. Özgür Özel'in genel başkanlığında CHP'de daha kapsayıcı, daha kucaklayıcı, adaletli, hakkaniyetli, liyakati önceleyen, karar alma ve denetim mekanizmalarının işletildiği kurumsal yapının güçlendirildiği bir yönetim anlayışının geleceğine inanıyorum. O yüzden de kendisine destek veriyorum.
"İTTİFAK PARTİLERİNE VERİLEN SIRALAR BİZE SÜRPRİZ OLDU"
Tabandan gelen ve devam eden "İzmir milletvekili listeleri isyanının" hatırlatılması üzerine ise Yücel şu açıklamayı yaptı:
İzmir'den milletvekili listelerine yazılan arkadaşlarımın hepsi bu görevi hakketmiştir. Liyakatli ve bu görevi hakkıyla yapabilecek arkadaşlarımız. İttifak partilerine verilen milletvekili adaylığı sayısı ise bizim açımızdan sürpriz oldu. Bizim geçen dönem 14 milletvekilimiz vardı, şu anda 10 milletvekilimiz var ve 4 milletvekili önemli bir sayı. İttifak Partileriyle bir ortaklık yapılıyor. Bana göre ittifak partilerinin CHP listelerinden milletvekili adayı gösterilmesi doğru değildi. Ben bunları Genel Başkanımız ve Genel Başkan Yardımcılarımızla o dönemde de paylaştım. CHP seçmeni gerçekten partiyle bağı olan seçmen, geçmişte AKP ya da muhafazakar sağ gelenekten gelen, AKP'de siyaset yapan isimleri CHP sıralarında görünce bir kırılma yaşadı. Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi seçmeni, kendi adaylarını CHP listelerinde görünce belli kesimi oy vermedi. Bu iş bazı aileler için gelenek gibidir, ne yaparsanız yapın CHP'yi belli kesimlere benimsetemezsiniz. Bizim CHP seçmenimiz açısından da sorgulandı, bizim seçmenimiz Ankara falanca bölge, falanca sıradaki AK Parti'de önemli görevleri olan bir ismin bizim milletvekili sıralarımızda olmasını tartıştı, sorguladı. Orada bir doku uyuşmazlığı oldu, bizim oyumuz zaten yüzde 26 bandındaydı. İttifak partilerinin katılmasına rağmen biz o yüzde 26'nın üzerine bir şey koyamadık.
"PARTİDE EMEĞİ OLAN ARKADAŞLARIMIZIN HAKKI YENDİ"
İzmir'de ben görevi bırakmadan önce Aralık ayında tamamlanan bir anket yaptırmıştım; o ankette biz bir bölgede yüzde 45, diğer bölgede yüzde 44,5 gibi bir oy alıyorduk. Ben bu anketi Genel Başkanımızla da paylaştım. O dönem Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Oğuz Kaan Salıcı ve başka genel başkan yardımcılarımızla paylaştım. Ciddi, gerçekçi bir anketti ama biz yüzde 45'lerden, yüzde 46'yı zorlayabilecekken, 3-4 ayda 4 puan geriye düştük. İlla ki listelerin etkisi vardı. Artık önümüzde bakmalıyız, bir taraftan da aktif siyaset yapan, partide emeği olan arkadaşlarımızın da hakkı yendi. 4 arkadaşımız daha milletvekili olabilirdi. 39 milletvekilinin verilmesi; sürpriz oldu, biz böyle bir sayı beklemiyorduk. O dönem Demokrat Parti İl Başkanının da bir açıklaması oldu, 'Biz, bizden İzmir'e 2 aday verilmesini beklemiyorduk, 2 bizim için sürpriz oldu' gibi konuştu. Bazı şeyler sorgulandı ve neticede biz partimizin başarısı, ülkemizin refahı için çalışmayı sürdüreceğiz.
"KUTSİYET ATFETTİĞİM TEK KİŞİ ATATÜRK'TÜR"
Benim bu kararım birilerini memnun etmiş, birilerini mutsuz etmiş olabilir. Bu çok doğaldır. Eleştiriler gerçekten iyi niyetli yapıldığında, ben saygı duyarım. Beni Türkiye'nin birçok yerinden arayanlar, bu kararımdan dolayı tebrik edenler oldu. Beni Londra'dan arayanlar oldu, yurtdışından arayanlar oldu. Deniz Yücel birine yakın ya da uzak siyaset yapmadı. Deniz Yücel, CHP'nin il başkanıydı. Deniz Yücel CHP'nin üyesiydi, Deniz Yücel geçmişte CHP'nin meclis üyesiydi. Ben bunu geçmişte Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da anlattım, 'biz sizi çok seviyoruz, sayıyoruz ama benim bağlılığım ve sadakatim CHP'ye'. İçinden geldiğimiz, yetiştiğimiz siyaset anlayışı ve yaşam felsefesi gereği ben kimseye kutsiyet atfetmiyorum, atfetmem. Ben 1 kişiye kutsiyet atfedeceksem o 1 kişidir, o da Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun değerleri, ideolojisi ve çizgisidir.
"BİAT KÜLTÜRÜNDEN DEĞİL DEVRİMCİLİKTEN GELİYORUZ"
Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyemezsek, bizim siyaset yapmamızın bir anlamı olmaz. Kaldı ki; ben her zaman sorgulayan bir insanım, kendimi de, karşımdakini de sorgularım. Zaten medeniyeti getiren, insanlığı ileriye taşıyan sorgulamaktır. CHP'nin 6 okundan biri devrimciliktir, devrimciliğin özünde değişim, revizyon yatar. Sol ideolojinin temeli de budur. Biz CHP gibi bir partide; değişim, revizyonu savunamayacaksak, ilericiliği savunamayacaksak, bizim CHP'de ne işimiz var ya da bunu söyleyen arkadaşların CHP'de ne işi var. Elbette bunu iyi niyetle söyleyenler de vardır ama biz biat kültüründen gelen insanlar değiliz, biz devrimcilikten gelen insanlarız. Bir taraftan 'bu parti köklerini Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden' alıyor diyorsunuz; bir taraftan 'bu parti savaş meydanlarında kuruldu' diyorsunuz, bir taraftan da değişim istemek tuhaf geliyor. Değişim başlamıştır, değişim durdurulamaz, değişim kaçınılmaz CHP'de. O süreç başladı ve değişim gerçekleşecek ama bugün ama yarın!
"ARKADAŞLARIMIZ VİCDAN MUHASEBESİ YAPAR VE OYUNU KULLANIR"
İzmir'de 56 kurultay delegesinin Kılıçdaroğlu'na imza verdiği hatırlatılan ve kurultaydan beklediği sonuçlar sorulan Deniz Yücel şunları söyledi:
CHP Genel Başkanına imza vermek çok doğal bir şeydir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na imza vermesi arkadaşlarımızın çok doğal bir şeydir. Fire olur olmaz bu konuda yorum yapmayayım. Biz bu işi partimizin başarılı olması için yapıyoruz, biz başarılı olmak zorundayız ve o başarının gelmesi için bir değişim olması gereği ortada. Bunları arkadaşlarımız kendi akıl, fikir, iradeleriyle sorgularlar. Bir vicdan muhasebesi yaparlar ve kanaatlerine göre oylarını kullanırlar.
"ÖZEL'İN ANLAMLI OY FARKIYLA KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Değişim başladı, gerçekleşecek. Bu kurultayda ben Sayın Özgür Özel'in anlamlı bir oy farkıyla seçimi kazanacağını düşünüyorum. Türkiye genelinde birçok ilde görüştüğümüz arkadaşlarımız var. Kimse başarısız olmak istemez. Önümüzde kritik bir yerel seçim var. 2019'da yakalanan bir başarı var, 14 ve 28 Mayıs'ta yaşanan bir hayal kırıklığı var. Bizim 2024 yerel seçimlerinde 2019'daki başarımızı korumak, onun üzerine koymak ve bir dahaki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim için iddiamızı sürdürmemiz gerekiyor. Bu başarıyı yakalamak ve iddiayı sürdürmek için değişim elzem görünüyor.
"DEĞİŞİM BAŞLADI, DURDURULAMAZ"
Yücel, "Özel ve arkadaşları hayalperest" yorumları için ise, "Mustafa Kemal Atatürk, yola çıktığında Atatürk için 'Bir avuç hayalperest' diye yapılan tanımlamalar vardı. Biz ama bu kurultayda ama ilerleyen süreçte CHP'de ciddi ve köklü bir değişimin olacağına inanıyoruz. Başarılı olmak istiyorsak bu değişimin olması gerekiyor ve dediğim gibi değişim başladı. Değişimin önüne geçilemez, en kısa sürede gerçekleşecek ve biz ülkemizi de değiştireceğiz" yanıtını verdi.