Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Türkiye ekonomisindeki sorunların önemli kök nedenlerinden birinin üretim ve tüketim deseni uyuşmazlığı ve bunun getirdiği dışa bağımlılık olduğunu söyledi.

Başkan Yorgancılar, “Bugünün dünyasında hiçbir ülke kendi kendine yetemiyor. Ancak burada doz aşımı olduğunda, özellikle kendi ülkenizde üretebileceğiniz ürünleri de dışarıdan almaya başladığınızda, dış açık ve dış borçlarda hızlı artış yaşanabiliyor. Bu da bir süre sonra ekonomik ve sosyal krizlere yol açabiliyor. Türkiye olarak hem içeride potansiyeli olan ürünleri rekabetçi olarak üretebilmek, hem de yeni teknolojik ürünler geliştirmek durumundayız. Bunun için de hem insanımızın üretken zihinsel kapasitesinde, hem de üretim teknolojisinin niteliğinde sıçrama yaratmak zorundayız. Bunun yolu da eğitim ve üretim arasındaki etkileşim ve işbirliğini daha sağlıklı ve işlevsel bir zemine oturmaktan geçiyor” dedi.

İhtiyaca uygun üretim ve eğitim

Milyonlarca işsiz insanımız varken sanayicinin aradığı nitelikte ve sayıda eleman bulamamasının da bu zemine olan ihtiyaca işaret ettiğini vurgulayan Yorgancılar, “Ayrıca ülke olarak ihracat desenimizin daha çok gelir esnekliği düşük, yani dünya ticaretinde payı düşen ürünlerden oluşması da yarınlar için tehlike çanlarının çaldığı anlamına geliyor. Dolayısıyla üretimi ülkenin ihtiyaçlarına, eğitimi de üretimin ihtiyaçlarına cevap verir hale getirmeliyiz” diye konuştu.

Entegre Eğitim-Üretim Şurası

Ülkenin ihtiyaç duyduğu üretim dokusu ve eğitimin niteliği arasında bir entegrasyon olması gerektiğine işaret eden Yorgancılar, şunları söyledi:

“Bu çerçevede üretim ile eğitimin hem teknik ve mühendislik, hem de yönetsel ve bilişimsel boyutta entegrasyonunun güçlendirilmesi gerekmektedir. Üretimin ve eğitimin yüksek entegrasyonunun koşullarını tartışmak ve çözüm yolları bulmak için bir an önce ‘Entegre Eğitim-Üretim Şurası’ düzenlenmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Bu amaçla ilk iki gün teknik ve mühendislik ile yönetsel ve bilişimsel olmak üzere iki ayrı grubun kendi içinde, üç ve dördüncü günde de bu iki farklı grubun bir araya gelecek ‘Bütünsel Eğitim-Üretim Entegrasyonu’ stratejisi geliştirmesi uygun olacaktır. Böylece üretim ve yönetim kulvarları arasındaki işbirliğinin de güçlenmesi, taraflarının birbirlerini daha iyi anlaması ve daha çözüm odaklı hale gelmesi sağlanabilecektir. Kuşkusuz ilgili Bakanlıklarımız ve ilgili diğer sanayici örgütlerinin katkılarıyla bu önerimiz geliştirilebilecektir. Temennimiz; hem üretim ve eğitim alanındaki hem de bu iki alanın entegrasyonundaki eksikliklerin ortak akıl ile çözüme kavuşturulması ve sanayi sektörümüzün hızla gelişmesidir.”