EBSO eylül ayı olağan meclis toplantısı, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu'nda yapıldı. Toplantıya EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve EBSO meclis üyelerinin yanı sıra çeşitli branşlarda derece elde eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) protokol okulu Çınarlı Teknik ve Anadolu Meslek Lisesi'nin sporcuları da katıldı. Toplantı öncesinde öğrencilere plaket takdiminde bulunuldu. Toplantıda konuşan Yorgancılar, Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve İklim Bakanı Robert Habeck ve Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın katıldığı Türk-Alman JETCO 5. toplantısında vize, TIR kotaları, Gümrük Birliği'nin modernizasyonu gibi konuları dile getirdiklerini söyleyerek, "Bize vize konusunda bir yığılma olduğunu ama hiç vize verilmediğinin doğru olmadığını söylediler. Yaklaşık olarak 1 milyon vize verildiğini aktardılar. İş insanlarımız ve sanayicilerimiz için şunu söylüyoruz; 'Siz bizim ürettiğimiz ürünlerin AB'de serbestçe dolaşmasına izin veriyorsunuz ama bu malları üreten iş insanlarımızın gezmesine fırsat vermiyorsunuz. Bizim istediğimiz sizden budur' dedik. Onlar da bu konuda 'fast track' gibi bir uygulama üzerine çalıştıklarını ilettiler" ifadelerini kullandı.
Almanya'nın Türkiye için çok önemli bir yere sahip olduğunu ve iki ülke arasında 60 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin olduğunun altını çizen Yorgancılar, "Adnan Menderes Havalimanı'ndan sabah 06.00'dan öğlen 14.00'e'ye kadar Almanya'nın bütün şehirlerine uçak kalkıyor. Bundan daha önemli bir nimet var mı? Her an ulaşım imkanı olan bir şehirden bahsediyoruz. Eğer 60 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi varsa bunu yapabilecek şehirlerin başında İzmir geliyor" dedi.
'SANAYİCİNİN BAŞKA YÜK KALDIRACAK DURUMU YOK'
TOBB'un ev sahipliğinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın katılımıyla gerçekleştirdikleri toplantı hakkında bilgi veren Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu toplantıda iş-işveren ilişkilerinde karşılaşılan sıkıntılı konuları anlattık. Toplantıda kıdem tazminatını 15 günden 30 güne çıkardınız ama bu çıkarılırken işsizlik sigortası yok dendi. Ardından işsizlik sigortası da çıktı. Emekli primleri, iş güvencesi tazminatı bunların tamamı arka arkaya geldi. Bunlar geldikten sonra ise hepimizin üstüne bir yük olarak ortaya çıktı. Bugünkü ortamda Avrupa Birliği (AB) ile karşılaştırıldığında çalışan bir arkadaşımızın eline verdiğimiz ücretin üzerinden korkunç derecede bir vergi ödeniyor. Bu da bizim rekabet şansımızı azaltıyor. Bazı sektörlerimiz bizim için hayati. Deri, tekstil, giyim sektörü. Bunlarla ilgili tekrardan kısa çalışma uygulamasının doğru olduğunu ifade ettik. İş davalarında mahkeme süresi 5 yıl. Eğer bir çalışan, bir işverene arasındaki anlaşmazlıkla ilgili mahkeme açacaksa maksimum 6 ay ya da 1 yılla sınırlandırılmalıdır. Bunun mutlaka değişmesi gerektiğini ifade ettik. EYT ile bütün sanayicilerin üzerine bir maliyet çıktı. Sanayicinin başka yük kaldıracak durumu yok. Ara eleman ihtiyacına yönelik meslek liselerinin teşvik edilmesi gerektiğini paylaştık. SGK prim ödemelerinde kredi kartı komisyonun kaldırılması ve en önemlisi çalışan arkadaşlarımızın üzerindeki gelir vergisi uygulamasının yapılan zam oranında güncellenmesini söyledik."
'YENİ PAZARLAR İÇİN NAVLUN DESTEĞİ LAZIM'
3 Ekim'de açıklanacak enflasyon rakamının 48 civarlarında olacağının öngörüldüğünü belirten Yorgancılar, "Yıl sonu 40-41 civarında bir beklenti var. Faizler aşağıya indiği zaman yatırım ve harcama artıyor. İç talep yükseliyor. Faiz düştüğünde satın alma gücü devreye giriyor ve borçlanma sistemi ortaya çıkıyor. Esas enflasyonu düşürmek istedikleri yöntem bu değil. İç piyasadaki daralma yurt dışındaki ihracata dayalı büyüme stratejisi. AB'deki PMI endeksi düşüyor, talep azalıyor. Volkswagen firması fabrikaları kapatmamak için sendikalarla görüşmeye başladı. Yeni pazar olması lazım. Pazar olması için navlun desteği lazım. Destek olsun ki geçiş süreci içinde ihracatımızı biraz daha artırabilelim. Tekstil sektörü son 5 yılda toplam ihracatımızın yüzde 16,5'unu alırken, 2023 yılında 13,5'e düştü. Tekstil, deri ve giyim sektöründe rekabet edemez hale geliyoruz. Böyle giderse bu 3 sektörde geleceğimiz daha da karanlık. Rekabet edebilmemiz için desteklenmesi lazım" dedi.
'İZMİR KÖRFEZİ DEĞİL, İZMİR GÖLÜ'
İzmir Körfezi'nin durumu hakkında konuşan Yorgancılar, "İzmir Körfezi değil, İzmir gölü. Artık burası göl. Gölün rengi yeşil ve bulanık olur, körfezin hiçbir farkı yok. Çünkü bütün pisliği içinde tutuyoruz, temizleme imkanımız yok. Bir de oksijen vermek için içindeki suyu pompalayarak başka tarafa atıyoruz, pis suyu alıyoruz yüz metre ileri atarak sirkülasyon yapılıyor. Böyle bir oksijen devirdaim dünyanın neresinde var? Körfezin büyük bir kısmında oksijen sıfır. Normalde 0.08 olması gereken amonyak, İzmir Körfezi'nde 0.98. Böyle bir ortamda balık da ölür, aşağıdaki doku da pislik haline gelir. Temizlenme imkanı var ama önce pisliği durdurmak, sonra temizliğe başlamak lazım. Onun için İzmir gölü diyorum, İzmir Körfezi demiyorum" diye konuştu.(DHA)