Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Kahramanmaraş Merkezli yaşanan depremlerin ardından, İzmir Ticaret Odası (İTO), Ege Bölge Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) "İzmir Yardıma Koşuyor" temalı Şubat ayı meclis toplantısı; Jeolog, Deniz Jeoloji Uzmanı ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür'ün katılımıyla gerçekleştirildi.

"70 BİN KİŞİ GÖÇÜK ALTINDA"

Görür, depreme yönelik önemli açıklamalarda bulunarak, "Şu anda 70 bin kişi göçük altındaki binlerce insanımız acı çekiyor. Acaba millet ve yöneticileri olarak konuşmalı mıyız, utanmalı mıyız, ne yapmalıyız, bilmiyorum. Bizim ülkemizde depreme karşı bilinmeyen, söylenmeyen, itiraf edilmeyen bir strateji var; o da depremi konuşmamak. Bu sanki bir tabu! Huzurumuz kaçmasın. Bu strateji maalesef yöneticilerde de var, deprem gelmeden önce deprem gündeme gelmez. Deprem olduktan sonra çizmeleri çekerek meydana ineriz, ekmek, su dağıtırız, konutlar yaparız, yara sararız. Bu strateji yara sarma edebiyatı, çağ dışı. İnsanına önem vermeyen anlayışın  stratejisi" dedi. 

"ÖLÜ SAYISI ÇOK DAHA FAZLA"

Görür açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Deprem bizim elimizde değil ama olduktan sonra biz gücümüzü gösteririz. Halbuki bilgi toplumlarında böyle bir strateji yok. Nasreddin Hoca'nın yaptığı gibi suyu götüreni önce tokatlıyor, kırıldıktan sonra bir anlamı. İnsanlar ölmeden, afet kasıp kavurmadan önce bilgi toplumları gerekeni yapıyor. Yurtdışında bu büyüklükteki depremlerde 5-6 kişi ölüyor, o da tesadüfen. Biz de 42 bin gözüküyor ama çok daha fazla olacak... İnsanlarımızı kaybettik. Üstelik bu deprem geliyorum diye bağıran bir deprem.  

"ELAZIĞ'A DEPREMİN GELECEĞİNİ ANLATAMADIM"

2003 senesinde ben Elazığ'a gittim, deprem kentinde yaşadığını bilmiyor oranın vatandaşı. Ben o zaman Elazığ'a deprem geleceği noktasında Vali ve halkı uyarmaya gitmiştim. Anlatamadık ne yöneticilere ne halka... Elazığ depremi vurdu ve kentin 3'te 2'sini hasat etti. 24 Ocak 2020 depremi oldu, 26 Ocak'ta 'Maraş'a dikkat edin, deprem geliyor' dedim. Bir gece kalktık ve Maraş'a deprem geldi, sonuç ortada. On binlerce insan ölürse tabi ki yiyecek vereceksiniz, çadır yapacaksınız, konu bu depremin zararlarını neden azaltamadık! 

"DEPREMİ TARTIŞMIYORUZ"

İstanbul depreme hazır değil, bir şeyler yapıldı ama yeterince yapılmadı. Türkiye tarihinde ilk kez bu hükümet bu stratejik düşünceyi değiştirmeye kalktı ve Cumhurbaşkanı 'Biz deprem olduktan sonra değil önce zarar azaltma sistemine geçmeliyiz' dedi. Türkiye Cumhuriyeti devleti ilk kez depreme yaklaşım stratejisini değiştiriyor. Deprem terörden, iklimden, işsizlikten daha mı az önemli! Depremden daha gerçek bu ülkede eğitim mi, hukuk mu var! En temel sorun deprem hiç değişmez. Biz hiç tartıştık mı depremi.  

"DEPREMLER DEVAM EDECEK"

Millet olarak kendi hükümetimize sahip çıkma, demokratik anlamda el koyma zamanı. Depremi oluşturan mekanizma 13 milyon sene önce başladı bu topraklarda. 13 milyon senedir depremler süregeliyor. Milyonlarca sene devam edecek. Depreme rağmen yaşamak mecburiyetinde olduğumuza göre depremin vereceği zararları bilim ve teknoloji ile azaltmak. Yani bu depremlere yıkılmamalıyız. Risk analizi diyoruz buna. Deprem dirençli kentler yapmak... Kentin bileşenlerini deprem dirençli yapacağız, yönetim, halk, altyapı, yapı stoğu, çevre, ekonomi... Bu 6 parametre varsa biz oraya kent diyoruz. Bu pamaetreleri deprem dirençli hale getirmeliyiz. Halkta deprem bilincinin, kültürünün olması lazım, yoksa kolon da keser, kaçak yapı da yapar. 

"İZMİR'İN ALTYAPISI DEPREME HAZIR MI?"

Altyapı deprem dirençli mi İzmir'de ben Belediye başkanına soruyorum. Eminim hangisine sorsanız, bizim her şeyimiz tamam derler, Hatay ve Maraş da öyle derdi, bakın bakalım. İzmir'de yapıyı yeniden yaparsınız ama çevre ve ekosistem, kirletirseniz yaşam mümkün olmaz. Kirlenmiş bir İzmir sizi yaşatmaz. Salgın veya ince hastalık olarak geri döner. Altyapı çok önemli. İstanbul 16 milyon, kanalizasyon sisteminin göçtüğünü düşünün, ki; benim hespalarıma göre göçecek. İstanbul'un hali ne olacak o zaman! Nasıl yaşayacağız orada? Kirletirseniz, temizleyemezsiniz. 

"YAPI STOKU DEYİNCE İŞ MÜTEAHHİTLERE DÖNÜYOR"

Yapı stoku deyince iş müteahhitlere dönüyor. Dürüst müteahhitler başımızın üstüne ama el ovuştururlarsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Kentsel dönüşüm sadece motor gücü olarak müteahhitlere bırakılırsa onun adı rantsal dönüşüm olur. Müteahhit de nerede kar edecekse orada yapar.  

"İSTANBUL'DA DEPREM OLSA 35 MİLYON MOLOZ ÇIKAR"

İstanbul'da bir deprem olsa 35 milyon ton moloz ortaya çıkıyor. 24 saat bunu kamyonla taşısanız 5 yılda anca bitirirsiniz. Çağdaş ülkelerde hazırlık yapıyorlar, deprem kenti olduklarını biliyorlar. Geri dönüşüm üniteleri kuruyorlar. Yıkıntıdan öyle para kazanıyorlar ki, deprem zararının önemli kısmını geri kazanıyorlar. Atıkları rastgele, telaşla gömmüyorlar. Bu atıkları usulüne uygun kaldırılıyor.  

"HALKTAN KORKUYORUZ"

Biz falcı değiliz, tahmin etmiyoruz, falcılık yapan sosyal medyada insan çok, çirkin, yakışıksız işler oluyor. Bilim insanları falcı değil. Biz Türkiye'nin jeolojik yapısını bilip, öngörüyoruz. İzmir'de deprem kuşkumuz var. Biz halktan da korkuyoruz, söylediğimizi alıyor, bilim, okuma, düşünme yok! Söylediğimize bin pişman oluyoruz. Hatta milleti galeyana getirip, korku üretmekten bizi hapse atacaklarmış. Halkı eğitmenin önemi var. Biz yarın deprem olacak, evinize girmeyin demiyoruz. Ben Hatay ve Adana'ya dikkat edin dedim, telefonlarım susmuyor. Ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bunu yerel yönetimlere uyarı mahiyetinde söylüyoruz ki hazırlıklı olsunlar. Adana 'da ve Kıbrıs'ta bekliyoruz.

"İZMİR'DEN ENDİŞEMİZ VAR"

 İzmir'den de endişemiz var. Bir sürü canlı fay var. Bunlar çevre faylarla tetiklenmiş, stresi artmış olabilir. Sisam depreminde de bu fayların önemli kısmı yüklendi. Kendileri zaten stres yüklüyor, bir de çevrede olan depremelerden gelince daha çok yükleniyor. İzmir bu kadar canlı fayla bölünmüşse, buradan çekinmek lazım. Yarın mı olacak tartışmasını artık bırakın. İzmir gerçek anlamıyla deprem kenti, çok az kentte bu kadar yoğun aktif fay var. Bunlar deprem yaratacak. Devlet yüzlerce sene sonrasının yatırımlarını yapmak, düşünmek zorunda.

"İZMİR BÜYÜKŞEHİR DOĞRU İŞ YAPIYOR"

Sisam depreminde 80 km mesafede 117 kişi öldü. Burayı deprem dirençli yapmak lazım. İzmir belediyesi şu anda bana göre çok doğru akıllı bir iş yaptı. Burada mikro bölgeleme çalışması yapıyor. ODTÜ ekibi ile yürütüyor. Burada Hasan Sözbilir var. Bunlar İzmir'in şansı. Mikro bölgeleme çalışmasından sonra İzmir deprem dirençli hale getirilmelidir. Mikro bölgeleme çalışması çok önemli, nerede ne olur çıktığı zaman Vali ve belediye nereye iskan verecek, nereden bina yapılacak, nerede yapılmayacak ortaya çıkacak. 

"İZMİR BELEDİYESİNİ ZORLAYIN"

Özellikle 99 sonrası yönetmeliklere göre, kaçak olmadan yapılmış binaların hiçbiri sizi öldürmez, içinden sağ çıkmanıza müsaade eder. Çatlasın, patlasın ama göçmesin. Yeni yönetmeliklere göre olan bütün binalar, doğru yapılmışsa o binalardan korkmayın. 99 öncesi evi olanlara söylüyorum; bütün binalar çöker anlayışı yanlış. İzmir'deki belediyeyi, üniversiteleri zorlayın, talep edin, evlerinizi muayene ettirin. Para hesabı yapmaktan kurtulun, adamın parası yoksa devlet alsın ya da belediye bu işi bedava yapsın. Böylelikle evinizin depremdeki davranışlarını sağlıklı olarak görebilirsiniz. Güçlendirme gerekirse onu yaparsanız ya da kentsel dönüşüme girersiniz”