Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte halk arasında grip ve nezle olarak bilinen üst solunum yolu vakalarında patlama yaşandı. Geçtiğimiz yıllara göre daha ağır seyreden ve ilaçlı tedavinin ardından yenileyen vakalara karşı önlem alabilmek adına halk eczanelerden alınan vitamin ve gıda takviyeleri kullanımına yöneldi. Özellikle C ve D vitamini kullanımında ciddi bir artış meydana gelirken, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Doktor Yüce Ayhansüreci değerlendirdi. Ayhan, ilaç kategorisinde olmayan, reçetesiz satılan ve takviye edici gıda olarak geçen vitaminlerin, üst solunum yolu enfeksiyonlarında tedavi edici olmadığını kaydetti.
"BİRDEN FAZLA ETKEN AYNI TABLOYU YARATABİLİYOR"
Bademcik iltihaplanması, kulak ağrısı, boğazda akıntı, öksürük, göğüs ve sırt ağrısı şikayetleriyle seyreden vakalara ilişkin soruları yanıtlayan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Doktor Yüce Ayhan, "Mevsimsel olarak üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı bir dönemdeyiz. Birden fazla etken aynı tabloyu yaratabiliyor. Bunların arasında grip olarak adlandırdığımız influenza virüsleri var. Bunun dışında RSV veya rinovirüs olarak adlandırılan virüsler yaygın görülüyor" dedi.
"BAZI BULGULARDA BİRKAÇ VİRÜS ETKEN"
Dr. Ayhan, tedavinin ardından hastalığın yinelemesinin nedeninin aynı anda birden fazla virüs türüne maruz kalmayla yaşanabileceğine dikkat çekerek, "Bazı bulgularda aynı anda birkaç virüs etken olabiliyor. Birinin etkisi geçerken, diğeri ortaya çıkabiliyor. Mevsim normallerinde seyreden bir enfeksiyon durumu söz konusu aslında" ifadelerini kullandı.
"KORUNMAK İÇİN MASKE TAKIN"
Ayhan, özellikle hastalanan kişilerin maske kullanması gerektiğini dile getirdi. Toplu ulaşım gibi kalabalık mekanlarda da maskenin korunmak amacıyla takılması gerektiğini vurgulayan Ayhan, "Yapılması gereken enfeksiyonu olan bireylerin veya enfeksiyondan zarar görme olasılığı olan bireylerin maskeyle kendini koruması. Virüs semptomlu bir bulgunuz varsa, kamusal alanlarda, metro, otobüs gibi araçlarda bulaştırmamak için maske takmak gerekiyor. Bunun yanı sıra altta yatan hastalığı olanlar, kronik solunum yolu hastalığı olanlar, astım, Koah gibi hastalıkları olan hastaların kendini koruması için maske takması gerekiyor" diye konuştu.
"SEZON BAŞLAMADAN ÖNCE GRİP AŞISI YAPTIRILABİLİR"
Ayhan, başta riskli gruplar olmak üzere, hastalıktan korunmak isteyenlerin üst solunum yolu enfeksiyon sezonu olarak adlandırılan kış mevsiminin başlamadan önce grip aşısı yaptırabileceğini belirterek, "Belli enfeksiyon etkilerine karşı aşılar var, örneğin grip aşısı var. Tabi sezon başlamadan önce grip aşısının risk gruplarına yapılması, yaptırılması gerekiyor. Böylelikle bu durumu önleyebiliriz" dedi.
"İNFLUENZA KAS AĞRISI YAPAR"
Dr. Yüce Ayhan üst solunum yolu enfeksiyonu ile birlikte baş gösteren göğüs ve sırt ağrılarına ilişkin ise, "İnfluenza virüslerinin yarattığı grip tablosu kas ağrısıyla seyreder. Özellikle H1N1 dediğimiz, geçmiş dönemlerde domuz gribi diye tabir edilen virüs kas ağrıları yapar. Bu etken artık mevsimsel bir etken, bu hastalarda ağır kas ağrıları görülebiliyor. Daha çok kas ağrısı eşlik ediyorsa, sadece gripten şüphelenmemek gerekir. Kovid dışı koronavirüsler bu olgulara etken olabilir. Kovid testi şu anda yapılmıyor ama bu semptomların Kovid olma olasılığı da var, onun da altını çizmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
VİTAMİN KULLANIMI FAYDALI MI?
Uzman Dr. Ayhan kullanımı artan vitamin ve takviye edici gıdalara ilişkin ise şunları kaydetti:
Tıbbi ilaç olmayan ama ilaç tedavisini destekleyici, gıda desteği olarak tabir edilebilir bunlar. Bunların Bakanlık kontrollü ve izinli piyasaya sürülmesi gerekiyor. Belli hastalarda, kişilerde faydası olabilir ama bunların hepsi çok yararlıdır diye söylemek doğru değil. Esas olan kişinin enfeksiyon etkenlerinden kendisini ve çevresini korunmasıdır. Bu korunmayı en iyi sağlayacak şey maskedir. Hiçbir korunma önlemi almadan, mevsim öncesinde aşılanma gibi önlemlere dikkat etmeyip, sadece ek gıdaları kullanarak kendini hastalıktan koruyacağını ve iyi tutacağını zannetmek doğru bir yaklaşım değil. Öncelikle korunma önlemleri alınacak, tedavi gerektiren bir durum varsa tedavisi uygulanacak tıp profesyoneli tarafından. Bundan sonra bu destek ürünlerin zarar verici dozlarda olmamak kaydıyla kullanılabilir ama çok büyük yararı olduğuna dair de kanıt sunmak mümkün değil.