Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Konak’ta bulunan ana hizmet binası, önceki dönem belediye başkanı Tunç Soyer’in kararıyla yıkılmıştı. Soyer, ana hizmet binasının 2020 yılında meydana gelen depremde hasar aldığını iddia etmiş ancak Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği birçok defa “Sadece bir bölümü hafif hasarlı, yıkılmamalı, güçlendirilmeli” çağrısında bulunmuştu. Kentteki tüm aktörlerin karşı çıkmasına rağmen İzmir’in simgelerinden biri olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası yıkılmıştı.
İsmet Kaptan Mahallesi 1039 ada 8 parselde bulunan, kamuoyunda “Basmane Çukuru” olarak tanınan alanla ilgili sorun ise 1985 yılında yapılan planlarla birlikte İzmir gündemine girmiş, sorun günümüze dek giderek kronikleşmiş, büyük hissesi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi alanda küçük hissedar olarak kalmıştı.
TUGAY TAKAS TEKLİFİNİ SUNDU
31 Mart’ta yapılan seçimleri kazanarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Cemil Tugay, göreve gelir gelmez hem Basmane Çukuru sorununu hem de her birimi ayrı ayrı yerlere dağılmış olan belediyenin ana hizmet binası sorununu çözmek için ortaya bir proje sundu. Tugay, TMSF’ye Basmane Çukuru’nda olan hisseni devredeceğini, bunun karşılığında TMSF’nin de İzBB ana hizmet binasını aynı yerinde yapması teklifini sundu.
“BİR TARAFINDA HAFİF HASARLI DİĞER TARAFI SAĞLAMDI”
Tugay’dan gelen takas teklifi kent genelinde büyük yankı uyandırırken, belediye ana hizmet binasının kendi yerine inşası noktasında gözler TMMOB’a çevrildi. TMMOB İzmir İl sekreteri Aykut Akdemir, sürece ilişkin, "Yıkılması hataydı. Yıkarken de durum belliydi. Bu kentte yapılacak bu tip binalar plan, program dahilinde yapılır. Orası bu kentin Cumhuriyet sonrası oluşan ikinci meydanı. Konak Meydanı yoktu. Süreçte TMMOB'un katkısı da çoktur. Özfatura döneminde itirazlar olmasaydı öyle bir meydan olmayacaktı. Büyükşehir Belediyesi 1970'li yıllarda yapılan bir bina. Sonuç itibariyle diğer anıtlarla birlikte bütünlük oluşturmuştu. O yüzden nispeten tescilli bir binaydı. Bina alanın bir parçasıydı. Bina 2 parçadan oluşuyordu. Bir tarafında hafif hasar tespit edildi, diğer tarafta hiç hasar yoktu. Orası güçlendirilerek kurtarılabilirdi” dedi.
“PLAN DEĞİŞMEDEN AYNI YERE AYNI BİNA YAPIMI GERÇEKÇİ DEĞİL”
Soyer’in tutumunu hatırlatan Akdemir, “Önceki Dönem Büyükşehir Belediye Başkanı, 'yıkacağız, bu alana da kentin temsiliyetini gösteren merkezi idarenin binasını yapacağız' demişti. Oradaki plan şu şekilde; o alanı yıktığınız zaman Hükümet Konağı'nın muadili kadar bir bina yapabilirsiniz. Bu yıkılırken biliniyordu. O plan değişmeden aynı bina yapılamaz. Şu an o alanda tapu sorunu var. O alan dolgu alanlarından oluştu. Asıl önemli olan şey ise meydan kavramı. Mevcut planlara sadık kalmak gerekiyor. Siz delerseniz herkes deler. O yüzden aynı yere aynı yükseklikte bina yapılması gerçekçi değil. Önce koruma kurulundaki planların değişmesi lazım" ifadelerini kullandı.
“ÖZFATURA SATMIŞ, PEŞKEŞ ÇEKMİŞ!”
Akdemir Basmane Çukuru’na ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu.
Basmane Çukuru, Kültürpark'ın bütünleyici bir parçası. Bizim dava açmamızın gerekçesi şuydu; Burhan Özfatura zamanında kamuyu satmış, peşkeş çekmiş... Bu iktidarın yaptığını yapmış. Ege Güçbirliği denen kuruma veriyor. Karşılığında 3 şart koşuyor. Katlı otopark yapılması, bir miktar para verilmesi ve aynı alanda belediyeye hizmet binası yapılmasını istenmiş. Ciddi rantın olduğu bir bölge. İzmir'in ilk meydanı olan Basmane Meydanı'nın devamı. Firma bunun karşılığında belediyeye para ödemiş ve katlı otoparkı yapmış. Biz daha satış yapıldığında itiraz etmiştik. Burası kamuya ait bir alandır ve kamuya geri dönmelidir.
“HER YERİN YEŞİL ALAN OLMASI GERÇEKÇİ DEĞİL”
Basmane Çukuru'nun olduğu alanın planları var. Belediyenin imar planları var. Onlara da kat mülkiyeti üzerinden itirazımız vardı. Her yerin yeşil alan olması tabi ki gerçekçi değil. Biz plan dahilinde bir şeylerin yapılmasını istiyoruz. Orada kentin ihtiyacı neyse ona uygun yapılaşma ya da yeşil alan olarak kullanılması lazım.