YEREL YÖNETİMLER

Tugay'dan sert millilik çıkışı... Herkes kendine gelsin!

İzBB Başkanı Cemil Tugay, Azerbaycan'da katıldığı iklim zirvesine yönelik eleştirilerde bulunarak, "iklim krizine sebep olan ülkelerin iklim krizi üzerinden para kazanmayı hedeflediğini aktardı. Tugay, Çin tarafından Türkiye'ye kurulacak elektrikli araba fabrikası için de "Seviniyoruz Çinliler burada elektrikli arabaya yatırımı diyor diye. Herkes kendine gelsin, biz ne zaman bu hale geldik, nerede bunun ulusal politikası, milli ekonomisi" çıkışında bulundu.

Abone Ol

Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Kasım Ayı Meclisi 5. Oturumu Başkan Cemil Tugay idaresinde gerçekleştirildi.

TUGAY: “KORDON’DAKİ SETLER GEÇİCİ”

AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, Kordon’da sel taşkınlarını önlemek amacıyla yapılan sete ilişkin şikayet olduğunu dile getirdi. Boztepe ayrıca yerlere çöp ve izmarit atımlarının durdurulması için ceza önlemi alınmasını dile getirerek, iş insanı Armağan Çağlayan’ın Karşıyaka’da yaptırdığı ancak taşınan heykeli gündeme taşıdı. Başkan Cemil Tugay Boztepe’nin meclis gündemine taşıdığı konulara yanıt vererek, “Kordonda daha kalıcı bir düzenleme yapmak istiyorum ama koruma kurulu henüz onay vermedi. Geçici çözüm olarak zemin seviyesinden 60  santimetre yukarıda olan sete izin verdi. O kaldırılabilir, amacımız kalıcı düzenlemeyi yaparken onu da kaldırmak olacak. Gerçekten kimseye zararı olmayacak ve kullanımı olan bir uygulama ama geçici” dedi.

“YERE ÇÖP ATANLARIN CEZALARINDA CAYDIRICI OLMAK LAZIM”

Tugay yere izmarit atanlar konusunda ise, “Bir ilimizde belediye başkanımız yere sigara izmariti atanlara para cezası vereceğiz demiş ama, hukuki kuralları bilenler bilir, kafanıza göre ceza belirleyemezsiniz. Bizim yetkimiz sınırlı. Bunları eğitimle aşabileceğimizi düşünüyorum. Hepsinin arkasında aidiyet hissi var. Bu şehir hepimizin ortak malı, nasıl evinizin ortasına çöp atmıyorsanız sokağa da atmamanız gerekiyor. Alışkanlık edinmiş vatandaşlarımız var, kanuni sınırlarda ceza-i uygulama yapılabilir. Biraz daha cezalarla caydırıcı olmak lazım” ifadelerini kullandı.

“HEYKEL AİT OLDUĞU YERE GİTTİ”

Tugay taşınan heykele ilişkin ise, “Armağan Çağlayan benim ağabey dediğim bir insan ama bana küstü. O mahallede oturanlar uzun süredir şikâyette bulunuyorlar. Oraya konulan metal yapının uygun olmadığını ben Karşıyaka belediye başkanıyken de çok söylüyorlardı. Seçimden sonra da çok şikayet dilekçesi geldi. Soğukkuyu’ya koymak lazımdı o anıtı biz de oraya koyduk. Ait olduğu yere gitti” açıklamasında bulundu.

IŞIK İZMİR’İN ÇERNOBİL’İNİ MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, İzmir’in Çernobil’i olarak anılan eski Kurşun Fabrikası alanına yönelik açıklamalarda bulunarak “Bugüne kadar yeterince duyulmayan bir çığlığı duyurmak istiyorum. Firma Gaziemir’de 1940’lı yıllarda kurulmuştur, Silah ve mühimmat alanında faaliyet göstermiştir.  Kurşun fabrikası olarak anılan bu yerin 70 dönüm kadar yeri var. Bugün kaderine terkedilmiş asit havuzları ve nükleer atıklar var. Gömülü radyasyon tespit edildi alanda. 2007’den 2010’a kadar üretimine devam etmiştir. Zehirli atıkların birçoğunu gömmesine rağmen bir kısmını İZAYDAŞ firmasına vermiştir, İZAYDAŞ bazı atıklarda radyasyon tespit etmiş, atıkları kabul etmeyerek durumu TAEK’e bildirmiştir. TAEK bu malzemeleri tespit etmiştir. 2018’de Çevre İş Müdürlüğü araziyi denetlemiş ve 19 noktada zehirli atıkları bulmuş, fabrikaya ceza kesmiştir. Alanda daha sonra 180 daha atık tespit edilmiştir” dedi.

KESİLEN CEZA KAZANILAN PARANIN YÜZDE 10’U DEĞİL

Işık açıklamasını şöyle sürdürdü:

O tarihte bu atığın tonu 270 lira, yaklaşık 100 bin ton atıktan bahsediyoruz, 27 milyon TL.  Bugünün parasıyla 23 milyon 500 bin dolar. Fabrikaya kesilen cezalar bunun yüzde 10’u değil. Fabrika bu atıkları burada bırakarak Torbalı’da yeniden faaliyete başlamıştır. Biz bunu yıl yıl, gün gün takip ettik. Duran adam eylemleri yaptık. 17 yıldır bilinen ama bir şey yapılmayan atık var. Bu atık tüm İzmir’in sorunu. Yeraltı suları ve rüzgarla şehre dağılma özelliğine sahip bir atık var orada. Ne yazık ki bu atık kimler tarafından nasıl geldi sorularına yanıt bulunamadı.

YETKİLENDİRİLMİŞ FİRMA KONKORDATO İLAN ETTİ

Biz konuyu inceledik. O tarihlerde Gaziemir Belediyesine bir yazı geldi ve bir firmanın alanda temizlik yapacağı bilgisi bize ulaştı ve sevindik. 23 Temmuz’a kadar alanda bir çalışma olmadı. 23 Temmuz’da alanda bir hareket vardı ve hemen Kaymakam’ı aradım, Çevre, Şehircilik il müdürlüğünü aradım. Bir firmayı görevlendirdiklerini söylediler. Alandaki çalışma durdu. Firma yetkilileriyle bir toplantı yaptık, bize geri dönüşüm firması olduklarını söylediler. Böyle bir firmaya bu atığın temizletiliyor olması bizi ürküttü. Sermayelerini ve nasıl temizlik yapılacağını sorduk, şirket sırrı söyleyemeyiz dedi. Şu anda bu yetkilendirilmiş firma konkordato ilan etmiş durumda.

“ATIKLARI ÇİMENTO FABRİKASINA GÖTÜRÜP YAKIYORLAR”

Devletin hiçbir kurumuyla işbirliği yok. Tüm sorularımız yanıtsız kaldı. Bugüne kadar hiçbir gelişme olmadı. Dün değil önceki gün alandan malzeme taşındığını gördük, bu malzemenin Soma’ya götürüldüğünü söylediler. Alandaki atıkları çimento fabrikasına götürerek orada yakıyorlarmış. Bu atık yayılıyor. Biz bilim insanlarından oluşan bir komisyon kurulsun istiyoruz. Bu alan bilime dayalı ve insanların sonradan huzurla yaşayacakları bir alana dönüşsün.

TUGAY: “İKLİM KRİZİ ZİRVESİ ÖYLESİNE YAPILDI”

Meclisin kapanış konuşmasını yapan Başkan Cemil Tugay’ın açıklamaları şöyle:

Bakü’de Azerbaycan’da yapılan iklim zirvesine katıldım. 2 oturumda konuşma yaptım. Biri dünya sağlık oturumu, biri de Türkiye Belediyeler Birliğinin oturumuydu. Bugün sabah saatlerinde ESİAD’ın toplantısında da söyledim. Benim için tam bir hayal kırıklığıydı. İçi boşaltılmış, iklim konusunda bir şey yapıyormuş gibi görünme… Bu toplantı bence öyle bir toplantı. Buna kızanlar olacaktır bence güzel bir toplantı değil. Ben bir Türk vatandaşı olarak, gerçekten dünyadaki iklim krizini durduracak bir çalışma sağlanır mı, baktığım zaman olmadığını görüyorum.

“SİYASİ İSTİSMARDAN KURTULMALIYIZ”

Karbon emisyonumuzu düşürelim diyoruz ya gerçekten düşürmeliyiz. Dünya hızla yok olmaya gidiyor. Şu anda sıfırlasak problemin düzelmesi 50-100 sene alır. Yok böyle bir şey, aşırı sıcaklar, kuraklık, anormal yağışlar. Akdeniz Havzasında İzmir dahil bu riskin olduğunu bilmeliyiz. Bizde CHP’li belediyenin yönettiği kenti aşırı yağışlardan dolayı su basında AK Parti ayağa kalkıyor CHP’li belediyenin şehir böyle oluyor diye ama sonra AK Partili belediye başkanının kentinde de oluyor. Bunun siyasi istismarından kurtulmalıyız. Felaket yaşıyoruz. Akdeniz kuşağı ciddi tehdit altında.

“SEBEP OLANLAR PARA KAZANMAYA ÇALIŞIYOR”

Anormal sıcak günlerin sayısı, yılın ortalama sıcaklık seviyesine baktığınızda hızla artan problemler var. Bazı bölgelerimizde ciddi kuraklık var. Bazı bölgeler bizim 2 katımız daha kötü durumda. Anormal atmosfer hareketleri seller, helanlar sayısal olarak çok artmış durumda. Biz de elimizden geleni yapmalı, karbon emisyonlarımızı düşürmeliyiz. Dünyada sera gazlarından, iklimin bu hale gelmesinden Amerika, Çin, Rusya ve böyle gidiyor. Önce bu arkadaşların önlem alması lazım. Onlar ise bu toplantıda bize nasıl borç vereceklerini anlatıyorlar. Yani iklimin finansmanıydı toplantının konusu. Bize ürün pazarlamaya çalışıyorlar, teknoloji pazarlamaya çalışıyorlar. Sebep olan kendileri ama bundan da para kazanmaya çalışıyorlar bizim gibi ülkeler üzerinden. İnanamadım.

“ÇİN FABRİKA KURACAK DİYE GÖBEK ATIYORUZ”

Seviniyoruz Çinliler burada elektrikli arabaya yatırım diyor diye. Herkes kendine gelsin, biz ne zaman bu hale geldik, onun bunun araba fabrikasını burada yaptıracağız diye sevineceğiz, göbek atacağız. Nerede bunun ulusal politikası, milli ekonomisi. Ne oldu bu ülkeye, hiç mi düşünmüyorlar. Orada Çin kasabası kuracaklar diye çok seviniyoruz. Bizimkileri işçi olarak çalıştırıp elektrikli araba üretecekler! Bu ülke kendi fabrikalarını ona buna sattı. 2 sene önce Sivas’a gitmiştik, çalıştayımız vardı. Orada ‘Ekonomi nasıl’ diye sordum, kötü dedi esnaf. Gençlerin orada kalmadığını söyledi. Eskiden burada devletin tekstil ve vagon fabrikaları vardı. Bunların birini sattılar alan adam kapattı, birini de batırmak üzereler dediler. Baksanız bunun gibi binlerce örnek bulabilirsiniz. Aliağa’daki tesislerimiz dışında da böyle. Türkiye kendi fabrikalarını, malını mülkünü kaybetti ve onlar da kapatıp başkalarına alan açtılar. Milli ekonominin dışına çıktık. Bundan vazgeçmeliyiz, yoksa bu sefaletten kurtulamayız. Bu işin partisi yok. Kimse yabancıların ülkemize yapacağı yatırımların bizi kurtaracağını söylemesin. Türkiye kendi gücüyle büyüyen ülke olacak. Biz bunu yaparız. İklim kriziyle ilgili üstümüze düşeni yapmalıyız ama teknoloji transferi diye onun bunun sattığına teslim olmadan kendi teknolojimizi üretmeliyiz. ABD başta olmak üzere iklim krizine sebep olan ve bu sorumluluğu almayanları kınıyorum. Burayı tüketim cehennemine çevirdiler, utanmalılar kendilerinde.