Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Ağustos ayı olağan meclis toplantısının ikinci birleşimi Başkan Cemil Tugay idaresinde gerçekleşti.

KREDİ TALEPLERİNE OY ÇOKLUĞU

İzBB’nin 700 milyon TL, İZSU’nun ise 850 milyon TL’lik kredi talepleri oyçokluğuyla komisyondan geçti.

KARŞIYAKA'DA İŞTEN ÇIKARILANLAR GÜNDEME GELDİ

Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Karşıyaka Meclis Üyesi Adem Öztürk, "Siz ilçeleri dolaşıyor, koordinasyon toplantıları yapıyorsunuz. Karşıyaka’ya da gidip toplantı yaptınız. Siz oradan çıktıktan sonra direkt bir etkinizin olduğunu düşünmek istemiyorum ama Kent Aş’de çalışan 93 işçi kapının önüne kondu.  Sizin döneminizde ilk defa işçiler taksitle maaş aldı bu büyüdü ve sonuç bu. Mevcut başkanın aldığı çıkartma kararı akla durgun bir karar. Orada müthiş insanlık dramları var. Şu anda çadır kurulmuş ve işçiler direniyor. Başkanım, tavrınızı merak ediyoruz? Bu insanlara kim kucak açacak? Bu 93 tazminatsız kapıya konan insanlar sizin mesai arkadaşınızdı. Biz ulaşmak istediğimizde herkesin telefonu kapalı. Bu arkadaşlarımız adına vicdanı noktada görevimizi yerine getirmek için meclisin acil toplanması adına dilekçe verdik" ifadelerine yer verdi.

TUGAY: “İŞTEN ÇIKARILANLARLA BENİ ALAKALANDIRMAYA ÇALIŞMAK AHLAKSIZLIK!”

Başkan Cemil Tugay açıklamasında, "Biz bütün belediyelerle yaptığımız gibi Karşıyaka’ya gittik. Yıldız Başkan burada olsaydı o da söylerdi, bürokrat arkadaşlar da şahit olabilir ama söz verme niyeti yok. Kabul ederseniz Allah şahit diyebilirim, biz o toplantıda çıkarılan işçilerle ilgili bir şey konuşmadık. Geç geldiğim ve sonrasında da acelem var diye özel görüşmemiz olmadı. Hiçbir dahili yokken siz geldiniz sonra işçiler çıkarıldı diyerek bu işin benimle ilişkilendirilmesi büyük ahlaksızlık. Ben bu arkadaşları çıkartacak olsam kendi dönemimde çıkartırdım. Hem insani hem ahlaki hem idari hem de siyasi olarak benim bununla ilgim yok. Ancak her belediye yönetiminin kendi belediyesinde bu kararları almak için idari hakka sahip. Eleştirebiliriz ancak ben şu anda kimin işten çıkartıldığını bile bilmiyorum. Burada disiplin sorunundan bahsediliyor, bunu ciddiye almak gerekir. Başka bir kurumda sorun varsa yok sayarak müdahale etmeye çalışmamız kabul edilemez. Böyle konular zaten hukuki süreç sonunda dengeye geliyor, eğer suçları yoksa zaten haklarını elde edeceklerdir. Ama bu idari bir karar ve orada bir belediye başkanımız var. Benim ona karşı saygısız tutum takınmam mümkün değildir. Zaman içinde değerlendirilir ve bize düşen bir şey varsa yaparım. Ben artık Karşıyaka’nın başkanı değilim. 1 Nisan tarihinde orada personelin geçmişe dönük alacağına bakın, küçük miktarlar vardı. Benden önceki dönemde ikramiye ve yan ödemeler maaş dışındaydı ve sallanabildiği kadar sallanıyordu. Ben göreve geldiğimde geriye dönük alacaklar vardı. Bizim dönemimizde alacak olmasın diye ikramiyeleri maaşla birlikte ödeyelim dedik. Bütçe sıkıntıları yaşandığı zaman ki neden yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bir kurumda personel gideri 5 yıl içinde 14 kat artması belediye başkanının mı eseri? O kötü tabloyu yaratanların eseridir ve bütün kurumlar etkilenmiştir. Siz bütün Türkiye’yi ayrı bir yere koyup CHP’li belediyeleri ayrı bir kere koyuyorsunuz. Pandemiyi de ekonomik krizi de hep birlikte yaşadık. Bunlar yalan ve safsatadır. Benim o insanların işten çıkartılmasıyla asla alakam yoktur, beni bununla alakalandırmaya çalışmanız büyük ayıptır" dedi.

“HİÇBİR AKP’LİYİ BOZKURT YAPARKEN GÖRMEDİM!”

MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser’in verdiği Merih Demiral’ın bozkurt yapan heykelinin dikilmesini içeren önergenin reddedilmesine ilişkin de konuşan Tugay, “O işaret ilk ne zaman kullanılmaya başlanmış” sorularını yönelterek, “ ‘Türklüğün sembolü’ diyorsunuz ya, ben şu ayrımı yapmak istiyorum. AKP’nin hareketi 4 parmak ya, seçim kampanyalarında hiçbir AKP’li bozkurt işareti yaparken görmedim. Hepimizin kabul ettiği bir işaret olsa neyse, onu demeye çalışıyorum. Türklerin tarihinde bozkurt efsanesinin olduğunu hepimiz biliyoruz ama burada şimdi bir partimize mal olmuş bir hareket var ve o hareketi yapan arkadaşımız, bir maçtan sonra böyle bir hareket yapma gereği duydu. Ona ceza verilmesinden biz de rahatsız olduk, bir tepki de gösterebiliriz ama heykel dikmek nedir? Sizler bizi ‘çok fazla heykel dikiyorsunuz’ diye şikayet ediyorsunuz ya, dikilen heykel bozkurt da değil bir futbolcunun heykelidir. Heykel dikmek şu anda bizim bu konuda yapmamız gereken şey midir? Sizin kendi partinizin el hareketini yaptığınız için bunu istiyor olabilirsiniz ama biz neden isteyelim? Ne bozkurt işaretine bir hakaretimiz var ne de tepki göstermiyor değiliz. Bana sorsanız ‘çok yanlış bir ceza’ diyebilirim ama neden heykel dikiyoruz onu anlayamadım? Dünden beri PKK’lı olmadığımız mı kaldı, gerçekten utanç verici, cevap vermekten utandığım bazı ifadelerle itham edildik. Biz bunları hak etmiyoruz, Atatürk milliyetçisi insanlarız. Kimsenin CHP’lilere bunları söyleme hakkı yoktur. Biz burada bu heykeli dikmek için bir gerekçe bulmuyoruz” dedi.

“SÖZLERİM SAMİMİDİR”

Tugay son olarak şunları kaydetti:

Memurlarla bugün imzaladık ve bir anlaşmayla sonuçlandı. Ben bu süreçte yaşadığımız bazı olumsuzluklar nedeniyle herhangi bir özel bir kötü duygu içerisinde değilim. Bunlar demokratik süreçlerdir. İnsanlar hak talep eder, biz farklı şeyler savunuruz. Ancak burası aile ortamıdır. Bu sözlerim samimidir. Uzlaştığımız için biz de mutluyuz. İnşallah önümüzdeki dönem bu şehre tüm gayretimizle hizmet ettiğimiz dönem olur, olmalıdır da. Çünkü ülkemiz gerçekten çok fazla sıkıntı ile uğraşıyor. Bizim de yapacak çok işimiz var.