GÜNDEME BAKIŞ - 11. Urla Enginar Festivali kapılarını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katılımıyla açtı. Urla Jandarma Kavşağından ve Kent Merkezinde sonlanan yürüyüşe korteji CHP İzmir Milletvekili ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, oda, birlik ve STK başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Festival halk dansları ekibinin gösterisiyle başladı. Festivalde konuşan Başkan Tugay, tarımın öneminde dair bir konuşma gerçekleştirirken mücadele devam çağrısında bulundu.
“URLA’YI TÜRKİYE’Yİ SEVİYORUZ”
Urla Belediye Başkanı Selçuk Balcı ile gurur duyduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Tugay, “Benim başkanlığım döneminde 2’nci kez düzenlenen Enginar Festivali’ne konuk olduk. Hepimiz Urla’yı çok seviyoruz diye düşünüyorum. Bu güzel ülkenin her bir köşesini ayrı ayrı çok seviyoruz. Görevimiz içerisinde olan İzmir’in değerlerine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Her bir vatandaşımızın, sahip olduğumuz bir değer olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda, üzerinde yaşadığımız her bir santimetre toprağın, denizin ve bize bunlar aracılığıyla sunulan nimetlerin bir değer olduğunu düşünüyoruz. Enginar Festivali, İzmir’de hayata geçirilen birçok festivalimizden bir tanesi. Bizler de bu organizasyonların yapılmasına yardımcı olarak bu değerlerin korunmasına katkı sağlamak istiyoruz. Urla çok şanslı, Urla’da yetişmiş bir belediye başkanı ile yönetiliyor. Selçuk, burada her yıl geliştirerek bu festivali gerçekleştiriyor; ben kendisiyle gurur duyuyorum. Genç arkadaşlarımız bu ülkeye daha çok hizmet edecekler. Onların, İzmirlilerin her zaman desteğine ihtiyacı var” diye konuştu.
“ÜLKEDE TARIM İYİYE GİTMİYOR”
Türkiye’nin tarımdaki konumu hakkında bilgi veren Tugay, “Bugün bu festival aracılığıyla verilen çok ciddi mesajlar var; ülkemizde tarım, her zamankinden daha fazla sahip çıkılması gereken bir üretim alanı. İzmir, hayvansal tarımda 2’nci en fazla üretime sahip, tarım üretiminde ise 3’üncü. Ülkede tarımın iyi gitmediğini görüyoruz. 2001-2023 yılları arasında tarımın, Türkiye’nin Gayrisafi Yurt İçi Hasılası içindeki payı yüzde 11,4’ten yüzde 6,2’ye; istihdamdaki payı ise yüzde 37,58’den yüzde 14,8’e düşmüş durumda. Bu 22 yıl içinde tarım sektörünün Gayrisafi Yurt İçi Hasıla payı yaklaşık yüzde 45,6, istihdamdaki payı ise yaklaşık yüzde 60,6 oranında azalmış. 2001 yılından bu yana yani 22 yılda Türkiye, 2,5 milyon hektar tarım alanını kaybedildi. Hepsi üzücü. Üzücü ve olumsuz şeyler karşısında başımızı kuma gömmek değil de gerçekleri görmek ve bunlar için çareler üretmek gerek. Bunları bazen yapması gereken insanlar yapmıyor, tıpkı bugün olduğu gibi. Ülkede yoksulluk, işsizlik artıyor ama daha iyiye götüren olmuyor. Böyle durumlarda milletin ülkesine sahip çıkması gerekiyor. Bu sahneyi bu yıl Urla Belediyesi, sahneyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önüne koymuşlar. Milletlerin yaptıklarıyla kendisine ışık gördüğü insanlar var; her millette yok ama büyük Türk Milleti’nin büyük bir önderi var. Öyle bir önder ki, İzmir’e âşık bir önder. Gittiği her yere adeta medeniyet, vatanseverlik, doğa sevgisi taşıyan o lider, “Çiftçi milletin efendisidir.” demişti. Çiftçimizin önünde her zaman saygıyla eğilmek zorundayız. Urla’mız, tarımda çok önemli topraklara sahip. Bundan sonraki yıllarda daha zorlu iklim şartları yaşayacağız ama bunlarla hep beraber başa çıkacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”
Tugay sözlerini siyasi mesaj vererek şöyle noktaladı: “Yaşadığımızın farkında olmalı, geleceğimizi kendimiz belirlemeliyiz. Bu güzel millet, kendi geleceğini şaşkın birilerinin ellerine bırakmamalı. Sahip olduğumuz demokrasinin, hakların değerini tıpkı çiftçimizin değerini bilir gibi sahip çıkmalıyız. Ben söz veriyorum, görevde bulunduğumuz her gün bu mücadeleye devam edeceğiz. Her ne yanlış varsa karşısında bizi bulacak. Ben inanıyorum, önümüzdeki günlerde her şey çok güzel olacak”
“YALNIZCA YEME-İÇME ALIŞKANLIKLARINDAN İBARET DEĞİLDİR”
Çiftçilere teşekkür ederek sözlerine başlayan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, “Sabahın ilk ışıklarıyla tarlalarına koşan, güneşin sıcağında, rüzgârın ortasında emeğini alın terine dönüştüren o isimsiz kahramanlar olmasa sofralarımız eksik, şehirlerimiz yoksun, yarınlarımız güvencesiz olurdu. Bu bereketli coğrafyanın dilinden anlayan üreticilerimiz, yalnızca gıda üretmekle kalmıyor; bir kültürü, bir yaşam biçimini ve direnci de yaşatıyor. Üretici demek, köklerimize sahip çıkmak; geleceğe umutla yürümek demektir. Bugün burada, Urla’nın enginarına hayat veren o emek dolu ellere alkış tutmak için toplandık. Çünkü biliyoruz ki, onların emeği olmadan bu hikâye yazılamazdı. Bu festivalin en büyük kahramanları onlar. Urla, tarih boyunca bereketli toprakları, eşsiz mutfak kültürü ve sürdürülebilir tarım anlayışıyla öne çıkmış, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir merkezdir. Aynı zamanda dünyanın en eski liman kentlerinden biri olan urla, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin buluşma noktalarından biri olmuş ve bu zenginlik mutfak kültürüne de yansımıştır. Bugün burada, doğanın bizlere sunduğu en değerli mucizelerden biri olan enginar için bir aradayız. Enginar, sağlıklı yaşamın ve ege mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olarak sofralarımıza değil, kültürümüze ve geleneklerimize de renk katmaktadır. Enginar festivali, sadece mutfaklarda değil; tarlada, sokakta, pazarda yaşanan bir şölendir. Bu festivali sadece bir karnaval olmanın ötesine taşıyoruz. Üreticilerimizin söyleşilerle sahneye taşınacağı, şeflerimizin tariflerini bir sonraki kuşaklara aktaracağı, çocuklarımıza tohumların dağıtılacağı ve hasat zamanında o ürünlerin yine onlardan alınacağı bir gelecek tasarlıyoruz. Gastronomi turizmi, yalnızca yeme-içme alışkanlıklarından ibaret değildir. Aynı zamanda bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkı sunan önemli bir güçtür. Bu anlayışla, gastrofarmurla çatısı altında; geleneksel mart dokuzu urla ot bayramı, enginar festivali, bağbozumu şenlikleri, hasat şenlikleri ve zeytin ve sanat festivali gibi beş büyük festivale ev sahipliği yapmaktayız” diye konuştu.