Gündem

TMMOB'dan orman yangınları ile ilgili 'halk sağlığı' uyarısı

İzmir  ve çevresinde haziran ayından bugüne çıkan orman yangınlarında yaklaşık 17 bin hektar alanın zarar gördüğünü belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mustafa Güleş, "Mega yangınlar olarak tanımlanan, 10 bin hektar üzeri veya aynı bölgedeki çoklu yangınların oluşturacağı yoğun duman ve hava kirliliği halk sağlığı üzerinde de etki gösterecektir" dedi.

Abone Ol

İzmir  ve çevresinde haziran ayından bugüne çıkan orman yangınlarında yaklaşık 17 bin hektar alanın zarar gördüğünü belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mustafa Güleş, "Mega yangınlar olarak tanımlanan, 10 bin hektar üzeri veya aynı bölgedeki çoklu yangınların oluşturacağı yoğun duman ve hava kirliliği halk sağlığı üzerinde de etki gösterecektir. Şayet ülkemizde mega yangınların sıklığı artarsa orman-şehir kesişiminin yakınlaştığı ve nüfusumuzun da yaşlanmakta olduğu dikkate alındığında halk sağlığını koruma da yangın yönetiminde önemli bir bileşen olacak" dedi.

Son dönemde ülke genelinde artan orman yangınları ve alınması gereken önlemlerle ilgili Türkiye Ormancılar Derneği ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, ortak basın açıklaması yaptı. Türkiye genelinde, sıcak hava dalgalarıyla beraber haziran ayından itibaren çoğunluğu başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi'nde çok sayıda orman yangını görüldüğünü belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mustafa Güleş, yanan alanlarda sadece ağaçlar ve bitki örtüsü değil, o ekosistemin ve tarım alanlarının tüm bileşenlerinin de yok olduğuna dikkat çekti.

18 SİVİL VATANDAŞ, 2 ORMAN ÇALIŞANI ÖLDÜ

Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) paylaşımlarına göre; 1 Ocak- 27 Ağustos 2024 tarihleri arasında Türkiye genelinde meydana gelen 2 bin 764 orman yangınında 20 bin 896 hektar alanın zarar gördüğünü anlatan Güleş, "Haziran ayından bugüne İzmir ve çevresinde çıkan orman yangınlarında yaklaşık olarak Selçuk'ta 604, Çeşme-Germiyan'da 319, Çeşme Delikli Koy'da 184, Bergama'da 137, Manisa Soma Deniş'te 835, Karaburun'da 311, Urla'da 550, Foça'da 300, Gaziemir-Sarnıç'ta 575, Menderes-Şaşal'da 270, Yamanlar'da 2920, Manisa-Gördes'te 5074, Yatağan'da 315, Milas'ta 278, Bozdoğan-Kavaklıdere'de 2116, Çanakkale'de 1773, Bolu-Göynük'te 5200 ile Karabük- Safranbolu olmak üzere 17 bin hektardan fazla alan yanmıştır. Bununla birlikte Diyarbakır-Mardin'deki yangınlarda 15 sivil, İzmir Çeşme Deliklikoy'daki yangında 3 sivil vatandaşımız, Bayındır ve Bergama'daki yangınlarda ise İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'nde görevli 2 orman çalışanı hayatını kaybetti" dedi.

'SEFERBERLİK BAŞLATILMASI GEREKİYOR'

Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90'nın çıkış nedeninin insan kaynaklı olduğunu kaydeden Güleş, 2024 yılında orman yangınlarının çıkış sayılarının 2023 yılına göre önemli derecede arttığını söyleyerek, "Yangınlara müdahale için özveri ile çalışılsa da yangın sayıları, zarar gören alanlar göz önünde bulundurulduğunda yangın öncesi hazırlığın yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Yangın riskini ve olası zararları azaltmak ve afet yönetim süreçlerini doğru bir şekilde tanımlamak için ilgili tüm kurumların iş birliği ile iklim değişikliği senaryoları da göz önünde bulundurularak yangın eylem planları hazırlanmalı, yeterli araç, gereç ve personel bulundurulmalı. Orman içi verilen izinlerin kapsamları daraltılmalı, koşul ve standartları net olarak belirlenmeli ve etkin denetimi sağlanmalı. Bunlara ilave olarak orman içi ve bitişiği alanlarda bu alanlara çöp ve atık bırakılmasının önlenmesinde, enerji nakil hatlarının yangına özel bakımlarının planlamasında, sanayi tesisleri ve karayollarında koruma bandının belirlenmesinde vb. önlemlerin geliştirilmesinde kağıt üzerinde kalan kararların ötesine geçerek özel sektör, yerel yönetimler ve kamuoyu ile sorumluluk gerektiği şekilde paylaşılmalı. Ülkemiz için en yıkıcı afetlerinden biri olan depremde olduğu gibi orman yangınları için de toplumun acilen bilgi ve eğitim ile yangına dirençli topluluklara dönüştürülmesi, bu toplu değişimin sağlanması için bir seferberlik başlatılması gerekiyor" diye konuştu.

'DAHA ETKİN TEBBİRLER ALMAYA DEVAM EDİYORUZ'

Yanan alanların miktarı ve yanık orman alanlarında yapılacak çalışmaların şeffaf şekilde Acil Eylem Planları hazırlanarak ve kamuoyu ile paylaşılmasını öneren Güleş, su toplama havzalarındaki orman yangınlarının, su kaynaklarının kirlenmesine yol açtığını hatırlattı. Güleş, "Mega yangınlar olarak tanımlanan, 10 bin hektar üzeri veya aynı bölgedeki çoklu yangınların oluşturacağı yoğun duman ve hava kirliliği halk sağlığı üzerinde de etki gösterecektir. Şayet ülkemizde mega yangınların sıklığı artarsa orman-şehir kesişiminin yakınlaştığı ve nüfusumuzun da yaşlanmakta olduğu dikkate alındığında halk sağlığını koruma da yangın yönetiminde önemli bir bileşen olacak. Biyolojik çeşitliliği ve ekosistem hizmetleri ile yaşam kaynağımız olan ormanlarımızı korumak için tüm halkımızı ormanlara sahip çıkmaya, orman yangınları başta olmak üzere ormanlara zarar verecek tüm tehditlere karşı sorumluları daha etkin tedbirler almaya davet ediyoruz" dedi. Güleş, son olarak insansız hava araçları kullanılarak yangının çıkması muhtemel yerlerde önlemlerin arttırılabileceğini belirtip, yapay zekanın desteğiyle bu alanların belirlenebileceğini kaydetti.

'YANICI MADDENİN AZALTILMASI LAZIM'

Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Özkan da yangınla mücadelenin birlikte yapılması gerektiğini belirterek, "Önemli olan yangın öncesi yapılması gereken işlerdir. Yanıcı maddenin azaltılması lazım. Enerji nakil hatlarının altındaki kurumuş otlar ve çalılar da yangına neden oluyor. Ot yangını, anında ormana sirayet ediyor. Enerji nakil hatlarının altının bakımının yapılması alınması gereken ciddi önlemlerden biridir. Yangını önlemek kadar büyümeden söndürülmesini sağlamak önemlidir" diye konuştu. (DHA)