Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Tunç Soyer, Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde CHP'li İlçe Başkanlarına 4,5 yıl sunumu gerçekleştirdi. CHP İzmir İl Başkanlığı'nın düzenlediği sunumun açılışını yapan İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "Bizim örgütümüzden başka dayanacak gücümüz yok, havuz medyamız, yandaş kanallarımız yok. Yaptıklarımızı anlatacak tek gücümüz örgütümüz ve yerel basın. Tek güç bunların dışında burada yer alan örgütümüz. Her iş yerine girip sosyal belediyeciliği anlatacak olan örgütümüz. Güzel işleri yapmak ve anlatmak bizim işimiz. Bizimkiler başta Tunç Başkan olmak üzere hizmet sevdalısı ilçe belediye başkanlarım. Sosyal belediyeciliğin ne olduğunu halkımıza gösteren başkanlarımız, bizimkiler. Biz CHP'liler belediye başkanlarımızın neler yaptığını biliyoruz ama hatırlayalım ki eksiksiz anlatabilelim" dedi.
"TUNÇ BAŞKAN SÜTÜ ÇOCUĞA VERME PEŞİNDE"
Aslanoğlu, CHP'li belediyelerin yaptıklarını hatırlatarak, "Tarımı kalkındırmaya yönelik çalışmalarıyla biliyoruz, Tunç Başkan İzmir tarımını güçlendirmek ve ürün satışını desteklemek için birçok adım attı. Tarım emekçisinin uğradığı zararı, adaletsizliği ortadan kaldırmak, İzmir ekonomisine güç kazandırmak için başka bir tarım mümkün dedi. İzBB çiftçinin köyünde üretebilmesinin yolunun açılmasının peşinde. Bu ülkeyi özkaynaklarıyla doyurmanın peşinde. 2,3 milyar dolarlık buğday ithalatı peşindeyken onlar, Tunç Başkan üretici kooperatiflerinden aldığı sütü dar gelirli çocuğa vermenin peşinde" ifadelerini kullandı.
"BIRAKSAK ALSANCAK LİMANINA AVM YAPACAKLAR"
"İzmir'de STK, meslek odalarıyla düzenli toplantılar yapıtılar" diyen Aslanoğlu, "Bizimkiler demokrasiyi iliklerimize kadar hissettiriyor, onlar otokrasi peşinde. İzBB yoksulluk ve eşitsizliği azaltmanın peşinde. Pandemide uzaktan eğitim eşit şekilde sürsün diye evinde internet ve bilgisayarı olmayan öğrencilerimizin için İzBB seferber oldu. Kovid salgınında personelimizin yaptıklarını hatırladınız mı? Onlar son lokmayı vatandaşın elinden almanın derdinde, neymiş asgari ücret 1 kez belirlensin... Bizimkiler doğanın peşinde, bu fırsatçılara kalsa her yer AVM olacak. Bıraksak Alsancak Limanına AVM yapacaklar. Beton sevici bunlar" diye konuştu.
SOYER: "ADAY ADAYLIĞI KENDİ TERCİHLERİ"
İzBB Başkanı Tunç Soyer, belediye bürokratları ve danışmanlarının 2024 yılında gerçekleştirilecek yerel seçimler için belediye başkan aday adaylığı başvurusunda bulunmasına ilişkin, "Bazı bürokrat arkadaşlarım ve danışmanlarım adaylık için başvuruda bulundular. Ben hiçbirine telkinde bulunmadım, kişisel tercihleridir" dedi.
Soyer'in 4,5 yıllık hizmet sunumunda öne çıkan başlıklar şöyle:
“29 Ekim 2023’te iktidarın büyük bir kibirle Vahdettin Köşkü’nde, halkımızın ise tarihe geçen bir coşkuyla 81 vilayetin sokakları ve meydanlarında büyük bir coşkuyla kucakladığı ikinci yüzyılımız… 6 Şubat’ta henüz gün doğmamışken 11 vilayeti yerle bir eden büyük bir afet. Hala bitmeyen ve asla bitmeyecek derin acılarımız… Birkaç hafta önce yaşadığımız, İzmir tarihinde bilinen en büyük deniz taşkını… Pandeminin pençesinden henüz kurtulmuş ve fakat ekonomik krizle boğuşan tarumar edilmiş bir halk… Çökmüş bir ekonomi, ruhen, siyaseten ve fiziken birbirinden koparılmış bir toplum… Kadınlar başta olmak üzere birbirimize yönelttiğimiz ve her gün daha da artan şiddet… Gazze’de, Filistin’de ve Ukrayna’da büyüyen savaşlar, ülkemizi saran ateş çemberi…
"YAŞANAN HAZİM DURUM İKTİDAR DÜŞKÜNÜ HIRSININ SONUCUDUR"
Sizlere çizdiğim bu çerçeve bir romandan alıntı değil. Bu, içinden geçtiğimiz son bir yılın özeti. Yaşadığımız bu hazin durum, hiç şüphesiz ki bir grup iktidar sahibinin ve iktidar düşkününün gözü dönmüş hırsının sonucudur. Zaten gezegenimiz iklim krizi nedeniyle ölmekteyken, çağımızın bu en büyük sorununu düşünmek şöyle dursun kendi vatanını, halkını, şehrini ve hatta yuvasını düşünemeyecek kadar yozlaşmış bir avuç erk sahibinin eseridir.
"DİPSİZ KUYUDAN ÇIKARACK GÜCÜZ"
Bu ahval ve şerait içinde yaklaşık üç ay sonra bir tarihi seçime daha gidiyoruz. Maalesef o erk sahipleri; pervasız, bencil ve kifayetsiz muhteris halleriyle bu memleketi bir kere daha ateşe sürüklemek için canla başla çalışıyorla . Ekonominin, siyasetin ve toplumsal yapımızın bu denli dibe sürüklendiği bir dönemde bunu yapmaya hiç hakları yok. Biliyorum ki yuvamız, çatımız ve kökümüz, Cumhuriyet Halk Partimiz bu hazin tabloyu değiştirmeye muktedirdir. Bizler, Cumhuriyetimizin kalesi olan İzmir’in temsilcileri, ülkemizi içine düştüğü bu dipsiz kuyudan çıkarabilecek çok büyük ve önemli bir gücüz.
"YURTTA SULH CİHANDA SULH"
Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı olarak görev yaptığım beş yıl boyunca yalnızca CHP’nin, Cumhuriyetin değerlerine inanmakla yetinmedim. Aynı zamanda bu değerleri geliştirmek için çok sayıda icraat yaptık. Çünkü devrimler yapılınca bitmiyor. Onların yaşaması için daima canlı kalmaları, yenilenmeleri ve çağın gereklerine göre güçlendirilmeleri lazım. Yüz yaşındaki Cumhuriyetimiz bizler için birçok anlam taşıyor. Cumhuriyet, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletimize ait olması demek. Cumhuriyetimiz, kadınların özgürleşmesi, kadın ve erkeğin eşit olması demek. Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlığımız demek. Ve son olarak Cumhuriyet, bizler için laiklik demek. Hakimiyet kayıtsız şartsız millete aittir diyoruz... Yurtta sulh cihanda sulh diyoruz…
"SANDIĞA GİTMEKLE OLMUYOR"
Fakat bunlar yalnızca beş yılda bir sandığa gitmekle olmuyor. Milletin koşulsuz hakimiyeti ve barış, ancak yaşamın her anına sirayet etmiş bir demokrasiyle mümkün olabilir. Yaklaşık beş yıldır İzmir’i bu ilke ve ruhla yönetiyor, İzmirlilerin karar mekanizmalarına doğrudan katılabilmeleri için somut araçlar ve imkanlar yaratıyoruz. Bu imkanlar sadece oy verme hakkına sahip hemşerilerimizi değil, sandıkta söz hakkı olmayan çocukları, gençleri ve doğayı da kapsıyor. Çünkü demokrasi sadece sesi çok çıkanlara değil, herkese aittir. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. İzmir’in Çocuk Belediyesi’ni ve Gençlik Belediyesi’ni işte bu nedenle kurduk. İşte bu yüzden Kent Konseyimiz ve içindeki meclisler bizim yol göstericimiz. İzmir’in her bir muhtarı bu nedenle benim ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli rehberleridir.
"İKTİSAT KONGRESİNİ YAPTIK"
Bu yüzden bugün burada hep birlikteyiz, beraberce düşünüyor ve geleceğe yön veriyoruz. Cumhuriyet uygarlığımızın ana taşıyıcılarından biri kadınlardır. Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitliğe toplumsal iş bölümünün her alanında ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü kadınların eşit olmadığı sistemler er yada geç çökmeye, kadınların haklarını gözetmeyen toplumlar ise eninde sonunda dağılmaya mahkum. Biz İzmir’in kadınlarının önündeki tüm engelleri kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Onların haklı eşitlik talebinin üzerine titriyoruz. Bunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye’de en yüksek oranda gerçekleştiren belediye olmanın gururunu yaşıyoruz. Cumhuriyet bizim için aynı zamanda bir iktisadi bağımsızlık seferberliğidir. Mustafa Kemal Atatürk kuruluşumuza, yani iktisadi bağımsızlığa giden yolu İzmir’de, İktisat Kongresi’nde ülkenin her bölgesinden gelen çiftçiler, işçiler, sanayici ve tüccarlarla birlikte belirledi. Geçtiğimiz Mart ayında Cumhuriyetin iktisadi ayağını oluşturan bu mirasa sahip çıkmanın gururunu yaşadık. Sekiz ay süren uzun bir hazırlık sürecinin ardından 15-21 Mart’ta İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde bir araya geldik.
"İZMİR'İ DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK"
Bir Fuarlar kenti olan İzmir’in bu vizyonunu beş yılda fersah fersah ileriye taşıdık. On bir uluslararası iktisat fuarını üç katına çıkardık. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz… Gelecek beklenmez, inşa edilir. Cumhuriyetimizin kurucusu bize diyor ki “Her fabrika bir kaledir” Biz bu sözden yola çıkarak dört yılda dört fabrika kurduk… Bayındır Süt Fabrikası, Şaşal Su Fabrikası, Geri Dönüşüm Fabrikası ve Ödemiş Et Entegre Tesisi. Köylerde de zeytinyağı fabrikaları kurmaya devam ediyoruz. Cumhuriyet bize diyor ki “Bu ülkeyi demir ağlarla öreceğiz”. Biz de İzmir’i beş yılda demir ağlarla ördük.
"VAAT ETTİĞİMİZ GÜN BUCA METROSUNU BİTİRECEĞİZ"
Bu şehirde ne zaman üç metro hattı aynı anda inşa edildi? Narlıdere Metrosunu yüzde 12 seviyesinde aldık. Finansmanını bulduk. İmzaları atsınlar diye saray erkanıyla mücadele ettik. Ve tamamladık. Şubat’ta açıyoruz. Çiğli Tramvayını sıfırdan başlattık. Temelini attık. Finansmanını bulduk. Ve tamamladık. Onu da Şubat’ta açıyoruz. Buca Metrosunu ise tüm engellere, atılmayan imzalara, açılan davalara, yaratılan spekülasyonlara ve ekonomik krize rağmen Buca’ya getirdik. Temelini attık ve dün itibarıyla dev köstebek TBM’leri toprağın altına indirdik. Vaat ettiğimiz günde, vaat ettiğimiz biçimde, önümüzdeki dönemin ortalarında Buca Metrosunu da açacağız.
"BURASI SOYER'İN BAŞKANI OLDUĞU İZMİR"
Bu anlattıklarım Avrupa’da dört başı mamur bir şehirde yaşanmadı. Burası Tunç Soyer’in başkanı olduğu İzmir. Burası, bizim şehrimiz. Burası, İzmir. Burada aklına ve vicdanına güvendiğim tüm Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarıma sesleniyorum. Biz pandemiye, iki büyük depreme, yangınlara, sellere, tsunamiye ve hatta denizin taşmasına rağmen asla mazeret üretmedik. Daima icraat ürettik. Her geçen gün çirkinleşen, sertleşen acımasız bir iktidarın karşısında dimdik durduk. Ekonomik krizin bileğini büktük. Demokrasi mücadelesinde daima en önde yürüdük. Zehirli gemileri evine gönderdik. Buca’nın kalbinde eski cezaevi alanının Bucalı nefes alsın diye yeşil alan olmasını sağladık. Çeşme’yi katledecek bir rant projesini durdurduk. Kentin rantını yemeye çalışan hiç kimseye izin vermedik. Her şeye rağmen sosyal yardımları beş kat artırdık. 30 Ekim depreminden sonra çadırda kalan her bir İzmirliye sadece bir ay içinde sıcak bir yuva bulduk. İzmir’de bir daha kimsenin yüreğine sevdiğinin acısı düşmesin diye her şeyden önce güvenli yaşam dedik.
"TEK BİR İZMİRLİNİN AHINI ALMADIK"
Başlattığımız kentsel dönüşüm seferberliği ile depreme dirençli ve güvenli bir yapı stoğunu odağımıza aldık. İzmir’in 30 ilçesine yayılan bu hareketle şehrimizdeki binlerce yapının deprem karnesini çıkardık. Tek bir İzmirli’nin ahını almadık. Onların rızasını alarak 6 bölgede toplam 248 hektar alanda kentsel dönüşüm çalışmalarımızı kooperatifçilik modeliyle buluşturduk. Meslek Fabrikası birimimizin çalışmalarıyla 36 kurs merkezinde, 224 farklı branşta binlerce kişiye ücretsiz mesleki ve teknik kurslar verdik. Ekmeği aslanın ağzından aldık, emekçiye teslim ettik. Şehrimizi temiz enerjinin başkenti haline getirdik. Eylem planlarımızla 377 şehir arasından Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na seçildik. Yeşil alanları beş senede yüzde 60 artırdık. Sokak toplayıcılarını istihdam edebilen ve bunu kamu kaynaklarını kullanmadan yapan ilk belediye oldu. İzmir tarihinde yapılmış yağmur suyu kanalını 4 yılda yüzde 5o artırdık. 642 kilometrede aldık, 945 kilometreye çıkardık.
"KOKU EN BÜYÜK SORUNDU"
Göreve geldiğimde koku bu şehrin en büyük sorunuydu. Bunu asla bitiremezsin dediler. Tamamen ortadan kaldırdık. Çökmüş, çürümüş bir altyapı devraldık. 3090 kilometre içme suyu hattı döşedik. 1500 kilometre kanalizasyon hattı yaptık. Bozulmuş, perişan, bakımsız bir arıtma tesisi devraldık. Arıtma tesisinin bozuk olan üç fazını sıfır kilometre ayarlarına taşıdık. 10 yıldır yapılamayan dördüncü fazın temelini attık ve bugün itibarıyla inşaatı yarıladık. Kemeraltında elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. 100 yıldır dokunulmayan, sürekli halının altına süpürülen alt yapı sorunlarını çözmeye karar verdik, sokakların altına yer altı nehirleri yaptık, ilk iki etabı yılbaşına tamamlıyoruz.
"YENİ YILI KEMERALTI'NDA KARŞILAYALIM"
Yeni yılı Kemeraltında karşılamaya hepinizi davet ediyorum. zmir Tarımı Programı’yla kuraklığa ve yoksulluğa savaş açtık. Başka Bir Tarım Mümkün dedik. Küçük üreticimize alım garantisi verdik. Aldığımız ürünleri “İzmirli” markamızla dünyaya ihraç ettik. Şehrimizin bereketine, üreticimizin alın terine, geleceğimize sahip çıktık. Refahı ve adaleti büyüttük. Küçük üreticimiz doğduğu yerde doyabilsin diye her fırsatta kooperatifçiliği destekledik. Bu yolda önümüze taş koyanlar olsa da, üretenin örgütlü gücünü hiç kimsenin yenemeyeceğini gösterdik. Kadınıyla çocuğuyla, genci ve yaşlısıyla 4 buçuk milyon İzmirli’nin hepsini kucakladık. Çalmadık kapı, gidilmedik mahalle, sokak, yol bırakmadık. İzmir’i bir dünya kenti yapacağız demiştim. Bugün Lonely Planet’te dünyada ziyaret edilmesi gereken 10 şehir arasına girdik. İzmir’e direkt uçuşlar iki kat arttı. Kurvaziyerler yeniden limanımıza gelmeye başladı. Şehrimize gelen turist sayısı tarihin rekorunu kırdı. Bir buçuk milyondayken aldık, pandemiye rağmen bugün neredeyse üç milyona çıkardık.
"AVRUPA KONSEYİ BÖLGELER MECLİSİ BAŞKANI OLDUM"
Avrupa Konseyi'nin bölgeler Meclisi Başkanı artık İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Böylece hem tabi olmak zorunda kaldığımız mevzuata müdahale gücünü sağladık, hem de fon ve hibe kaynaklarından daha çok yararlanmanın anahtarını elimize almış olduk. Avrupa Ödülünü tarihte ilk defa İzmir’e getirdik. Tüm bunlar ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? İzmir, Türkiye’nin yeni parlayan yıldızı, herkesin gıpta ettiği, mutlaka gelip görmek istediği, mümkünse hayatının geri kalanını geçirmek istediği bir kent oldu.
"144 VAADİMİ TAMAMLADIM"
Beni bu makama taşıyan ve yüzde 58’lik bir oyla seçilmemi sağlayan seçim beyannamemde 165 proje vaat etmişim. Seçim vaatlerini bu kadar şeffaf bir şekilde masaya yatıran ikinci bir belediye başkanı yok. Bu kitapçıkta paralı trollerin ve bazı hizipçilerin yarattığı algılar yok Burada sadece olgular ve gerçekler var. 165 vaadim olmuş, 144’ünü tamamlamışız. 14’ünü kısmen tamamlamışız. Yedisini de büyük oranda hükümetin taş koyması nedeniyle yapamamışız. Buna karşılık 15 ilave projeye başlamışız ve tamamlamışız. Siyaset bir bayrak yarışıdır. Siyaset bir ekip işidir. Siyaset kişilerin değil, değerlerin ve hedeflerin yarıştığı bir meydandır. Siyasetin yegane sathı sine-i millettir. Onu kapalı kapıların ardından, menfaat çetelerinin ve popülizmin elinden kurtaracak tek bir güç var. O da biziz. Cumhuriyet Halk Partimiz.
"YOLDAŞLARIMA GÜVENİYORUM"
Bu zorlu yolda ben en çok siz yoldaşlarıma güveniyorum. Bu ülkede içinde güvenle yaşanan şehirleri ancak biz inşa edebiliriz. Refahın büyümesini ve adil paylaşımını ancak biz sağlayabiliriz. Demokrasiyi yerelde ve tüm Türkiye’de en güçlü şekilde bizler yüceltebiliriz. Gençlere, şiddet gören kadınlara, engellilere ve toplumun tüm dezavantajlı kesimlerine ancak biz sahip çıkabilir ve hiç kimseyi geride bırakmadan sosyal gelişimi sadece biz var edebiliriz. Doğayla uyumu, geçmişten öğrenmeyi ve geleceğin inşasını ancak biz sağlayabiliriz. İnanın bana… Tüm bunları yapmaya yalnızca Cumhuriyet Halk Partimiz muktedirdir. Yeter ki biz ona ve birbirimize sahip çıkalım. Bu ülkede bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok bizi birleştiren değerlerimiz var. Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi işte bu değerleri korumaktır. Onları hiçbir taviz vermeden yaşatmaktır. Bunu hep birlikte, el ele, omuz omuza, büyük bir coşku ve kararlılıkla başaracağız. Üstelik bu büyük ihtiyaç, tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi bugün de çok namüsait bir mahiyette ortaya çıkmış olabilir. Bizlerin kutuplaşmasından medet umanlar olabilir Bunların hiçbiri bizi yıldıramaz. Hiç kimse bizi yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi yolculuğundan geri döndüremez. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılının ve önümüzdeki yerel seçimlerin bu uğurda tarihi bir mihenk taşı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. İyi ki varsınız, iyi ki birlikte bu yolu yürüyoruz. Daima Cumhuriyet Daima İzmir!”