YEREL POLİTİKA

Saadet Partili Erduran'dan yerel seçim değerlendirmesi: Reytingimiz arttı!

Saadet Partili Mustafa Erduran yerel seçimlere yönelik açıklamalarda bulunarak, geçmiş yıllara göre reytingi artmış bir Saadet Partisi olduğunu kaydetti. Erduran, İzmir'de CHP için birçok ilçenin bıçak sırtı olduğunu dile getirerek, "İzmir CHP'nin değil, İzmirlilerin kalesi" ifadelerini kullandı.

Abone Ol

Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Saadet Partisi İzmir İl Başkanı iken istifa ederek belediye başkan aday adayı olan Mustafa Erduran, yerel seçime ilişkin çalışmaları anlatarak, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İzmir genelinde Saadet Partisi'nin oyunun arttığını dile getiren Erduran, İzmir'de birçok ilçenin CHP açıcından bıçak sırtı olduğunu aktardı.  

"SEÇİM İŞLERİ KOMİSYONUMUZ ÇALIŞIYOR"

Erduran partisinin aday belirleme çalışmalarının ince eleyip sık dokuyarak devam ettiğini dile getirdi ve "Bizim 7 kişiden oluşan Seçim İşleri Komisyonumuz var. 30 ilçemizi 7 arkadaşımıza dağıttık, onlar altyapı çalışması yaptı. Her ilçe için ayrı bir komisyon kurdular. Bazı ilçelerimizde teşkilatlarımız ilçe başkanlarının aday olmasını arzu ediyor. İlçe başkanlarımız kıymetlidir ancak bu dönem için hedefimiz partimizin ilçelerde ve merkezde oylarını artırmak. Dolayısıyla bizim kriterlerimize uygun kim varsa, Saadet Partili olması şart değil yeter ki ahlakı düzgün olsun, toplumda sevilen biri olsun. Toplumda aleyhinde  konuşulmayan biri olsun. Bize karşı da bir sıcaklığı varsa, oturalım konuşalım ve bu kişilerle oylarımızı artıralım. Kazanmak için birlikte çalışalım" dedi. 

"HEM TEŞKİLAT İÇİNDEN HEM DE DIŞINDAN ADAYLARIMIZ VAR"

İzmir'de Büyükşehir ve 30 ilçede aday çıkartacaklarını aktaran Erduran, "Ekiplerimiz çok çalıştı, dışarıdan ve teşkilatımızın içinden isimlerimiz var. AK Parti ve CHP, Büyükşehir adaylarını açıkladıktan sonra, biz de bu isimlere teklif götürüp, kamuoyuna açıklamamızı yapacağız. Karşıyaka'da çok güzel bir adayımız var, kendisi beyin cerrahı Ozan Ganiüsmen. Kendisi göçmen asıllı, Karşıyaka'da sevilen bir isim" açıklamasında bulundu. 

"İZMİR CHP'NİN DEĞİL İZMİRLİLERİN KALESİ"

CHP'de işleyen yerel seçim sürecine ilişkin soruları yanıtlayan Erduran, "CHP değişim süreci yaşadı, Genel Merkezde bu süreç yürüdüğü gibi il ve ilçe teşkilatlarında da yürüyor. Burada bir sendeleme var, biz onu görüyoruz. Tabiri caizse bir eski ekip vardı, şimdi oluşmaya çalışan yeni bir ekip var. Bunun bocalamasıyla birlikte İzmir gibi bir metropolde daha aday belirlenemedi. Onların tabiriyle İzmir CHP'nin kalesi ama bizim tabirimizle İzmir, İzmirlilerin kalesi. İzmir gerektiği zaman emanet verdiği oyları bir partiden alır başka bir partiye verir. Bu geçmişte de yaşandı. Burhan Özfatura İzmir'de 2 dönem belediye başkanlığı yaptı. İzmir, çalışmalardan memnun olmazsa emanet verdiği oyları geri almasını da bilir. CHP'nin de bu hassasiyeti gördüğünü ve bu sebeple aday açıklamakta temkinli davrandığını düşünüyoruz. Yoksa kaleleri gibi gördükleri İzmir'de Büyükşehir'i çoktan açıklanması gerekiyordu" ifadelerini kullandı. 

"CHP'DEN TEKLİF GELİRSE KÜÇÜK İTTİFAKLAR DEĞERLENDİRİLİR"

CHP'den teklif gelmesi halinde lokal olarak ittifakın değerlendirilebileceğini anlatan Erduran, "Bizim Büyükşehir dahil 30 ilçemizde adaylarımız olacak. Seçim süreci bazen sizi ittifaklara sürükleyebiliyor. Bazen kazan - kazandır sistemiyle de yarışa girilebiliyor ki; bunu AK Parti yapıyor. AK Parti İzmir'de belli ilçelerde aday çıkartmayacak ve MHP'ye kontenjanlar verecek, onun adaylarını destekleyecek. Rakamlara bakıldığında İzmir'deki bazı ilçelerin bıçak sırtı olduğu görülüyor. Bu manada CHP'den beraber çalışalım diye bir teklif gelirse; çok küçük, lokal olarak ittifaklar olabilir. Olacak demiyorum, sadece bir teklif gelirse düşünür, masaya yatırırız. Hem İzmir'in kaderi önemli hem de siyasi partilerin" diye konuştu. 

"CHP İL BAŞKANI TELEFONLARI AÇMIYOR!"

"Genel seçimlere girerken ittifak halinde olduğunuz il başkanları ile görüşüp, İzmir'e ve yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapıyor musunuz, dirsek temasınız var mı" sorusunu yanıtlayan Erduran, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun telefonları açmadığını kaydederek, "CHP İl Başkanı hariç diğer il başkanlarımızla bir araya geliyoruz. Kendisi telefonlarımızı açmıyor" dedi. 

"TEŞİKLATIMIZ ADAYLIĞIMI ARZU EDİYOR"

Teşkilatımız benim aday olmamı arzu ediyor. Elbette benim için teşkilatımızın gönlünden Büyükşehir de geçiyor. Kazanabilecek bir ilçe de geçiyor. Ancak benim gözümde partimizin daha fazla oy alması var. Eğer bir yerde birisi benden daha fazla oy alacaksa ben ondan tarafım. Hiç kimse bu gömleği giymeyecek olursa da biz bu gömleği giymeye hazırız. Biz gerekli zamanda istifamızı verdik.

"REYTİNGİ YÜKSEK BİR SAADET PARTİSİ VAR"

Saha çalışmalarımızda, halkın arasında daha önceden başka siyasi partilere oy vermiş insanların bir kısmı tepkiden kaynaklı, bir kısmı da duruşumuzdan kaynaklı bize oy vereceğini ifade ediyor. Bu dönem geçmiş yıllara göre çok daha fazla reytingi yüksek bir Saadet Partisi bizleri bekliyor.

"MİMAR VE MÜHENDİSLERDEN OLUŞAN EKİP KURDUK"

Biz İzmir için mimar ve mühendislerden oluşan bir ekip oluşturduk. Bu ekip İzmir'in kronikleşmiş sorunları, bu sorunların çözümü ve İzmir'in ihtiyaçları noktasında çalışmalar yapıyor, projeler üretiyorlar.

"RANTSAL DÖNÜŞÜM MÜ YERİNDE DÖNÜŞÜM MÜ?"

Örneğin kentsel dönüşüm ve imar başlığımız var. Bu herkesin malumu. Merkeze baktığınızda bile Eşrefpaşa, Kadifekale, Çimentepe, Toros, Gürçeşme'de, Bayraklı'nın üst taraflarında, Karabağlar'ın belli bölgelerinde ciddi kentsel dönüşüm ihtiyacı var. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm mü olacak yoksa yerinde dönüşüm mü olacak, asıl mesele bu. Her siyasi parti 'yerinde dönüşüm' demeye başladı. Demek ki, bugüne kadar kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm olmuş. Türkiye'de böyle çalışılmış, halktan gelen tepkilerin ardında adına kentsel, yerinde dönüşüm denmiş.

"KAHVEDEKİLER BENİ AYAKTA ALKIŞLADI"

Saha çalışması yaparken bir mahallenin muhtarı bana, 'en önemli temel sorunumuzu ve bunun çözümünü bilirseniz benim oyum size' dedi. Ben de 'yangın çıksa bu sokaklara itfaiye aracı giremez, hastanız olsa ambulans giremez, buraya kentsel dönüşüm ve imar lazım' dedim. Bunun çözümü olarak da, 'İmara açıldığı zaman rant oluşacak, değeri 1 lira olan yer 10 lira olacak. Buradan doğacak olan rant yerleşik halkın mı rantiyenin mi olacak' dedim. Bunun kararının verildiği gün imarın da verileceğini söyledim ve kahve beni ayakta alkışladı.

"TRAFİK SORUNU İÇİN ADIM ATILMADI"

İzmir'in kronik sorunu olan trafik sorununa ilişkin atılan bir adım görmedik. Biz eksikleri söylemekle mükellefiz. Biz birçok tavsiyede bulunduk, belli noktalara battı çıktı yapılması gerektiğini, ışıkların ortadan kalkması gerektiğini, ışıkların yolları kestiğini dile getirdik. Farklı kavşak ve farklı çevreyolları ile de bunları destekler ve trafik keşmekeşini çözersiniz. Bayraklı'da yeni yapılan gökdelenler var. Bu binalar kapsamında yeni yerleşen 30 - 40 bin ofis var. Bu ofislerin her birinde 3'er araç olsa, yeni 100 bin araç yapar. Bu araçlar için hangi alternatif yolları ortaya koydunuz, yok! Bu araçların girişini nereden sağlayacaksınız, tahliyesini nereden yapacaksınız, ortada çalışma yok. Altyapı hazırlanmadı.

"İZMİR'DE ALTYAPISI YAPILMADAN ÜST YAPI YAPILIYOR"

Maalesef İzmir'de bir şeyler önce yapılıp, ardından altyapı çalışmaları yapılmaya çalışılıyor. Şehir Hastanesi yapıldı. Balçova'dan kalkıp Şehir Hastanesi'ne nasıl gidecek vatandaş! Önce ulaşımını yapın, ulaşımını kolaylaştırın, sonra Şehir Hastanesi'ni İzmir'e kazandırın. İstanbul ve Ankara'da böyle olmuyor, önce projenin altyapı yatırımı yapılıyor, sonra proje hayata geçiyor. İzmir'de ters bir işleyiş şekli var. Bu hem merkezi hükümetten hem de yerel yönetimlerden kaynaklı.

"KUTUPLAŞMADAN SEÇİMLERE GİTMELİYİZ"

Türkiye'de ciddi manada kutuplaşan bir yapı var. Bu kutuplaşmadan uzak durmak lazım. Bir futbol takımını sahaya sürüp, onun kazanmasını arzu etmiyoruz burada. Bir hizmet yarışı var. A ya da B partisi değil, oy verecek olduğumuz kişinin o işe ne kadar layık olduğu, ne kadar liyakatli olduğuna bakmak lazım. Kutuplaşmaya sebebiyet vermeden, barış ve huzur içinde, en önemlisi de dinleyerek, hoşgörü içinde seçim geçirmek lazım. Maalesef 20 yıllık süre içinde bu toplum birbirini dinleme ve anlama kültürünü kaybetti. Çünkü kutuplaştırıldı. Adeta bir tarafı siyah, bir tarafı beyaz yaptılar. Bu toplumda birbirinde farklı 7 - 8 tane renk var halbuki ve bu renklerin derdi de, sevdası da aynı. Sevda da ve dertte birleşmek istiyorsak, bir araya gelip konuşmamız lazım. konuşamayan bir Türkiye var. Konuşmadan anlaşamayız, aramıza örülen önyargı duvarını yıkmalıyız. Seçimlere de böyle gitmeliyiz. Aksi halde istemediğimiz seçim sonuçları gerçekleşir, bugün yaşadığımız sorunların belki de daha kötülerini yaşamak zorunda kalırız. Birbirimizi dinleyelim, o zaman muhakkak anlaşacağız.

"KEMALPAŞA'DA 1 LİRA BORÇLANMADAN ALTYAPIYI YAPTIK"

İzmir bugüne kadar sadece Kemalpaşa İlçesi'nde bize şans verdi. Refah Partisi döneminde rahmetli Mehmet Ali Özdoğru Bey 2 dönem belediye başkanlığı yaptı. Bu süreçte 1 lira borçlanmadı, kasasında milyonlarca lira bırakarak, belediyeyi AK Parti'ye devretti. Ancak AK Parti ve CHP belediyeleri, Kemalpaşa İlçemizi borçlandırdı ve Mehmet Ali Bey'in yapmış olduğu hizmetlerin hiçbirini de yapamadılar. Mehmet Ali Bey 10 yıl içinde Kemalpaşa'nın her türlü altyapı sorununu gidermişti.

"BİZDE LİYAKAT VE HOŞGÖRÜ ESASTIR"

Bizim anlayışımızda makam ve mevki verildiğinde o mesuliyettir. Rahmetli Erbakan Hocamız, ilk başbakan olduğunda, ilk Bakanlar Kurulu toplantısında 'Hepiniz evinize gidip rahat rahat uyuyun ancak Sacit Gün Bey siz hariç' diyor. Sacit Bey de, 'Sayın Başbakanım arkadaşlar da Bakan, ben de Bakanım. Benim günahım, ben neden rahat uyumayayım' diyor soruyor. Rahmetli Erbakan ise, 'Sen fakir fukara fonundan sorumlu Bakansın. Bu gece 1 Allah'ın kulu aç yatarsa, Allah'a hesabını veremezsin' diyor. Bakanımız da gece gündüz çalıştı ve fakir fukarayı açıkta, aç bırakmadı. Bizim anlayışımız böyle. Bize görev verilirse ve bizim belediye başkanlığımızda 1 Allah'ın kulu aç yatarsa hesabını Allah sorar. Biz bu korku ve bu anlayışla iş yaparız. Biz de maneviyatçılık ilk esastır. Burada atacağımız 1 adımın diğer tarafta getireceği mesuliyetten korkan insanlarız. Bizde liyakat, hoşgörü esastır. Belediye Başkanlığı yapıyorsa müdürlüklerimizde Saadet Partili olması kriteri olmaz. Kim liyakat sahibiyse, ne görüşten, ne inançtan olursa olsun birlikte çalışırız. Bizde adamcılık olmaz. Biz liyakatin yerleşebilmesi için Kemalpaşa'da verilen imkanın Büyükşehir ve 30 ilçemizde bize verilmesini arzu ediyoruz. İzmir bizle ve hizmetlerimizle tanışsın, zaten bizden bir daha vazgeçmeyecek.