GÜNDEME BAKIŞ - Deneyimli gazeteciler Sercan Avcı, Mustafa Akbaş ve Onur Çakır Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı programında siyaset gündemini masaya yatırdı.

Politika Durağı’nda CHP’nin yeni üst yönetimi ve İzmir yansımalarının değerlendirmesiyle açılan perdede yerel seçim yolunda aday belirleme süreçlerinin yanı sıra CHP ve AK Parti cephesinden yanıt aranan ‘İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı kim olacak?’ sorusuna dair tespit ve yorumlar ile İYİ Parti’de yaşanan istifa furyası da masaya yatırıldı.

CHP’DE YENİ MYK VE GÖLGE KABİNE... 

“İZMİR AĞIRLIĞI FAZLACA HİSSEDİLİYOR”

Programda perde İzmir’in ağırlığının da ciddi şekilde hissedildiği yeni CHP üst yönetimi değerlendirmeleriyle açılırken Gazeteci Mustafa Akbaş, “Kurultayda da delege genç isimleri istediğini göstermişti. Orada CHP’nin yıllarca yüzü olmuş önemli görevler üstlenmiş kişilerin aldıkları oylarla çok daha yeni siyasete başlamış kişilerin aldıkları oyları görünce bilindik isim ve söylemlerden sıkılmışlığı hissettim. CHP’nin yeni yönetimi de bu talebin tam üzerine düşer şekilde belirlendi. Gölge kabine de birçok Avrupa ülkesinde uygulanan bir sistem zaten. Daha etkin bir muhalefet için bu yürürlüğe kondu. Konusunda uzman kişileri oralara adapte edip hükümetin yaptığı işleri çok daha yakın takip edip bunu kamuoyuna bir muhalefet malzemesi olarak taşıma misyonu var üzerlerinde… Bu güzel bir şey. Diğer taraftan İzmir açısından da güzel bir şey var. Yıllar sonra CHP yönetiminde İzmir’in ağırlığını çok daha fazla hissedildiğini gördük. Murat Bakan, Deniz Yücel, önceki dönem İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke orada. Gökçe Gökçen aynı şekilde. Bu İzmir açısından önemli” mesajlarını verdi.

“ÖZEL’İN KENDİ AÇISINDAN GÜZEL BİR LİSTE”
Gazeteci Onur Çakır ise, “CHP’nin yeni MYK’sına baktığımızda Özgür Özel’in ‘değişim’in devamı olarak kendi açısından güzel bir liste yaptığını söyleyebiliriz. Gölge Kabine hamlesi gerçekten farklı ve yeni. Listesini delen 8 isimden 4’ünü A Takımı’na aldı. Bu önemli bir mesajdı. İzmir açısından değerlendirirsek, Gökçe Gökçen, Selin Sayek Böke, Deniz Yücel ve Murat Bakan… Deniz Yücel parti sözcülüğüne atandı. Bence gelebileceği en iyi makamlardan bir tanesi… İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcülüğünden Parti Sözcülüğüne giden bir süreç. 10 yıl içinde… Murat Bakan da çok uzun süredir İçişleri Bakanlığı üzerine değerlendirmeleri gündem olan bir isimdi. Avukat olması da ayrıca önemli. Yaptığı muhalefetle adından söz ettiren bir isimdi ve İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu” diye konuştu.

“HESAPLANMAMIŞ OLSA DA İZMİR AÇISINDAN BİR DENGE UNSURU DA OLUŞTU”
Gazeteci Sercan Avcı ise şunları kaydetti: Murat Bakan ve Deniz Yücel’in aynı anda MYK’da yer alması hesaplanmamış olsa da bir denge unsuru da oluşturdu. Çünkü İzmir’de siyaset yaptıkları ekipler başka. Eski bir yol arkadaşlıkları olsa da şuan aralarının çok iyi olmadığını biliyoruz. Sadece Murat Bakan ya da sadece Deniz Yücel MYK’da yer alsaydı başka şeyler konuşurduk bence. Her iki ismin Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olabilecekleri konuşuldu. Bendeki bilgi Murat Bakan’ın o görev için oraya yazıldığı ancak orada olmaması için bir çalışma yapıldığı ve bu nedenle olamadığı… Deniz Yücel’in de alandan ziyaden parti sözcülüğünde değerlendirildiği…

BÖKE, BAKAN VE YÜCEL ETKİSİ VE OLASI ADAYLIKLAR...
Gazeteci Akbaş, “Yücel ve Bakan yerel seçim süreci ve adaylıklarda etkili olacaklar mı?” sorusuna, “Mutlaka olacaklardır hatta ben Deniz Yücel’in Murat Bakan’a nazaran daha önde olacağını düşünüyorum. Doğru denge unsuru olarak ikisinin orada olması söz konusu ama her ne kadar denge unsuru olsa da burada hareket ettikleri ekipleri biliyoruz, Genel Merkez de biliyor. Murat Bakan’ın alanının Deniz Yücel kadar geniş olacağına ihtimal vermiyorum. Mutlaka Murat Bakan’ın da etkisi olacaktır ama Deniz Yücel’in bir iki adım daha önde olacağını düşünüyorum.

Gazeteci Çakır ise, "Deniz Yücel ve Murat Bakan’a yakın siyaset yapan isimlerle konuştum. Ne olursa olsun iki ismin aday belirleme sürecinde ayrışmayacaklarını söylüyorlar. İletişim kanalları sonuna kadar açılacak, sürekli istişare edilecek ve birlikte hareket edecekler. Bunu başarırlarsa, Selin Sayek Böke ve Gökçe Gökçen’le bu istişare mekanizması dörtlüye çıkarsa bence çok doğru bir yola giderler. Böylece istedikleri yerde istedikleri isimler gösterme ihtimalleri artar. 2019’daki gibi herkesin birbirine girdiği bir durum yaşanmaz. Öte yandan Murat Bakan ve Selin Sayek Böke’nin büyükşehir adaylıkları konuşuluyordu, bence ikisi için de bu durum rafa kalktı. Selin Sayek Böke partide öyle bir göreve geldi ki Özgür Özel’in vazgeçilmezi oldu. Murat Bakan da çok önemli bir göreve geldi. Çok uzun süredir de istiyordu" değerlendirmesinde bulundu.  

Gazeteci Avcı da, "Bir kulis bilgisi olarak söyleyeyim Murat Bakan’ın ki doğal hakkıdır büyükşehir adaylığı için nabız yokladığını ancak bu noktada yeterli bir ışık alamadığını öğrendim. Selin Sayek Böke konunu ben rafa kaldıramıyorum. Eğer Tunç Soyer’den vazgeçilirse en güçlü aday olduğunu düşünüyorum. Parti Genel Merkezi’nin ‘Partinin Genel Sekreterini aday yapıyoruz’ deme ihtimalleri kuvvetli..." diye konuştu.  

Bu mesajların ardından Gazeteci Akbaş'tan, "Selin Sayek Böke’ye bu topun bırakıldığını, düşünmesi için de süre tanıdıklarını duydum. İzmir Büyükşehir Belediyesini istediğini biliyoruz ama diğer tarafta da çok daha önemli bir görev var. Yeni tüzük değişikliğiyle birlikte güçlendirilmiş bir genel sekreterlik. Özgür Özel kadar neredeyse yetkiye sahip olacak çok güçlü bir makam. Bu ikisi arasında tercihte bulunması gerekiyor. İbrenin biraz daha genel sekreterlikten yana olduğunu düşünüyorum" yorumu geldi.  

CHP'DE ADAY BELİRLEME SÜRECİ VE İZMİR

"METROPOLDE SANDIK KURULACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
Programda CHP'nin aday belirleme sürecinde izleyeceği yol haritası ve bunun İzmir yansımaları da masaya yatırıldı. Gazeteci Çakır, "Özgür Özel son il başkanları toplantısında bir ev ödevi verdiğini söyledi. İzmir özelinde de bu ödev özellikle CHP’nin iktidar olmadığı ilçelerde nabız yoklamaktı. Hatta haftasonu İstanbul’da bir il başkanları kampı olacak. Orada da daha da netleşecektir. Özgür Özel önseçimi milletvekilliği seçimi için söylediğini ifade etti. Kesinlikle katılıyorum, ben önseçimin yerel seçim için çok uymadığını düşünenlerdenim. CHP’nin yerelde iktidar olduğu yerlerde önseçim yapmak bence intihar. CHP’de olmayan 8 ilçe için bir değerlendirme yapılacaktır. Bu ilçelerde bir temayül yoklaması olma ihtimali var. Metropolde bir sandık kurulacağını düşünmüyorum. Bu eğilim yoklaması İzmir’de yapılacaksa muhtemelen CHP’de olmayan ilçelerde yapılacak. Özgür Özel’in kadın aday vurgusu önemli. İzmir’de 3 tane kadın belediye başkanı var. Özgür Özel gazetecileri ağırladığı konuşmada “Kadıköy’de bir kadın belediye başkanımız olsa güzel olmaz mı?” diyor. İzmir’den de bir metropol ilçeyi örnek veriyor. Orası için de “Kadın belediye başkanımız olsa güzel olmaz mı?” diyor. Şimdi bu sayının 3’te kalmaması lazım" diye konuştu.  

"BU İŞ TEK BAŞINA MATEMATİKLE OLMAZ"
Gazeteci Akbaş ise anketler üzerinden yaptığı değerlendirmede, "Şimdi o yapılacak anketler ve araştırmalarla geriye gideni tespit edebilirsin, bunda sıkıntı yok. Ama yerine gelecek ismin ileri götüreceğini nasıl tespit edebilirsin? Elde böyle bir veri yok. Sandıkta kurulacağını sanmıyorum. Ama şunu yapacaklardır, anketler ve geniş kapsamlı araştırma sonuçlarının uzmanlara değerlendirmesini yaptırarak bir yol alacaklardır. Bunun tek başına matematikle, istatistiklerle yürütülebileceğini düşünmüyorum. Bir noktada Genel Merkez elini sokacaktır. Bir de bu anket konusunda geriye dönük veri olmayacağı için aşırı sağlıklı bir sonuç da olmayacak" dedi.

"BENİM ÖNGÖRÜM 3'TE 2'SİNİN DEĞİŞECEĞİ YÖNÜNDE"
Gazeteci Avcı süreci, "Benim öngörüm İzmir’de CHP’nin adaylarının 3’te 2’sinin değişeceği yönünde. Bundan kastım 22 başkandan 14-15 tanesinin değişeceğini düşünüyorum. Değişim iddiasıyla gelindi, İzmir kurultayda bir taraf aldı, bunun da bir etkisi olacaktır. Ama CHP bu süreçte önemli bir sınav verecek. Birincisi hesaplaşma… Kurultay hesaplaşmasına ne kadar girilecek? Bunu test edeceğiz. Hepimiz hangi belediye başkanlarının ne kadar taraf olduğunu, bu işe ne kadar girdiğini biliyoruz. Bu isimlerin adaylık noktasında çok önemli bir sınav vereceklerini düşünüyorum. İkinci nokta Özgür Özel’in yaptığı kadın ve genç vurgusu. İzmir bu tarif ve iddia için de çok uygun bir kent. CHP’nin 3 tane kadın belediye başkanı var. Bunu yine 3 ya da 4’te tutarsanız olmaz. Bu da bir sınav olacak. İkincisi de eğilim yoklaması. Çok vurgulanan bir konu, yani ha 2 ilçe ha 4 ilçe, bir şekilde sandık kurmanız lazım. Bir de zaman konusu var. CHP şuan mevcut başkanların durumunu araştıracak sonra karar verecek sonra da kimin gösterileceğine karar verecek. Zaman da çok dar. Bir de ilçelere adayları kaydırma meselesi var. Bu bence CHP’ye yakışan bir tablo değil. Yine konuşulmaya başladı. Şunun da ayrı bir sınav olacağını düşünüyorum. Mesela bazı başkanların eğilim yoklamasından çıkma ihtimali yok. Bunu parti kamuoyu da biliyor. Bu isimlerin de durumlarını çok merak ediyorum" sözleriyle yorumladı.

Akbaş konuya, "Kadın aday konusunda ben de çok umutluyum. En az 6 aday bekliyorum. Ama aday kaydırma konusunda pek umutlu değilim. Çünkü zaten herkes istediği yerden dosya alabiliyor. Bunun gerçekten önüne geçilmek isteniyorsa orada baştan bir hamle yapılmalıydı" değerlendirmesiyle katkı koydu.

Çakır’dan ‘aday kaydırma’ konusunda, “Şimdi şöyle bir şey konuşuluyor. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in özellikle Deniz Yücel ile yakın siyaset yapıyor olması nedeniyle acaba merkez bir ilçeye kaydırılır mı sorusunu gündeme getirdi. ‘Hatta Cemil Tugay başka bir göreve getirilirse Karşıyaka olur mu?’ bile dendi” eklemesi geldi.

İLÇELERDEN ADAYLIK KULİSLERİ

Gazeteci Avcı programda bazı ilçelerden öne çıkan kulisleri de paylaştı ve şunları kaydetti: İlçeler özelinde söylemek istediğim şeyler var. Şunu iddialı bir şekilde söylemek isterim ki Cumhur İttifakı’nın Karabağlar adayı bence belli oldu. Eski Kaymakam, İzmir Vali Yardımcısı Sadık Tunç. Bence adaylığı bir proje, arkasında önemli bir güç de var. Cumhur İttifakı’nın da Karabağlar’da çok iddialı olduğunu düşünüyorum. CHP Karabağlar’da çok terleyecek. Kılı kırk yarması gerekecek. Bence Sadık Tunç hamlesinin ardından Mehmet Şakir Başak ve Polat Manduz gibi isimler bile adaylık noktasında ajandanın üst sıralarında yazılmak zorunda kalacak. Özellikle Bornova’yı çok merak ediyorum. Şampiyonlar ligi gibi bir aday listesi var. Mustafa İduğ mevcut başkan, bence başarılı. Önceki dönem Milletvekili Kamil Okyay Sındır, önceki dönem belediye başkanı Olgun Atilla, Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, İZSİAD Başkanı Hasan Küçükkurt, ilçe başkanının desteğini alan sendikacı Ömer Eşki… Bir parantez de Urla için açacağım. Urla’ya çok sayıda talip var. Ben kulis haberinde 18 isim yazdım, beni arayıp 7 isim daha eklettiler. Bu arada eski vekillerin de çok ismi geçiyor. Herhalde eğilim yoklaması mesajlarının etkisi var. Kamil Okyay Sındır, Erdal Aksünger, Bedri Serter, Tacettin Bayır, Atilla Sertel… Hepsinin bir yerlerde adı geçiyor. Cumhur İttifakı’nda Aliağa adayı banko bence, mevcut Başkan Serkan Acar yeniden aday gösterilir. Menemen’de mevcut başkan Aydın Pehlivan’ın aday gösterileceğini düşünüyorum.

CHP'NİN İZMİR BÜYÜKŞEHİR ADAYI KİM OLACAK?

Politika Durağı'nın ana gündem maddelerinden biri CHP'de yaşanan değişimin ardından Tunç Soyer üzerinden yaşanan tartışma, Tunç Soyer'in durumu ve partinin nasıl bir İzmir kararı vereceği oldu.

"SOYER'E HAKSIZLIK YAPILDI"
İlk sözü alan Çakır, "Gerçekten Tunç Soyer’e kurultay hemen sonrasında bir haksızlık yapıldı. Hemen değişecek söylemi yürürlüğe sokuldu farklı kanallardan. Mevcut belediye başkanının kendi partilileri tarafından direkt olarak başarısızlıkla suçlanması ve ‘değişecek’ söyleminin devreye alınması bence hiç olacak iş değil. Olumsuz bir algı kampanyası hemen başlatıldı. ‘Kılıçdaroğlu’nu destekledi, kalamaz’, ‘Başarılı değil, anketlerden çıkmıyor’ gibi söylemler… Bir kere bu anketten çıkmıyor iddiasının altını dolduramıyorlar. Hangi anket bu? Getirin bir gösterin. AK Parti cephesi İzmir’de başkanlar üzerinden yürüttüğü muhalefeti ilk defa belli bir noktaya getirmiş oldu. AK Partililerin bu söylemlerinin kayığına binen CHP’liler kendisine yakın bir belediye başkanının hem büyükşehire hem ilçelere gelmesini isterken aslında kendi partilerine kötülük yaptıklarının farkında değiller. Ben Aziz Kocaoğlu döneminde Büyükşehir muhabirliği yapmış biriyim. Aziz Kocaoğlu dürüst, namuslu, yiğit bir belediye başkanıydı ama yoğurt yiyişi bence kötü olan başkanlardan bir tanesiydi. İzmir’in yerinde saymasında etkili olan isim bence Aziz Kocaoğlu’ydu… Tunç Soyer için eleştirecek 100 tane şey söyleyebiliriz, 100 tane güzel şey de söyleyebiliriz. Ben Aziz Kocaoğlu’ndan sonra farklı bir başkanlık yapısının İzmir dümenine oturduğunu düşünüyorum. Özgür Özel’in şöyle bir açıklaması var: Partinin net olan yerlerde, aday kazanıyor diye belediye başkanını devam ettireceğiz diye bir zaruriyet yok. Partililer bu cümleyi Tunç Soyer’e yordu. Ama bu cümlede İzmir’le ilgili bir şey yok, tüm CHP’li belediyelerin olduğu yerler için söyledi. Bazıları kasıtlı olarak Tunç Soyer’e yordu. Ancak Özgür Özel ile Tunç Soyer arasında bir iletişimsizlik olduğu net. Tüm tartışmada da İstanbul, Ankara ve Aydın’ın açıklanmış olmasından başlıyor. CHP’nin kalesi olan bir il. Bu durum da bence gerçekten bir soru işareti… 2009 yılında Deniz Baykal İzmir’e geldiğinde Aziz Kocaoğlu’nun açıklamamıştı. Süreçte İzmir’e en az 3 kez geldi, 4.’de falan açıkladı. Tunç Soyer’e bence bir haksızlık yapıldı. Değiştirilebilir mi? Evet anketlerde ne çıktığını bilmiyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin temmuz 2023’te İstanbul Ekonomi Araştırma Şirketi’ne yaptırdığı bir anket var. Soyer’e ilişkin izlenim sorusuna yüzde 25 çok olumlu, yüzde 33 de olumlu cevabı vermiş. Olumsuz ve çok olumsuz diyenler yüzde 28… Açık uçlu bir soru var. Kimi büyükşehir belediye başkanı görmek istersiniz? Tunç Soyer üste çıkıyor. Bu ankete göre bir memnuniyet var. İzmir Büyükşehir adayı değişir mi değişmez mi, şuan kimse net bir şey söyleyemiyor. Kurultay sonrası yüzde yüz gideceğini düşünenler şuanda acaba kalır mı demeye başladı. Parti Tunç Soyer’i aday göstermezse kimin aday gösterileceği konusunda 10 tane ismi belki tartışabiliriz. Bence bu da elini daha güçlendiren bir durum. Bu arada ‘anket yapacağız’ denilince Tunç Soyer ve kurmayları da bir hamle yaptı. Mesela milyonlarca kişiye SMS’le proje raporları gönderildi. Her yer billboardlar donatıldı. Ama ben bu hamlenin zamanlamasını yanlış buluyorum. Daha önce başlasa daha etkili olurdu" diye konuştu.  


TAM BİR GARABET
Akbaş ise, "Öncelikle Tunç Soyer’in 9 Eylül konuşmasıyla ilgili soruşturmadan başlayalım. Tam bir garabet. Vahdettin’e hakaret iddiası var. Çok tuhaf çünkü o konuşma tamamen Atatürk’ün Nutuk’un da yer alan ifadeler. O zaman sen Nutuk’u da soruşturma malzemesi yapmış oluyorsun. Tunç Soyer’in orada dile getirdiği tarihsel gerçekliklerin altına milyonlarca insan imza atar. Tuhaf bir soruşturma... Büyükşehir adaylığı konusuna gelirsek… CHP’deki teamüller gereği büyükşehir belediye başkanını değiştirmek bir ilçe belediye başkanını değiştirmek kadar kolay olmuyor. En azından bir ikinci dönem şansı tanınıyor ama bu olmazsa olmaz bir şey de değil. Ben şu anda hala en güçlü adayın Tunç Soyer olduğunu düşünüyorum. Peki bu noktaya neden gelindi? Ben bunun biraz Soyer’in siyasi ekibinin yanlış okumalarından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Onların çizdiği yolla bu noktaya varıldı. Bir büyükşehir belediye başkanının ikinci dönemi cebindedir zaten. Neden? Çünkü çok büyük montanlı projeleri vardır, devam eder bunlar. Partinin genel merkezi de bunu riske etmeyi göze almaz? Tunç Soyer için de genel başkan değişse bile bu durum böyleydi aslında. Ama siyasi ekibinin yanlış okumaları devreye girdi. Özgür Özel ile iletişimsizlik mesela… Bu siyaseten kendisine o kulvarı çizenlerle ilgili bir şey. Bence Tunç Soyer’in hala masada önde yer almasındaki etkenlerden birisi de yerine gelecek isim konusunda partideki kafa karışıklığı… Ben de Selin Sayek Böke ve Murat Bakan olmaz diye düşünüyorum. Peki kim olacak? Burası Türkiye’nin üçüncü büyük kenti ve CHP açısından da çok önemli anlamlar ifade eden bir kent. Bir de bir konu daha var. Zaman da çok dar bunun için. Ama diğer yandan ismi geçenlerden biri de Genel Merkez tarafından pat diye açıklanabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Akbaş'ın yorumu sonrası Çakır'dan, "Eğer Tunç Soyer Özgür Özel İzmir’e geldiğinde oraya gitseydi kesinlikle kurultaydan sonra farklı yorumlar yapacaktık. Ya da belediyede ağırlayabilirdi. Bence kesinlikle böyle şık bir hamle yapması gerekiyordu" eklemesi geldi.

"SOYER EN GÜÇLÜ İSİM... TEDİRGİNLİK İZLENİMİNİ VERMEMESİ LAZIM"
Değerlendirmesine, "Bence kurultaydan sonra ilk hafta ‘Tunç Soyer aday gösterilmeyecek’ iddiaları patlak verdi ama gün geçtikçe bu konu daha sağlıklı bir düzleme oturdu" başlayan Avcı, "Tunç Soyer şu an CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi adaylığında en güçlü isim. Mevcut başkandır, güçlü bir isimdir, İzmir’in kabuğunu kırıp dünyaya açılmasında büyük sahibidir, özellikle Avrupa Kent Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanlığı sadece Türkiye ve İzmir’i değil CHP’yi de orada temsil etmek demek. Ama bir eleştirim var Tunç Soyer’e, gerek yayınlarda gerek açıklamalarında bir adaylık tedirginliği izlenimi veriyor. Bence bunu vermemesi lazım. Bunu yaparsanız sizi istemeyen isimlere bir koz da verirsiniz. En büyük şansı aday yelpazesi çok geniş ve bir başarı hikayesi yok ortada… Kendi adaylığı sürecinde bir Seferihisar hikayesi vardı. Bugün konuşulan isimler çok değerli isimler ama böyle bir hikaye yok. Eğer Genel Merkez Tunç Soyer’den vazgeçme kararı alırsa bence Selin Sayek Böke’nin adaylığı konusu raftan iner. Parti ‘Değişim yapıyoruz ama genel sekreteri gönderiyoruz’ diyebilir. Bir de Buğra Gökçe ismi çok geçiyor. Partinin yetiştirdiği en önemli bürokratlardan bir tanesi Buğra Gökçe ancak İzmir’den aday gösterdiğiniz zaman ‘İzmir’i İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu belirledi ve o yönetecek’ algısı ortaya çıkar. Meclis listeleri ithal adaylık konusunda bu kadar tartışılırken bu burada da patlak verir. Buğra Gökçe ismi çok konuşuldu ama bugün itibariyle bilgi Ankara-Çankaya, İstanbul-Kadıköy ya da İzmir’de bir metropol ilçe için ismi daha çok konuşuluyor" ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'NİN İZMİR KULİSLERİ...

"HAMZA DAĞ 'ŞAMPİ...' MİSALİ 'ADAY'"
AK Parti'nin İzmir Büyükşehir adayının kim olacağı yönündeki soruya yanıt veren Çakır, "‘AK Parti’nin Büyükşehir adayı kim olacak?’ sorusu zor bir soru ve bunun cevabının AK Parti’de de bilen yok. Ama 2014 ve 2019’dan farklı bir süreç işliyor. O dönemlerde kimin aday olabileceğini öngörüyorduk. Binali Yıldırım’ın adaylığı davul zurnayla geldi, Nihat Zeybekçi aylar öncesinden belli oldu. 1 numaralı isim Hamza Dağ… Büyük bir sürpriz olmazsa bence aday. Hani bilindik spor manşeti vardır, ‘Şampi…’ diye. Burada ‘Hamza Dağ ada…’ Bir tek y harfi eksik. Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne diyeceğini kimse bilmiyor? O’nun kararını kimse kestiremiyor. Hamza Dağ’dan bu iş sekerse Mehmet Kasapoğlu’na kalabilir. Ceyda Bölünmez Çankırı çok uzun süredir bu işe niyetli. Şebnem Bursalı’nın da ismi geçiyor. CHP Tunç Soyer’den vazgeçip Selin Sayek Böke’de karar kılınsa karşısına kadın aday çıkarma denklemi de dillendirilmiş. Ceyda Bölünmez Çankırı için bir Konak adaylığı olabilir. Şuan AK Parti’de farklı kanallardan anket çalışması yaptırılıyor. Pazar günü de temayül var. AK Parti’de temayül partililerin moralini yüksek tutmak için yapılan bir hamledir. Sonucuna her zaman pek uyulmaz ama en azından partililer motive olur. AK Parti’de Büyükşehir adayı kim olursa ilçeleri belirleme tavsiyesi onda olacaktır. Hamza Dağ olursa CHP’nin işi İzmir’de kolay olmayacaktır. ‘Kimi koysak seçilir’ dönemi kapanır. Dağ’ın Tire, Ödemiş, Bergama, Kınık, Kiraz, Bayraklı, Bornova, Karabağlar, Buca’da ciddi etkisini olduğunu düşünüyorum. Öte yandan AK Parti’nin kronik hastalığı yine patlamıştır. Tunç Soyer’e abuk subuk bir soruşturmayla… AK Partililer rahatsız. Hatırlayın Aziz Kocaoğlu'na da aynısı olmuştu. Tam seçime 6 ay kala acayip acayip işler. 15 ay önceki konuşma tam seçim döneminde soruşturma konusu oluyor. Bir insanın Nutuk’tan alınan konuşmasıyla ilgili soruşturma açarsan bu farklı yorumlanır" dedi.

"ÖZLÜ DE NABIZ YOKLUYOR"
Akbaş'tan da, "Bu arada Eski Sanayi Ticaret Bakanı Faruk Özlü, Düzce Belediye Başkanı şuanda… AK Parti adına İzmir’de çok ciddi bir nabız yokluyor. Hatta hatta bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme noktası var. Ailesi, çocukları burada Urla’da yaşıyormuş. Özellikle İzmir’i çok istiyor çünkü AK Parti’nin çok politik figürlerinden değil. Kentsel dönüşüm, trafik ve çöp bertarafı gibi konularda Düzce’de ciddi işler yaptığı ve bunun da İzmir’de karşılık bulabileceği konuşuluyor. Bir zemin yoklanıyor. Bunu da söylemeden geçmeyelim" değerlendirmesi geldi.

"EN GÜÇLÜ ADAY DAĞ"
Avcı ise "Ben AK Parti’nin bir ithal aday hamlesi olacağını düşünmüyorum. O hamleyi Nihat Zeybekci’yle kullandılar. Bence de en güçlü aday Hamza Dağ’dır. Çok fazla artısı var. Gençlik kollarından bugüne geldi. İzmir’i metropolden çeperini çok iyi tanıyor. Genel Başkan Yardımcısı titriyle aday gösterilecek. Aday gösterildiği zaman teşkilatın yüzde 90’ın üzerinde bir memnuniyet sağlanır. Bunları böyle toplayınca Hamza Dağ’ı adaylığa yakın görüyorum. Aday olursa da çok ilginç bir seçim süreci bizi bekler" diye

konuştu.

İYİ PARTİ'DE İSTİFA FURYASI

İYİ Parti'de seçim sonrası yaşanan ve art arta gelen istifalarla tavan yapan kriz hakkında konuşan Çakır, "İYİ Parti’nin bence kamuoyu algısı çok kötüye gidiyor. İYİ Parti’nin Büyükşehir Adayı Ümit Özlale mesela şu an ortada kaybolmuş durumda. Ben son 15 gündür İzmir’le ilgili bir haberini görmedim. Bu işler uzun solukludur. 2 açıklama yapınca 15 gün ortadan kaybolunmaz. İYİ Parti’de sürpriz isimleri İzmir’den aday gösterme defteri kapanmış gibi duruyor. İYİ Parti büyük ihtimal öz evlatlarını aday gösterecektir. İzmir açısından bir ittifak ihtimali de görmüyorum" yorumunu yaptı.

Akbaş'tan da, "Seçmende de bir kopuş var ve seçmen de haksız değil. Seçim biter bitmez bir çok milletvekili AK Parti ile dans etmeye başladı. Ve oraya geçenler var, belediye başkanları var. İYİ Parti’nin seçmeni klasik bir MHP seçmeni değil. Muhalif oldukları için siyasi iktidara kendilerine yol açıp bu partiyi koydular. Ama şimdi partinin yönetiminde önemli görev almış isimler, büyükşehirlerden seçilmiş milletvekilleri AK Parti saflarına katılıyorsa o insanlar da verdikleri oyun nereye gittiğini düşünüyordur. Bence o kopuş İYİ Parti’de daha da fazla hızlanacak. İstifalar sonrası neredeyse A Takımı’nda kimse kalmadı. İnanılmaz iddialar havada uçuşuyor. Ümit Dikbayır olayı mesela… Partinin yıllarca kasasını emanet ettiği insan diyor ki, ‘Ben bıraktığımda şu kadar milyon para vardı, şimdi yok’… Bu lafı söyleyince partinin Genel Başkanı da ‘Hesaplarımı incelemişsin’ diyor. Cinsel taciz iddiaları falan ortaya atılıyor. İYİ Parti bu konularla anılıyor. Büyük bir kopuş olacak gibi..." değerlendirmesi geldi.