Başkent Seul’e yakın bölgedeki “Prison Inside Me” (Benim İçimdeki Hapishane) adlı merkez, gönüllü mahkûmlara 24 saat boyunca cep telefonu, internet, konuşma hakkı ya da dış dünyayla iletişim olmadan küçük bir hücrede kalma imkânı sunuyor.
Bir hücrede masa, yer yatağı, tuvalet ve basit günlük ihtiyaçların dışında hiçbir şey yok. Günde sadece basit öğünler veriliyor.
AMAÇ CEZA DEĞİL
Katılımcılar, buraya ceza için değil; kendilerini arındırmak, düşüncelerini toplamak ve zihinsel olarak rahatlamak için geliyorlar. Bu hücrelerde geçirilen birkaç saat ya da bir gün, birçok kişi için terapi gibi etkili oluyor.
Kimi ziyaretçiler bu deneyimi “gerçek özgürlük” olarak tanımlıyor çünkü dış dünyadan gelen tüm baskı, sorumluluk ve beklentiler bir süreliğine ortadan kalkıyor.
NEDEN BU KADAR İLGI GÖRÜYOR?
Güney Kore, dünyanın en yoğun tempolu ülkelerinden biri. Uzun çalışma saatleri, sınav stresi, sosyal baskılar ve teknolojik bağımlılık, bireyleri ciddi anlamda zorluyor. İşte bu “hapishane” deneyimi, modern toplumun birey üzerinde yarattığı bu yoğun baskıya karşı bir duraklama noktası işlevi görüyor.
PSİKOLOJİK BİR DETOKS ALANI
Psikologlara göre, bu tür deneyimler insanların kendileriyle baş başa kalabilmesini sağladığı için stres yönetimi, zihinsel yenilenme ve farkındalık konusunda oldukça faydalı olabilir.
Ziyaretçilerin birçoğu, birkaç saatlik sessizliğin ve yalnız kalmanın bile büyük rahatlama sağladığını dile getiriyor.