Otomotiv dedik, ikinci el dedik ve sonunda geldik araçlara takılacak parçaları aramaya. Maske taktık, sokağa çıkamadık, yarım yamalak çalıştık, dükkanları kapattık. Ne covid-19’muş yakınlarımız, arkadaşlarımız ve komşularımızın yakınlarının hayatını kaybettiğini duymadığımız gün yok. Allah inşallah hepimize sabırlar ihsan eylesin. Bu hastalığı bir an önce insanlığın başından def etsin. Tabi vatandaş olarak bizlerinde üstüne düşeni yapması sağlık çalışanlarımızın ve devlet yetkililerinin önermelerini dikkatte almamız gerekir.
Evet geldik konuyu kitabın ortasından anlatmaya. Otomotiv sektörü sadece araba üretmekten ibaret değildir. Bir de üretilen araçları onarmak gerekir, bakımını yapmak, belli periyodlarda değişmesi gereken kritik parçaları, kaza yaptığında kaporta boya işlemine tabi tutmak ve kırılan dökülen parçaları değiştirmek icab eder. Ancak pandemiden dolayı yarım yamalak çalışan otomotiv endüstrisi yedek parça üreticileri maalesef yetersiz kaldılar. Çok uluslu otomotiv üreticileri ara ara fabrikalarını kapattılar.
Yedek parça üreten irili ufaklı imalatçıda, mal elimde kalır mı korkusu ile kimi üretimi durdu, kimi fabrikayı kapattı. Geldiğimiz nokta da ise sıfır araç üreticisi banttan çıkan araca far montajı yapamıyor, çeşitli elektronik parçaları temin edemiyor, haliyle üretim sekteye uğruyor.
Yetkili yedek parça depolarında parça yok varsa da tek tük duruma gelmiş vaziyette. Zaten yetkili servis bakım onarım istasyonlarında el yakan maliyetlerden ötürü vatandaş bakıma gitmek istemiyor. Bunun üzerine kaza yapıp hasar onarımı ihtiyacı doğduğunda ise araçlarının orjinaliği noktasında hassasiyet gösterilmediğinden, Yetkili Servisin kapısından geçmek istemiyor.
Tabi bu durum kaza olması halinde kaza yapan araç kasko sigortalı ise tazminatı ödeyecek sigorta şirketinin dosya maliyetleri açısından işine geliyor. Niye gelmesin sigorta şirketleri de ticarethane, sonuçta maliyet hesabı yapar her işletme. İşte tam burada yetkili olmayan, ancak çalışma kalitesi ve standartları devletin ilgili kurumları (TSE) tarafından yılda bir kez denetlenen Özel Servis Bakım istasyonları devreye giriyor. Özel servis istasyonlarının bir çoğu ekipman olarak eksik olmadığı gibi çalışanlarının bir çoğu mesleki yeterlilik belgelerine, usta öğreticilik ve ustalık ehliyetlerine sahip çalışanlarından oluşmaktadır.
Bakım onarımları ekonomik olduğu gibi kaza sonrası onarımlarında ise araçlarının orjinaliğide muhafaza edilerek onarımlar tamamlanıyor, araç sahibinin de lehine oluyor.
Araçların karoseri aksamlarında ki değişimler, ikinci el satış düşünüldüğünde araç sahibine maalesef ki ülkemizde dezavantaj yaratıyor. İşte özel servis istasyonu ehliyetli ustaları ile onarım yoluna giderek, aracın ciddi değer kaybı yaşamasının önüne geçiyor, keza tazminatı ödeyecek sigorta şirketinide dosya maliyeti bakımından avantajlı kılıyor. Diğer taraftan onardığı her parçada, ülkemizin milli servetinin de ithalatta gitmesinin önüne geçiyor.
İlgili sigorta şirketi de değişimi elzem olan yedek parçaları poliçe efsafına göre orijinal ya da eşdeğer olarak özel servis istasyonuna, ciddi iskontolar ile sevk edince toplam trammere yansıyacak hasar onarım tutarı olay ve marka bazlı yüzde 20 ile 45 oranında daha düşük yansıyor. Hem araç sahibinin hem sigorta şirketinin lehine oluyor.Ancak bazı sigorta şirketleri yedek parça tedariği hususunu ya bilerek yada yedek parça tedarikçisinin kurnazlığı sebebi ile ciddi bir biçimde suiistimal ediyormuş. Orijinal gönderilmesi gerektiği yerde eşdeğer yedek parça gönderiyormuş. Bu sebepten onarım süreçleri aksadığı gibi müşteri şikayeti söz konusu oluyor. Trafik hasarlarında ise tedarik edilen ve servislere gönderilen parça kalitesinin oldukça düşük olduğu en çok karşılaşılan şikayet olduğu öne sürülüyor.
Yukarıdaki son üç paragrafı niye yazdım, tavsiyem ve süreç nasıl işliyor, avantaj yadadezavantaj nedir bilinsin istedim. Keza son paragrafa destek olsun, belki birileri uyanır. Belki müşteri memnuniyeti elektronik postalarda ve saçma telefon trafiğine gerek kalmadan çözülür.
Özel servisler, hasar onarımlarını çalışma saati kısıtlamalarına rağmen hızla yapmaya çalışıyorlarmış. Ancak covid 19 pandemisinden ötürü sigorta şirketleri yedek parça tedarikçileri hali ile parça sevk etmekte zorlanıyor. Ancak şöyle bir aksiyon alıyorlarmış (!) olmayan parçaya yok demiyor, Avrupa sipariş diyorlarmış. Neden; Avrupa sipariş olan yedek parçayı, özel servis parçayı piyasada bulursa sürüm ve akış frekansından ötürü yedek parça iskontosu yüksek olan sigorta şirketti, yedek parça iskonto oranını özel servisçiye dikta etmek içinmiş sebebi. Tabiki özel servis istasyonunu bırakın birebirde yetkili servis yedek parça satış birimi bile bahsi geçen iskontoları vermesi mümkün değilmiş.
Tabi böyle olunca süreçler ve akışlar bir yerde tıkanıyormuş, araç onarım süresi uzuyor müşteri şikayetleri artıyor, sanki kimsenin umurunda değilmiş gibi bileşenler birbirini duymuyor, duymamazlıktan geliyorlarmış. Araç sahibi arabam da arabam diyor, kıymetli sigorta acentesi önemli müşterim diyor, sigorta şirketlerinin bazıları iskontomdaiskontom diyormuş. Müşteri memnuniyetinden yalandan bahseden bazı sigorta şirketleri ise çözüm odaklı olmaya çalışanlara, çözüm üretme sisteme uy diyorlarmış. Tabi burada kim kusurlu oluyormuş finalde, kendini anlatma kabiliyetine yada temsil kabiliyetinden yoksun özel servis istasyonları. Ben anlayamadım sektörün temsilcileri anlar herhalde.
Söylenene göre, bütün bu sebeplerdendolayı servisler otomobilleri tamir edip araç sahiplerine teslim edemiyormuş. Saçma uygulama sarmalına dolanan bazı sigorta şirketlerinin ise dosya kapatma süreçleri uzadığı gibi, muallak hasar ve ikame araç sürecinden de zarar ediyorlarmış 200.00 TL iskonto alacağız diye. Zaten ikame aracın günlüğü 90.00 TL işletme maliyeti diye bir şey var diyorlar. E birde ilgili sigorta şirketi için kötü bir intiba ortaya çıkmıyormu? Çıkıyordur herhalde.
Zaten pandemi var, insanlar toplu taşıma mümkünse kullanmıyor, aracı tamir de olanda bir an önce aracına kavuşmak istiyor. Ufak, orta ölçekli özel oto tamirhaneleri ve oto sanayii esnafı pandemi sürecinde dükkan kapatmadı ama maliyetleri bakımından da bir şey kazanmadı. Şükrediyorlar evimize götüreceğimiz ekmeğimiz var, şükrediyorlar kısmen ustalarının, kalfalarının ücretlerini kısmen ödeyebiliyorlar diye. Bu dönemde herkesin bir olması bir birine destek olması gerekmez mi? Öyle ki aynı geminin içinde değilmiyiz derler. Tamirci esnafının edepli, ahlaklı, konuşulabilir esnaflık düsturuna sahip olanı.
Ey sevgili okur aracın varsa, başına da bunlar geldiyse yüklenme ahlaklı tamirci esnafına, yeterince eziyet eden varmış, birde sen benzin dökme yanmış yanlarına.
Sevgili sektör bileşenleri anlamalı, anlaşmalı, dinlemeli ve bu dar dönemde bir takım aksiyonlarda karşılıklı esnemeli, araç sahibi, kasko poliçesinde sigortalı, ülkede vatandaşımız üzülmemeli.Pandemi yakmış otomobil tamirci esnafını, ancak sektör bileşenleri kapattıracak diyorlar. Bu dönemde geçecek covid bitecek, anladığım kadarı ile ortak hizmet edilen MÜŞTERİ, SİGORTALI VE ARAÇ SAHİBİ bir gün her kese lazım olacak.
Kalın sağlıcakla