Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Enis Irmak, İzmir'in birçok noktasında çıkan ve söndürülmesi uzun saatler alan orman yangınlarını değerlendirdi. Son günlerde dillendirilen orman yangınlarında Kızıl Çam'ın etkin olduğuna ilişkin söylemlerin gerçek dışı olduğunu kaydeden Irmak, "Yangınlarda, ormanlardaki bitki örtüsü türünün sadece şu anlamda payı olabilir; bulunduğu ortamda kurumuş dal ve yaprak şeklinde zeminde varsa tutuşma sıcaklığı düşük olduğu için yanıcı madde olarak tehlike yaratır. En ufak kıvılcımda onlar alevlenir. Ancak son zamanlarda moda olan kızıl çam, yanıcı reçineli söylemleri var. ‘Onları keselim yerine zeytin dikelim, incir dikelim’ gibi söylemler var. Bunlar tamamen yanlış. Kızıl çam dediğimiz tür ormancılık kapsamında Ege ve Akdeniz için bir şans. Binlerce yıllardan beri buraya uyum sağlamış ve gelişmiş. Ormancı olmayanlar bilmezler, yangın çıktığında kızıl ya da kara çam da, incir de, zeytin de yani tüm ağaçlar yanar. Kızıl çamın özelliği ise yangın çıktığında üzerindeki tohum tutan kozalaklarını kapatır ve onları emniyete alır. Kaç derece yangın çıkarsa çıksın, ne kadar sürerse sürsün tamamen köz haline gelmedikten sonra o yaprakların içindeki tohumlar canlı kalır. Yangın bittiğinde, içindeki kozalaklar kartellerini açar ve tohumlarını serbest bırakır. O tohumlar külün, toprağın üzerine düşer ve doğal olarak kendi neslini devam ettirir. Kızıl çam bu yöre için bir şanstır. Olması gereken bir türdür Bilir bilmez herkes konuşuyor, Kızıl Çam’ın sökülmesi yerine başka ağaç getirilmesi mümkün olamaz" dedi. 

Ot Boş-2

 "ORMANLAR MÜTEAHHİTLERE VERİLİR OLDU"

"Belediye ve hükümet gerekli önlemleri alıyor mu" sorusunu yanıtlayan Irmak, "Önlemler noktasında eksikler, hatalar vardır ama ‘Önlem alınmıyor’ dersek haksız yere suçlamış oluruz. Geçen yıllara göre bu yıl çıkan yangın sayısı arttı. Yangınların bu kadar çok çıkmasının ve yayılmasının sebebi bir tane değil ama en önemlisi bütün şehir yasası çıkmadan önce bizim orman kenarlarında orman köylerimiz vardı. Bu köylerin geçim kaynağı da orman faaliyetleriydi. Tüm gelir kaynakları ormana dayalıydı ve onlar ormanın ne demek olduğunu çok iyi bilirlerdi. Ormanı gözleri, canları gibi korurlardı. Bütün şehir yasası ile orman köylerimiz mahalle statüsüne dönüştü ve Anayasa’ya göre 'orman içindeki ve civarındaki köylere öncelikle iş verilir' maddesine rağmen son zamanlarda ormanlar müteahhitlere verilir oldu. Firmalar geliyor, dikili vaziyette alıyorlar, istediklerini kestirip oradan tomruğu, ağacı alıp çıkıyorlar. Orman köylüsü oradan hiçbir şeye karışmadan bakıyor, sadece bu müteahhitleri, firmaları seyrediyor. Siz bunları yaparak oradaki doğal yaşamı, dengeyi bozdunuz" ifadelerini kullandı. 

"YANGINI ORMAN KÖYLÜLERİ ANINDA SÖNDÜRÜYORDU"

Orman köylülerinin ormanları korumada büyük önem taşıdığını anlatan Irmak, " Orman köylüsünün olduğu zamanlarda da yangın çıkıyordu ama bizim teşkilat olarak haberimiz dahi olmadan o köylü gidip o yangını söndürüyordu. İmkanlarımız şimdiki gibi geniş de değildi, biz gidip o köylere çapa, tırmık, söndürme su tankerleri bırakırdık. Onlar hemen onları traktörünün arkasına takar yangına koşarlardı. Traktörü olmayanlar tırmıkların alır koşar, yangını söndürürlerdi. Yangın biraz büyük olursa  haberimiz olurdu ama hemen ardından söndüğünün de haberini alırdık" açıklamasında bulundu. 

"ORMAN KÖYLÜSÜ DÖNGÜSÜ YENİDEN YARATILMALI"

 Köylere yerleşen birçok insanın yaşam koşullarına yabancı olduğunun altını çizen Irmak, "Şimdi orman köylüleri yok edildi. Orman köylüsünü bırakın köylü kalmadı. Bu defa köylere, şehirlerde yaşayan, parası olan insanlar oralardan yerler aldılar. Orada yaşamaya veya belli zamanlarda gitmeye başladılar. Ancak oranın yaşama koşullarını da tam bilemiyorlar. Tehlikesini bilmeden, kötü niyetle değil, bahçesini temizlemek, otları temizlemek için yakıyor ama o alanın sönüp sönmediğini bilmeden, emin olmadan bırakıp gidiyor. Kenarda kalan bir kıvılcım devam ediyor, tarla yanıyor, ardından da ormanlar yanıyor. Bu şekilde çıkan yangınlar çok fazla. Bu sene sıcaklıklar da çok arttı. Tabi ki bunun da etkisi var. Orman köylülerinin döngüsü yeniden yaratılmalı. Orman teşkilatı ve orman köylüsü iç içe çalışmalı. Vatandaş ormandan geçimini sağladığı için, orayı gözü gibi koruyacak. Bunun geri dönmesi lazım" dedi. 

"SİGARA İZMARİTLERİNİ ATMAYIN"

Irmak açıklamalarını şu sözlerle noktaladı:  

Herkes çok dikkatli olsun, sigara içmeyelim, sigara izmaritini otomobil camlarından dışarı atmayalım. Anız yakmayalım. Önümüzdeki 2 ay çok kıymetli, bunlara dikkatli olalım.