Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Narlıdere’de bir tarafı orman bir tarafı deniz olan ve mülkiyetinin bir bölümü Hazine’de bir bölümü ise TOKİ’ye ait olan 237 bin 252 metrekarelik arazi, önce ‘Rezerv Yapı Alanı’ ilan edildi, ardından da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından planlandı. Huzur Mahallesi için yapılan 1/25.000’lik, 1/5.000’lik ve 1/1000’lik planlar askıya çıktı.
“ORMANLARIN TAHRİP EDİLMESİNE RAZI OLMAYIZ”
Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, planları metrekare metrekare yerinde inceleyerek, planların uygulanabilir olmadığını, planlarda eğitim alanı, yol gibi belirlenen noktalarda arazi eğiminin buna müsaade etmeyeceğini, planlarda kamu yararı bulunmadığını ve arazinin doğa harikası olduğunu vurguladı. Bakanlığın planlama sürecinde Narlıdere Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden görüş almadığının da altını çizen Başkan Uzun, “Hemen arkadaşlarımız itirazlarını gerçekleştirecekler. Ondan sonra da sürecin takipçisi olacağız. Gerçekten burası doğa harikası bir yer. Eğer topluma faydası olacaksa tabi ki bir şeylerin yapılmasını isteriz ama ormanları tahrip ederek yapılmasına razı olmayız. Orman vasfını yitirmiş alanlarda belli başlı çalışmalar yapılabilir. Kentlerin büyüme elbette ihtiyacı var ama bu şekilde değil, ortak akılla karar vermek zorundayız” dedi.
“1995 PARSELİN BİR KISMI ORAMAN ALANI KULLANIMINDA”
“İlçemiz, Huzur Mahallesi sınırları içerisinde yaklaşık 24 hektarlık alanda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 11/02/2025 tarihinde 1/25.000 Ölçekli Nazım, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı onanmıştır. 21/02/2025 tarihinden itibaren 15 gün süreyle eş zamanlı olarak askıya çıkarılmıştır” diyen Uzun, “Bilindiği üzere, Narlıdere İlçemiz Huzur Mahallesi sınırları içinde yer alan, 8 adedi Maliye Hazinesine, 1 adedi ise Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ait olan, toplam yüzölçümü 237 dönümlük bir alana tekabül eden rezerv yapı alanı ilan edilen ve İzmir – Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda, imar planı çalışmasında yer alan parsellerin neredeyse tamamı ‘Kentsel Yerleşik Alan’ kullanımında, 1995 parselin bir kısmı ise ‘Orman Alanı’ kullanımında kalmaktadır” açıklamasında bulundu.
“ÇEVRE DÜZENİ PLANI GÖZARDI EDİLMİŞ”
Alt ve üst ölçekli planların birbiriyle uyuşmadığına dikkat çeken Uzun, “İzmir Büyükşehir Bütünü 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ise, söz konusu parseller ‘Ağaçlandırılacak Alan’, 1995 No.lu parsel ise ‘Orman Alanı ve Askeri Alan’ kullanımındadır. Onaylanan planlardan 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı göz ardı edilerek yapılmıştır. Kısacası, bu plan türlerinde uygunluğun sağlanması, alt ölçek planlardaki kararların, üst ölçek ana plan kararları ile uyumlu olması zorunludur” diye konuştu.
“TAŞIT VE YAYA YOLLARI UYGUN EĞİMDE DEĞİL”
Uzun, planların alanla uyuşmasında da problemler olduğunu belirterek şunları kaydetti:
Onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı incelendiğinde bazı taşıt ve yaya yollarının trafiğe uygun eğimde olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca alanın güneyinde yer alan donatı alanlarına erişimin nasıl yapılacağına dair tereddütler bulunmaktadır.
“YÖNETMELİĞE GÖRE AĞAÇLANDIRILACAK ALAN KONUTA DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ”
Onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda yer alan bazı parsellerin mevcut 1/1.000 Ölçekli Uygulama İmar Planlarımızda “Ağaçlandırılacak Alanlar” olarak planlı olduğu görülmektedir. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği EK-2 tablosunun ilgili maddesine göre, söz konusu alanlar konut kullanımına dönüştürülememektedir.
“SINIRLAR ÇAKIŞIYOR”
Onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı incelendiğinde Devlet Orman Sınırı olarak belirlenen sınırın dışında tutulmadığı ve yer yer sınır olarak çakıştığı alanların olduğu tespit edilmiştir.
“TOPLU KONUT ALANINDA ÖZEL EĞİTİM ALANI MAHKEMEDEN RET ALMIŞTI”
İmar Planlarında sosyal konut alanı olarak planlanan bölgede, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığına ait olan parselde, eğitim ihtiyacının kamusal alan olarak değil, “Özel Eğitim Alanı” şeklinde çözümlendiği görülmektedir. Daha önce mahkemeye konu olan ve “Özel Eğitim Alanı” olarak belirlenen alanın, mahkeme kararında toplu konut alanlarında özel eğitim alanı yapılmasının uygun olmayacağı belirtilmesine rağmen, söz konusu plan, aynı kararla onanmıştır.
“BELEDİYE HİZMET ALANI KISITLAMASIYLA KAMU ZARARI OLUŞUYOR”
Onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planında Belediye Hizmet Alanlarına yönelik kısıtlama getirilmiştir. İlçeye gelecek nüfusa hizmet etmek üzere birçok tesis yer alabilecek kamusal alan oluşturmak yerine, kısıtlama getirilerek kamu zararı oluşturulmaktadır.
“ETÜR RAPORU BULUNMAYAN TAŞINMAZLAR TESPİT EDİLMİŞTİR”
Onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notlarında, İlgili kurumların jeolojik ve jeoteknik etüt raporlarında belirtilen hususlara uyulması gerektiği ifade edilmiştir. Ancak bu raporlar, 1/5.000 ölçekli Uygulama İmar Planına esas olup, 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planına esas olan Jeolojik Etüt Raporu bulunmayan taşınmazların da bulunduğu tespit edilmiştir.
“MAHKEME KARARI GÖZARDI EDİLMİŞ”
2021 yılında askıya çıkarılan 156 ada 1962 parselle ilgili daha önce verilen mahkeme kararlarında, söz konusu alanın, üst ölçek planlarda “yeşil kuşak” olarak nitelendirilen bölgede yer aldığı, yerleşime açılmasının uygun olmayacağı belirtilse de mahkeme kararının göz ardı edildiği görülmektedir.
“BELEDİYEMİZDEN GÖRÜŞ ALINMADI”
İmar Planları ilçemiz sınırları içinde yer almasına rağmen iptal edilen imar planlarının ardından Narlıdere Belediyesi’nden görüş talep edilmemiştir. Diğer kurum görüşlerinden de olumsuz olanlar ile güncel olmayan ve eksik kurum görüşlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
“BELEDİYELER ŞEHİR PLANLAMASINDA SÖZ SAHİBİDİR”
Belediyeler, yerel halkın doğrudan temsil edildiği kurumlar olup, şehir planlamasında söz sahibidir. Bu tür planlamalar, ilçe belediyesine sorulmadan yapılmamalıdır. Belediyeler sürece dâhil edilmeden yapılan imar planları, bölgenin ihtiyaçlarına uygun olmayan, altyapıyı zorlayan, planlama ve şehircilik ilkelerine uygun olmayan ve çevresel dengenin bozulmasına neden olan uygulamalara zemin hazırlamaktadır.
“UYGULAMADA KARŞILIĞI YOK”
Söz konusu parseller, teorik olarak, 6306 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında tarif edilen ‘Rezerv Yapı Alanı' kapsamında yapılmış olsa da, uygulamada karşılık bulamamıştır. Bu alanda, sosyal konuttan, sosyal donatı alanlarının işlevselliğinden söz etmek mümkün değildir.
“ARAZİ EĞİMİNDEN KAYNAKLI ULAŞIM SORUNU YAŞANIR”
Yoğun ağaç dokusunun ve oldukça eğimli arazinin bulunduğu bölgede, yapılan imar planının uygulanabilirliğinden söz etmek mümkün değildir. Söz konusu alan incelendiğinde yaya ve taşıt yollarının uygun eğimde olmadığı tespit edilmiştir. Yine arazi eğiminden kaynaklı donatı alanlarına erişim sorunlarının yaşanacağı açıktır.
“NARLIDERE’NİN GELECEĞİ İÇİN HER TÜRLÜ YASAL YOLA BAŞVURACAĞIZ”
Daha önce de mahkeme kararıyla iptal edilen aynı alanda yapılan imar planlarının iptal gerekçelerinden olan; “üst ölçek planlarda İzmir genelinde yeşil kuşak oluşturulması hedefine uygun olmadığı, teknik ya da nesnel gerekçelerin bulunmadığı, doğal nitelikli bir alanın gelişme konut alanına ve diğer kentsel kullanımlara dönüştürülmesi ile kararın yoğunluk artırıcı bir niteliğe sahip olduğu” belirtilmesine rağmen yeniden onaylanan planın mahkemede belirtilen hususları göz ardı ettiği görülmektedir. Belediyemizin, bu sebeplerle, kamu yararı gözetmeyen bu karara karşı gerekli tüm itiraz süreçlerini titizlikle yürüteceğini hatırlatıyor; Narlıdere’mizin geleceğini korumak için her türlü yasal yollara başvuracağımızı ifade ediyoruz.