YEREL YÖNETİMLER

Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun’la A’dan Z’ye... Yıllarca tahakküme başkaldırdım!

Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, görevde geçen ilk 100 günlük çalışmalarını anlattı. Tüzük kurultayı, orman yangınları, kadın ve gençlik kolları kongrelerine ilişkin de soruları yanıtlayan Uzun, “Başarılı bir genel başkan, başarılı bir genel merkez yönetimi, seçimlerden birinci çıkmış CHP, başarılı bir belediye başkanları grubu var. CHP her başarılı olduğunda birileri CHP’yi bir yerlerden çekiştirip bölmeye çalışıyor. Buna müsaade edilecek bir durum yok” dedi.

Abone Ol

Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir’in en genç belediye başkanları arasında yer alan 32 yaşındaki Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, siyasi yolculuğunu GÜNDEME BAKIŞ’a anlattı. İzmir’de yaşanan orman yangınları, Eylül ayında gerçekleştirilecek tüzük kurultayı, seçimli kurultay söylemleri, gençlik ve kadın kolları kongrelerine ilişkin soruları da yanıtlayan Uzun, görev yaptığı 100 günün Z Raporunu da paylaştı.

“GENEL BAŞKANIMIZDAN ALDIĞIMIZ CESARETLE ADAY ADAYI OLDUK”

Birçok aday adayının yarıştığı Narlıdere’de, aday olacağına dair inancını dosyayı aldığı ilk günden itibaren hiç kaybetmediğini anlatan Uzun, “Aday adaylığı süreci, benim kafamda olgunlaştırdığım bir durumdu. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel de kurultayı kazanmasıyla birlikte gençlere ve kadınlara yerel yönetimlerde, parti görevlerinde yer vereceğini, partinin artık yüzünü topluma dönmesi gerektiğini anlattı. Bunun sonunda benim aday adaylığı başvurum şekillendi. Genel Başkanımızın tutumu, ‘Biz, CHP içinde genç bir yaşta görev alabiliriz’ özgüvenini de içimize sindirmemizi sağladı. Sayın Genel Başkanımızdan aldığımız cesaretle ve yerel yönetimlerdeki deneyimimle yola çıktım. 27 yaşında meclis üyesi oldum, mecliste geçen dönem boyunca encümen üyeliği, imar komisyonu, plan bütçe komisyonu üyeliği gibi önemli görevlerde bulundum. Grup Sözcüsü olarak 4 yıl boyunca partime mecliste hizmet ettim. İş yaşantımda da kazandığım deneyimimle, ‘Ben bu görevi yapabilirim’ dedim. Biz de kentine hizmet etmek isteyen her CHP’li gibi bir iddia koyduk ortaya ve 15 kişi aday adayı olduk. Güzel, barışçıl bir aday adaylığı süreci geçirdik. Ardından da Sayın Genel Başkanımız ve parti yönetimimizin takdiriyle 32 yaş gibi genç bir yaşta belediye başkan adayı oldum. Atatürk’ün partisinde aday olduk ve seçime girdik, seçimi de layıkıyla atlattık. Tüm Narlıdereli’lere seçimde şahsıma ve partimize gösterdikleri teveccüh için teşekkür ederim” dedi.

“ADAY GÖSTERİLECEĞİME HEP İNANDIM”

“Sayın Genel Başkanımıza itimadım çok yüksekti” diyen Uzun, “Onun söyledikleri, koyduğu iddia ve anlattıkları toplumun beklentileriydi. Gençleri, kadın arkadaşlarımızı görevlendirerek de bizleri onurlandırdı. İlk günden beri ben aday gösterileceğime can-ı gönülden inanıyordum. Tabi ki tüm aday adayı arkadaşlarımız buna inanarak yola çıkıyor ama samimi şekilde söylüyorum, ben hep inanıyordum” şeklinde konuştu.

“MECLİS ÜYELİĞİ ALTYAPISINI İYİ ALDIM”

Dolu dolu yapılan meclis üyeliğinin belediye başkanlığı için iyi bir tecrübe sağladığını aktaran Uzun, “Bu biraz meclis üyeliği sürecini nasıl geçirdiğinizle alakalı. Başlı başına komisyonda, encümende görev yapmak tek başına yeterli değil. Önemli olan görev yaptığınız sürede o görevleri özümseyebilmek, kanunu okuyabilmek, yorumlayabilmek. Geçmişte yaşadığımız deneyimlerimiz bugün bize örnek teşkil ediyor. Yapmış olmak için değil de tüm aldığımız görevleri özümseyerek yapmış biriysek bu bize fazladan 5 sene kazandırıyor. Meclis üyeliği iyi bir altyapıydı ve ben bu eğitimi iyi aldığımı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“BEKLEDİĞİM GİBİ BİR BELEDİYE BULDUM”

“Seçildikten sonra nasıl belediyeyle karşılaştınız” sorusunu yanıtlayan Uzun, “5 yıl meclis üyeliği yaptım, göreve başladığımda tam da beklediğim gibi bir belediye buldum. Bildiğim bir belediyeydi.  Ben bu konularla gündeme gelmek isteyen bir belediye başkanı değilim. Herkesin bir yoğurt yiyiş tarzı var. Az önce de belirttiğim gibi ben 5 yıl meclis üyeliği yaptım ve beklediğim gibi bir belediye buldum. Bilmediğim bir yer değildi. Ben belediyenin durumunu bilerek parti içinde aday adaylığı mücadelesi verdim. Beklediğimi de bulduğum için hazırlıklıydım. Ekonomik anlamda sadece Narlıdere veya CHP’li belediyeler özelinde değil her siyasi partinin kazandığı, yönettiği belediyeler özellikle pandemi döneminde derin bir ekonomik çıkmaza girdi. ‘Bunun sorumlusu benden önceki belediye başkanıdır’ demek çok yanlış. Ben Ali Engin’le 5 yıl boyunca uyumlu meclis üyeliği yaptım, Ali Başkan Narlıdere’ye iyi hizmet etti. Emeği var olsun. Ekonomik olarak tabi ki o da ekonomik krizle mücadele etti, bir yandan da yatırım yapmaya devam etti, yatırım yaparken tabi ki personel ihtiyacı doğuyor işlerin yürüyebilmesi için. Bu süreçler kendiliğinden gelişti, bu bir yumak halinde… Bundan dolayı biz elimizden geldiğince mali disiplini sağlamış bir Narlıdere Belediyesi’ni inşa etmek için uğraşacağız. Tabi ki ufak tefek personel borçlarımız var, bunları kapatmaya çalışıyoruz. Maaşları zamanında ve tek parça halinde ödeyebilmek çok önemli. Açıkçası büyük yatırımları yapma dermanı olan bir belediye değiliz, düşük maliyetli, vatandaşın lehine olacak dokunuşlarla bir şeyler üreteceğiz. Bizim bugünün şartlarında personelin maaşını düzgün ödeyebilmemiz, temel belediyecilik faaliyetlerini düzgün yapabilmemiz gerekiyor. Temel tasarrufum bunlar. Layıkıyla görevimizi yerine getirerek belediyecilik yapmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“ÖNCELİĞİM MALİ DİSİPLİN VE DÜZENLİ MAAŞ ÖDEMESİ”

Erman Uzun, göreve geldiği günden itibaren neler yaptığına ilişkin ise şu bilgileri verdi:

Seçim döneminde ben vatandaşın arasındaydım ve onlara, ‘Mali disiplini sağlayacağım’ dedim. Seçimimize 1 hafta kala Narlıdere Belediyesi’nin işçileri eylem yaptı. Aslında durum ortaydı, bu durum kamuoyuna da yansıdı. Vatandaş nezdinde de ‘Bu belediye ne olacak, seçime 1 hafta kalmış, işçiler eylem yapıyor’ söylemleri vardı. Ben vatandaşa, ‘Önce işçimle barışmam gerekiyor. İşçilerimiz bizim görünen, vatandaşa dokunan yüzümüz, ben personelimle barışma metodunu tercih ediyorum. Benden büyük yatırımlar beklemeyin. Narlıdere Belediyesinin böyle bir kabiliyeti şu an yok, zaman içinde olacaktır’ dedim. Bundan dolayı sürece mali disiplin, düzenli maaş ödemesi yapabilmek olarak başladım. Bunlar için çalışmamız var. Tabi ki bir yandan da temel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra halka dokunacak belli başlı çalışmalar yaptık.

100 GÜNÜN Z RAPORU: “TAMİRAT, TADİLAT, BAKIM, ASFALT, TEMİZLİK, İLAÇLAMA”

Sema Sokak’ta neredeyse Mithatpaşa Caddesi’nin Narlıdere aksı kadar araç geçişi oluyor. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı ile Mithatpaşa Caddesini birbirine bağlıyor. Burada sürekli kaza, trafik sıkışıklığı, park ihlalleri gibi sorunlarımız vardı. Bu durum birikerek Mithatpaşa Caddesi’ni de etkiliyordu. Burada bir çalışma yaparak sokağı araç parkına kapattık, kaldırımlarını genişlettik, yakında da asfaltlamasını yaparak, hızlıca açacağız. Narlıdere yatay yapılaşmanın çok olduğu bir bölge, ilçemizin yüzde 70’i orman alanı, yüzde 20’si kentsel dönüşüm ve dikey yapılaşma, yüzde 10’u da tarım alanı ve yatay yapılaşma. Yüzde 10’luk tarım alanı ve yatay yapılaşmanın olduğu bölgede bahçe atığı ve moloz özellikle yaz sezonlarında bizi zorlayan işlerden biri. Elimden geldiğince ekip arkadaşlarımla birlikte moloz ve bahçe atığı işine yönelerek, vatandaşımızı sokaktaki görüntü kirliliğinden kurtarmaya çalıştık. Temizliğe önem verdik, sokaklarımızın hijyenine çok dikkat ettik. İlaçlamaya ağırlık verdik. En temel sıkıntılardan biri de bizim asfalt serim makinemizin olmaması ve asfalt serimi yapamamamızdı. Sadece yama yapabilecek araç gereçlerimiz var. Elimizdeki asfaltla 11 mahallemizin tamamında yama çalışmalarımızı bitirdik. Anaokullarımızın tadilatlarını yaparak yeni döneme hazırladık. Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) izolasyon çalışması yapıyoruz, çatısı akıyordu tamiratlarını yaparak kışa hazırlıyoruz. AKM’de tüm İzmirlileri kültür ve sanatla buluşturacağız. Çöp konteynerleri çok eski, yenisini almak çok maliyetli ve gücümüz yok. Konteynerlerimizi tamir ettik, kırık ayakları yaptık, boyadık, temizledik. Emekli olan teknik personellerimiz oldu. Bir sistem değişimi yaşandı, yeni bir sistemi kurduk.

“HARCAMALARI KISTIK, PİYASA BORCUMUZUN 3’TE 1’İNİ ÖDEDİK”

Her şeyin temeli mali disiplin. Tasarruf halindeyiz. Gereksiz diye nitelendirilebilecek 1 lira para harcamıyoruz, hatta gerekli olanları bile tasarruf mantığından dolayı gereksiz görmeye başladık. Harcamaları sonuna kadar kıstık, piyasa borçlarımızın 3’te birini ödedik. SGK sürecimiz var, biz de borçlu bir belediyeyiz. Borcumuzun bir bölümü yapılandırma, bir bölümü caride. Konuyla ilgili SGK il müdürümüzle de görüştük. Hükümetin aldığı bu karara tabi ki uyacağız, bunun için çözüm arıyoruz, SGK ile de iletişim halindeyiz. Bu krizi de atlatacağımıza inanıyorum.

“BELEDİYEYE ULAŞAMIYORUZ’ DEMEK ARTIK İMKANSIZ”

Önceki döneminde Pir Sultan Abdal Parkı’nın inşaası başladı. Büyükşehir Belediyemizle birlikte yapılan bir proje. Bu inşaat devam ediyor, onu bitirmeye çalışıyoruz. Burada güzel bir yaşam merkezi olacak, projeyi hızlandırdık. Vatandaşlarımızla buluşmak adına, sosyal olarak farklılık sağlamak adına Avrupa Futbol Şampiyonasında ve olimpiyatlarda kadın voleybol takımımız için dev ekranlar kurduk, vatandaşlarımızla bir arada spor müsabakalarını izledik. 23 Nisan’da çocuklarımız için yüz boyama etkinlikleri yaptık. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda gençlik ve spor futbol turnuvası gerçekleştirdik. Bundan sonra da her 19 Mayıs haftasında futbol turnuvamız olacak. Sivas anmamızı gerçekleştirdik, sanatçılarımızla birlikte Yukarıköy meydanında vatandaşlarımızla bir araya geldik. Belediye olarak Lanzorotti sözleşmesini imzaladık, çocuk istismarına tepkimizi göstermek istedik. Tüm kamu kurumlarının bu işe ağırlık vermesi gerekiyor. Yaz kurslarımızı ücretsiz yaptık, çocuklarımız kurslarımızda. Personellerimizin çocukları için anaokullarımızı ücretsiz yaptık. Yaz aylarında hava çok sıcaktı, saha ekiplerimizin büyük bölümünde saatleri sabah 6 - öğlen 1 yaparak yaz sıcağından korumak istedik. Komşu İletişim Merkezi’ni (KİM) kurduk. İyi bir yazılımla tüm istek, çalışma ve sonuçları raporluyoruz. Vatandaşımızın şu anda ‘Belediyeye ulaşamıyoruz’ diyebilmesi ilçemizde neredeyse imkansız. Kariyer ofisi kuruyoruz, bunun için bir yazılım aldık. İşverenle işçiyi yazılım üzerinden talep eşleşmesiyle bir araya getireceğiz. Esnaf masası kuruyoruz, esnafımız tek birimde tüm işlemlerini yapacak. Anaokullarımızda dezavantajlı ailelerimize öncelik verdik. Mandalin kafemiz var, self servis olarak hizmet veriyordu; burayı normal servis olarak değiştiriyoruz, bu da vatandaşımızın talebiydi. Sahilevleri’ne Narista büfeleri koyacağız. Büyükşehir Belediye Başkanımız da bu projeye onay verdi, sahilde yürüyen vatandaşlarımızı yeni nesil kahveci büfesinde uygun fiyatlı kek, sandviç, çay, kahve ile buluşturacağız. Kent lokantası açıyoruz. 4 çeşit yemek için bütçe dostu, ekonomik rakamlar öngörüyoruz. Emekliler lokali açacağız ve emekli vatandaşlarımızı uygun fiyatlı çay, kahve ile buluşturacağız. Limanreis Mahallemiz var, yıllarca Güzelbahçe mi, Narlıdere mi diye soru işaretlerini barındıran, askeriyenin batısında kaldığı için bir kısmın Güzelbahçe sandığı ama aslında Narlıdere’nin en güzel mahallelerinden biri olan Limanreis’e hak ettiği yatırımı İzBB ile kısa sürece yapacağız. Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüştüğümüzde bizim gayretimizi olumlu karşıladı. Elbirliğiyle kıyı düzenlemesi, seyir terası ve Narista Büfe ile vatandaşlarımızın nefes alacağı bir alanı yaratacağız. 2 tane aile çay bahçesi planımız var.

“EVDE HASTA BAKIM HİZMETİNİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYORUZ”

Evde hasta bakım hizmetini hayata geçirmeyi çok istiyoruz. Altyapısı hazır. Park Orman Tesislerimizde yine self servis bir restoranımız var, self servis kapsamında şikayet var. Burayı Narbel şirketi çalıştırıyor, burası zarar eden bir işletme. Burası için de bir çözüm bulmayı hedefliyoruz. Ürün çeşidini azaltacağız, çay, kahve, pratik hazır yiyecekler üzerinden sistem kuracağız. Yine insanlar burada nefes alacak ve biz aynı zamanda burayı kır düğün salonu yapmayı düşündük. Ancak orman yangınlarından sonra doğru olmayacağına kanaat getirdik. İhtimali dahi bizi bu düşünceden uzaklaştırdı.

“TEK BAŞIMA KARAR ALMIYORUM, NARLIDERELİLERE SORUYORUM”

Ben karar alırken tek başıma almıyorum, sosyal medya üzerinden anketler yapıyorum, Narlıderelilere soruyorum ve anketlerden çıkan sonuçları plan, projelerimize yansıtıyoruz. Self servisten masaya servislere geçişimiz de bu anketlerin sonucunda oldu. Can dostlarımız için pati parklar yapacağız. İnsanlar hayvanlar için, hayvanlar da insanlar için çok önemli. Doğanın ayarıyla oynamanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben de hayvansever ve can dostu olan bir arkadaşınızım. Makamda kendi kedim var. Hayvanlarla ilgili çıkartılan yasanın gözden geçirilmesi bizim en büyük temennimiz.

“DÜĞÜN SALONU VE PARK YENİLEMESİ YAPACAĞIZ”

Vatandaşımızda ciddi bir düğün salonu talebi var. Park Orman’a yapmadığımız takdirde düğün salonu alanı bulacağız. Parklarımızı yenilemeye devam edeceğiz. Bu konuda Büyükşehir Belediyemizle de görüştük. Kendi uhdemizde olan ve Büyükşehir’de olan parklarımızın tamamını elbirliğiyle yenileyeceğiz. Benim için en önemlisi Mithatpaşa Caddesi’nde olan Metin Göktepe Parkı. Son derece işlek bir park, benim kendi mesleğim gereğince de Metin Göktepe Parkı benim için daha anlamlı. Metin Göktepe önemli bir gazeteciydi, kendisini buradan da saygıyla anıyorum. Metin Göktepe parkını yenileyerek onun ismini layık bir park haline getireceğiz. 60’ın üzerinde parkımız var, diğer parklarımızın tamamında da yenileme işlemini yapacağız.

“YUKARIKÖY’Ü KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNE SOKMAK İSTİYORUZ”

Güngören Caddemiz var, geçen dönem ilk etabı tamamlamıştı, ikinci etap için çalışmalarımız var. Kaldırım düzenlemeleri, aydınlatmaları, sokak sağlıklaştırılması ve tabelaların tek tipleştirilmesi üzerine çalışmamız var. Metrodan sonra bir otopark düzenlemesi yapmamız gerekiyor ilçemizde, şu an onun çalışmalarını da yapıyoruz. En önemli işlerden bir tanesi 1850’lerde yerleşime başlayan bir kültür ocağını temsil eden Yukarıköy. 11’i tescilli 84 binadan oluşan Yukarıköy’ü UNESCO Kültür Mirası listesine sokmak için var gücümüzle çalışacağız. Avrupa Birliği Şefliği kurduk, AB ile proje çalışması yapacak, buradan da kaynak oluşturacağız. Kısa vadede planladığımız işler bunlar. Biz ilk yarıda bunları yapmayı hedefliyoruz. Ekonomik altyapımız, hamle kabiliyetimiz güçlendikçe, teknik imkanlarımız artıkça hayal ettiğimiz, vatandaşımıza seçimlerde taahhüt ettiğimiz projelerimizi de belediyecilik dönemimizin ikinci yarısında hayata geçirmek için uğraşacağız.

UZUN, TUGAY’DAN TALEPLERİNİ ANLATTI

İzBB Başkanı Cemil Tugay ile yapılan koordinasyon toplantısına yönelik de soruları yanıtlayan Uzun şunları kaydetti:

Cemil Başkanımız ‘Narlıdere’de kapalı yüzme havuzu yapılabilecek bir yer var mı?’ diye sordu. Bende olduğunu söyledim. Bunun üzerine bürokrat arkadaşlara incelemeleri noktasında talimat verdi. Yapılır yapılmaz değerlendirmeler sonucunda belli olacak. İlçemize böyle bir tesisin kazandırılması mutluluk verici. Başkanımıza biz istemeden bunu bize sunmuş olduğu için sizin aracılığınızla tekrar teşekkür ediyorum. Bizim kendisinden başka isteklerimiz oldu. O noktada da Cemil Başkanımız gerekli koşullar sağlandığında destek olacak. Bizim temel isteğimiz asfalt. Mithatpaşa Caddesi bunlardan bir tanesi, programda asfaltlanacak. Narlıdere’de kapalı pazaryeri talebi var, bu sadece bir pazaryeri olmayacak. Cemil Başkanımız adayken lansmanında Avrupa tipi pazaryerlerini bize anlatmıştı. Haftanın 7 günü kullanılan bir pazaryeri… Bunun için kendisine bir görsel hazırladık biz, ben de bu hayalin bir parçası olmak istediğimi kendisiyle paylaştım. O da değerlendirelim dedi. Olursa Narlıdere için güzel bir hizmet olur. Temel hizmete dair koordinasyonu daha fazla nasıl sağlayabiliriz, neleri öncelemeliyiz diye konuştuk.

“SEÇİMLİ KURULTAY İÇİN SEBEP YOK”

Başkan Uzun tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönmesini gerektirecek hiçbir sebebin olmadığını söyleyerek, “Bu konularda çok fikir beyan etmeyi seven birisi değilim. Ben açıkçası seçimli bir kurultay öngörmüyorum. Olması için bir neden var mı? Hayır. Başarılı bir genel başkan, başarılı bir genel merkez yönetimi, seçimlerden birinci çıkmış 100 yıllık çınar CHP, başarılı bir belediye başkanları grubu var. Ne için bu arayışa gireceğiz? Mantıklı bir tek cevap yok. CHP her başarılı olduğunda birileri CHP’yi bir yerlerden çekiştirip bölmeye çalışıyor. Buna müsaade edilecek bir durum yok. Böyle bir ihtimalin olduğunu düşünmüyorum” dedi.

“ÖNSEÇİM SAĞLIKLI ZEMİNDE DOĞRU SONUÇ VERİR”

“Tüzükte nelerin değişmesi gerektiğinin kararını verecek olan örgüttür, delegasyondur” diyen Uzun, “Biz yerel yöneticiler olarak bu konularda görüş dahi beyan etmemeliyiz diye düşünüyorum. Önseçim mutlaka CHP’nin bir gerçeğidir. Önseçim korkulması, kaçılması gereken bir seçim metodu değildir. Benim gibi örgütten, partinin içinden gelmiş birisi için de önseçim son derece sempatiktir. Bizim parti içinde nezaketli, tatlı yarışlarımız bize heyecan verir. Yıllarca gençlik kollarını bu duygularla takip ettik. Parçası olduğumuzda mutlu olduk. Örgütün bu noktada belirleyici olması gerekiyor diye düşünüyorum. Ancak tek başına ‘Önseçim olsun’ demek de ayakları yere sağlam basan bir talep değil. Sağlıklı zemin oluştuğu zaman önseçim doğru sonuç verecektir. Sağlıklı zeminin birçok ayağı var, burada üye yapısını kastetmiyorum. Üye yapımızla ilgili bir sorun görmüyorum. Önseçim evet ama ayakları yere sağlam basan önseçime daha da evet” dedi.

“NEPOTİZM TASVİP EDECEĞİMİZ BİR ŞEY DEĞİL”

CHP’li yöneticilerden gelen “Nepotizm” çıkışlarının hatırlatılması üzerine konuşan Uzun, “Nepotizm tabi ki bizim tasvip edeceğimiz bir şey değil. Nepotizm kapsamında tüzükte ne önerilecek? Nepotizm hayatımızın hiçbir alanında kabul edeceğimiz bir durum değil, o yüzden bunu tüzüğe işletip bir yaptırım uygulanabilir mi hukuki olarak bilmiyorum, hukukçu da değilim. Yanlış bir şey ifade etmek istemem. Sadece nepotizmi doğru bulmadığımı ifade etmek isterim” diye konuştu.

“YILLARCA TAHAKKÜME BAŞKALDIRDIM”

“Gençlik Kolları kongresinde taraf oldunuz mu” sorusuna Uzun, “Gençlik kollarında da kadın kollarında da hiçbir şekilde sürece müdahale etmedim. Çünkü yıllarca gençlik kollarında mücadele eden bir genç olarak; bizden büyüklerin, bizlerin üzerinde doğrudan tahakküm kurmaya çalıştığı, yönlendirdiği, ‘benim dediğimi yapacaksın’ noktasına getirdiği süreçlerde ben hep bu baskıya başkaldıran bir gençlik kolları neferi oldum. Ondan dolayı da hiçbir şekilde kolların seçimlerinde ne kadın kollarında ne de gençlik kollarında böyle bir taraflığım söz konusu olmadı. Bugün Narlıdere’de yarışan 2 arkadaşımız da genel seçimlerde de yerel seçimlerde de CHP bayrağını daha fazla dalgalandırmak için mücadele etmiş, süreçlere katkı koymuştur. Bizim genç arkadaşlarımızın arasında bir tercih yapma ihtimalimiz zaten olamaz. Hepsi benim kardeşim olarak nitelendirdiğim, bu kapıdan istedikleri gibi girip çıkan, dışarıda sosyal olarak zaman geçirdiğim, halı saha maçları yaptığım, paylaşımda bulunduğum insanlar. Ben onların arasında bir tercih nasıl yapabilirim! Asla ve asla bir tercihim olmadı” yanıtını verdim”

“SAHİLEVLERİ’Nİ BETONLAŞTIRMAYIZ”

İnciraltı Planları’nda partisinin tutumuna destek verdiğini ve Sahilevleri’nin betonlaşmasına karşı olduğunu anlatan Uzun, “Biz partimizin tutumunun arkasındayız. İnciraltı benim bölgem değil, İnciraltı üzerinden bizim Sahilevleri bölgemize ilişkin bazı söylemler duyuyoruz. Neredeyse aynı tip ve özelliklerde 2 bölge İnciraltı ve Sahilevleri… Hatta çoğu insanımız sınırın nerede başlayıp bittiğini bilmiyor. Planlarda Sahilevleri’ni kapsayan bir durum söz konusu değil. Bizim de ‘Sahilevleri’ni betonlaştıralım’ diye bir duruşumuz yok. Buralar Narlıdere’nin nefes alma alanı, İzmirlilerin nefes alma alanı. Bu bölgemizde koruma imar planımız var. Bu planımızla yolumuza devam edeceğiz. Sahilevleri Narlıdere’nin ve İzmir’in oksijen deposu olmaya devam edecek” açıklamasında bulundu.

“TANKER FİLOMUZU BÜYÜTMEYE ÇALIŞACAĞIZ”

Makam odasından yanan orman alanlarına işaret eden Uzun, “Tablo korkunçtu. Devletimizin ciddi anlamda yangın söndürme için hava ağına ihtiyacı olduğu gün gibi ortada. Orman Müdürlüklerimizin, ormanlarımızın daha fazla bölümünde su tankerlerini bırakması, sulama metodu oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Bizim 2 tane tankerimiz var, yaşlı tankerler bunlar, sürekli arıza veriyorlar. Tankerlerimizi yenilemeye çalışacağız. Küçük çaplı römork tanker alıp, elimizdeki tankerlerle birleştirip tanker filomuzu büyütmeye çalışacağız. Burada en büyük sorumluluk ne yerel yönetimlerde ne de devlette aslında, en büyük sorumluluk vatandaşımızda, biraz daha hassas davranmalı. İzmarit, cam şişe atmayacak. Ormanda mangal yakmayacak. Herkes kendi sorumluluğunu yerinde getirecek, vatanda da, yerel yönetimler de, devlet de... Böyle olursa bu sorunlar hemen hallolacak” dedi.