Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve eşi Necip Mutlu ile Ramazan Bayramı özel röportajımız için bir araya geldik. Geçtiğimiz günlerde 20. evlilik yıldönümünü geride bırakan güzel çift, hiç bilinmeyenlerini bol kahkaha eşliğinde GÜNDEME BAKIŞ’a anlattı.
Kim daha kıskanç, kim daha aşık, kim daha çok seviyor, kim daha iyi yemek yapıyor? Başkan Nilüfer Çınarlı Mutlu evde nasıl bir eş, nasıl bir anne? Belediye başkanı seçildikten sonra hayatlarında neler değişti? Mutlu çifti içtenlik ve samimiyetle tüm soruları yanıtladı.
Keyifli sohbetimize “Nasıl tanıştınız?” sorusuyla başladık.
Nilüfer Mutlu: Biz Mimarlar Odasında yöneticiydik ikimizde, tanışmamız 1990’lı yılların başındaydı. Necip İstanbul Şube’de yöneticiydi, ben İzmir Şube’de çalışandım. Ben İzmir’de yönetici oldum, Necip de Genel Merkez de yönetici oldu ve o toplantılarda başlayan bir ilişki bizimkisi.
Nilüfer Hanım’a aşık olduğunuzu nasıl anladınız?
Necip Mutlu: Ben Mimarlar Odası’nda genel sekreterdim, Nilüfer de İzmir şubedeydi. Biz toplantılarda görüşüyorduk. Bir anda başladı aslında. Gaziantep’te bölge toplantımızda başladı. Daha öncede tanıyordum ama orada aşık oldum.
Nilüfer Mutlu: İlk Necip bana açıldı. O İstanbul’da yaşıyordu, çok evlenmek istedi, ben uzun süre kabul etmemiştim, ‘Ben İstanbul’a gelmem, İzmir’den ayrılmam’ dedim. O İzmir’e geldi.
“ROMANTİK BİR EVLENME TEKLİFİ ALMADIM”
Evlenme teklifi etti mi?
Nilüfer Mutlu: Bizde romantik tek taşlı, diz üstüne çökülerek bir evlenme teklifi olmadı. Necip rasyonel bir insan, ‘Evlenelim’ bile demeden, ben İzmir’e yerleşirim, şurada düğün yaparız gibi direkt konuya girdi.
“TANIYINCA ‘BEN BUNLA EVLENİRİM’ DEDİM”
Necip Mutlu: Zaten tanıdıktan sonra ‘Ben bununla evlenirim’ dedim. Hem fiziksel olarak güzelliği hem de becerisi, yetenekleri, iyiliğini gördüm. Bireysel ilişkilerde sıcak şeyler yakaladık. Bununla evlenilir dedim.
“NİLÜFER’DEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY İSTANBUL’U BIRAKTIRAMAZDI”
Neden romantik bir evlenme teklifi yapmadınız?
Necip Mutlu: Biz öyle bir şey yapmadık… Bizim işleye işleye giden bir teklife dönüştü, öyle bir anlık değil. Birlikteydik, her seferinde daha güçlü bir ilişkiye döndü. İlk günden itibaren ailelerimizle birlikte yürüyen bir süreçti. Hep evlenme düşüncemiz vardı. Ben İstanbul’da yaşıyorum, İstanbul’u çok severim, bu evlilik için İzmir’e gelmeyi göze aldım. Başka hiçbir şey, Nilüfer’den başka hiçbir şey İstanbul’u bırakmamı sağlayamazdı.
“BİZ HER ŞEYİ BİRLİKTE YAPARIZ”
Nilüfer Mutlu: Biz her şeyi birlikte yapıyoruz, bebeğimiz olduğunda benim annem, ablam, bakıcımız vardı ama ilk banyosunu yaptıran Necip’ti. Altını almaktan yıkamaya, gezdirmeye, yemeğine kadar her şeyini yaptı. Hala baba oğul olarak bambaşka bir ilişkileri var. Evde de Necip çok iş yapar. Ben yemek yapıyorsam o mutfağı toplar, tozu birlikte alırız, temizliği birlikte yaparız.
Romantik bir erkek misiniz?
Necip Mutlu: Öyle olduğumu söylüyorlar.
Nilüfer Mutlu: Kim söylüyor (Gülüyorlar)
Sürpriz yapar mısınız Nilüfer Hanıma?
Necip Mutlu: Ben şehir ve ülke dışındaydım 2014’e kadar. Hafta sonları görüşebiliyorduk. Kendi tempomuz o kadar yoğundu ki birbirimize sürpriz yapamıyorduk. Oğlumuz vardı, onunla program yapıyorduk.
Nilüfer Mutlu: Evlilik yıldönümümüzdü, ben meclisteydim, ‘Kaçta çıkıyorsun, arkadaşları eve çağıracağım’ dedi.
Necip Mutlu: Bir program yapmak istiyorum ama yoğunluğundan dolayı o program olmayacağı için yapamıyorum. Geçtiğimiz 5 Mart bizim evlilik yıldönümümüzdü. Ben aylar önce bununla ilgili bir program yapmak istedim ama işleri o kadar yoğun ki… Oğlumuzu görmeye gidemiyoruz. Nilüfer Hanımın temposu sürpriz yapmaya elvermiyor. Belediye başkanlığından önce de aynı tempodaydı, hep çok çalışır. O yüzden sürpriz yaptığınız zaman boşluğa düşüyorsunuz.
Bu durumdan rahatsız mısınız?
Necip Mutlu: Değilim, alışığım bu temposuna. Bu zarar veren bir şey değil.
Nilüfer Mutlu: Necip kahvaltı dahil her şeyi birlikte yapmayı seviyor. Şu anki görevimden dolayı tabi biraz boşluk oluşuyor hayatımızda. Geçtiğimiz haftalarda Pazar günü evdeydim, büyük bir şevkle kahvaltıyı hazırladı. Çünkü artık Pazar kahvaltısı yapamaz olmuştuk.
“BEN KISKANÇ DEĞİLİM AMA NECİP KISKANÇ”
İlişkide kim daha kıskanç?
Necip Mutlu: Nilüfer Hanım benim kıskanç olduğumu söyler ama bence o da kıskanç. Ben daha kıskanç olabilirim.
Nilüfer Mutlu: Necip kıskanç, ben kıskanç değilim. Elbette ki kıskanmışımdır ama Necip kıskanç. Her şeyi birlikte yapmayı seven biri, onsuz eğlenmen, gezmeye gitmen gibi şeyleri de kıskanır. Birlikte zaman geçirme konusunda çok hassastır.
“İYİ BİR EŞ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM”
Nilüfer Çınarlı Mutlu nasıl bir eş?
Nilüfer Mutlu: Ben iyi bir eş olduğumu düşünüyorum. Evliliğimizin ilk yılında bebeğimiz oldu, 2005’te oldu, Necip’in işlerini bırakıp tamamen İzmir’e gelmesi 2014’te oldu. Ben 9 yıl sabah 9 akşam 9 bir işte çalıştım, hem çocuk büyüttüm. Ve hiç bu konuda sıkıntı çıkarmadım. Necip hafta sonu geliyordu ve tamamen oğlumuzla ilgileniyordu. Şanslıydım annem, ablam vardı ama ben 9 yıl yalnızdım.
Nasıl bir annesiniz?
Nilüfer Mutlu: Ben kuralcı bir anneyim, iş hayatında nasılsam evde de aşağı yukarı öyleyim. Düzen çok seviyorum, kural seviyorum. Oğlum da küçükken çok kural seviyordu. Biz ailece evi seviyoruz. Evde, ailesiyle birlikte olmayı seven bir insanım.
Eşimle sokakta yürümeyi seviyoruz. Eskiden biz sabah çıkıp Kemeraltı’na yürür, alışverişimizi yapıp eve döneriz. Sokaklarda yürümeyi çok seviyoruz. Şu anda tabi ki bunu çok yapamıyoruz. Oğlumuz da bizimle en çok sohbet etmeyi seviyor. Oğlum ben siyasete girdikten sonra siyaseti çok takip etmeye başladı. Şu an 19 yaşında ve siyaset en yoğun ilgi alanı diyebilirim.
“AİLEM ADAYLIĞIMI DESTEKLEMEDİ”
Belediye başkanı olmak istemenizi aileniz destekledi mi?
Nilüfer Mutlu: Eşim destekleyici olmadı açıkçası, çünkü öncesinde milletvekili adaylığı sürecim vardı. O ne yapacağımı da çok bilemediğim bir süreçti, listede yer almadım. Ardından belediye başkanlığı isteyince, yine olmaz ve ben üzülürüm diye istemediler. Ancak ben değişim olduğu için başvurdum. Değişim olmasaydı başvurmazdım. Partimizin yeni yüzünün kadınlara, gençlere, kenti dert edinen meslek odasından gelenlere kapısını açacağını hissettiğim için de başvurdum. Evde harika bir tepki olmadı, milletvekili aday adaylığının hayal kırıklığından dolayı. Hatta ablamdan gizli başvurdum, başkasından duymuş, bana sordu. Üzülmemi istemediler.
“ÜZÜLMESİNİ İSTEMEDİM O YÜZDEN KARŞI ÇIKTIM”
Necip Mutlu: Kolay bir süreç değil, Türkiye’de siyaset liyakat ve bilgi esaslı yürümediği için… Belli göreve gelmesi gerekenlerden çok belli ilişkileri olanların o görevlere geldiği bir ortamda yaşıyoruz. En büyük problem de bu. Nilüfer’in background’u, birikimi, deneyimi bu görevleri fazla fazla yapabilecek düzeyde, orada bir sıkıntı yok ama bunu değerlendirecek kriterlerin oluşması önemli olan. Biz bunu milletvekili aday adaylığı döneminde yaşadık, diyalog bile kuramayıp, kendinizi anlatacak ortam bile bulamıyorsunuz bazen. Böyle bir süreç. Belediye Başkanlığı sürecinde daha deneyimliydi ve partideki değişim de buna kapıyı açtı, liyakati daha çok öne çıkartan bir ilişki oluştu. Hak ediyordu ve belediye başkanı oldu.
“ADAY OLDUKTAN SONRA HERKES ÇOK GURURLANDI”
Adaylık sürecinizde hiç kaybetme korkusu yaşadınız mı?
Nilüfer Mutlu: Aday olduktan sonra herkes çok gururlandı. Müthiş bir çalışma tempomuz başladı adaylıkla birlikte. Konak’taydık ve seçilememe şüphesi duymadım. Kendi anketlerimizi de yapmıştık, ben burada yaşıyorum. İzmir’in siyasi refleksini de biliyordum. Sokakta Mayıs seçimlerinin kırgınlığı devam ediyordu, öfke vardı ama öfke bize değil, değiştirememiş olmayaydı. Bu öfkeyi dönüştürebileceğimizi biliyorduk ve onun için çok çalıştık. 21 puan farkla kazandık.
“GÜNDE 2-3 SAATLİK UYKUYLA SÜRECİ YÖNETTİK”
Konak’ta tüm adaylar kadındı ve en güçlü rakibiniz çok çalıştı…
Nilüfer Mutlu: Biz güzel bir kampanya dönemi geçirdik. Ceyda Hanım da çok çalıştı, ben de çok çalıştım. Herkes, tüm adaylar sokaktaydı, tüm adaylar kadındı, güzeldi ve yoğundu. Günde 2-3 saatlik uykuyla süreci yönettik.
Göreve başladıktan sonra eşiniz ‘Ben elinden tutup sinemaya gitmek istiyorum, yeter artık bana da vakit ayır’ diye ya da oğlunuz ‘Anne ben seni daha çok görmek istiyorum’ diye isyan etti mi?
Oğlum çok gurur duyuyor, çok mutlu. Eşim de ise bir oryantasyon süreci tabi ki oldu. Bunun kenti, belediyeciliği bilmekle ilgisi yok, geldiğiniz yapı başka bir yapı. Buraya adapte olmanız çok çalışmanızı gerektiriyor. Bir ara ‘acaba Pazar günleri çalışmasan, bize ayırsan’ dedi. Birkaç Pazar bunu denedim ama olmadı tekrar başladım Pazar günü çalışmaya. Eşim de bazen bizim programlarımıza katılıyor.
ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN RAHATSIZ OLUR MU?
Erkekler kendilerinden güçlü kadından rahatsız olur derler, sizde böyle bir durum söz konusu oldu mu?
“ESİP, YAĞABİLİRİM”
Nilüfer Mutlu: Ben Mimarlar Odasında da çok güçlüydüm, ben müdanasız da bir insanım, esip, yağabilirim. Benim gücüm konusunu bilerek evlendi. Asla bunlardan etkilenecek biri değil. Kadının güçlenmesini destekleyen biri.
Necip Mutlu: Ben hiç rahatsız olmam. Bazen benim çok öne çıkan görevlerim oluyordu, bazen onun oluyordu, biz böyle bir tempoda yaşadık. Onun başarılı olması bana onur ve gurur verir.
“NİLÜFER KONAK’TA FARK YARATTI”
Siz Nilüfer Hanım’ın eşi olmanın yanı sıra Konak’ta yaşayan bir vatandaşınız, nasıl bir başkanınız var, memnun musunuz?
Necip Mutlu: Konak’ta fark yarattığını düşünüyorum 1 yılda. Çünkü en azından halka değen, sokakta olan, makamdan işleri yürütmeyen bir belediye başkanı olduğunu görüyoruz. Bunu herkes görüyor. 111 mahalle var, 111 mahalleyi dolaşıyor. Böyle bir tempoda çalışıyor, halkın sorunlarını, taleplerini biliyor. Tabi ki imkan meselesi bu sorunların hepsini çözmek ama başta sosyal politikalar ve temel sorunlar anlamında fark yarattığını görüyorum. Konak’ın büyük kısmı Büyükşehir hinterlandında, oradaki çalışmalarla bağlı.
“NİLÜFER İYİ YEMEK YAPAR BU DÖNEM MUTFAĞI KAPATTIK”
Nilüfer Hanım en güzel hangi yemeği yapar? Birlikte ne yapmaktan keyif alırsınız?
Necip Mutlu: Nilüfer yemek konusunda beceriklidir, iyi yemek yapar. Bu dönem mutfağı kapattık ama yaptığı zaman çok güzel yemekler yapar. Biz en çok birlikte zaman geçirmeyi severiz, yürümeyi severiz, kilometrelerce yürürüz. Geçen yıl bunu yapabiliyorduk, bu yıl yapamadık.
İkinizde kilonuza dikkat ediyorsunuz, uyarıyor musunuz birbirinizi?
Nilüfer Mutlu: Kesinlikle uyarıyoruz. Birlikte diyetisyene gittik, ilk haftada Necip zayıflama rekoru kırdı, ben veremedim.
Necip Mutlu: Ben koşu da yapıyorum Kültürpark’ta.
Nilüfer Mutlu: Ben eskiden spor yapıyordum ama şu anda yapamıyorum.
“DÖNÜŞÜMÜN GÜÇLÜ FARK EDİLECEĞİ AŞAMADAYIZ”
Konak’ta kadın belediye başkanı olmak nasıl?
Nilüfer Mutlu: Muhteşem, çünkü Konak muhteşem bir yer. Belediye Başkanlığı yaptığınız yerde Kemeraltı var, Agora, Kadifekale, Kordon var. Daha ne isteyebilir bir insan, bu kadar güzel geçmişi olan bir yerin yöneticiliğini yapıyorsunuz. Sorumluluğu çok fazla ama gururu da çok fazla. Buraya layık olmaya çalışıyorum. Ben kendimi çok eleştiririm, sürekli olarak fark yaratılması, değişimin, dönüşümün başladığının gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Henüz tam o noktada değiliz 1 yılın sonunda. Temizlikte, halka ilişkilerde, asfaltta, kaldırımda fark yarattık ama artık daha güçlü fark edilmesi gerekiyor dönüşümün o aşamadayız.
“SİZİ KIRILGAN GÖRÜYORLAR AMA ÖYLE OLMADIĞINI ANLATACAĞIM”
Sizi en çok zorlayan ne oldu?
Kadın olmak genelde zor Türkiye siyasetinde. Çünkü yapı sizi kırılgan görüyor ya da kırılgan olduğunuzu var sayıyor. Üzerine gidersem, sıkıştırırsam, zorlarsam bana teslim olur diye erkek siyaseti düşüncesi var. Ben de onlara onun öyle olmayacağını anlatacağım bu 5 yılda.
“KADINLAR GÜCÜNÜ GÖSTERSİN İSTİYORUM”
Ben İzmir’de kadınları çok güçlü görüyorum. Benim yıllardır eleştirdiğim nokta kadın milletvekili azdı, belediye başkanı zaten yok gibiydi. Bütün ülkede örnek olan bizim seküler duruşumuz; İzmirli kadınların sayesinde. Biz yaşam biçimlerimizden ödün vermediğimiz için hala İzmir bu kadar modern. Herkes akın akın gelip yaşamak istiyor. Kadınlar gücünü göstersin istiyorum, bu şans verildiği için de mutluyum.
“ÇALIŞACAĞIZ, BAŞARACAĞIZ”
Ben Konak’a hakimdim, tüm planlarını biliyordum, Alsancak planlarını, Gültepe Planlarını… Ancak belediyeye gelip kurumsallığı oturtmanız bir zaman alıyor, çok zamanımı almadı, geçmiş deneyimlerimin faydasını çok gördüm. Zaman hızlı geçiyor, ekonomik krizdeki bir ülkede başkanlık yapıyoruz. Tabi ki ekonomik sıkıntılar var ama sorun değil, çalışacağız, başaracağız.