İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 11- 13 Eylül tarihleri arasında İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen LOGISTECH - Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mihri Çelik başkanlığında Başkanlar Oturumu yapıldı. Konuşmacılar, başta Kalkınma Yolu olmak üzere ülkemizi küresel taşımacılık koridorlarına bağlayacak projelerin önemine dikkat çekerken dijital teknoloji ve yeşil dönüşüm ile coğrafi avantajın lojistik fırsata çevrilebileceğini dile
“Hava kargoya olan talep arttı”
Pandemi sonrasında değişen tüketim alışkanlıkları ve e-ticaretin etkisiyle kargo taşımacılığına olan talebin arttığını dile getiren THY Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, “E-ticaretin pandemiyle birlikte artması, hava kargo taşımacılığını canlandıran ana etmenlerden biri oldu. Özellikle son dakika teslimatlar ve hızla dönen stoklarla alakalı hava kargo hizmetlerine olan talep arttı. Türkiye’nin coğrafi konumu, tedarik akışında çok önemli role sahip. İstanbul Havalimanı, dünyanın en modern, önemli, en büyük hava merkezlerinden biri oldu. THY, dünyada en geniş uçuş ağına sahip havayolu. Bununla birlikte gelen imkanlar, kaliteli sunulan hizmetler, büyüyen kargo operasyonları ile Türkiye’nin dış ticaret kapasitesini artırma açısından çok ciddi bir kaldıraç rolünü oynuyoruz hep beraber” diye konuştu.
“Türkiye, hedeflediği yerin üstüne geçebilir”
Pandemi sürecinin küresel tedarik zincirlerindeki kırılma, yakından tedarik kavramı, lokal üretim süreçleri, Çin ve ABD arasında yaşananlar, Rusya –Ukrayna savaşı, Süveyş Kanalı olayı gibi gelişmelerin ülkemize yeni roller biçtiğini dile getiren UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, “İlk etapta pandeminin yarattığı şartlarda Avrupa, Türkiye için çok önemli bir pazar ve küresel tedarik süreçlerinin kırılganlığı, Türkiye’ye önemli bir rol biçiyor. Bu rolde, Türkiye doğru hareket ederse buradan kazançlı çıkarız. Özellikle demiryolu tarafında yapılacak bazı yatırımları ve transit taşımacılığın teşvik edileceği, kolaylaştırılacağı mevzuat düzenlemeleri ile Türkiye, elde ettiği bu avantajlı pozisyonu hem ciddi anlamda nakde çevirebilir hem de bölgesel gücünü sağlamlaştırabilir. Türkiye, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde hedefine ve hatta hedeflediği yerin üstüne de geçebilir. Ülkemizin yıllık 250 milyar dolarlık bir ihracatı var. Lojistik olarak aldığımız pay da buna göre şekilleniyor. Türkiye ihracatını da kurgulamalı. İhracatta, katma değeri olan, teknolojik üretimi olan, dünyada kendi hedeflediği pazarda tedarik alternatifi anlamında kolay kolay müşterisinin farklı tedarik kanallara yönelemeyeceği kıymette ürünlere odaklanmamız çok önemli. Bu hizmet ihracatına da ciddi anlamda çarpan etkisi yapacaktır. Bunun için fırsatlarımız ve çalışmalarımız da var. Zaman içerisinde bunun meyvesini göreceğiz ama bu altyapı çalışmalarından kesinlikle geri adım atılmamalı” dedi.
“Dijital ve yeşil dönüşüm çok önemli”
TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Erçelik, limanların dijital ve yeşil dönüşümünün önemine değinerek, “Türkiye bir yarımada ülkesi, dolayısıyla kıyı anlamında oldukça zenginiz, ama bu kıyı yapımızda limanlar oldukça sınırlı. Her tarafta liman kurmada, ekonomik maliyet ve fayda ilişkisi sınırlı. Dijitalleşme burada devreye giriyor. Var olan limanları daha optimumum çalıştırmak lazım, rekabetçi olmak için. ‘Ne kadar da dijital bir ülkesiniz, harika yatırımlar var’ diye alkışlasınlar diye değil başka çaremiz olmadığı için yapmamız lazım. Lojistik bütünsel bir olay, karayolu deniz yolu, yük, yolcu, kruvaziyer, hava kargo ile bağlantımız var. Limanlara büyük rol düşüyor ve iki kat kapasite artışı olacaksa verimlilik bu yüzden çok önemli. Avrupa yeşil dönüşüm diyor. Sınırda karbon vergileri geliyor. Eğer doğru adımları atmazsak hep beraber vergilendirileceğiz. Önemli olan kaynak bulup bu dönüşümleri tamamlayıp bir adım öne geçmek. Dolayısıyla bizim gündemimiz dijitalleşme ve yeşil dönüşüm. Yapmazsak zorlu bir dönem bizi bekliyor” diye konuştu.
“Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var”
Alsancak Limanı’na da değinen Erçelik, “Alsancak Limanı’nı ne yapacağız, yük elleçlemeye devam edecek mi? Belirli bir yük kaybı var Alsancak Limanı’ndan Aliağa limanlarına doğru. Benim fikrim; Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var, onun devam ettirilmesi yönünde. O devam ederken ilave fırsatlar da çıkabilir. Umarım o da kısa vakitte nihayetlenir. Tamamının özelleştirmesi konuşuluyordu, şimdi kısmi, yarı yarıya bir özelleştirme üzerinde duruluyor. Ben kamunun da elini çekmemesinin doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü özel sektör limanları da kendisine bir kutup yıldızı arıyor. Dünyada liman işletmeleri kamunun yatırım yaptığı sonrasında bir kullanım sözleşmelerini ihale ettiği bir düzende işletiliyor. Türkiye’de ise özel sektör eliyle yapılıyor. Dolayısıyla bir hizalama için de kamu elinin bu iş nasıl yapılırı gösterdiği bir şeylerin olmasının faydalı olduğunu, kendi güzelliğimizi görmek için referansa da ihtiyacımızın olduğunu, karşılıklı etkileşimle daha iyi bir yere geleceğini görüyorum” dedi.
“Kısa sürede çok şey yaşadık”
DND Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar da “Türkiye limanları dünya ile rekabet edilebilecek seviyede. İlk 100’de dört limanımız var. Bizim kalite konusunda sıkıntımız yok. Kapasite ve verimliliği artırmak, daha büyük gemiler için derin su hattı inşa etmek, demiryolu, karayolu ve iç suyolu bağlantıları kritik önem taşıyor” şeklinde konuştu.