Mübadele Anıtı önünde düzenlenen törende konuşan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, mübadelenin büyük bir acı olduğunu vurgulayarak, “Bugün ortak bir tarihin, ortak bir kültürün, aynı güneşin, aynı denizin insanları olarak barışın ve kardeşliğin önemini çok daha iyi biliyoruz” dedi.

Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşen ve Ege’nin her iki yakasında derin izler bırakan nüfus mübadelesinin 100’üncü yılı, Konak Belediyesi’nin hizmete açtığı Mübadele Parkı’nda anıldı. Konak Belediyesi’nin şehre kazandırdığı Mübadele Anıtı önünde düzenlenen törene Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un yanı sıra, CHP İzmir İl yöneticileri, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından ve ilçe yöneticileri, Konak Belediye Meclisi üyeleri, muhtarlar, başta Rumeli, Balkan ve mübadele dernekleri olmak üzere sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, basın mensupları ile vatandaşlar katıldı.

Batur: Gerçekten çok zor

Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Konak Belediyesi olarak 100. yılında mübadeleyi ve göçenlerin yurtlarına olan hasretini gözler önüne seren programlarla her iki yakanın mübadeleden etkilenmiş insanlarını, aile büyüklerini, ortak anıları saygıyla andıklarını belirtti. Konak Belediyesi’nin mübadelenin 100’üncü yılına özel “100 Yıllık Hasret” isimli bir sergi ve “Ana Yurdundan Ata Yurduna” isimli bir belgesel hazırladığını belirten Batur, mübadelenin birçok aileyi dağıtan büyük bir acı olduğunu vurgulayarak, “İnsanların topraklarını, yurtlarını bırakarak, ocaklarındaki yemeklerin altını kapatma fırsatı bile olmadan yola çıkması, orada yaşadığı anılarını, yaşadığı toprakları bırakarak hiç tanımadığı, lehçesini bilmediği, dilini bilmediği bir ülkeye göç etmesi hiç kolay değil. Şimdi anlatması kolay ama o dönemlerde yaşayanlar için gerçekten çok zor. Anadolu’da yaşayan yaklaşık 1.5 milyon Yunanistan göçmeni, muhaciri buradan Yunanistan’a geçmiş, oradaki 500 bin Türk de ülkemizin belli bölgelerine yerleştirilmiş. 1924 yılında Ulu Önderimiz Atatürk mübadillere en iyi şekilde yaşayabilecekleri büyük imkânlar sunmuş. Bugün ortak bir tarihin, ortak bir kültürün, aynı güneşin, aynı denizin insanları olarak barışın ve kardeşliğin önemini çok daha iyi biliyoruz” diye konuştu.

“İzmir’e damga vurdular”

Mübadiller ile muhacirlerin İzmir’in sosyal, ekonomik ve kültürel yapısına çok değer kattığını ifade eden Batur, “Muhacirler ile mübadiller, İzmir’e damga vurmuş kişiler. En önemli özellikleri de Ulu Önder Atatürk’ün çizgisinden hiç ayrılmamış, hep ona bağlı kalmış ve Cumhuriyet’in değerlerine hep sahip çıkmışlar. Bununla gurur duyuyoruz” dedi.

Sanatçı Harun Atalayman’ın eseri Mübadele Anıtı’nın anlamının büyük olduğunu ifade eden Batur, “Anlamı büyük; gidenler ve gelenler. Gidenler de mutlu değil, gelenler de. İnsanların ülkelerinden, toprağından kopması kolay değil. Ama bunlar yaşandı. Ben de hep Şuayip dedemden dinlerdim. Dedem de bir muhacir. Bu acıyı ben de yakından tanıyorum” dedi. Konak’ta bulunan Balkan camiası derneklerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Batur, sivil toplum kuruluşlarıyla bundan sonra da birlikte uyum içinde çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Peynirci: Çığ gibi büyüyor

Eşrefpaşa Giritliler Derneği Başkanı ve Konak Belediyesi Meclis Üyesi Ali Peynirci ise mübadelenin öneminin giderek her yıl daha da anlaşıldığına dikkat çekerek, “Mübadelenin 100. yılında kentte anma törenleri ve etkinlikler düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a ve derneklere teşekkür ederiz.  Bu etkinlikler Türkiye’nin her yerinde çığ gibi büyüyor” dedi. Mübadele Anıtı’nı yapan Heykeltıraş Harun Atalayman’a da teşekkür eden Peynirci, “Babam bana ‘Oğlum, deden de bir tahta sandıkla geldiklerini anlatmıştı. O dönem ancak bu kadar iyi anlatılır’ dedi” sözleriyle eserin önemine, o dönem yaşanan süreci nasıl iyi yansıttığına dikkat çekti.

Özkardeşler: Büyük travmaları oldu

Konak Belediye Meclis Üyesi, Konak Belediyesi Balkan Masası Sorumlusu ve Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Birol Özkardeşler de yapılan çalışmalar nedeniyle Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile meclis üyelerine teşekkür ederek, şöyle konuştu:

“Mübadelenin gerek anavatana göç eden Türkler, gerekse Yunanistan’a göç eden Ortodoks Rumlar üzerinde psikolojik, ekonomik ve sosyolojik büyük travmaları oldu. Evlerini, hatıralarını, büyüklerinin mezarlarını ve vatan bildikleri toprakları bırakarak Türkiye’ye gelen mübadiller yeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin her alanda kalkınması için büyük çalışmalarda, büyük fedakârlıklarda bulundu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de mübadillerin acılarının azaltılması için yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün imkânlarını seferber ederek, acılarının azaltılması yolunda büyük fedakârlıklar gösterdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Evladı Fatihanlar, kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır” sözü gerek Balkanlardan göç eden Balkan göçmenlerinin gerekse mübadeleyle bu topraklara gelen mübadillerin duygularına tercüman olmuştur.”

Önen: Duygusal bir kopuştu

Emekli Öğretim Üyesi, Sosyolog Engin Önen de Batı Anadolu’nun hemen her bölgesinin mübadeleden etkilendiğini söyledi. Önen, “Sosyolojik olarak bunun travmatik yanı, insanların yerlerinden edilmesi, köklerinden koparılması. Rumlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Giritliler fark etmez; onların yerinden olması aynı zamanda köklerinden kopması anlamında geliyordu. Evi, malı bırakmak değil, böyle duygusal bir kopuştu” dedi. Muhacir ve mübadillerin yaşadıklarını anlatarak dönemi değerlendiren Önen, “Muhacir ve mübadillerin Atatürk’e özel bir hayranlığı vardır. Onun için cumhuriyet reformlarını daha kolay benimsemişlerdir. Muhacir ve mübadiller Türkiye’de uluslaşma sürecine, cumhuriyete uyum sağlamışlardır ve bu çok önemli bir değerdir, kültürel bir çeşitliliktir.”