Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde 4 yıl görev yaptıktan, belediye başkan aday adaylığı başvurusu için görevinden istifa eden, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç, 2 yıllık çalışmalarını anlatarak, kent gündemini değerlendirdi.
“MECLİS ÜYELİĞİ DAHA KOLAYDI”
Kent Konseyi Başkanlığının, meclis üyeliği görevinden çok farklı olduğunu ve kent konseyine farklı bir aidiyet hissettiğini dile getiren Kökkılınç, “Kent konseyinde 2 yılı Ekim ayında tamamlamış olacağım. Meclis üyeliği ve kent konseyi başkanlığı çok farklı kulvarlar. Meclis üyesi iken belediye kanunu ve diğer kanunlarla çalışıyorsunuz. Örneğin; imar kararı alacaksanız imar mevzuatı ile çalışıyorsunuz. Sizden önce ihtisas komisyonları bu alanda çalışıyorlar, siz onların raporları üzerine bir değerlendirme yapıyorsunuz. O yüzden meclis üyeliği biraz daha kolaydı. Benim Büyükşehir Belediyesi’ndeki tek görevim meclis üyeliği değildi. CHP Grup Sözcüsüydüm, zaman zaman grup başkanvekilliği yapıyordum. Cezai, hukuki sorumluluk, kente dair aldığımız kararların sorumluluğu gereği çok aşırı çalıştığım bir dönemdi o 4 yıl. Kent konseyi başkanı olduğumda, yöneticilik görevi var. Sizinle beraber çalışan 25 yürütme kurulu üyeniz oluyor, bunun yanı sıra kentin tüm aktörleri STK’lar, üniversiteler, muhtarlarla bir arada oluyorsunuz. 4 meclisten sorumlusunuz, kadın, çocuk, engelli ve gençlik… Bunların kendi alt çalışma grupları var, bir de konseyin 22 çalışma grubu var. Onlardan gelen kararlar üzerinde değerlendirmeler yapıyorsunuz. Büyükşehir Belediyesine gönderdiğiniz kararlar oluyor, uygulamasını takip ediyorsunuz. Sivil Toplumun sesi oluyorsunuz. Bu yüzden İzmir Kent Konseyine daha farklı aidiyet duygusu duyuyorum. Bende sonra görev alacak kişilerin de daha ileri götürmesini arzu ediyorum” dedi.
"KAOS, KAVGA, UYUŞMAZLIK KESİNLİKLE İSTEMİYORUZ"
"İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi iken bir partisinin temsilcisiydim ama belediye meclis üyesi demek aynı zamanda kamu görevlisi demektir ve biz her partiye eşit mesafedeydik. Her partiye iradesini göstermişti seçmene eşit mesafede eşit hizmet üretmeye gayret ediyorduk" diyen Kökkılınç, "İzmir Kent Konseyi'nde de yine çok farklı sivil toplum örgütleri var. Güneydoğu bölgemizden Trakya bölgenize, Akdeniz'e kadar uzanan çok geniş bir bölge. Kültürel farklılıkların bir arada uyumla birlikte çalışmasını sağlamak öncelikle bizim çaba sarf ettiğimiz bir konu oldu sivil toplumda. Burada tamamen gönüllülük esası çalışıyorsunuz. Huzur hakkı almıyorsunuz. Herhangi bir yerden bir geliriniz yok. Mesleğiniz varsa ondan da fedakarlık ediyorsunuz. Çok ciddi bir zaman ayırıyorsunuz. Gönüllülükle yapılan işlerde de kaos, kavga, uyumsuzluk, uyuşmazlık olsun kesinlikle istemiyorsunuz. Benim ilk geldiğimde önemsediğim şey bu oldu. Herkesin uyumla, birbirine saygıyla, anlayışla birlikte çalışmasını sağlamak. Henry Ford’un bir sözü vardır; ‘Bir araya gelmek, birlikte kalabilmek ve birlikte çalışmak başarıdır’ der. Bunu uygulamaya gayret ettim" ifadelerini kullandı.
"İZMİR YILDIZI ÖDÜLÜNÜ ALDIM"
Kökkılınç,"Benim ilk yaptığım şey; nerelerde aksamalar var? Nerelerde sıkıntılar var? Nerelerde üretmek biraz zorlaşıyor. Bunları tespit edip yönergeyle bunları değiştirmek oldu. Bunlara yön vermek oldu. Güzel bir yönerge elde ettik. Yıllarca siyaseten de söylediğimiz şeyler vardı. Fermuar sistemini getirdim. Bunu genel kurullarda yapılan seçimlerde, karar organlarında bu meclisler için de geçerli, çalışma grupları için de ve ana yürütme kurulu içinde geçerli. Kadın adayların başvurması halinde bir kadın bir erkek olacak şekilde fermuar sistemiyle kurullar oluşur dedim. Bir kere bunu hayata geçirdim. Bu benim için gerçekten çok değerli. Bunun için İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında verilen İzmir yıldızı ödülünü hak ettim" açıklamasında bulundu.
"MECLİS ÜYESİYKEN YARIM KALMIŞTI, ŞİMDİ TAMAMLADIM"
Meclis üyesi iken başlattığı işi kent konseyinde tamamladığını aktaran Kökkılınç, "Benim büyükşehir belediyesinde meclis üyesi olduğum dönemde pandemi yaşamıştık hatırlarsanız. Bir de 30 Ekim depremini yaşadık maalesef. Burada da dayanışma çok önemliydi. Gönüllü çalışan insanların o çabası, yaptıkları çalışmaların sonunda ortaya çıkan o güzel dayanışma örnekleri... Bunlar beni meclis üyesiyken çok etkilemişti. Bir gönüllülük anıtı dikilmesi konusunda önerge vermiştim. Daha sonra kent konseyi başkanı olduğumda; o heykelin nereye yapılması gerektiği, nasıl bir şekilde olması gerektiği konusunda da biraz çaba sarf ettim. 6 Aralık Gönüllüler Günü kutlamasını Adnan Saygun'da yapmıştık. Orraya katılan STK’lar ile birlikte karar verdik, şimdi Konak İskelesinin karşısında bir gönüllüler anıtımız var. Kent konseyi başkanıyken de belediye meclis üyesiyken yarım kalmış olan bir konuyla tamamlama fırsatı bulmuş olduk. Bu da benim çok mutlu oldu bu konulardan biridir" dedi.
"ENGELLİLER İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ VAR"
Kökkılınç, kent konseyindeki çalışmalarını şu cümlelerle anlattı:
Kent konseyinde tabii dezavantajlı kesimler çok önemli oluyor. Özellikle engelli yurttaşlarımızın talepleri çok önemli. Bu konuda çalışan bir engelli meclisimiz var. Onlardan çok güzel öneriler geliyor. Ben de yıllar önce bir engelli sivil toplum örgütünde genel sekreter olarak da görev yapmıştım. Birebir de yaşamıştım. Kendi ailemde de engelli değilken engelli olan bir yakınım da oldu. Biz İzmir Büyükşehir Belediye engelli mensuplarımızdan gelen önerilerin hepsini ilettik. Hepsi de kabul gördü. Büyükşehir belediye meclisine tüm taleplerimizi ilettik ve hepsi de kabul gördü. Bunlardan bir tanesi de anestezi ortamında engelli vatandaşların diş tedavisinin yapılmasının sağlanmasıydı. Eşrefpaşa Hastanesi'nde yapılıyor. Yine görme engelli vatandaşlara öncelik verilmesi noktasında öneri götürmüştük. Bu da gerçekleşti. Bedensel engellilerle ilgili akülü araçların yolda kalması halinde mobil tamir araç veya mobil destek kuvvetlerinin olması noktasında bir önerimiz olmuştu. Bu da hayata geçti.
"KADIN VE ÇOCUK MECLİSLERİMİZ VAR"
Sığınma evleri, kadın danışma merkezleri, kadınların ekonomik anlamda desteklenmesi, özellikle dijital ortamda eğitimler gibi... Çocuk meclisimiz var. Onlar birlikte çalışma fırsatı bularak birbirlerine destek dolduruyorlar. Dezavantajlı okullardan gelen inanılmaz zeki, yaratıcı çocuklarla karşılaşıyoruz. Üniversitelerden hocalarımız var, onlar onlarla yakından ilgilenen.
TUGAY'A TEŞEKKÜR: HİÇBİR EKSİKLİK YAŞAMIYORUZ"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a teşekkür eden Kökkılınç, "Kent konseyi katılımcı demokrasiyi çalıştıran bir oluşum. Kent konseyleri belediye yasasında düzenlenmiş. Tamamen büyükşehir belediyesinin ayni ve nakdi desteğiyle çalışıyor. Yani başka yerden bir geliri yok. 14 yıldır da varlığını sürdürüyor. İlk kurulduğu tarihten bugüne nasılsa Cemil Başkan döneminde de aynı şekilde çalışmalar devam ediyor. Bu konuda da kendisi çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten kent konseyinin çalışmalarında hiçbir eksiklik yaşamıyoruz. Ne zaman nerede, ne yapılması gerekiyorsa, derhal Büyükşehir Belediyesinden yanıt buluyoruz" ifadelerini kullandı.
"TÜZÜK KURULTAYI ÖNERİLERİM KABUL EDİLDİ"
CHP’de kabul edilen yeni tüzüğe ilişkin de görüşlerini anlatan Kökkılınç; şunları kaydetti:
Ben bu dönemde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e, o yıllarda yaptığım çalışmayı aktardım. Ve baktım gördüm ki önerilerimin çoğu değerlendirilmiş.
Sayın Özel’e sunduğum tüzük maddesi çalışmalarımda, “Teşkilat organlarında, tüm illerimizde olması gerekmekle birlikte ; bu mümkün olamıyorsa hiç değilse büyükşehirlerde , cinsiyet eşitliği temelinde arda arada bir kadın ,bir erkek sıralaması yapılmak suretiyle fermuar sistemi uygulanmalıdır. Yani cinsiyet kotası yüzde 50 olmalıdır. Yüzde 20-30 gibi de gençlik kotası olmalı ve mutlaka engelli temsiliyeti olmalıdır. Başkan adayı önerisinde kongre üye tam sayısının 1/10 ‘u oranında imza aranmaktadır. Bu durum gereksiz adaylıkları önlese de uygulamada üyelerden destek imzası ve güç gösterisi anlamına gelebilecek imza istenmesine ve ayrıca etik olmayan anlaşmalara yol açmaktadır.. Bu durum , adaylık yarışında haksız rekabete de yol açmakta , adaleti bozmaktadır. Bazı delegeler ,aynı adaya imza verebilmektedir .Bu durum da Kongre sırasında geçerli imza tespitinde Divan’a zorluk yaratmakta , zaman kaybına neden olmakta adaylar arasında da gerginlik yaratabilmektedir. Kanaatimce , Kongrelerde üye tam sayısı bellidir. 1/10 imza yine aranabilir. “ Ancak bu sayının iki katı aşılmamalıdır “ şeklinde bir kural konulursa , hem güç gösterisinin önüne geçilmiş olur ,hem de 1/10’dan fazla alınan imzalarla geçerli imzaların tamamlanması kolaylaşır. Adayların yarış dışı kalması önlenir ve böylece Divan’ın işi de kolaylaşır.
"İDARİ GÖREVLER İÇİN SÜRE SINIRI"
Parti organlarında üstlenilen idari görevler için makul bir süre sınırı getirilmelidir. Aksi halde gençlere ve yeni üyelere açılım sadece sözde kalır. Yine bu şekilde sınırlı süreli görevlerde 2. kez adaylıkta parti disiplinine uygunluk , performans ve kamuoyu araştırması ile parti içi eğilim yoklaması kriter olarak dikkate alınmalıdır. Parti idari teşkilatlarında ilk defa görev alanlar yönünden de başkaca herhangi bir göreve adaylık için istifa yasağı olmalıdır. Milletvekili adaylıklarında seçim bölgelerinde toplam aday sayısının yüzde 20’sinden fazla kontenjan gösterilmemeli ve kontenjanlar da son bir yıldır mutlaka kentte yaşayan kişiler olmalıdır.
"ÖZEL'E BİREBİR ULAŞTIRDIM"
Önerilerimin bir çoğuna yeni tüzükte yer verildiğini gördüm. Bu beni çok mutlu etti. Hatta özel olarak da Genel Başkanımıza teşekkür etmek istedim. Bornova'da açılışa gelmişti Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı. Çok fazla öneri gitmiş. 20 bine yakın ödenek gitmiş. Ben birebir kendisine ulaştırmıştım.
"ARTIK BELEDİYE BAŞKANLIĞI TALEBİM OLMAZ"
Belediye Başkan Aday Adayı olan Kökkılınç, artık belediye başkanlığı ile ilgili bir talebi olmadığını kaydederek, "Artık belediye başkanlığıyla ilgili bir talebim olmaz. Çünkü bunu büyükşehir belediye meclis üyesiyken çok zevkle yaşadım. Parti içinde de çok fazla görev yaptım. Dolayısıyla kent konseyine geldiğim zaman şunu söyledim; nasıl tüzük için belli bir dönem kuralı olması gerekir noktasında öneri getirmişsek, herkes bunu dile getirmişse, ben gelir gelmez kent konseyinde de belirli bir dönemle sınırlı olarak görev yapılması gerektiğini söyledim. Bunu yönergeye yerleştirdim. Ve bu da oy birliğiyle bütün konsey temsilcileriyle kabul gördü. Yani toplamda en fazla 5 yıl görev yapabilirsiniz. Bizim seçimlerimiz Şubat ayında, şu anda gündemimizde seçim yok. Ama eğer arzu edersem, istersem 2 yıl daha hakkım var. Ama dersem ki artık yapabileceklerin hepsini yaptım. Daha fazla verebileceğim bir şey yok. Yeni kişiler de buraya kendi birikimlerini, deneyimlerini aktarabilirler. O zaman da ona göre en az benim kadar veya benden öncekiler kadar kent konseyine değer verecek insanlarla yol alınmasını arzu ederim" dedi.
"MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN ÖNSEÇİMİN UZAĞINDA DEĞİLİM"
"Milletvekilliği için ne dersiniz, önseçime girer misiniz?" sorunu da yanıtlayan Kökkılınç, "Onu siyaset yapan herkes ister. Koşulsuz ister. Ben ön seçime girmiştim. Ben çok geç başladım siyasete. Neden? Kamudaydım. Siyaset yasağımız vardı. 20122’de benim siyasete geçmişim. 13 yıldır siyasetin içindeyiz. 2 kez vekil adayı gösterildim. Bu çok büyük bir onurdu benim için. Parti başarısı için çalıştık diğer vekil adaylarıyla. Ön seçime girdim. 4 yıllık partiliydim. Burada da çok yüksek bir oy aldım. 6 bine yakın oy aldım herhalde on birinci ya da on ikinci tam hatırlayamıyorum ama bayağı bir takdir edilmişti o zaman. Yani daha dört yıllık partiliyken! Evet. Dolayısıyla beni parti tanıyor, örgüt tanıyor. Eğer bir ön seçim olursa, o tarihteki duygularım neyi getirir bilmiyorum. O da çok zor bir konu. Ancak uzağında değilim onu söyleyeyim. Önseçimden kesinlikle korkmuyorum. Partili çalışan insanın hakkını veriyor, onu biliyorum" diye konuştu.