Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye ile olan tarihi bağlarına rağmen, toplumsal yapısı ve yaşam tarzıyla kendine özgü bir kimlik taşıyor. Son dönemde başörtüsü tartışmasıyla gündeme gelen ada, Türkiye’den göç edenler ve yerel halk arasında bazı farklılıklar barındırıyor. KKTC’de yaşayanlar, Türkiye’deki yaşam şartlarını yakından takip ederken, adada huzur ve güvenin ön planda olduğunu vurguluyor. Peki, Kıbrıslı Türkler Türkiye hakkında ne düşünüyor? Türkiye’den Kıbrıs’a göç edenler burada nasıl bir hayat yaşıyor? GÜNDEME BAKIŞ olarak adada birebir görüşmeler yaparak KKTC’de Türkiye algısını yerinde inceledik.

DALGUN: “BURASI HUZURLU BİR MEMLEKET”

İşte Kıbrıslı Türklerin anlatımıyla Türkiye…

2005 yılında Türkiye’den Kıbrıs’a gelen 43 yaşındaki Erdem Dalgun: 2005 yılında geldim. Elektrikçiydim ben, buraya gezmeye geldim, 3 aylık kalış izni verdiler bana. İş buldum burada, elektrikçilik yapmaya başladım ve kaldım. Burada yaşamak Türkiye’de yaşamaktan daha kolay. Burası huzurlu bir memleket. Mesleğiniz varsa burada rahatlıkla para kazanabilirsiniz ama burada da yaşam ucuz değil. Karı koca çalışırsanız rahat yaşarsınız. Burada asgari ücret Türkiye’ye göre yüksek. Burada asgari ücret 38 bin TL ama herkes asgari ücretin üstünde maaş alıyor. Ev kiraları 15 bin TL’den başlıyor” dedi.

“TÜRKİYE’DEKİ SORUNLARI BURAYA GETİRMEYE ÇALIŞMAYIN”

“Ben Kıbrıs’a geldiğim için pişman değilim, burayı seviyorum, alıştım” diyen Dalgun, “Ada şartlarına uyum sağlayabileceklerse gelmelerini tavsiye ederim. Çünkü gelip adayı değiştirmeye çalışan insanlar var burada. Bu adadaki insanların yaşantısına saygı duymak zorundalar, adapte olmak zorundalar. Buraya gelip Türkiye’deki gibi davranmamalılar. Buraya gelip ‘Yok başörtüsü’ yok bilmem ne gibi söylemlerle Türkiye’deki sorunları buraya taşımaya çalışmayın. Burada sorun çıkartıp, huzuru bozmayın. Başörtüsüne saygı duyuyoruz ama buranın kuralları belli. Türkiye’deki sorunları buraya getirmeye çalışmayın” açıklamasında bulundu.

“MERCEDES BİZDE TAKSİ SİZDE MAKAM ARABASI”

2 ülke arasında ekonomik karşılaştırma da yapan Dalgun, “Burası huzurlu bir memleket. Burada insanların yüzde 99’u üniversite mezunu, insanlar birbirine saygıyla yaklaşıyor. 2025 yılbaşı için Türkiye’ye geldim, yaya geçidinin üstündeyim, araba beni eziyordu, kornaya bastı, küfür etti. Burada öyle bir şey asla yaşayamazsınız, yaya adımını attığı zaman trafik durur burada. Yaşam standardımız daha yüksek, suç oranı yok denecek kadar az. Otomobilinizi anahtar üstünde, çalışır halde yol kenarında bırakın mazotu bitene kadar o halde kalır. Herhangi bir hırsızlık olmaz. Cüzdanınızı mı düşürdünüz, içinde telefon numaranız varsa mutlaka o cüzdan size gelir. Bir şey unuttuysanız size ulaşılır. Biz ÖTV ödemiyoruz, çalışan insanlar istediği arabayı alabiliyor. Burada Mercedes Benz taksicilik için kullanılıyor. Bakın 2024 – 2025 model Mercedesler bizde taksi, Türkiye’de ise çok zengin iş insanların makam arabası. Biz Kıbrıs’ı seviyoruz” ifadelerine yer verdi.

Whatsapp Görsel 2025 04 11 Saat 13.36.00 3186B3A5

MALGİR: “GEÇİM TÜRKİYE’DEN ÇOK DAHA İYİ”

Anne babası Kıbrıs’a gelen ve kendisi Kıbrıs’ta doğan 23 yaşındaki Umut Malgir: Rusya, Ukrayna ve Türkiye’den çok sayıda insan geliyor buraya. Burada Türkiye’ye göre yaşam daha rahat. Buraya gelen insanlar, ‘Türkiye’de can güvenliğim yok’ ya da ‘Türkiye’de kendimiz için bir gelecek göremiyoruz’ diyorlar. Burada kendinizi geliştirme imkanınız var, burası biraz da AB standartlarında. Burada geçim Türkiye’den daha iyi, bu kesin. Burada asgari ücret 38 bin küsur TL ama çalışan aylık ortalama 50 bin TL maaş alıyor. Asgari ücreti hiçbir işyeri uygulamıyor, herkes asgari ücretin üstünde alıyor. Aldığınız maaşla birikim yapabiliyorsunuz. Burada Türkiye’deki gibi fahiş fiyat uygulaması yok, sizi kazıklamaya çalışan esnaf yok. Türkiye’de marketlerde günü geçmiş ürünler satılıyor ama burada öyle bir durumla karşılamazsınız. İnsan sağlığı çok önemli burada. Su faturası 5-6 ayda bir gelir burada, 6 aylık 2 bin küsur geldi bana mesela.

“TÜRKİYE’DE HEP CİNAYET VAR”

“Türkiye’ye dönmek ister misin” sorusunu yanıtlayan Malgir, “Türkiye’de insanların can güvenliğinin olmadığını düşünüyorum. Türkiye’deki siyasi gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Hatta Türkiye’deki insanlardan daha detaylı bakıyoruz. Türkiye’deki insanlar taraf, biz tarafsız bölgeyiz, bu yüzden objektif şekilde bakabiliyoruz. Ekonomisini ve halkını da yakından takip ediyoruz. Türkiye’de bireysel silahlanma çok fazla. Türkiye’deki haber kanallarında her gün cinayet haberleri var, kadın cinayetleri var. Sabah programlarında gördüklerimize şok geçiriyoruz, ‘Bunlar gerçek mi’ diye soruyoruz” dedi.

Malgir Türkiye ve Kıbrıs karşılaştırmasında şunları kaydetti:

“TÜRKİYE’DE DEĞİL AMA İNGİLTERE’DE YAŞAMAK İSTERİM”

Ben İngiltere’de yaşamak isterim ama Türkiye’de yaşamak istemem. Türkiye’de ekonomi de çok kötü, ben klimacıyım. Benim maaşım 2 bin 500 dolar ama Türkiye’de adam size 22 bin TL para veriyor. Bu da 500 dolar ortalama. Yani Türkiye’deki meslektaşlarım benim 5’te 1 fiyatıma çalışıyor.

“BURADA İNGİLİZ TERBİYESİ VAR”

Burada yediğimiz, içtiğimiz şeyler Türkiye’ye göre çok çok daha kaliteli. Burada yalancı ürün yok. Rum tarafından dolayı Avrupa denetim kültürü var. İngilizlerin kültürü de çok yaygın burada. Burada ‘İngiliz terbiyesi’ denir, Kıbrıslılarda İngiliz terbiyesi vardır. Onlar çok düzgün insanlardır. Kıbrıs yerel halkı kültürlüdür, bilinçlidir. Türkiye’de kuzen evliliğine normal bakarlar ama burada mümkün değil, sakat ya da engelli çocuğun olmaması için böyle evlilik yapılmaz. Buranın halkı sağlığına çok dikkat eder, alkol ve sigara ucuz burada ama buranın halkı kullanmaz. Türk insanı gelir burada o kullanır, alır kendi memleketine götürür.

“TÜRKİYE’DE HAYAL OLAN ARABALAR BURADA GERÇEK”

Burada ÖTV yok KDV var, o da çok düşük. Yurtdışından ürün getirmek istediğinizde KDV var, mesela beyaz eşya getirdiniz KDV’si yüzde 8. Burada gençler istediği arabayı alabiliyor. Türkiye’de 2 milyon TL olan araba, burada 500 bin TL. İnsanlar hayallerine ulaşabiliyor, daha doğrusu Türkiye’de hayal edilen burada gerçek oluyor.

TEKCAN : “TÜRKİYE’DE ADAM ANNESİNİ ÖLDÜRÜP 10 SENE YATMIYOR”

Kıbrıs Türk’ü olan Ercan Tekcan: Ben burada doğdum, annem babam Türkiye’den gelmiş. Kendimi Türk olarak görmüyorum, annem ve babam Rumluğu kabul etmemiş. İsimlerimiz Türkçe, dilimiz de Türkçe. Ben asla Türkiye’de dönmek istemem, Kıbrıs kültürünü seviyorum. Türkiye’yi çok yakından takip ediyoruz, ekonomisi kötü, insanlar kira ödeyemiyor. Sizdeki asgari ücreti duyunca biz şaka sandık önce ama gerçekmiş. Demokrasi yok, herkes birbirini öldürüyor. Bakıyoruz buradan adam annesini öldürüyor Türkiye’de 10 sene yatmıyor. Biz hayretler içinde izliyoruz. Türkiye’den buraya gelen herkes burada huzur var diyor ama buradaki huzuru bozmaya çalışıyor” şeklinde konuştu.

ÖZDİL: “HABERLERİ İZLİYORUZ VE TÜRKİYE’DEN KORKUYORUZ”

Kıbrıs’ta doğan 38 yaşındaki Ayşenur Özdil: Ben burada doğdum ama Türkiye’de akrabalarımız var. Hiç gitmedim ama televizyondan takip ediyorum. Burada Türk kanalları çok izleniyor, özellikle de sabah programları. Çok korkunç olaylar yaşanıyor Türkiye’de. Biz haberlerde görüyoruz Türkiye’yi ve Türkiye’den korkuyoruz. Kadınlar öldürülüyor ve katiller affediliyor. Hatta şu anda da tekrar af getirilecekmiş sanırım. Türkiye’nin güzel bir yer olduğunu düşünmüyorum o yüzden Türkiye’de yaşamak istemem. Burada huzurluyuz, mutluyuz. Türkiye’deki kitle yüzünden biz de burada dışlanıyoruz ama yine de Türkiye’den çok daha iyi” ifadelerini kullandı.

BOZYİĞİT: “TÜRKİYE’DEN GELENLER KENDİ YAŞAM TARZINI GETİRMEK İSTİYOR”

50 yaşındaki Mert Bozyiğit ise Türkiye ile ilgili görüşlerini “Ben Kıbrıslıyım. Emekliyim, taksi şoförlüğü yapıyorum. Kıbrıs’ı en çekici yapan şey huzur ve emeğin karşılığının alınması. Burada Türkleri sevmiyor, özellikle de Türkiye’den gelenleri. Kıbrıs’ta çok sayıda yabancı var, mesela Afganlar var. Ancak biz Afganlarla sorun yaşamıyoruz çünkü buradaki kurallara uyuyorlar ama Türkler, buraya Türkiye’nin yaşam tarzını getirmek istiyorlar. Burada trafikte kimse kimseye korna çalmaz, kimse de trafiği tıkamaz. Kimse kimseyi ‘Ne baktın’ diyerek bıçaklamaz, insanlar birbirine küfür etmez. Türkler, yani Türkiye’den gelen Türkler burada trafikte kavga çıkartmaya çalışıyorlar, bundan çok rahatsız oluyoruz. Kıbrıs’ta Kıbrıs’ın kuralları vardır ve onlara uymak zorundasınız. Zaten sorun çıkartanları da buradan gönderiyoruz. Kesinlikle Türkiye’de yaşamak istemem” sözleriyle anlattı.

36454478 47F9 4D4D 8C6F 71Eb629C860B

PROF. DR. TOSUN: “AVRUPA NORMLARINI İÇSELLEŞTİRMİŞ BİR HALK VAR”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, KKTC vatandaşlarının açıklamalarını değerlendirdi. Tosun, KKTC halkının ifadelerinden AB normlarının içselleştirilmiş olduğunun okunduğunu dile getirerek, “Bir tanesi ‘siz Türkiye’de tarafsınız, biz tarafsız bölgeyiz’ diyor. Bir tanesi de ‘Biz İngiliz terbiyesi aldık’ diyor. Aslında KKTC Avrupa Birliği’nde (AB) olmamasına rağmen Avrupa normları, bireylerin zihin dünyasında yerleşmiş. Denetimden bahsediyor, oto kontrol gelişmiş, kurallara uyum söz konusu. Yani kurallardan sapma yok. Bu açılardan bakıldığında kurumsal olarak hakkettiği halde AB üyesi değil ama zihniyet olarak bakıldığında Avrupa normlarını içselleştirmiş bir KKTC halkı var. O açıdan çok önemli açıklamalar bence” dedi.

“GÖRÜŞME YAPILAN KİŞİLERDE TÜRKİYE’DE YAŞAMA EĞİLİMİ YOK”

“Türkiye ile karşılaştırdıklarında Türkiye’deki sorunlara çok iyi vakıflar, Türkiye’yi çok yakından takip ediyorlar” diyen Tosun, “Türkiye’deki ekonomik koşullar, Türkiye’nin sosyo-kültürel koşullarından dolayı Türkiye’de yaşama eğilimi görüşme yapılan kimsede yok. Bu da dikkat çekici. Halk eğitim düzeyi açısından da yüksek. Yabancı kültürle çok etkileşim halinde. Rusya ve Ukraynalılar geliyor, evrensel bir kültür adacığı oluşmuş. Avrupa’nın değerleri KKTC halkı için önemli bir referans olarak kabul ediliyor” açıklamasında bulundu.

“YAYGIN BİR HOŞGÖRÜ OLDUĞU ANLAŞILIYOR

Prof. Dr. Tanju Tosun değerlendirmesini şöyle sonlandırdı:

Ekonomik koşullar ne kadar iyi olursa, değerler temelinde çok ciddi bir çatışma yoksa insanların birbiriyle kültürel anlamda çalışmaları da  o kadar kolay oluyor. KKTC’de bu başarılmış durumda, yaygın bir hoşgörü olduğu anlaşılıyor. Kimse kimsenin giyimine, kuşamına karışmıyor. Herkes dilediği yaşam tarzını sürdürebiliyor. Bu da AB ülkesi olmadan aslında tipik Avrupalılık değerlerini içselleştirmiş bir toplum olarak okunabilir.