YAREN ÇÖRDÜK\ GÜNDEME BAKIŞ Memurlara yapılan zammın yetersiz olduğuna tepkiler büyüyor. Sağlık emekçilerinin yoksulluk sınırının altında çalıştığını ve sağlıkta şiddet tehdidi altında olduklarını dile getiren Genel Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, sessiz kalmayacaklarını vurguladı.

Genel Sağlık İş İzmir Şubesinin aldığı karar doğrultusunda, sağlık emekçileri üretim güçlerini kullanarak 1 gün iş bırakacak. 

HÜKÜMET ÇABALARIMIZI KARŞILIKSIZ BIRAKTI
Genel Sağlık İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, yapılan zammın yetersizliğine dikkat çekerek, yoksulluk ve sefalet içinde çalışmayı kabul etmediklerini ifade etti. Sağlık emekçilerinin zorlu çalışma koşullarının yanı sıra maddi açıdan da desteklenmeleri gerektiğini vurgulayan Pekel, "Sağlık sektöründe çalışanlar olarak haklarımızı savunmaktan ve taleplerimizi dile getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Sağlık emekçilerinin zorlu süreçlerde fedakarca çalıştığını ve toplumun sağlığını korumak için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Pekel, hükümetin bu çabaları karşılıksız bırakmaması gerektiğini vurguladı. Zam taleplerinin karşılanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda yetkililerin harekete geçmesini beklediklerini ifade etti.



İŞ BIRAKIYORLAR
Sağlık emekçilerinin iş bırakma eylemiyle seslerini duyurmaya çalışacaklarını belirten Derya Pekel, sağlık sektöründe çalışanların hak ettikleri değeri görmeleri için mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

Genel Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Pekel'in açıklaması şu şekilde;

Algı ile devlet yöneten iktidar, seçim vaadi olarak en düşük memur maaşı 22000 olacak açıklamasıyla ilk önce ev sahiplerinin hedefine oturttu sağlık emekçilerini. Daha zam gelmeden kiralarından fahiş arttırımlar istendi. İlk icraatlarıdeğil tabii. tek bordro temel maaşımıza artış talebimize karşılık, sabit ödemeyi aynı bordroya geçirip sağlık emekçilerini bile o kadar maaş adıkları yanılsamasına inandırdılar. 20 yıllık ıktidarları boyunca sağlık emekçisinin payına kışkırtılmış sağlık hizmeti
karşılığında şiddete uğramak, ölmek bu da denk gelmediyse açlık sınırında hayatını devam ettirmek zorunluluğu düştü. Algılı müjdelerden daha gerçek olan birşey varsa ; o da, asgari ücrete yapılan her zamda en yüksek derecedeki sağlık emekçisinin maaşı asgari ücretin altında kalmaktadır.

Ekonomisi dibe vurmuş ülkenin, itibar sarayı kadar ironik açlık sınırında yaşayan fakat herkesin çok maaş aldığını sandıkları sağlık emekçileri var. Siyasi iktidar algı yönetimine devam ediyor hala! Meclis gündemine getireceklerini belirttikleri memur maaş artışı gerçeklikten uzak, emekçi ile dalga geçer niteliktedir. Yapılan teklifile geçen yıl Temmuz ayı maaşına göre %85 oranında fazla maaş alınacağı talimatlar ile enflasyon oranı belirleyen TÜİK rakamlarından yüksek bir artış algısı yaratmak istemektedir. Gelin hep beraber geçen yıl ile kıyaslayalım o zaman; geçen yıl aldığımız maaşlar ile ödediğimiz vergi ve harçlarımıza %122 oranında zam yapan kimdi? İddia ettikleri gibi bir artış yapılacak ise geçen yıl ki ekonomik koşullarımızı koruyabilmek için eksik kalan %37 lik bir artışa ihtiyacımız var. Kamu emekçisi için %17,55 +8077 TL zam teklifi, kamu emekçisi için sefalet demektir. Daha önce de pek çok kez altını çize çize söylediğimiz gibi yoksulluk sınırı altında maaşı kabul etmiyoruz.

Göz göre göre kamu emekçisini açlığa ve sefalete mahkûm edemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Seçim meydanlarında söz veren partili cumhurbaşkanı, o günün şartlarında en düşük memur maaşının 22.000 TL olması maalesef gerçekliğini kaybetmiştir, TBMM padişah talimatı ile hareket ediyormuş algısından kurtulmalıdır. Günün gerçeklerine uygun en düşük memur maaşının yoksulluk sınırı olan 32.000 TL ye çıkarılması gerekmektedir. Sağlık emekçileri hiçbir zaman yalnız değildir. Genel Sağlık-İş karanlıklara ışık olmaya, emeğin emekçinin yanında olmaya ve taleplerini en üst perdeden söylemeye devam edecektir. Sesini duymayanlara sonuna kadar sesini duyurmak için mücadele edecektir.  


Genel Sağlık-İş varsa umut hep vardır