İzmir’in Selçuk ilçesinde (Efes) gezilecek yerler arasında tarih ve sanatla ilgilenen gezginlerin çok ilgisini çekecek antik kalıntılar, kiliseler, camiler ve müzeler var. Efes kentinin milattan önce 1000 yılına kadar uzanan tarihinin yansımalarını bu bölgede gözlemleyebilirsiniz.
Efes, hem çok tanrılı dinler döneminde, hem de erken Hristiyanlık döneminde çok önemli bir dini ve kültürel merkezdi. Bu sebeple de Efes hakkında bahsedilecek çok şey var.
Efes Antik Kenti‘ni gezmeye gelenler, genelde bölgeye günübirlik turlar eşliğinde gelirler. Oysa Efes ve çevresinde gezilecek yerler göz önüne alındığında, yalnızca bir günün yeterli olmayacağını hemen fark edersiniz.
Efes Antik Kenti’ne ve çevresindeki tüm tarihi eserlere ev sahipliği yapan izmir’in Selçuk ilçesinde, bir gece konaklamanız tavsiye edilir. Böylece aceleye getirmeden, tüm bu doğal ve tarihi zenginliklerin tadını çıkarabilirsiniz. Roma, Bizans ve Selçuklu devletlerinin mirasını taşıyan Selçuk, ziyaretçilerine muhteşem bir deneyim vaat ediyor.
Efes Antik Kenti, dünyanın en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olarak öne çıkar. Efes’te yürürken, kendinizi Antik Çağ‘da yaşamış bir Roma vatandaşı olarak hayal edebilirsiniz. Efes’in meşhur Kuretler Caddesi, muhteşem manzarası ile size bu hayali kurma fırsatı verecektir.
Efes, çok tanrılı dinler döneminde oldukça önemli bir yerdi. Bunun sebebi de antik dünyanın 7 harikası arasında gösterilen Artemis Tapınağı‘nın Efes kentinde olmasıydı.
Efes kentinin halkı aslında ilk zamanlar Anadolu’nun bereket tanrıçası olan Kybele‘ye tapınıyordu. Ancak sonraları Antik Yunan kültüründen etkilenerek Tanrıça Artemis’i benimsediler. Dünya üzerinde Artemis‘e adanmış olan en etkileyici tapınağı inşa eden Efesliler, kentlerini de bir din merkezi haline getirmiş oldular.
Efes, İyonya Birliği‘ni oluşturan 12 kent-devleti arasında liderdi. Bu sebeple Antik Yunan döneminde önemli bir yere sahipti. Sonraları Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine girdi. Bu dönemde de Ege‘nin en önemli ticaret merkezi olmayı sürdürdü.
Romalılar, Efes‘i “Anadolu Eyaletinin Başkenti” ilan ettiler. Bu dönemde Efes’in nüfusu 250.000 civarındaydı. Yani o dönem için oldukça kalabalık ve müreffeh bir şehirdi.
Çok tanrılı dönemin önemli bir merkezi olan Efes, tek tanrılı dinlerin yayılışında da önemli bir rol oynadı. Hz. İsa‘nın ölümünden sonra Efes’e gelen Hz. Meryem ve Aziz Yohannes bir süre burada yaşadılar. Efes’te günümüzde Meryem Ana Evi olarak bilinen yer, Hristiyanların hac yolu üzerindedir.
Efes Antik Kenti’nde gezilecek en önemli yerler arasındaki Artemis Tapınağı, Antik Yunan döneminden; Celsus Kütüphanesi ve Hadrian Tapınağı ise Roma döneminden kalmadır.
Efes Müzesi
Selçuk ilçesinin merkezinde bulunan Efes Müzesi, kolayca bulabileceğiniz bir yer. Efes Antik Kenti‘nden çıkarılan eserlerin sergilendiği müzede ünlü Artemis Heykeli‘ni görebilirsiniz. Artemis Tapınağı‘ndan çıkarılmış olan bu heykel, bolluk ve bereketi simgeliyor.
Efes Arkeoloji Müzesi‘nde ayrıca başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz Gladyatör Stelleri bulunuyor. Gladyatörlerin onuruna dikilmiş bu anıt taşlarında, dövüşçülerin giyimlerini ve silahlarını betimleyen kabartmalar görülebilir.
Aziz Yohannes Bazilikası
Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Yohannes , İsa’nın milattan sonra 30 yıllarında ölmesi ile Batı Anadolu‘ya geldi. Ege’de Hristiyanlık öğretisini yayan Aziz Yohannes‘in, öldükten sonra Efes civarlarına defnedildiği düşünülüyordu.
Bizans İmparatorluğu döneminde ünlü imparator Justinianus, Aziz Yohannes’in mezarının olduğuna inanılan yere bir kilise inşa etmeye karar verdi. İstanbul’daki Aya İrini ve Ayasofya gibi yapıları da inşa ettirmiş olan Justinianus (saltanatı 527-565) Bizans tarihinin en önemli imparatoruydu.
Justinianus, Aziz Yohannes Bazilikası‘nı inşa ettirirken, İstanbul’daki meşhur Havariyyun Kilisesi‘nin mimarisini örnek aldı. Bu kilise İmparator Konstantin zamanında (330 yılında) inşa edilmiş olan İstanbul’un ilk anıtsal kilisesiydi.
Aziz Yohannes Bazilikası, 548 ile 565 yılları arasında inşa edildi. Efes Antik Kenti‘nden 3,5 kilometre uzaklıkta konumlanan kilise, Selçuk ilçesinde gezilecek yerler arasında önemli bir yer tutuyor.
Ayasuluk Kalesi
Ayasuluk Kalesi, Selçuk ilçesinin en yüksek tepesinde bulunuyor. Bölgede yapılan arkeolojik kazılardan, Ayasuluk ve çevresinde Cilalı Taş Devri’ne kadar uzanan yaşam kalıntıları bulundu.
Buradaki ilk kale, Bizans döneminde inşa edilmiş. Ancak Malazgirt Savaşı’nı takiben Büyük Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya girmesiyle el değiştirmiş. Selçuklu döneminde güçlendirilen kalenin 15 gözetleme kulesi, yaşam alanları ve camisi vardı. Ancak bu tarihi yapıların birçoğu günümüzde harabe durumundadır.
Bölgeye kuşbakışı bir manzaraya sahip olan kaleye çıkarsanız güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Ancak arkeolojik kazılar devam ettiği için kalenin bazı kısımları ziyarete kapalıdır.
Meryem Ana Evi
Meryem Ana Evi’nin ilgi çekici bir tarihi var. Hristiyanlık tarihine göre Hz. İsa‘nın çarmıha gerilmesinden sonra, annesi (Aziz Yohannes ile birlikte) Efes‘e göç etti. Bir süre burada yaşadıktan sonra ise öldü. Ancak 19. Yüzyıl’a kadar Hz. Meryem‘in nerede yaşadığı tam olarak bilinmiyordu.
1774 ile 1824 yılları arasında yaşamış olan Katharina Emmerich adında bir Alman rahibe, bazı dinsel sanrılar gördü ve bunları bir kitap haline getirdi. Rahibenin gördükleriyle ilgili yazdığı kitaptan yola çıkan araştırmacılar, 1881 yılında Efes’te bir şapel buldular.
6 Yüzyıl‘da burada bulunan bir Bizans manastırının şapeli olduğu tahmin edilen bina, Hz. Meryem ile ilişkilendirildi. Efes‘e hayatında hiç gitmemiş olan Katharina Emmerich’in, uzun arkeolojik kazılar sonucunda bulunabilen bir şapelin yerini nasıl bildiği ise bir gizem olarak kaldı.
Meryem Ana Evi, günümüzde meraklı turistler ile dolup taşıyor. Avrupa‘dan başlayan ve Kudüs‘e kadar devam eden “Hristiyan Hac Yolu” üzerindeki noktalardan biri olarak kabul ediliyor.