Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- “Kadın ve İktisat Kongresi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (BASİFED) ortaklığı ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) desteğiyle Tüpraş’ın Tema sponsorluğu ile organize edilen kongrede kadınların üretime katkısı, toplumdaki yeri ve ekonomik gücü eline alınması gibi başlıkların ele alındı.

KESTELLİ’DEN İZMİR İKTİSAT KONGRESİ VURGUSU

Kadın istihdamının artırılması için eğitim, ekonomi ve hukuk alanında gereken yasal düzenlemelerinin yanı sıra işgücü piyasasındaki çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kadının sosyal hayata katılımını artıracak olanakların sağlanması gerektiğini kaydeden İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir İktisat Kongresi’ni aydınlanma devrimimizin fikrî ve fiilî oluşum toplantısı olarak görüyorum. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi 19 Mayıs 1919 ise Türk Aydınlanma Savaşı’nın başlangıç tarihi de; İzmir İktisat Kongresi münasebetiyle Mustafa Kemal Atatürk’ün Kadınlar Kongresi’nde yaptığı, hayatındaki en uzun süreli konuşmanın tarihi olan 2 Şubat 1923’tür. Mustafa Kemal Atatürk, kadınlarımızı iktisadi zafere katkıda bulunmaya çağırdığı o konuşmasında şöyle der: “Memleket, millet, bağımsızlık, hâkimiyet, şeref, her ne telaffuz ediyorsak, her güzel şey yalnız ve ancak kadınlarımızın feyzi ve irfanı sayesinde hasıl olacaktır... Türkiye devletinin izleyeceği programın esası bu olmalıdır... Olacaktır.” Bu çağrı 100 yıl öncesinden bugüne hâlâ geçerlidir. Kadınlarımız için açık bir görev çağrısıdır. Dünya nüfusunun yarısı kadın. Kadını ekonomik hayatın dışında bırakırsak gücümüzün yarısını kaybederiz... Sözlerime son verirken ülkemizin lokomotifi kadınlara şunu söylemek isterim: Asla vazgeçmeyin, mücadele edin ve kazanın çünkü sizlere verilmeyen ya da bir lütuf gibi sunulan her şeyi fazlasıyla hak ediyorsunuz. Böylesine tarihi bir anın parçası olmaktan büyük onur duyuyor, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

50’DEN FAZLA DERNEK TEMSİLCİSİ KATILDI
Forumda birçok farklı meslek grubundan kadın bir araya gelirken, buluşmaya ulusal ve uluslararası düzeyde çalışma yürüten 50’den fazla kadın derneği temsilcisi katıldı. İzmir’in yine bir ilke imza atarak gerçekleştirdiği ‘Kadın ve İktisat Kongresi, moderatörlüğünü Bağımsız YK Üyesi, öğretim üyesi ve yazar İdil Türkmenoğlu’nun yaptığı açılışta İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin, EgeYDD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Pınar Kılıç, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ve EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şahika Aşkıner birer sunum gerçekleştirdi.  

SEZGİN’DEN EŞİTLİK VURGUSU
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin yaptığı konuşmada bugün hepimizin ortak hayali olan, eşit haklara ve fırsatlara sahip olmak için çalışmalar yürüten Türkiye’nin en güçlü kadınlarının üye olduğu STK Başkanları olarak bir araya geldiklerini söyledi. Sadece eşitlik odaklı değil, toplumsal kalkınma ve döngüsel ekonominin de etkili ögeleri olduklarını söyleyen Sezgin, kadınlara hitap ederek “Sizler 100 yıl önce ülkemizin büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün 2 Şubat 1923’de İzmir’de gerçekleşen Kadın Kongresi’nden ilham aldığımız, 100 yıl sonra geleceğe ışık tutacak önemdeki bu kongreye davet edilmiş, gelecekten sorumlu, özel ve seçilmiş kadınlarsınız’” dedi.
Medeni, özgür ve samimi şehir İzmir’de Kadın Kongresi’nin 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve eşi Latife Hanım’ın şehirdeki kadınlarla kadın sorunlarını dinlemek için topladığını hatırlatan Sezgin, “Bu toplantı aynı zamanda İktisat Kongresi’ne de ışık tutmuş, medeni kanunun oluşmasına da sebep olmuştur. Cinsiyet meselesini konuşmadığımız, cinsiyetin mesele olmadığı, toplumun her bireyinden eşit olarak faydalandığımız zaman her şey eşit ve adaletli olacaktır” diye konuştu.  

‘GELECEĞİ İNŞA EDEBİLİRİZ’

EgeYDD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Pınar Kılıç, Türkiye’de insanların yüzde 86’sının geleceği ile ilgili bir hayal kurmaktan vazgeçtiğini dile getirerek, “Yüz yıl önce küllerinden yeniden doğan atalarımızdan ilham alarak; ikinci cins olarak adlandırılan kadının hem bireysel hem de toplumsal bakımdan ezilmediği, ezmediği, eşitsizliklerin olmadığı modüs vivendi geliştirerek bugün de biz o geleceği inşa edebiliriz” diye konuştu.

KADIN PATRON SAYISININ ARTMASI LAZIM

EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şahika Aşkıner, girişimci kadınların potansiyellerini ortaya çıkaracak teşviklerin verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Genel Olarak kadın iş gücünün yoğun olduğu kırsal bölgelerde, şehre göçün önlenmesi, kadınların doğdukları ya da yaşadıkları yerlerin zenginliklerini kullanarak bunlardan para kazanmalarının yolu açılmalı. İş yeri açacak ya da halihazırda çalışan girişimci kadınlara destekler verilmeli. Kadın patron sayısının arttırılması için özendirici faaliyetlerde bulunulmalı. Normalden çok daha düşük faizli işletme veya ihracat kredileri verilmesi gerekiyor” dedi.

ÖNYARGIYI ORTADAN KALDIRMALIYIZ

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Türkiye’nin cinsiyet eşitliğinde 146 ülke arasında 124’üncü sırada olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Bunun nedeni, istihdama, siyasete ve karar alma mekanizmalarına kadının katılımı düşük. Önce, toplumsal cinsiyetçi kalıpların ve bu kalıplardan doğan önyargıların ortadan kaldırılması lazım. Her kademede eğitim müfredatının toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı şekilde planlanması.  Bu konuda devlete büyük görevler düşüyor.”  

NEPTÜN SOYER: ERKEKLERE YÜZDE 50 KOTA GETİRİLMELİ
Karar alma süreçlerinde kadınların daha ağırlıklı olması gerektiğine vurgu yapan Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer, “Dünyanın ilk tapınağı ve tarımın ilk yapıldığı yer olan Göbeklitepe’de kadını görüyoruz. Kadın ekmek yapıyor, karın doyuruyor. Kadın olmazsa tarım olmaz ve üretim yapılamaz. Tohum hayatidir toplumlar için. Kadınlar, tohumları en kıymetli yerde saklarlar. Buğdayı ilk yetiştiren de ekmeği ilk yapan da kadın. İnsan hayatının yerleşik yaşama geçmesini sağlayan da kadın. Kadın sağlıkçıdır, şifa olur. İşte kadınlar böylesine önemlidir toplumlar için. Toplumun DNA’sını taşır. Aynı zamanda AR-GE uzmanıdır kadınlar. Hep yeni lezzetler yaratırlar geçmişten gelen bilgileriyle. Tarımın yanı sıra doğadan nelerin toplanacağı ve nasıl kullanılacağı bilgisine deneyerek ulaşır. Koca kadınlar o, bilgedir. Kadın özellikle kırsal kesimde emek yoğun çalışmaları göz ardı ediliyor. Kadınlar, sabahtan öğlene tarlada, kalan kısımda ise evde çalışıyor. Arı gibidir Yorulmaya hakkı yoktur. Çoğu zaman sigortasız, karın tokluğuna çalışır kadın. Sadece tarımda değil hayvancılıkta da vardır kadın. Evin hayvanı onun evladıdır. Elde ettiği eti ve sütü nasıl değerlendireceğini kadınla bilir. En iyi ustalardır kadınlarımız. Mutfakta AR-GE çalışmaları hiç bitmez. Kadınların haklarını konuşurken yaptığımız en büyük hatalardan biri kadınlara odaklanıp erkeklik normlarının etkisini atlamamızdır. Örneğin her alanda kadın kotasından bahsediyoruz. Belki de bakış açımızı değiştirip erkeklere kota getirmeliyiz. Yüzde 50’den fazla erkek olmasın. Kadınların her alanda güçlü olması için hep beraber mücadele etmeliyiz. Kadınların çoğu güvencesiz çalışmaktadır ve bu da ucuz işgücü anlayışından kaynaklanmaktadır. Birçoğu da gelecek kaygısı yaşamaktadır. Tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvencesi konusunun daha çok anlatılması ve yerinde tespitle çözümler getirilmelidir. Biz kadınların yönetim kadrolarında sözü olmasını istiyoruz. Arazi sahiplerinin hep erkek olması nedeniyle kadın tarımda her ne kadar üretime katılmış olsa da son söz hep erkeklerin olmuştur. Karar süreçlerinde kadınların olamaması alınan kararların yarım olması demektir. Kadınlar toplumun temelidir” diye konuştu.

Kongrede İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da birer konuşma yapacak.
Açılış konuşmalarının ardından “İkinci Yüzyıla Girerken” oturumuna ise İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Reyhan Aktar konuşmacı olarak katıldılar.