GÜNDEME BAKIŞ - İYİ Parti İzmir'de il kongresi ile başlayan, temayül yoklaması devam eden, Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın açıklamalarıyla kamuoyuna yansıyan "Parti içi tartışmalar" büyüyerek devam ediyor. İl Başkanı adayı olan ancak kongrede 12 oyla kaybeden, temayül yoklamasına girerek yüksek oy alan, birinci bölge milletvekili adayı Ülkü Doğan sürece ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu.

İL BAŞKANINA SERT ÇIKIŞ

Doğan, temayül yoklamasında üyelere "Müsavat Dervişoğlu ve Ülkü Doğan'a oy vermeyin" dendiğini, başka adaylara oy verenlere ise para dağıtıldığını iddia ederek, İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu'na sert çıkışta bulundu.

Doğan'ın açıklaması şöyle:

"MECBUR KALDIM"

Kuruluşundan beri her aşamasında bulunduğum, beş yılı aşkın süredir sadakatle bağlı olduğum İYİ Parti' de iki hafta önce gerçekleştirilen temayül yoklaması ve akabinde milletvekili aday listelerinin açıklanması öncesinde yaşanan olaylar ve tüm bunların meydana getirdiği sonuçları endişe ile takip etmekteyim. Öncelikle belirtmek isterim ki; evladımız gibi gördüğümüz, Genel Başkanımızın üstün Özverisi ve emeği başta olmak üzere hep birlikte büyük emeklerle bugünlere getirdiğimiz partimizin, kader seçimi olarak adlandırdığımız seçim öncesinde zarar görmemesi adına; yaşananlara karşı tepkimi sosyal medyaya yansıtmayı doğru bulmadım. Ancak bu davranışımı yanlış anlayan, sessizliğimi zafiyet olarak gören ve suiistimal edenlere karşın bu yazıyı kaleme almak zaruri hale geldi.

"İL BAŞKANLIĞININ MEKTUBU İFŞA EDİLDİ"

Malumunuz olduğu üzere milletvekili aday listelerinin açıklanmasından bir gece önce; il Başkanlığı tarafından Genel Başkana hitaben yazılmış ve belli başlı şikâyetlerin bulunduğu mektup sosyal medyadan ifşa edildi. Belirtmek isterim ki parti içi bir yazışmanın kamuoyu ile paylaşılmasını yanlış bulmakla beraber, en büyük yanlışın bizatihi böyle bir yazının kaleme alınması olduğunu düşünmekteyim.

"AÇIKÇA HEDEF GÖSTERİLDİ"

Bunun manipülasyon yaratmak amaçlı olması ve kimlerin nemalandığı gerçeğini bir yana koyarsak; il Başkanının böylesi önemli bir seçimin arifesinde bu tarzda bir yazıyı kaleme alması, İzmir'in dört büyük ilçesinin başkanını açıkça hedef göstererek ve hiçbir delile dayanmayan asilsiz ithamlarla suçlaması kabul edilemez bir durumdur.

il Kongresinin bitiminde kazananın İYİ Parti olacağı, kongrenin ve yaşananların geride bırakıldığı ve oy veren veyahut vermeyen tüm ilçeler ile birlik bütünlük sağlanacağı, herkesin kucaklanacağı yönündeki beyanların tamamen sözde kaldığını, icraatlar ile desteklenmediğini ve gerçekleştirilen eylemler ile örtüşmediğini görüyorum.

"KENDİNE DESTEK VERMEYEN İLÇE BAŞKANLARI İLE HESAPLAŞMA"

Kongre sürecinde mevcut il yönetimine destek vermeyen ilçelere karşı gösterilen düşmanca tavırlar, parti disiplinine uymayan davranışlar ile bu ilçeler aleyhine faaliyet gösteren kişilerin il Yönetiminde üst düzey görevlere getirilirken seçimin kazanılmasına destek olan kişi veya kişilere ayrıcalıklar tanındığına da ne yazık ki şahit oluyoruz. İzmir' de amacın birlik ve beraberlik sağlamak yerine hala kongrede kendine destek vermeyen ilçe başkanları ile hesaplaşma zihniyetinin sürdürüldüğünün en son olarak kanıtı da bu niyet mektubu olmuştur.

"İTHAMLARIN DELİLİ MEVCUT DEĞİL"

il Başkan adaylığım sırasındaki kongre konuşmamda "Büyük toyumuza 30 ilçe başkanı ve belediye başkanı ile birlikte gideceğim" derken tam olarak bunu kast etmiş, İl Başkamınım koltuğa oturduğu anda ayrıştırmak yerine bütünleştirmeyi hedeflemesi gerektiğine işaret etmiştim. Ne yazık ki Belediye Başkanı ve kendilerine oy vermeyen 11 ilçe başkanını üst kurul delegesi yazmayarak gösterilen tutumun halen devam ettiğini gözlemliyorum. Acı olan şudur ki; ne listenin hazırlanışında ne de bu yazının kalem alındığındaki etkin iradenin kim olduğunun hala tartışılmaktadır. Şikâyet mektubunda açıkça ismi zikredilerek hedef gösterilen dört ilçe başkanımız, mazbatasını aldığı ilk andan itibaren il Başkanının yanında olmuş, o güne kadar olduğu gibi özveri ile çalışmaya devam etmişlerdir. Bugün itibari ile de üzerlerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirerek en başarılı ilçelerimiz arasında yer almaktadırlar: Parti adına maddi manevi olarak büyük fedakârlık göstererek yıllardır mücadele eden, bazılarının korktuğu ve hatta kaçtığı zamanlarda dahi IYI Partili olduğunu göğsünü gererek dile getiren ilçe başkanlarımız şikayeti değil tam tersine büyük bir övgüyü hak etmektedir.

il Başkanlığı tarafından hazırlanan mektupta ise ilçe başkanlarımız için, militanvari, pervasız davranmakla, şahsi menfaatleri için çalışmakla suçlamış. Bu ağır ithamların dayanağı ve/veya tek bir delili mevcut değil.

Delile dayanmayan bu ithamlara delilleri ile sabit bir kaç soru da ben sorayım o halde;

1. İl Yönetiminden üstelik de sandık sorumlusu olarak atanan kişinin, oy kullanma esnasında yanındaki üyeye "Ülkü Doğan ve Müsavat Dervişoğlu'na oy verme. " dediği, bu hususun duyulması üzerine bu kişinin sandık başkanlığından alındığı tutanak ile sabittir- niçin şikâyet mektubunuzda yer almamıştır?

2. Oy kullanan bir kısım üyenin, salondakilere "Biz oyumuzu kullandık, paramin nereden alacağım?" diye sorduğu, bu kişilerin bizzat Divan Başkanına yönlendirildiği, kendilerine para sözü veren kişilerin telefonlarının tespit edildiği açıkken, bu hususa niçin mektupta ver verilmemiştir?

3. İl Yönetimi tarafından salona getirilen  listelerinde pek çok üyemizin yer almadığı anlaşıldığı halde, niçin bu yelerin listelerde yer almadığına dair bir açıklamanız var mıdır?

4. İlçe Baskanları ve Milletvekili adaylarının salondan çıkması için uyanlar yaparken hiçbir görevi olmayan kişilerin salonda olduğu, hatta oy sayım esnasında alanda bulunmasına icazet gösterilmesinin aciklamas1 ve mantığı nedir?

5. İlçe başkanlarının salondan çıkarken zaman zaman fiziksel müdahaleye kadar varan tartışmalar çıkartan il yöneticilerinin ismi niçin mektubunuzda yer almamıştı?

6. 2.Bölgede yer alan Bayraklı secim alanında kavgaya varan tartışmaların muhatapları ismen herkesin malumu iken, mükerrer imza atıldığı iddiaları açıkça belli iken sadece duyum seklinde yazmanız hiçbir ismi zikredilmemesinin özel bir nedeni var midir?

Her iki bölgede benzer sıkıntılar yaşanmış iken sadece 1.Bölgede ve kongrede mevcut İl Yönetimine oy vermediğini düşündüğünüz ilçe başkanlarının ismini açıkça Genel Başkana şikâyet etmenizin bir nedeni var mıdır?

7. Bazı adayların maddi çıkar yahut farklı ilişkileri nedeni ile oy devşirdiği konuşulurken, bu olaylardan bi haber olmanız mümkün mü? Maddi menfaatleri sağlayanlar için hedef saptırmak adına ilçe başkanlarının kurban edildiğini düşünmemiz çok mu haksız olacaktı?

8. Mektuptaki pek ok delilsiz asilsiz ithamın arasındaki bir dikkat eken ifade şudur ki;

"İl Kongresinde kaybeden ilçe yönetimleri "Sayın il Başkanlığımı; hiçbir ilçemiz kongrede kaybetmemiştir. Demokrasinin bir gereği olarak seçimlerde herkes bir il Başkanı adayını destekleyebilir. Desteklediği kişinin secimi kazanamaması halinde kaybettiği anlamını taşımaz. Hep söylediğim gibi bu bir hizmet yarışı ise kazanan sadece iYi Partidir. Secimden sonra tek bir teşkilat olarak çalışacağız söylemi sadece bir sözden mi ibarettir? Süreci hala "Biz" ve "Onlar" olarak mi değerlendiriyorsunuz?

9. Mektupta İzmir'de bölünmeler yaşandığını tespit ettiğiniz belirtilmiş ise bunun çözümü nedir? Amacınız Genel Başkana bu durumu şikâyet etmek mi yoksa bu bölünmenin Çözümünü bulmak midir?

Özeti şudur; bir lider kriz anlarında doğru müdahaleler yapabilmeli, başarıyı ekibi ile paylaşırken başarısızlıkları için sorumlu aramaksızın sorumluluğu kabul edebilmelidir. Sorulması gereken en basit ve en temel soru sudur ki; "Sayın il Baskanı, ilimizde yapılan temayül usulüne uygun mudur? " Mektubunuzun başında belirttiğiniz üzere eğer başarılı bir temayül yoklaması yapıldı ise bu 30 ilçe başkanımız ve sizin eserinizdir. Yok eğer usulsüz olduğunu iddia ediyor iseniz önce kendi sorumluluğunuza karar vermelisiniz.