Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ –

Kimileri dünya zengini, kimileri bir sektörde çığır açmış, kimileri her gün binlerce insanın hayatına dokunuyor. Başarıdan başarıya koşan bu insanlar hiç zorluklarla karşılaşmıyorlar mı? Hayat onları tesadüfen mi bulundukları konuma getiriyor? Elbette hayır… Bu yazımızda Müstakil Sanayici ve İşadamları (MÜSİAD) İzmir Şube Başkanlığı, Yeşilay İzmir Şube Başkanlığı, İzmir Yeşilay Spor Kulübü Başkanlığı ve Yeşilay Ege Bölge Koordinatörlüğü yapan, İş insanı, milli sporcu ve eğitmen Ümit Ülkü’nün durmak bilmeyen başarıdan başarıya koşan hayatını konuştuk. 9 metrekarelik bir dükkanda başlayan iş yaşamını, bugün başarılarla taçlandıran İzmir'in önemli iş insanlarından biri olan Ümit Ülkü'nün mücadelesini, azmini, vazgeçmeyi bilmeyen karakterini konuştuk. Ülkü, şimdi ÜKEA markasıyla dünyaya açılmaya, her eve Türkiye'nin yerli ve milli üretimlerini sokmaya hazırlanıyor.

ÜLKÜ ÖNEMLİ BAŞARILARA İMZA ATIYOR

Eğitim hayatını yarıda bırakarak Kemeraltı’nda 9 metrekarelik dükkandan Türkiye'yi yerli ve milli marka olan ÜKEA ile buluşturmaya hazırlanan İzmirli İş İnsanı Ümit Ülkü'nün hayat hikayesi 7'den 70'e hepimizin içindeki meşaleyi yakacak türden. İş hayatına küçük yaşta atılan, çıraklık, yapan, babasıyla kumaş sattığı arabada uyuyan, "Salonun ortasında çocuğuma süt alamadığım için ağlamıştım" diyen Ülkü, bugün dünya devi olma yolunda ilerleyen ÜKEA markasıyla dünyaya açılmayı hedefliyor. Günde 3 - 4 saat uyuyan, krizleri fırsata çeviren Ülkü, İzmir'in en önemli iş insanlarından biri olmakla kalmıyor, başta otomobil yarışları olmak üzere birçok spor dalında da Türkiye ve Avrupa şampiyonlukları kazanıyor, birçok Sivil Toplum Kuruluşu'na başkanlık yaparak önemli başarılara imza atıyor.

12-8

"İNANMANIN, ÇALIŞMANIN VE BAŞARMANIN HİKAYESİ"

"Ümidi kaybetmemenin, inanmanın, çalışmanın ve başarmanın hikayesi" olarak tanımlanabilecek sıra dışı yaşamını biz sorduk o anlattı.  Ümit Ülkü'nün "Hareketi" seven tabiatının söyleşiyi okurken kalbinizi harekete geçme istediğiyle dolduracağından eminim.

"ANNEM VE BABAM FABRİKA İŞÇİSİ"

Sıfırdan başlayarak iş dünyasının önemli isimlerinden oldunuz. Merdivenleri çıkarken Ümit Ülkü neler yaşadı?

Annem Almanya'da bir fabrikada işçi. 12 yaşındayken mahkeme kararıyla yaşını 4 yaş büyütüyor ve fabrikaya işçi olarak giriyor. Babamla Türkiye'ye geldiği bir ziyarette tanıştırılıyorlar ve evleniyorlar. İkisi birlikte Almanya'ya dönüyor. 1973 yılında da biz dünyaya geliyoruz. Almanya'da iş yaşamları çok yoğun olduğu için bizi bir süreliğine Türkiye'ye babaanneme bırakıyorlar, ben her sene gidip geliyorum. İlkokula burada başlıyorum, ikinci sınıfa Almanya'da devam ediyorum derken; ilköğretimi Türkiye – Almanya arasında tamamlıyorum.

11-8

"KRİZLERİ FIRSATA ÇEVİRDİK”

İzmir Mimar Kemalettin'de bulunan dokuma, çarşaf mağazamızda ilkokul çağından itibaren o mağazada çalıştım. 1979 yılında amcam, 1981 yılında dedem vefat ettiği için babamlar bir köylümüzü getirerek mağazanın başına koydu. Ancak 1988 yılında babam büyük bir trafik kazası geçirerek vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Dolayısı ile 15 yaşında işin başına geçtim. 1991-1994 krizlerine denk geldiğimiz zamanda, çok çalışmanın emeği ile bir şube açıyoruz, işi büyütüyoruz, bayilikler alıyoruz. Kardeşim de okulu bırakarak yanıma geliyor ve onun da desteğiyle işe dört elle sarılıyoruz. 2000'e kadar bu ivme devam etti. 2001 krizini yaşadık, bu kriz çok büyük bir darbeydi. Tam ‘bittik' deme noktasına gelirken, Kore'den bir kapitone makinesi satın aldık ve MTK Tekstilciler Sitesi'nde 800 metrekarelik imalat ve satışa geçeceğimiz bir yerimiz oldu.

WhatsApp Görsel 2023-11-16 saat 10.06.33_5b229da9

"İŞİN HER KISMINDA ÇALIŞTIM"

Pazarcıya, bohçacıya, manifatura, çarşaf, tekstil, dokuma alım satım, pazarlama, satış her türlü işe girip, bir süre sonra da konfeksiyon, dikiş, makinasıyla otel ve hastanelere çarşaf dikmeye başladık.

"KENDİ MARKALARIMIZI OLUŞTURDUK"

Üretim, satış ve toptan AVM ile mağazalara satış derken, kendi markalarımızı oluşturduk. Ceylin Bebe bizim kendi markamızdır. O sırada kızım doğdu 2001 yılında kızımın adına bu markayı kurduk. My Life, Blue Night adında tekstil marklarıyla üretimi artırdık, toptan satışımız arttı. İzmir'e, Ege'ye ve Türkiye'nin yarısına toptan ürün satmaya başladık.

15-5

"DÖNÜŞÜME ÖNCÜLÜK ETTİK"

Bilmediğiniz bir sektör...

Ticareti bilen birisi, iyi bir satıcı yoğurdu da iyi satar, mobilyayı da iyi satar, tekstili de iyi satar. Ruhunda iyi satıcılık varsa, satar. Tüccar adam, sektör farklı olsa da ticaretin mantığını biliyorsa; ticaretin değerlerini ve dinamiklerini yerine getiriyorsa, hesabını, başında durmasını, işiyle ilgilenmesini yapıyorsa, gerekli yerlerden gerekli desteği de araştırıp öğrendikten sonra yapılmayacak hiçbir şey yok. Zaten o yıllarda da bizimle birlikte bir dönüşüm oldu. Eskiden tuhafiye, manifatura, mefruşat, çeyiz, züccaciye mağazaları olurdu, şimdi mahallelerde öyle mağaza kalmadı. Japon Pazarı, Forbes, AVM, Evkur tarzında AVM'leşti. Yani daha komplike bütün evin ihtiyaçlarını karşılayan mağazalara dönüştü. O dönüşüme biz de öncülük ettik Allah'ın izniyle.

"EN BÜYÜK BAYİ OLDUK"

Denizli’ye açılan mağazamız sonrasında zaman içinde elektronikte de özellikle Profilo'nun en büyük bayisi olduk. Bu sektörün farklı stratejileri ve uygulamaları var. Ben o zaman hayal etmiştim ve 'Arzum'un en büyük bayisi olacağım' demiştim. Çok küçük bir mağazayız ve sektörde yeniyken, ‘en büyük bayi olma hayalim çevrem tarafından komik görünüyordu. Ama biz Arzum'un Türkiye'deki en büyük distribütörü olduk.

"24 SAAT ÜRETİM YAPTIK"

2010 yılından 2015 yılına kadar Türkiye'de en çok pike takımı ve nevresim takımı üreten firmaydık. Türkiye'deki bütün firmaları topla, Arzum, Taç o günün bütün firmalarının üretimlerini toplayın, bizim ürettiğimiz kadar üretim yapmamışlar. Çünkü biz 24 saat üretim yapıyorduk. Ben kesim, paketleme yapıyordum. Annem, babam, elemanlarımız, 42 atölye çalışanımız, sabah akşam sürekli mal yetiştiriyorduk. Çünkü bir sipariş geliyor 30 bin tane oraya, 20 bin tane buraya, 10 bin tane başka yere pike... Sezon zaten 3-4 ay, o süreyi geçirdiniz mi kıymeti yok. Sezona yetiştireceğiz diye sürekli üretim yapıyorduk. Aynı caddede 5 ayrı mağaza bizden ürün istiyordu, aynı markadan 5 mağazaya verirsen rekabet olur diye, 5 tane marka oluşturdum. Aynı pikeyi birine My life, birine Blue Night, Murace, başka bir marka veriyordum. Böyle stratejiler yaptık.

"ZORU BAŞARIRIM, İMKANSIZ ZAMANIMI ALIR"

Firmalar neden sizi tercih ediyordu?

İşin içindeyiz. Bugün ekmek alırken lezzeti, gramı ve fiyatı var. Bu değerleri tutturursanız tercih edilirsiniz. Kaliteli ürün yapıyoruz, desende günceli yakalıyoruz, paketlemeyi albenili yapıyoruz, fiyatta da 1 kuruş aşağı verdiğiniz zaman zaten tercih edilmemek için sebebiniz kalmıyor. Benim hayatımda Allah affetsin şöyle bir şey var, zoru başarırım, imkansız zamanımı alır. Yok yoktur. Ben bu cümleyi duymadan önce de yaşantım böyleydi. Benim için bir şeyin 'yapılamaz'ı olmadı. Biliyorsam, istiyorsam, inanıyorsam her şey kolay benim için. 

13-5

"CİDDİ CİROLAR YAPTIK"

MTK'da 17 sene imalat, toptan, üretim, satış, distribütörlük yaptık. O sürede Fakir'in en büyük bayisi olduk. Arnica'nın en büyük distribütörü olduk Türkiye'de, Arzum'un zaten olmuştuk. Sonra Profilo, Simfer oldu derken hepsinde ciddi iyi partnerler haline geldik. Ciddi cirolar yaptık.

"MTK YETMEDİ"

2018 yılında yaklaşık 7 mağazayı birleştirdik, labirent gibi 7 katlı alanımız oldu. Büyüdükçe bizi orası kaldırmamaya başladı, lojistiğimiz hareketli, tırlar giriyor, çıkıyor. 2018'de Menderes girişinde olan burayı gördük ve yerleşmek istedik. Büyük bir inşaat yaptık.

"PANDEMİDE DE ÇALIŞTIK: TÜRKİYE'DEKİ İLK 5 KATLI MASKEYİ YAPTIK"

Dünyanın alışık olmadığı ve tüm ülkeleri kapsayan bir pandemi süreci yaşadık. Bu süreçte de devletimize ve milletimize çalışmaktan hiç vazgeçmedik. Sağlıklı toplumlar olma yolunda biz de elimizi taşın altına koyarak ticaretin durduğu, insanların evlerine kapandığı dönemde tekstil tecrübemize de güvenerek yola çıktık ve Çin’de medical önlük üretimi yaptık. Ayrıca Türkiye'deki ilk 5 katlı maskeyi yaptık.

"DOĞRU ZAMANDA DOĞRU HAMLE"

Medcore markasını oluşturduk, bu markayla dezenfektan, temizleyici, maske, önlük, ateş ölçer ürettik. Fas, Amerika ve Türkiye için inanılmaz üretim yaptık. Sıraya sokuyorduk ülkeleri. Pandemide, doğru zamanda doğru hamleyi yaptık. Doğru zamanda doğru hamleyi yaparsanız yürüyorsunuz. Geç kaldığınızda olmuyor. Birçok firma işini, sektörünü değiştirip bu işe girdi ama elinde kaldı. Biz çok erken davranmamızdan dolayı iç ve dış pazarda büyük işler yaptık. Bize bir ivme kattı.

"TOPTANCILIKTAN PERAKENDECİLİĞE DÖNÜŞ BAŞLADI"

Türkiye'de de bu süreçte toptancılıktan perakendeye doğru dönüş hazırlığındaydık. Çünkü bu işin toptancılığı bitmişti, marjlar kalmadı, markalar, fabrikalar artık doğrudan tüketiciye inmeye başladı. Türkiye genelinde bu değişimde yine biz erken davrandık Allah'a şükür. Perakendenin de içindeydik bir noktada aslında, 25 sene içinde 8 tane AVM açtık.

"YERLİ VE MİLLİ ÜKEA'YI OLUŞTURDUK"

2022 sonuna kadar tamamıyla toptancılığı bitirip, daha önceki mağazalarımızdan çok farklı yerli ve milli ÜKEA mağazasını oluşturduk. Bu markayı Türkiye genelinde belli şehirlerde konumlandırıp, bu markamızla yurtdışında da mağazalar açmak, bu markamızı büyütmek istiyoruz.

"ÜKEA'DA YOK YOK"

ÜKEA'yı bize tanıtabilir misiniz?

İçinde mutfağımız var, sürekli sıcak poğaça, çay, kahve ve su ikramı yapılacak. Kafeteryamız var, çocuklarımızı bırakabileceğimiz çocuk parkımız var, çocuk parkında anaokulu öğretmenimiz var. Mescidimizden, spor tesisinden, açık alan sahasına kadar hepsi var.

"TÜRKİYE'DE MARKALAŞMA DEZAVANTAJINI YAŞIYORUZ"

ÜKEA için yerli ve milli vurgusu yapıyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?

Türk insanı olarak geçmişimiz, tarihimiz, örfümüz, adetimiz, değerlerimiz çok güzel. Ülkemizle, coğrafyamızla, değerlerimizle, tarihimizle, atalarımızla, her şeyimizle çok kıymetli bir geçmişe sahibiz. Bunları iyi bilmek lazım, bununla birlikte ülkemizde mobilya alanında bana göre dünyanın en iyi mobilyalarını üretiyoruz. Bugün İtalyan mobilyası iyidir, hoştur, pahalıdır ama Türkiye'de binlerce çok iyi mobilya üreten fabrika var, bunlar İtalya'dakinin altında değil üstündedir. Sadece burada markalaşma dezavantajını yaşıyoruz.

öf-7

"BİRÇOK MARKA TÜRKİYE'DE ÜRETİLİYOR"

Bugün dünyadaki Lacoste, Loft gibi tekstil markalarının birçoğu Türkiye'de üretiliyor. Burada 10 liraya üretilen ürün 50 liraya geri geliyor ve vatandaşımız alıyor. Aynı kaliteyle siz 'no name' dediğimiz meşhur olmayan bir markayla ürünü ürettiğinizde insanlar o ürünü kalitesiz addediyor ya da marka değil diye giymek istemiyor. Halbuki aynı ürün, aynı kumaş, aynı fabrikadan çıkıyor ama üstüne o markanın amblemi için 3 kat, 5 kat, 10 kat fark veriyor insanlar. Hatta bazı ürünlerde 100 kat veriyorlar, uçuk noktaları da var bu işin.

"MARKA ALGISI KALİTE VURGUSU YAPIYOR”

Öte yandan ucuz, ekonomik, sadece fiyat odaklı on binlerce ürün markamızla isim benzerliği mağaza, vatandaşımıza kalitesiz mobilyayı satıyor. Bizim insanımız da marka algısıyla gidip alıyor ve bu da insanın ağırına gidiyor. Sen burada daha iyi fiyatlara daha kaliteli ürün üret, daha ekonomik fiyatlara dünyaya sat, diğer mağaza da gelsin bizim ülkemizdeki insanlara ikinci, üçüncü kalitedeki ürünleri satsın. Bu çok hazmedilecek bir şey değil bana göre. Buna birilerinin dur demesi lazımdı.

"DAHA İYİSİ, DAHA KALİTELİSİ"

Biz de burada mağazamızı vatandaşlarımıza anlatırken öyle bir isim koyalım ki dedik; çünkü Ülkü Grup, Ülkü Çeyiz, Tekstil derseniz anlatmak çok zaman alıyor ve yaşatamıyorsunuz anlatımınızı, isimden insanlar konsepti anlasın dedik. Markadan konsepti anlasınlar dedik ve açılımı Ülkü Konsept Ev Alışverişi olan ÜKEA'yı kurduk.  İnsanlar ismi duyduklarında 'İKEA gibi bir yer mi' diyorlar, biz de 'Evet, daha iyisi, daha kalitelisi' diyoruz. İşimiz de kolaylaşıyor.

"ÜKEA DÜNYAYA AÇILACAK"

“BİR SONRAKİ HEDEFİNİZ NE?”

Öncelikle bu konsept içimize çok sindi. Gelen vatandaşlarımız da çok beğeniyor. Bu bizi heyecanlandırıyor. Buraya istediğimiz ilaveleri de yaptıktan sonra Ankara'da, Antalya'da, Karadeniz'de ya da Trabzon'da açmayı düşünüyoruz. Nasip tabi. Bu konsepti birkaç şehirde daha açarsak zaten bir şehir 10 şehre hitap ediyor. Tanıtımını da iyi şekilde yapacağız. Bilinir hale getirdikten sonra yurtdışı bayilikler de verebiliriz. Bu Franchising ya da kendi mağazalarımız da olabilir. Dünyadaki birçok eve yerli ve milli ürünlerimizi sokacağız.

14-4

“HERŞEY BİR TECRÜBE”

Bugün geçmişe dönüp baktığınızda, özellikle de kriz dönemlerine ne düşünüyorsunuz?

İnsanın hayatında her şey bir tecrübe. Önemli olan her yaşadığınız tecrübeden ders almak. Akıllı bir insan, düştüğü bir hataya iki defa düşmemeli. Ders almalı ve bu dersi de iyi değerlendirmeli. Hata yapılır ama hatanın tekrarı ahmaklıktır. Hata yapmaktan korkmadan bir işe girmek, girişimci olmak, mücadele etmek insanidir. Bu süreçlerde başarısızlık da olabileceğini ama bazen bu başarısızlığın başka hayırlara vesile olabileceğini bilmeliyiz. Ben her sıçrama dönemini bir kriz bir sıkıntı ya da bir darbe ya da olumsuz bir olayın arkasından yaşadım. O anda hazır olman, inancını yitirmemen, o anda mücadeleye devam ettiğinde zaten fark oluşturuyorsun. Yani herkesin gazı bırakıp marşı kapattığı an sen 'inancını koruyup yoluma devam edeceğim' diyorsan oluyor. Herkes gaza basarken çok fark açamazsın ama herkes durduğunda sen gaza basıyorsan o zaman fark açıyorsun. O yüzden kriz anlarındaki kararlar çok önemli. Benim kriz anlarında aldığım kararlar hep fark oluşturmuştur. Geçmiş tecrübesi olan büyüklerin, başarı sahibi olan şirket sahiplerinin hayatlarına baktığınızda hep dönüm noktaları kriz anlarıdır. O yüzden gençlere de en büyük tavsiyem, başlarına bir şey geldiğinde, ah vah diyerek üzülmek yerine mücadeleye devam etmeleridir. O kapı olmadı mı, diğer kapıyı çalsınlar.

"SPOR HAYATIMDA HEP OLDU"

Ben hep işimin başındaydım, sabahtan akşama kadar… Geceleri servis yapardım, 6 gün minibüste yatıyordum. Bu süre hep çalışarak geçti, bir hedef, bir hayal var; borçsuz olacağız, işimizi iyi yapacağız, işimizi büyüteceğiz... Bu hayal bizi hep tetikledi. Bu hayali yaparken her zaman sporla da ilgilendim. 11 sene tekvando yaptım, sabahlara kadar antrenmanlarım oldu, müsabakalara katıldım. Yani spor hayatımın her alanında hep bir aktivite oldu. Günlerim hep spor - iş, spor - iş döngüsünde geçti.

NASIL BAŞARDI?

Tek konu inanmak…. Hayal edeceksiniz ve inanacaksınız. Başka hiç bir marifete gerek yok… Ben yapı gereği günde 3-4 saat zor uyurum, çok fazla uyuyamam. Gün geldi yıllarca sabah 5'te müşterilerin kapısında mal sattım. Çünkü saat 8'de mağaza açıyorum, mağazayı açmadan önce servis yapıyordum. Bir dönem de bu şekilde çalışmam gerekti.

16-1

"GENÇLERE MESAJI…”

Kriz döneminde ağladığımı bilirim. Çünkü 52 tane dönemin Etibank çekleri dönmüştü, bütün aktifçilerin çekleri dönüyor ancak karşılama durumum yok çünkü sermayemin çok üstünde battım. O anlık üzüntüyle oturup, 'ne yapacağım' dediğimde O yaşadığım dönem bebeğim doğmuş benim, oğlum doğmuş ve ben eve süt alamıyordum, yüzüğümüzü sattık ama 'Yaşadığımız sürece her şey bir fırsat' dedim. Gençlerle tecrübe paylaşımı konuşmalarında en çok şunu söylerim: ‘Allah ismimden verdi diye düşünüyorum, umudunu hiç kesme. Ümidini hiç kesmeyeceksin.