Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ -

Türk Milleti 15 Temmuz 2016 yılında, Türkiye'nin üzerine çökmesi planlanan karanlığı, bedenini siper ederek önledi. 81 ilde eş zamanlı olarak sokaklara dökülen genç, yaşlı, çocuk, anne, baba ellerinde Türk bayraklarıyla tankların, mermilerin, bombaların üstüne yürüdü. Bağımsızlık, vatan ve bayrak uğruna bin yıldır gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içmek için ölüme koşan Türk Milleti, bugüne dek yazdığı destanlara bir yenisini daha ekledi ve vatanını hain kalkışmacılara teslim etmedi. Yağmur gibi yağan mermilere aldırış etmeden meydanları, Valilik binalarını koruyan milletimiz yüzlerce şehit verdi ancak bayrağı yere düşürmedi. Türk Milleti sokaklarda sabahladı, doğan güneşle birlikte Türkiye üzerinde hain planları olanları teslim aldı. 

Milletin zaferiyle sonuçlanan bu kutlu direnişin yıldönümünde an be an yaşananları AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Eyyüp Kadir İnan, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, dönemin AK Parti milletvekili Kerem Ali Sürekli ve dönemin AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican GÜNDEME BAKIŞ'a anlattı. 

66052264C3Fa7390

İNAN O ANLARI ANLATTI

AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı ve Türk milletinin yeni bir destan yazdığını belirttiği gecede neler yaşadığını anlattı.

“KIZ İSTEME VE NİŞAN MERASİMİ İÇİN MERSİN’E GİDİYORDUM”

2016 yılında henüz 23 yaşında olan ve AK Parti Gençlik Kolları Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyeliği yapan İnan, “15 Temmuz günü benim için ayrı bir yere sahip. 23 yaşındaydım; eşim Büşra Nur Hanım’ı 16 Temmuz’da hem isteyecektim hem de nişan merasimimiz yapılacaktı. Bunun için Ankara’dan Mersin’e doğru yola çıkmıştım. 2016 yılında gençlik kolları MKYK üyesi olarak görev yapıyordum. Darbe girişimine Kayseri’de yakalandık. Hemen sosyal medyadan saat 23:07’de ‘Kimse saçma sapan bomba ihbarı falan deyip milleti kandırmasın! Bunun bedeli ağır olacak, seferberlik zamanı’ diye tweet attım. Ailem de kız isteme merasimimiz için İzmir’den yola çıkmıştı, onlar Konya’da bu duruma şahit oldu.

“GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM”

İnan şunları kaydetti:

Sonrasında bize Genel Merkezimizden ‘herkes en yakın ilçe ve il teşkilatlarına gitsin, oradaki teşkilatları organize etsin’ talimatı geldi. Biz de direkt Kayseri il başkanlığımıza gittik. Bu alçak darbecilere ve FETÖ’cülere karşı Kayseri halkının okyanus gibi, sel gibi nasıl meydanlara döküldüğüne şahit oldum. Gözyaşlarımı tutamadım. Bir milletin dirilişini nasıl ortaya koyduğuna, ikinci Kurtuluş Savaşı’nı nasıl verdiğine çok genç yaşta şahit oldum.

“BOMBA ATILAN YERE GİTTİM”

Kayseri’den sonra Mersin’e gittim. Eşimin ailesi de meydanlardaydı, eşim de meydanlardaydı. Biz isteme merasimini iptal ederek Ankara’ya döndük, Genel Merkezimize gittik. Oradaki arkadaşlarımıza destek olmaktı amacımız. Ankara’ya sabah 06.00 sularında girdiğimde Cumhurbaşkanlığına atılan bombayı sesli şekilde duydum. Ankara’da çok acı durumlar vardı, şehitlerimiz vardı. Meclisin yakınlarında şehadet mertebesine varan vatandaşlarımızı gördük. O zaman ben de mecliste milletvekili danışmanlığı görevini yapıyordum. Bombanın atıldığı yere gittim, ardından Genel Merkezimizde Gençlik Kollarımızın muhafaza çalışmalarına destek olduk.

“MİLLETİMİZ ALÇAKLARA İZİN VERMEDİ”

Demokrasinin zaferinin ilan edildiğine, darbecilerin teslim alındığına ve tüm kurumlardaki çalışmaları bizzat görerek şahit oldum. Darbecilerin nasıl teslim odluğunu, bu yüce milletin demokrasiye, memlekete nasıl sahip çıktığını, bayrak, vatan için canını nasıl ortaya koyarak mücadele ettiğini gördük. “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ölümüne” diyen, Türkiye’nin dört bir yanında milletimizin dünyanın tüm emperyalist güçlerine yanıt verdiğine şahitlik ettik. Böyle yüce bir milletin neferi olduğumuz için ne kadar gurur duysak az. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Onların bıraktığı mirası ve cesareti bizler ömür boyu taşıyacağız. Alçaklar işgal girişiminde bulundular ve hamd olsun milletimiz buna izin vermedi.

Mhp Genel Sekreter Yardimcisi Osmanagaoglu Basin Toplantisinda Konustu A4A9316 Jpg

OSMANAĞAOĞLU: “CUMHURBAŞKANIMIZIN EVİNİN ÖNÜNE GİTTİM”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tamer Osmanoğlu, kalkışma sırasında İstanbul’da olduğunu dile getirerek, yaşadıklarını şöyle anlattı:

Ben İstanbul’da hasta ziyaretindeydim. Dönüşte köprüde olağanüstü bir hareketlilik olduğunu gördüm. Oradan Altunizade’ye döndüm, arabayı bir yere bıraktım ve annemin evine doğru ilerledim. Siteye girerken kapıda rahmetli Erol Olçok ile oğlu Abdullah  Tayyip’i gördüm. ‘Nereye gidiyorsun, ne oluyor’ diye sordum ve hain kalkışmanın olduğunu ilk olarak kendisinden öğrendim. Rahmetli, “Biz Reisin evinin önüne gidiyoruz’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanımızın evine gitmek üzere ayrıldı. Ben hızlıca annemin yanına gittim, annemi teskin etmeye çalıştım. Hemen evden çıkarak önce köprüye gitmeye çalıştım ancak muazzam bir trafik vardı ve ulaşmak mümkün değildi. Ben de Cumhurbaşkanımızın evinin önüne doğru gittim.

“HERKESİ ARAYARAK SOKAKLARA DAVET ETTİM”

Genel Merkezimizi arayarak ‘Ankara’ya gelmek istiyorum’ dedim. Genel Merkezdeki arkadaşlarımız, ‘Burada yeterince kalabalığız, buraya gelmenize gerek yok’ dediler. Ben de İstanbul’da kaldım. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla birlikte, telefonla birçok ülküdaşımızı aramaya başladık. Tüm tanıdıklarımıza ‘Darbe oluyor, herkes sokaklara çıksın’ dedim. Bu telefon kayıtlarında da mevcuttur. Herkesi arayarak, ‘Sokaklara çıkalım, bu hain girişime izin vermeyelim’ dedim. Hepimiz Genel Başkanımızın talimatıyla sokağa döküldük. Zaten Ankara ve İstanbul’da ilk olarak sokağa çıkan ve ilk refleksi verenler MHP mensuplarıydı ve MHP’ye yaraşır bir olgunlukla sokaklara döküldüler. Allah’a şükür ki bu darbe girişimi engellendi.

“TÜRK MİLLETİ GEÇİT VERMEDİ”

O gece sokakta sabahladık. Gün ışıdı, boğaz köprüsünde kalkışma için gelen askerlerin silahlarını teslim ettiğini gördük. Bu Türk milletinin zaferiydi. Türk milleti Allah’a şükürler olsun ki bu kalkışmaya izin vermedi. Şehitlerimiz oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Erol Olçok’un sanırım en son gördüğü insan benim. Ruhu şad olsun, rahmetle yad ediyorum. Türk milletinin direnci, feraseti, fazileti bu işin olmasına engel oldu. Türkiye’de artık hiç kimse darbe girişimiyle insanlarımızı kandırmaya çalışamaz. Türk milleti bunlara asla geçit vermeyecektir.

Akp Izmir Milletvekil Yasar Kirkpinar Kimdir

KIRKPINAR: “SÜREKLİ İLE BİRLİKTE DÜĞÜNDEYDİK”

AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ise, hain darbe kalkışmasının yaşandığı 15 Temmuz 2016 yılında Kemalpaşa İlçe Başkanlığı görevindeydi. Kırkpınar o anları şöyle anlattı:

O dönem İzmir Milletvekilimiz olan Kerem Ali Sürekli ile birlikte bir düğündeydik. Saat 22.00’a geliyordu, sosyal medyada gördük ilk önce. Boğaz Köprüsü kapatılıyordu, biz ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Saat 22.30 sıralarında ayağa kalktık, böyle bir şey de beklemiyorduk. Ekonomi iyi bir noktada, Türkiye’nin durumu iyi, enflasyon oranları iyi. Düğünden hızlıca ayrıldık. Telefon trafiği yaptık. Benim kızım da o sırada 11 yaşındaydı ve İstanbul’a gitmişti. Kızımı aradım, ‘Baba darbe olmuş, İstanbul Boğazını kapatmışlar, biz de halamla birlikte bayraklarımızı aldık köprüye doğru yürüyoruz’ dedi. Orada durum iyice netleşti kafamızda.

“KİRAZLI MEYDANINDA 10 BİN KİŞİ TOPLANDI”

Ben hemen ilçe başkanlığımıza geçtim. Cumhurbaşkanımızın da sesi yayınlandı. Ben tüm üyelerimize mesaj attım, Kemalpaşa halkını, tüm üyelerimizi Kirazlı Meydanı’na davet ettim. O mesajdan yarım saat sonra meydanda hiç abartmıyorum en az 10 bin kişi toplandı. Hain darbe girişimini, FETÖ’yü orada bir konuşmayla anlattık insanlara. Kemalpaşa küçük bir yer olduğu için herkesi tanıyorum, o meydanda sadece AK Partililer değil, CHP’liler ve MHP’liler, Saadet Partililer de vardı. Ne kadar Kemalpaşalı varsa bayrağını alıp meydana gelmişti. Çok duygulandım. Söz konusu vatan olunca bu millet parti ya da başka bir şey gözetmeden bir araya geliyordu, buna şahitlik ettik.

“GÖZÜMÜZDE BİR NEBZE KORKU OLMADI”

Meydandan seslendik, ‘Pennsylvania gelsin, bu meydanı görsün, bu millet hiçbir zaman boyunduruk altına girmedi. 1000 yıldır girmedik yine girmeyeceğiz’ dedik. Kemalpaşa Meydanı doldu, taştı. Ardından Konak’a Valilik binamızın önüne gittik, yollar tıkanmıştı, tüm milletimiz sokaklara dökülmüştü. Konak’a ulaştığımızda çok ciddi bir kalabalık vardı. Konak Meydanında sabahladık. Tüm hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti. Bir an durmadık ve o gece var olmayla yok olma arasında bir süreç yaşandı. Gözümüzde bir nebze olsun korku olmadı. Sadece bizim değil tüm vatandaşımız böyleydi. Bu coşkuyu, cesareti bize Sayın Cumhurbaşkanımız verdi. Televizyonlara baktığımızda onu gördük ve onun konuşmasının ardından tüm milletimiz ‘Bunlar 2-5 çapulcu. 85 milyon olan biz bunlara mı boyun eğeceğiz’ dedik. Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla birlikte bu millet karanlığı aydınlığa çevirdi. Büyük bir işgal girişimini bertaraf ettik.

“MİLLETİMİZ GECEYİ AYDINLIĞA ÇEVİRDİ”

Bu sıradan bir darbe değildi. Emperyalizmin, Siyonizm’in, hain FETÖ’nün taşeronluğunu yaptığı bir işgal girişimiydi. Bu apayrı bir şey. Kurtuluş Savaşı’nda bile, en büyük savaşlarımızda bile TBMM bombalanmamıştı. Bunlar bunu da yaptılar. Bana göre Türk tarihinin görmüş olduğu en ağır girişimdi. Milletimiz bir olarak, Allah’ın yardımı, devletin dirayetiyle, Sayın Cumhurbaşkanlığımızın öncülüğünde karanlığa çevirmek istedikleri geceyi aydınlığa çevirdi.

Kerem Ali Surekli Turc Cover

SÜREKLİ: “VALİLİKTE TOPLANDIK”

15 Temmuz 2016’da AK Parti İzmir Milletvekili olan Kerem Ali Sürekli yaşananları anlattı:

Ben Kemalpaşa’da bir düğünde Kemalpaşa Belediye Başkanımız Arif Uğurlu’nun nikahını kıydığı bir düğünde nikah şahitliği yapıyordum. Yaşar Kırkpınar ile birlikteydik. Saat 21:30 sıralarında girişimi öğrendim. Olayı açıklığa kavuşturmak istedim, önce İzmir Emniyet Müdürü Yardımcısı arkadaşımıza ulaştım ve olayı doğruladı. Ayrıntılı bilgi almak için dönemin İzmir Valisi, şu anda Emniyet Müdürümüz olan Erol Ayyıldız’ı aradım. Erol Bey de doğruladı, ‘Böyle bir şey var’ dedi. ‘Siz neredesiniz’ diye sordum, ‘Valilikteyiz’ dedi. ‘Biz de oraya gelsek, oradan hep birlikte bir hareket tarzı belirlesek’ diye sordum. Kendisi de ‘Çok iyi olur’ dedi. O dönemde Atilla Bey’in (Mahmut Atila Kaya) İzmir’de olduğunu biliyordum, kendisini aradım, o da Alsancak tarafındaymış, sözleştik, hep beraber Valiliğe geçtik.

“TÜM TEŞKİLATI ÇAĞIRDIK, 100 BİNLERİ GEÇMİŞTİK”

Erol Bey, dönemin emniyet müdürü Celal Uzunkaya, dönemin jandarma komutanı toplantı halindeydi. Biz de katıldık. Onlar işin asayiş boyutunu tartıştılar, biz de Atilla Bey ile siyasi boyutunu konuştuk, il başkanımızla istişare ettik. İl Başkanımız il başkanlığına geçti, Atilla Bey ile biz de ile geçtik. Kendi aramızda ‘nerede toplanalım’ dedik, en doğru yerin Valilik binası önü olduğu kararına vardık, Vali Bey’den izin aldık. Atilla Bey, il başkanımız ve bizler derhal çalışmalara başladık ve tüm teşkilatı, vatandaşlarımızı İzmir Valiliğinin önüne çağırdık. Sabaha kadar oradaydık, tüm teşkilatımız geldi. 100 binleri geçmiştik, çok büyük bir kalabalık vardı. Sabaha karşı da Ankara’da meclisin toplanma kararı üzerine 05:30 sıralarında Atilla Bey ile birlikte Ankara’ya hareket ettik.  

“HERKES SONUNA KADAR MÜCADELE ETTİ”

“Korktunuz mu” sorusunu da yanıtlayan Sürekli, “Korkmadım ama şaşırdım. Yıllar sonra tekrar demokrasimizin tehdit edilmesi şaşırttı ve üzdü. Millet iradesine kast edilmesi kabul edilemez duygusu hakim oldu ama hiçbir şekilde bir endişeye kapılmadık. Bunun milletimizle birlikte püskürtüleceğinden emindik. İçimde de öyle bir his vardı. Kimse karamsarlığa kapılmadı, herkes sonuna kadar mücadele etti” dedi.

13469

DELİCAN: “OTOBANI 16 DAKİKADA GEÇTİM”

Dönemin AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ise o geceye ilişkin şunları aktardı:

Ben İl Başkanı olduğum süreçte hiç tatil yapmadım ama benim eşim devlet memuru. Onun yıllık tatilinin bitmesine 3 gün kalmıştı. Cuma gününden Çeşme’ye gittik, ufak bir teknemiz vardı, navigasyon cihazımız telefona bağlıydı, telefonun şarjı biti. Eve geldim telefonu şarja taktım ve baktım 27 cevapsız arama, kardeşimi aradım. Darbe girişimini o anda öğrendim. Hemen arabaya atlayıp 16 dakikada gişeden çıkmışım. O sırada Genel Merkezden ‘il binasına gidin’ dediler. Ben de ‘İl Binası değil Valiliğin önüne gidelim, bizim için en önemli şey milletimizle birleşmek, il binamıza partililerimiz gelecek, valiliği korumaya alalım’ dedim. O zamanki teşkilatımız başkanımız ‘Yok ile gideceksiniz’ dedi. Ben de ile gittim. Sayın Cumhurbaşkanımız meydanlara davet edince de hemen Konak meydanına koştuk.

“VALİLİĞE NEREDEYSE KOŞARAK GİTTİM”

Trafik tıkanmaya başladı, neredeyse koşarak gittik. Tüm ilçeleri organize ettik. Bir megafon bulduk.

“Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz, kesinlikle valiliği teslim etmeyeceğiz” dedim. Orada kelle koltukta çünkü biliyorsunuz. Hemen bir araç buldular, bir aracın üstüne çıktım. Hem kitleyi organize edip bilgi vermemiz lazım hem de teşkilatımızı konsolide etmemiz lazım. Onları hızlıca yaptık.

“BÜYÜKŞEHİR VAPURLARI ÇIKARDI”

Sayın Valimiz, İzmir Emniyet Müdürü, Jandarma Genel Komutanı Hasan Koçyiğit çok hızlı tutuklamalar yaptı. Ege Ordu Komutanı Abdullah Recep Paşa’yı o gün göreve göndermişler, Abdullah Recep Paşa karargahta kalmasa İzmir’den başlatacaklardı bu işi. Körfezden gemilerle geleceklerdi. Büyükşehir de vapurları çıkardı, Valiliği korumak için, önünde engel olsun diye… Çok büyük badireler var.  

AKIN AKIN GELDİLER

Ama sağ olsun tüm partililer geldi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da geldi, bir birlik oldu. O meydanda AK Parti bayrağı kullanmadık, bu vatan meselesiydi. Türk bayrağı dışında bayrak istemediğimizi söyledik. Tüm siyasi partiler de akın akın geldi.

“İZMİR, TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLDU”

Türkiye’ye İzmir örnek oldu. Almanak açtık, 10 masada insanlar görüşlerini, duygularını yazdı. O defterler daha sonra birer anı kitabı oldu, ben onları bastırarak dağıttım. Bu Türkiye’ye örnek oldu, Türkiye’de teşkilatlar bunu yaptı, meydanlarda vatandaşın görüşlerini topladılar, masalar açıldı. Hatta onu 15 Temmuz müzesinde anı olarak sakladılar. Biz 15 Temmuz nöbetlerinde yaşadıklarımızı arşiv yaptık, kitap haline getirdik, onu da dağıttık. Zor bir süreçti. Siyasi partilerin ve vatandaşlarımızın birliği ile hepsi aşıldı. 

“AİLEMİ BABAMA EMANET ETTİM”

Delican, “Korku ya da panik yaşadınız mı” sorusuna ise, “Ben asker çocuğuyum, bizim için devlet her şeyin üstünde. Hep öyle büyüdük. Babam yıllarca şerefle askeri üniformayı taşımış bir insan. Bir asker çocuğu olarak da her zaman vatanın birlik ve beraberliğini her şeyden üstte gördük. Çünkü aileden öyle görüyorsunuz. Ben tabi bu olayda babamı arayıp tüm ailemi babama emanet ettim. ‘Baba bana bir şey olursa ailem sana emanet’ dedim. Eşime de ‘tüm panjurları kapatın, benden haber almadan hareket etmeyin’ dedim. Ablam korkmuş beni aradı, ‘Ne gerekiyorsa yapacağız, kanımızın son damlasına kadar buradayız’ dedim. Korku aklımın ucundan dahi geçmedi. Ben 200 hız ortalamasıyla o gece 16 dakikada otobandan geçtim. O kadar süratli gitmişim. Biz koşa koşa gittik ki herhangi bir aksaklık olmasın diye, o görev bilinciyle. O anki vatan sevgisiyle gittik. Ülkemizin demokrasisine hücum ediyorlar, onların karşısına çıkmak için koşarak gittim” ifadelerini kullandı.