Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremin ardından 10 ilde meydana gelen büyük yıkım, "Güvenli, depreme dayanıklı bina" kavramını bir kez daha gündeme taşırken; vatandaşlar, yaşadıkları binaların güvenliği konusunda araştırmalara başladı. Binaların altında yer alan işletmelerin, binaların dayanıklılığına nasıl etki ettiği merak ediliyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, bina dayanıklılığına ilişkin merak edilenleri anlattı. Kozanoğlu, binaların mimari planlarında olmayan, farklı kullanım için planlanan, bina yapıldıktan sonra başta fırın ve restoranlar olmak üzere çeşitli işletmelere dönüştürülmesinin sakıncalı olduğunu kaydetti.
"FIRIN YAPILACAK YERDE FARKLI MALZEMELER KULLANILIR"
Kozanoğlu, hemen her işletmenin farklı statik hesaplama ve malzeme gerektirdiğini anlatarak, "Eğer mimari olarak, baştan orası fırın olarak planlanmadıysa, önceden konut ya da mesken olarak planlanıp daha sonra fırına çevrildiyse, orada mutlaka ilave tedbirler almak gerekir. İlave sıcaklık, ilave malzeme gerektirir, izolasyon gerektirir, yapıya o sıcaklığın aktarılmaması lazım. Aynı sauna imalatı gibi, bir sauna yapılacak yerin inşaatında nasıl farklı malzemeler kullanılırsa fırın yapılacak yerin de farklı malzemeleri vardır. Dükkan, konut, mesken olarak planlanan, sonradan fırın yapılan yer mahsur getirir. Eskiden benzin istasyonları bile binaların altındaydı orada sıcaklık yoktu ama yangın, infilak, patlama riski vardı. Bunların hepsi sonradan taşındı. Fırınlar için de aynı şey söz konusu" açıklamasında bulundu.
"ONAYLI PROJENİN DIŞINA ÇIKILMAMALI"
Prof. Dr. Kozanoğlu, onaylı projelerin dışına çıkmanın risk doğuracağına dikkat çekerek, "Aşağıyı konut olarak düşünüp sonradan restorana çeviriyorlar. Restoran olması için baca gerekiyor. Baca olması için sonradan binanın döşemesi, duvarı kırılıyor, kır - dök işleri oluyor. Bunların önceden mimaride olması lazım ki, baca, ısıtıcı, ocak, fırın tedbirleri önceden alınmış olsun. Bu her sektör için geçerli aslında. Bunların mimaride belediyece onaylı projesinde tasarlanıp, o şekliyle, doğru malzemelerle binanın orijinal olarak üretilmesi gerekir. Aslında hangi sektör olursa olsun onaylı projenin dışına çıkılmamalıdır" diye konuştu.
"KONUT OLARAK YAPILMIŞ BİNALARI AMAÇ DIŞI KULLANIM ÇOK RİSKLİ"
Binalar yapılırken kullanım alanlarına göre farklı metrekare - yük hesapları yapıldığını anlatan İzmir Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "Bazı eski binaları alıyorlar, aktivite merkezi haline, yani kalabalık grupların toplanacağı yerler haline getiriyorlar. Bu da mahsurlu çünkü konut olan bir yerde, statik betonarme hesapları yapılırken metrekareye gelen yük 200 kilogram kabul edilir ama toplumun yan yana sırayla konumlanacağı yerlerde metrekarede 500 kilogram yük hesaplanır. Dolayısıyla siz daha az yükle hesaplanan binaya daha çok yük veriyorsunuz. Bu sırada deprem olursa o bina hemen yıkılır, o kadar kişi de ölür. Bunlar da dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biri" dedi.
"BİNALARI YANLIŞ FONKSİYONDA KULLANIYORLAR"
Prof. Dr. Kozanoğlu, "İzmir'de bilhassa eski, cumbalı, ahşap evler vardır. Bunların birçoğunu insanların yoğun olarak toplanacağı alanlar yaptılar ama bunlarda bizim yönetmeliklerimizin öngördüğü yük oranları fazladır. Bu yüke göre bina tasarlanmamıştır. Bunlara kimse bakmadan maalesef binayı yanlış fonksiyonda kullanıyorlar" açıklamasında bulundu.