Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, mevsim sıcaklıklarının normallerin üzerinde seyrettiğine dikkat çekerek, gıda tüketiminde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Merdiven altı ve kayıt dışı gıda üretimine dikkat çeken Toprak, “Yaşadığımız Covid-19 sürecini de göz önünde bulunduracak olursak bu dönemde dengeli beslenmek önemli olduğu kadar sağlıklı ve güvenilir gıda maddeleri tüketmek de büyük önem taşıyor. Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların yaşandığı, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş haberi ile karşılaştığımız bu günlerde, sıcaklıkların artması ve azalan gelir düzeyi ile birlikte halk sağlığı açısından olumsuzlukların yaşanmaması için başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere, yerel yönetimlere, üretici ve tüketicilere önemli görevler düşüyor. Özellikle de alım gücü düşük olan kesime yönelik neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri halk sağlığı açısından risk teşkil ediyor. Açıkta satılan ve hava ile doğrudan temas eden baharat, kuruyemiş, salça, zeytin, bakliyatlar ile hangi koşullarda sağılıp saklandığı belli olmayan sokak sütleri kesinlikle satın alınmamalıdır. Halkımızın alışveriş ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşıladığı pazaryerlerinin birçoğu açık ve fiziki koşulları gıda güvenliği açısından ne yazık ki yetersiz durumdadır. Örneğin,  ambalajsız, açıkta, toz toprakla temas eden, üreticisi belli olmayan, kayıt dışı satışların önüne geçilmeli, salça ve zeytinyağı gibi ürünlerin pet şişede satılmasına izin verilmemelidir. Süt ve süt ürünleri gibi ürünler için soğuk dolaplar temin edilmelidir. Zabıtalar aracılığıyla sadece gramaj kontrolü yapılan denetimler bu uygulamalar için yeterli olmayıp, belediyelerin gıda mühendisi istihdam ederek denetimleri özellikle gıda güvenliği yönünden etkin hale getirmesi gerekir” dedi.  

“YEREL YÖNETİMLER GIDA TERÖRÜ MÜCADELESİNDE ETKİN OLMALI”  

Gıda kontrollerinin artırılması gerektiğine vurgu yapan Toprak, “Satın alınan gıdaların etiketlerinde Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen kayıt veya onay numarasının olup olmadığının kontrol edilmesi ile son tüketim tarihi/tavsiye edilen tüketim tarihi, üretici firmanın adı ve adresi, içerik ve alerjen bilgilerinin incelenmesi büyük önem taşıyor. Güvenli gıda tüketimi için her tüketici aynı zamanda bir denetçidir.  Tüketiciler, gıda ile ilgili her türlü ihbar ve şikâyetlerini Alo 174 Gıda Hattı‘nı arayarak yapabilirler. Tarım ve Orman Bakanlığı, gelen ihbarlar neticesinde gerçekleştirdiği denetimlerin sonuçlarından başvuru sahiplerini bilgilendirmekte. Gıda kontrolleri Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla yapılmakta olsa da yerel yönetimler de gıda terörüyle mücadelede etkin rol almalıdırlar. Bu sebeple diyoruz ki belediyelerde gıda mühendisleri istihdam edilmeli. Eğer sosyal bir belediye olmaktan bahsediliyorsa her şey imar olarak görülmeyip halkın sağlığı da koruma altına alınmalıdır. Belediyeler işletmelere ruhsatı veriyorsa, gıda mühendisi istihdam ederek denetim de yapmalıdır. Pazaryerlerinin denetlenmesi dışında özellikle meyve sebze halleri, balık halleri ve mezbahalar da alanında uzman meslek odalarıyla işbirliği yapılarak denetlenmelidir. Ayrıca, yaklaşmakta olan İzmir Enternasyonal Fuarı başta olmak üzere kentte açılan birçok gastronomi fuarında el yıkayabilecek kadar dahi su bulunmayan bir ortamda gıda üretimi yapılıp satışa sunulmaktadır. Kullanılan ekipmanların hijyenik kontrolü, çalışan personellerin kişisel hijyeni ve hijyen belgeleri Tarım ve Orman Bakanlığı İl/ilçe müdürlükleri ve belediyeler tarafından denetlenmeli, sonuçları da kamuoyuyla paylaşılmalıdır” diye konuştu.  

Toprak, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:  

Ürünlerin etiketinde İşletme kayıt/onay numarası olmasına mutlaka dikkat edilmeli, yoksa Alo 174’e ihbar edilmelidir. 

Ürünlerin Son Tüketim Tarihi/Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi mutlaka kontrol edilmelidir. 

Ambalajı bozulmuş, delinmiş, deforme olmuş ürünler alınmamalıdır. 

Konservelerde bombaj yapmış, hasar görmüş, paslanmış veya çentikli olanlar satın alınmamalıdır. Konservelerdeki bu görünümün, gıda zehirlenmesine yol açan bakteriler için uyarı işareti olduğu unutulmamalıdır. 

Tahıl, kuru baklagiller, şeker gibi kuru gıdalar karanlık, kuru ve serin ortamda saklanmalıdır. 

Meyve ve sebzeler akan su altında iyice yıkanmalıdır. 

Çiğ et, tavuk, balık ve yumurtaya dokunduktan sonra eller yıkanmalıdır. 

Yumurta yıkanmadan dolaba konmalı ve kullanmadan hemen önce yıkanmalıdır. Kırık, çatlak ve kirli yumurtalar satın alınmamalıdır. 

Kaynağı bilinmeyen, denetimsiz, kayıt dışı satılan sokak sütleri satın alınmamalıdır. Pastörize veya sterilize süt ya da paketli çiğ süt tercih edilmelidir. 

Sabah erken saatlerde dükkanlar açılmadan kapı önüne hem de yerle temas edecek şekilde bırakılan ve dükkan açılana kadar saatlerce bekleyen ürünleri ne yazık ki sıkça görmekteyiz. Süt ve ürünleri ile et ve ürünlerinin dağıtımında ve depolanmasında soğuk zincir kesinlikle kırılmamalıdır. 

Yemek hazırlama aşamasında, çiğ et ve tavuk kesme ve doğramada kullanılan mutfak aletleri yıkanmadan, pişmiş et ürünleriyle ya da çiğ tüketilecek sebze ve meyve ile temas ettirilmemelidir. 

Hava sıcaklıklarının arttığı bugünlerde yemekler oda ısısında tutulmamalı, yemeklerin tekrar tekrar ısıtılmasından kaçınılmalı, yemekler yenilecek miktarlarda ısıtılmalı ve hemen tüketilmelidir.  

Sıcak tüketilmesi gereken yemeklerin yeterince sıcak, soğuk gıdaların ise yeterince soğukta servis edilmesine dikkat edilmelidir. Bozulduğundan kuşkulanılan gıdalar tüketilmemeli, tüketime sunulmamalıdır.  

Salgının yüksek seyrettiği bu dönemlerde çiğ, az ya da yarı pişmiş yemek alışkanlıklarından uzak durulmalı, ızgara et, tavuk, balık gibi ürünler iyi pişirilmeli, orta nokta sıcaklığının 72° C olmasına özen gösterilmelidir. 

Et yemekleri buzdolabında 1-2 günden fazla, etsiz yemekler ise 3-4 günden fazla bekletilmemelidir.  

Besleyicilik açısından zengin olduğu kadar mikroorganizmalara karşı hassas olan et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerinin dikkatli tüketimi büyük önem taşımaktadır. Bu ürünlerin soğuk zincirde satışa sunulduğundan emin olunmalıdır.  

Küflü kısmın yüzeyden alınıp geri kalan kısmın kullanılması sağlık açısından oldukça riskli bir durumdur. Salça gibi “yarı akışkan” olarak tabir ettiğimiz gıdalarda küf oluştuysa o gıdayı tüketmemeliyiz.  Çünkü küf dediğimiz küçük canlılar, gıdaya tutunabilmek için birtakım kök benzeri yapılar oluştururlar ve bu yapılar beş kiloluk bir cam kavanozun yarısına kadar uzanabilir. O nedenle uzaklaştırdığımızı düşündüğümüz küf, aslında hala salçanın içerisindendir ve risk teşkil eder. 

Marketten donuk gıda alınacağında bu ürünler alışverişin sonunda alınmalı ve bekletilmeden eve getirilip dondurucuya konmalıdır. 

Donuk gıdalar marketten eve taşınması sırasında mümkünse sıcaklık koruyucu kaplarda taşınmalıdır (icebox, thermo çanta, araç içi buzdolabı, vs).  

Donuk gıdaları satın alırken çözünmemiş olmasına çok dikkat edilmelidir. Çözünmüş ve/veya çözünüp yeniden dondurulduğundan şüphelenilen gıda asla alınmamalıdır. 

Dondurucudan çıkarılan gıda buzdolabının +4ᵒC kısmında ya da mikrodalga fırında çözündürülmelidir. Böylelikle çözündürmenin kontrollü ve mikrobiyal bozulma açısından olabildiğince düşük riskli yapılması sağlanmış olur.   

Ortam sıcaklığında ya da suyun içinde (özellikle sıcak suyun içinde) çözündürme yapılmamalıdır. Çok elzem durumlarda sürekli akan soğuk suyun altında ve kontrollü olarak çözündürme yapılabilir. 

Bir kez çözündürülen gıda asla tekrar dondurulmamalı, eğer hemen kullanılmayacaksa +4ᵒC’de bekletilmelidir. En geç ertesi gün kullanıma alınmalıdır. 

Hijyenik koşullar altında üretilmeyen, frigofirik araçlarla sevk edilmeyen ve yeterli soğutması olmayan depolarda depolanan dondurma halk sağlığını önemli bir biçimde tehdit etmektedir. Bu sebeple güvenilir yerlerden satın alınmalıdır. Seyyar satıcılardan dondurma alınmamalıdır. 

Dökme olarak satılan dondurmalarda külaha dondurma aktarılmasında kullanılan kaşıkların sürekli temizlenmesi, kaşıkların bekletildiği suyun sıklıkla değiştirilmesi, tezgahlardaki dondurmaların ve kullanılan külahların tozlanmayı, kirlenmeyi önleyecek şekilde kapalı kaplarda muhafaza edilmesi gerekmektedir.  

Ambalajlı dondurmalarda ise, etiket bilgisi dikkatle okunmalı, son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir. Ayrıca dondurma çözündürülüp tekrardan asla dondurulmamalıdır. Orijinal şekli bozulmuş ambalajlı dondurmaların eriyip tekrar dondukları varsayılarak satın alınmamaları gerekmektedir. Diğer taraftan yumuşamış ambalajlı dondurmalar da alınmamalıdır. Dondurma alışverişte en son alınıp hızlı bir şekilde dondurucuya konmalı ya da hızla tüketilmelidir.