Markaya dönüştürdüğü geri dönüşüm ürünleriyle yurt dışına açıldı
Abone Ol
Doğada kuruyan ya da yanan ağaçları toplayarak lamba, sunum tabağı, kase, mumluk, şamdan gibi malzemelere dönüştüren Aysel Arslan, kendi ismi ve yaşadığı ilçe Aliağa'dan esinlenerek markalaştığı 200 çeşit ürünle yurt dışına açıldı.
İstanbul'da doğup büyüyen, evlenince işinden ayrılıp İzmir'in Aliağa ilçesine yerleşen 2 çocuk annesi 46 yaşındaki Arslan, yaklaşık 7 yıl önce köyde kayınpederiyle yakacak kışlık odun toplamaya gittiğinde ağacı sanata dönüştürmeye karar verdi.
Önce hobi olarak farklı modellerle küçük mumluklar yapan Arslan, ardından doğada kuruyan ya da yanan ağaçları lamba, sunum tabağı, kase, mumluk, şamdan gibi ürünlere dönüştürmeye başladı.
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar'ın desteğiyle atölyeye, yakın zamanda da ürünlerini sergilediği bir mağazaya kavuşan Aysel Arslan, ahşap oyma ve yakma sanatı ile geri dönüşüm malzemelerini birleştirerek 200'e yakın ürün geliştiriyor.
Hobiyle başladığı işinde "Ays Home Made in Aliaga" markasını oluşturan girişimci kadın, Türkiye'nin farklı kentlerine ve şimdi de başta Almanya olmak üzere Avusturya, Fransa, Hollanda, İsviçre gibi ülkelere ürünlerini gönderiyor.
Markasını daha bilinir hale getirmeyi hedefleyen Arslan'ın en önemli amacı ise özellikle yeteneklerini fark edemeyen kadınlar için eğitim ve yetenek atölyesi kurmak.
"Kek yapmak, masa yapmaktan daha zor geliyor"
Aysel Arslan, AA muhabirine, genellikle sipariş üzerine çalıştığını özellikle de lamba, masa, sehpa, çok sayıda küçük dekoratif ahşap ürünler geliştirdiğini söyledi.
Doğada yanmış, kurumuş ağaçlar ya da atık ürünü değerlendirerek tasarımlar gerçekleştirdiğini ifade eden Arslan, "Ağaçları atölyeye getiriyorum, gereksiz parçalarını kesiyorum. Daha sonra onları ilaçlıyorum, gerektiği şekilde boyayıp, temizleyip, vernikleyip, elektrik aksamını varsa eğer gerçekleştirip ondan sonra bir abajur veya işte bir lamba veya bir masaya çeviriyorum." diye konuştu.
Çok zorlu olmasına rağmen işini severek yaptığını dile getiren Arslan, internetten, işiyle ilgili ustaların tecrübelerini dinleyerek kendini geliştirdiğini vurguladı.
Sıfır bilgiyle işe adım attığını anlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Bir bayan için gerçekten zor bir iş. Çünkü araziye çıkıyorsunuz, akrep, yılan işte onların olduğu yerlere gidiyorsunuz. Bazen kurumuş dalları sırtımda getirebiliyorum. Güç kuvvet isteyen bir iş. Onlarla uğraşmak gerçekten zor ama işin sonunda ortaya çıkardığın ürünü görünce de kolay olduğunu insan hissediyor. Bütün zorlukların hepsi geçiyor. Seçim yapmam gerekirse ben açıkçası kek yapamıyorum ama 'Bir masa, bir lamba, bir ünite yap.' deseniz onu size yaparım. İnsan yaptıkça kendindeki cevheri keşfediyor."
Yaklaşık 7 yıl emek verdikten sonra markalaştığını anlatan Arslan, müşterilerin kendisine sosyal medya hesabı üzerinden ulaştığını, ürünlerini yurt dışında ve Türkiye genelinde birçok bölgeye gönderdiğini sözlerine ekledi.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Gündeme Bakış sitemize
abone olun.