Kanser günümüzde yetişkinler kadar çocuklar için de büyük risk oluşturuyor. Üstelik rakamlar bir milyon nüfuslu bir popülasyonda her yıl 100’ü aşkın çocuğu etkileyecek kadar ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Çocuk kanserlerinin en büyük handikabı hastalığın sessizce ilerleyerek son aylarda belirtilerini göstermesi olarak görülüyor.
Hızlı kilo kaybı, iştahsızlık, vücutta morluklar, renkte solukluk, eklem ağrıları ve bir anda belirip çoğalan bezelerle kendini gösterebilen kanserden korunmanın yanı sıra tedavi sürecinde de doğru beslenme kurallarına dikkat etmek gerekiyor. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Atila Tanyeli, 1-7 Nisan Kanser Haftası’nda hem bağışıklığı zayıflamış kanser hastaları hem de kanserden korunmak için ailelere önerilerde bulundu.
KANSERDE BESLENME FAKTÖRÜ
Genetik faktörler, enfeksiyonlar ve çevresel etkiler nedeniyle ortaya çıkan çocukluk çağı kanserleri, erken tanı ve etkin yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Kansere yol açan birtakım etmenler kişinin kendi kontrolünde olmasa bile diğer riskler alınacak birtakım önlemlerle kontrol altına alınabilir. Beslenme de buradaki önemli basamaklardan biridir.
Yapılan araştırmalara göre; yanlış beslenme alışkanları kanserin ortaya çıkışı ve gelişiminde yüzde 35 etkili rol oynamaktadır. Bu nedenle mevsiminde meyve-sebze yenilmesi, mümkünse organik ve doğal gıdaların tüketimi gereklidir.
SOFRANIZDA BU GIDALAR OLSUN!
Turpgiller: Vücutta sülforafan gibi aktif bileşiklere dönüşür. Bunlar da antikanserojen etki gösterir.
Sarımsak: Antibiyotik özelliğinden dolayı bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanın akışkanlığını sağlayarak kolesterolü düşürür.
Domates: Kanserden koruyucu, zihinsel ve bedensel yaşlanmayı yavaşlatıcı özelliğe sahiptir. C vitamini açısından da zengindir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Ispanak: Kansere, kalp hastalıklarına, yüksek tansiyona karşı çok etkili bir sebzedir.
Lahana: Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.
Brokoli: Kansere karşı koruyucu vitamin dolu bir sebzedir. Beta karoten ve C vitamini ihtiva eder.
Kayısı: Hücrelere ve dokulara zarar veren moleküllerin etkisini ortadan kaldırarak kansere karşı koruyucudur.
Havuç: Havuç tüketimi arttıkça kanser riskinin azaldığı ortaya konmuştur. Bunun temel nedeni betakaroten, C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar açısından zengin oluşudur.
Tahıllar: Arpa, mısır, buğday, yulaf gibi tahıllar B ve E vitamini, potasyum ve kalsiyum içerir.
Nohut: Yağ düzeyi düşük ve kolesterol içermeyen nohut kalsiyum, magnezyum, betakaroten ve folik asit açısından zengindir.
İncir: Potasyum, demir ve kalsiyum içerir. Sindirim sistemine yardımcı olur ve modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak önerilmektedir.
Fındık: E vitamini açısından zengin bir besindir. Ceviz gibi türleri ellagic adı verilen bir tür asit içerir.
Bu asit kanserli hücrelerin kendilerini öldürmeleri anlamına gelen apoptosis sürecini başlatır. Her gün bir avuç yenmesi çok faydalıdır.
Zeytinyağı: Kandaki kolesterol düzeyini dengede tutar. E vitamini açısından da zengindir. Bu sayede kalp krizi, felç, kanser ve erken yaşlanmaya karşı beyni koruyucu etkiye sahiptir.
Soğan: Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği allicin ve sülfür ile mide ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etki sağlar.
Şeftali: Kansere ve kalp krizine karşı koruyucu olan betakaroten açısından da zengindir. Bir şeftali günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 50’sini karşılar.
Pirinç: E ve B vitaminleri açısından zengindir. Bağırsak kanserine karşı koruyucu, kolesterolü düşürücü ve kalp krizi riskini azaltıcı etkisi vardır.
Fasulye: C vitamini ve betakaroten gibi kalp hastalığı ve kanseri önleyen antioksidanlar açısından zengindir.
Kırmızı üzüm çekirdeği: Polifenolik bileşenleri proantisiyanidler ve tokoferol içerir. Bunlar antioksidandır. Kanser önleyici etkileri mevcuttur.
Isırgan otu: Bağışıklık sistemini güçlendirici etki yapar.
KANSERDEN KORUNMAK İÇİN BUNLARDAN UZAK DURUN
Katkı maddeleri: Bazı katkı maddeleri kansere zemin hazırlar. Bu nedenle, güvenilmeyen katı yağlar, çikolatalar yenmemelidir.
Tatlandırıcılar: Sakkarin, böbreklere zarar verdiği gibi, mesane kanserine de neden olmaktadır.
Küfler: Gıdalar üzerinde üreyen küfler ‘aflatoksin’ denilen kanser yapıcı maddeyi meydana getirir.
Kahve: Kahve içenlerde içmeyenlere göre 2-3 misli fazla mesane ve pankreas kanseri ortaya çıkmaktadır.
Dioxin: Beyazlatılmış gıdalarda bulunur.
Yiyecekler ve hazırlanış şekilleri: Fazla et yiyenlerde kalın bağırsak kanseri sık görülür. Proteinli gıdalar, 100 derecenin üzerinde pişirildiklerinde kanser yapan maddeler oluşur.
Aşırı ısıtılan yağlarda kızartılan yiyecekler kanser yapıcı olurlar. Kullanılan kızartma yağları tekrar tekrar kullanılmamalıdır.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Gündeme Bakış sitemize
abone olun.