Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki, 10 katlı Yılmaz Erbek Apartmanı B bloğu da yıkıldı. Enkaz altında kalan 11 kişi yaşamını yitirdi, 11 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 10 kişi hakkında, İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Davanın geçen eylül ayında görülen ilk duruşmasında binanın fenni mesulü mimar Nurettin Bozdoğan tahliye edildi. Bugün görülen ikinci duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Yılmaz Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları salonda yerini aldı. Duruşmada ilk olarak mahkeme başkanı, kolon kesildiği iddiasıyla, binanın altındaki marketler zinciri şirketi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Ardından zemin etüdü raporuna imza atan tutuksuz sanık inşaat mühendisi Pınar Uslu'ya söz verildi. Kendisine yöneltilen suçlamayı kabul etmeyen Uslu, "Zeminin uygun olmadığına dair bir rapor bana gelmedi. Gelen raporları imzaladım. Benim binanın yapılışı ve tadilatıyla bir ilgim yoktur" dedi.

Uslu'nun ardından söz verilen kooperatif kurucu üyelerinden tutuksuz sanık Ayşe Yılmaz ise "1997 yılında kooperatife kurucu üye olarak adım geçiyor. O sırada İstanbul'da üniversitede okuyordum. Listede sadece ismim var. Sayıyı tamamlamak için adım yazılmış. Hiçbir şeyden bilgim ve haberin olmadı" diyerek, kendini savundu.

'ÇALIŞTIĞIM SÜREDE KOLON KESİLMEDİ'
Sanıkların ardından mahkeme başkanı müştekilere söz verdi. Deprem sırasında markette bulunan ve 17 saat sonra enkazdan çıkarılan Hülya Özmet, "Sallantı başladığında İzmir'de çok sık deprem olduğundan kendimi direkt dışarı atmayı düşünmedim. Kapıya doğru ilerlerken bina yıkıldı. Göçükten 17 saat sonra çıkarıldım. Büyük bir sallantı hissetmeden bina yıkıldı" dedi.

Müştekilerden Cem Özdemir ise, "2006 yılındaki yönetim kurulu toplantısında taşıyıcı duvarların olmadığı konuşulmuştu. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Binanın altındaki markette çalışan Merve Kılıç, "Enkazdan 3 saat sonra çıkarıldım. Markette çalıştığım sürede kolon kesildiğini görmedim" dedi.

Sanık ve müştekilerin ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Tanık Hüseyin Karasu, "1 yıl kooperatif adına mobilya işi yaptım. Bizim çalıştığımız dönemde dükkanlar boştu. 2001 yılında dükkanların kiraya verildiğini söylediler. Sonra da market açıldı" dedi.
Marketin olduğu yerin seramiklerini döşeyen tanık Muzaffer Işıklı da kolon kesme işlemini görmediğini söyledi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Mustafa Yılmaz'ın avukatları, Yılmaz'ın iddia edildiği üzere müteahhit olmadığı gibi kolon kesme işleminin de yapılmadığını belirti, müvekkillerinin tahliyesini istedi.

YILMAZ'IN TUTULULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Mahkeme başkanı duruşmada son olarak tutuklu sanık Mustafa Yılmaz'a söz verdi. Müteahhit olduğunu kabul etmeyen Yılmaz, "Orada benim de dairem vardı. Çocuklarım vardı. Kolon kesildiğine dair bir tek kayıt varsa bana en ağır cezayı verin. Hayatımda hiç müteahhitlik yapmadım. Sorumluluk almamak için kat karşılığı arsamı verdim. Denetleyici arsa sahibi statüsüyle ilgilendim. İlgilenmedim demiyorum. Keşke arsamı vermez olaydım" dedi.
Konuşmaların ardından ara karar açıklandı. Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine ve hakkında suç duyurusunda bulunulan zincir market hakkındaki soruşturmanın akıbetinin sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.