Çocuklar yasaklardan ve disipline edilmekten pek hoşlanmazlar ancak kuralların ve sınırlamaların olmadığı bir yaşamda da kendilerini güvensiz, korumasız veya ihmal edilmiş hissedebilirler.
Özellikle de çocuğun yaşamı ile ilgili bir karar alınacakken veya çocuğun bir talebi onay veya ret aşamasındayken annenin ve babanın ağız birliğinde olmayışı çocuğun aileye karşı olan güvenini sarsabilir.
Ailelerin çocuklarıyla olan iletişiminde demokratik tutum sergilemesi anne babanın çocuklarıyla olan iletişimi daha sağlıklı ve etkili bir ortama taşıyacağı muhakkaktır.
Ergenlik dönemine henüz yeni girmiş bir çocuk arkadaşlarıyla bir etkinliğe katılmak istediğinde ilk yapacağı şey elbette ki ailesine danışmak olacaktır. Babasından fikir almaya gittiğinde “annene sor” annesine sormaya gittiğinde ise alacağı yanıt “babana sor” olabilir.
Böyle bir durumda bu çocuk için izin almalar bir kabusa dönecek ve zaman içinde çocuk ya izin alırken kaygılı bir çocuk olup sosyal yaşamından feragat edecek ya da izin almama, yalan söyleme yolunu tercih edecektir. Eş zamanlı olarak da aile bireylerinin sınırlarını test etme yoluna gireceklerdir.
Elbette eşler, çocuk yetiştirme süresinde her zaman aynı fikirde olmayacaklardır ancak çocuğa yansıtılmayan bir ortamda ortak karar vermeli çocuğa bu kararı ortak bir dille açıklamalılar. Bu daha otoriter bir aile figürü sergilenmesine sebep olacaktır. Başka bir yönden de bakacak olursak, tüm aile bireyleri toplanıp karar alınacakken birlikte fikir üretip, düşüncelerini paylaşabilirler.
Hem anne, hem baba, hem de çocuk ayrı ayrı fikirlerini beyan edebilirler. Bu çocuğun veya ergenin çatışma ortamının nasıl çözüleceğini, tartışma ortamının nasıl dengeleneceğini ve uzlaşıyı öğrenmesi için de büyük bir olanak sağlayacaktır. Gerek evle ilgili, gerek çocuğun yaşamıyla ilgili bir karar alınacakken çocuğunuzun da ne düşündüğünü öğrenmeniz çocuğunuzun ailesine olan güvenini, kendisine olan güvenini ve benlik saygısını olumlu oranda arttıracaktır.
Yalnızca aile bireyleri arasında da ağız birliği yeterli olmayacaktır elbette. Okul yaşamı başladıktan sonra ailelerin, çocukların okul yaşamını da yakından takip etmesi gerekmektedir. Çocuğun okulda öğrendiği herhangi bir bilgiyi evde çürütecek şekilde bir konuşma geçerse çocukta davranış bozuklukları ve başarısızlık gözlemlenebilir.
Bu nedenle ebeveynlerin okul ile işbirliği yapması, okulda öğrenilenlerle ortak bir dil oluşturması eğitim sürecinin sürekliliğini arttırdığı gibi sosyal gelişim, benlik saygısı ve akademik başarıyı da önemli oranda arttıracaktır.
Demokratik bir toplumun oluşması öncelikle aile ortamında başlıyor. Bu nedenle evde, okulda, ailede demokratik iletişimi esas tutmak gerekir. Unutmayın ki doğru yetiştirilen her çocuk topluma da bir ışık tutacaktır.
Çok sevgiler…