Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKŞ - CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, kongre sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bazı belediye başkanlarının sürece kamu kaynaklarını kullanarak müdahil olduğu yönündeki iddiaları da değerlendiren Polat, sert uyarılarda bulundu. 

"BİRTAKIM AVENELERİN VAATLERİYLE DEĞİL..."

Oy kullanacak üyelere, "Partinin geleceği" çağrısında bulunan Polat, "Bizim geçmiş dönemlerdeki kongrelerimizde, biz oturur, mavi, kırmızı, beyaz liste çıkartırdık. Parti içinde belli politik bakış açılarına sahip insanlar o listeler etrafında kümelenirdi. Mahalle seçimleriyle başlayıp, kurultaya varan süreç hiçbir partide bizim kadar şeffaf, demokrasinin bayramı şeklinde yürümez. Tatlı bir telaşımız var, ben yol arkadaşlarımdan sadece fikirlerini tartışmalarını, kavga etmemelerini, büyük bir suhuletle sandıklara gitmelerini istiyorum. Onlardan süzülerek kurultay delegeleri, MYK ve kadrolar bu dönemde şekillenecek. Bu anlayışla sandığa gitsinler, sakin olsunlar, yol arkadaşı olduklarını unutmasınlar. 'Parti nereye gitmeli' anlayışı etrafında kümelensinler. Bir takım avenelerin dolaşıp, 'Seni şu yapacağım, bunu bu yapacağım' vaatleriyle değil, partinin geleceğine bakış açılarıyla şekillenmelerini tavsiye ediyorum" dedi. 

"İDUĞ'U PARTİ KORİDORLARINDA DOLAŞTIRANLARDAN BİRİ BENİM"

Belediye başkanlarının sürece müdahil olmasına yönelik eleştirileri değerlendiren Polat, "Belediye başkanlarına, sokaktan geçerken, 'Gel kardeşim seni belediye başkanı yapalım' demedik. Ben Mustafa İduğ'u belediye başkanı yaparken, Mustafa İduğ sadece castrol satan bir yağ bayisi değildi ki... Daha önce partide delege seçimlerine gelmiş, oy kullanmış, meclis üyesi olmuş biriydi. Onu getirip parti koridorlarında dolaştıran insanlardan bir tanesi benim. Partinin kendi iç dinamikleri içinden gelmiş bir adamdı. Diğerleri de öyledir muhtemelen" ifadelerini kullandı. 

"TİLKİ GİBİ DOLAŞAN BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISININ GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAM"

Polat açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Rıdvan (Karakayalı) ağabey, Ali (Engin) Ağabey bunlar il, ilçe başkanlığı yapmış insanlar. Dolayısıyla siyasi kişilikler. Elbette ki siyasi görüşlerini beyan etmek onların da hakkı. Elbette ki benim söylediğim çerçevede, 'Parti Halil İbrahim sofrasını genişletmeli - genişletmemeli; sola yaklaşmalı, merkezi biraz daha kucaklamalı' tartışması ekseninde müdahil olmaları gayet doğaldır ve yapıcı sonuçlar doğurur. Fakat hiç ihtimal vermiyorum, gidecek bir belediye başkan yardımcısı, Özel kalemden alacak, o belediye başkan yardımcısı tilki gibi sağda, solda dolanacak. Anlatılanlar bunlar ama bunları da tespit edersem; hiç kimsenin gözünün yaşına bakmam.

"ELLERİNDEN TUTTUĞUM GİBİ AŞAĞI İNDİRMESİNİ DE BİLİRİM"

6 ay var. 6 ay sonra o arkadaşlar, kimse bunu yapanlar, o genel merkez koridorlarında ellerinden tuttuğum gibi, ellerinden tutup aşağı indirmeyi de bilirim. 

"İŞ VAADİYLE SÜRECE DAHİL OLMAK HEM TOPLUMA HEM PARTİYE İHANET OLUR"

İş vaadiyle sürece dahil olmak yönettiğimiz topluma ihanet olur. A belediye başkanının, yönetmesi gereken bir kent var. Temizliğini, parkını, bahçesini, sosyal yardımından kesip sadece siyasi rant devşirmek için  işçilik maliyetlerini yükseltirse o kişi topluma ihanet eder. Bunun yanı sıra partinin dokusunu kendi lehine değiştirmek isterse partiye ihanet eder. Bunun bedeli de çok açık olur. 

"YENİ BAŞKAN O KADROLARI LAV EDEBİLİR"

Öte yandan parti bir karar alacak. 6 - 7 ay sonra bu arkadaşlar değiştiğinde yeni gelen belediye başkanı o arkadaşın sadece siyasi rüşvet olarak dağıttığı kadroları lav edebilir, hiç kimsenin de buna ses etme hakkı yok. Partinin dokusunu bozmak için üyenin iradesine ipotek koymaya kalkanlarla da, o üyeyle de parti hesaplaşır. Bunu kimsenin yanına bırakmaz parti. Partimiz büyük bir parti, demokrasi dışına çıkan her arkadaşımızın karşısında olurum.

"SİYASİ RANT DEVŞİRMEYE ÇALIŞANLA HESAPLAŞIRIM"

Kamu kaynaklarını kullanarak kendisine siyasi rant devşirmeye çalışan babamın oğlu da olsa onunla karşı karşıya gelirim. Elinden tutup kendi getirdiğim kişi de olsa, karşı karşıya gelirim. Kimse böyle bir şeye tevessül etmesin, biz AK Parti değiliz, seçim rüşveti dağıtacak bir parti değiliz. Hele ki kendi üyemize rüşvet dağıtmayı ahlaklı bulmuyorum.