Hale ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP’de 6 Eylül’de başlayacak tüzük kurultayı için geri sayım sürüyor. CHP İzmir örgütünden “önseçim, üyelik, delegasyon ve kongre süreleri” alanında köklü değişim talepleri gelirken CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkanİzmir örgütünün taleplerini, tüzük kurultayından kendi beklentilerini ve tartışılan konularla ilgili açıklamalarda bulundu. 

“ADAY ÜYELİK SİSTEMİ GETİRİLMELİ”

"Seçim dönemlerinde en çok tartışılan konuların başında aday belirleme ve yığma üyelik tartışmaları gündeme geliyor. Sizin bu konudaki çözüm öneriniz nedir?" sorusunu yanıtlayan Özkan, “Üyeliklerin nasıl olacağı noktasında geçen tüzük kurultayımızda aktif ve pasif üyelik getirme arzumuz ne yazık ki gerçekleşmemiştir. Oysa üyelikte beş yılı doldurmayanların milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi olamayacağını şarta bağlarsak ilk iki yıl üyeliği ‘aday üyelik’ olarak adlandırır, bu 2 yıl içerisinde parti çalışmalarına aktif katılımı sağlarsak, bu sokak sokak etkinliğimizi mahalle mahalle gücümüzü ev ev birikimimizi aktarma şansı sağlar bize. O nedenle üyeliğin ilk 2 yılını ‘aday üyelikle’ adlandırmalı, aktif katılımı sağlamalı ondan sonra 2 yılı geçen her üye için parti içi görevlere aday olabilme şansı tanımalı, 5 yılı geçen her üyenin de ülke yönetiminde aday olmasına olanak sağlamalıyız. Böylece üyelikler üzerinden yürütülen kavgaların da tartışmaların da önünü almış oluruz. Bu partideki demokrasiyi büyüteceği gibi parti içi ahlaki çürümeyi de engelleyecektir” dedi. 

“NEPOTİZM YAPAN SİYASETÇİYE CEZA VERMELİYİZ”

Adaylık deyince akla gelen konulardan biri de akraba eş dost atamaları. Buna nasıl bir önlem almayı düşünüyorsunuz?

“Öznel ve adil olmayan bir şekilde liyakat ve eğitimi olmadığı halde yapılan ayrımcılıkları önlemek, eş aile fertleri ve yakın akrabaları kamu kadrolarına yerleştirmek veya siyasi kadroları bunlardan oluşturmak bir hastalıktır. Bu hastalığı engellemek kaçınılmaz ödevimizdir. Bu hastalığın adı Nepotizmdir. Akrabaları, aile fertlerini kadrolara doldurmak CHP’nin ilkelerinin yok sayılmasıdır. Bu konuda çok üzgünüm ki son iki dönemdir çok kötü bir sınav veriyoruz. Babalar, oğullar, yeğenler, eşler yakın akrabalar hem delege seçimlerinde hem de belediyelerin yeni kadrolarının yerleştirilmesinde Ak Parti’nin tükenmesine yol açan hastalık olan Nepotizm bize de sıçradı. Bunu acil ve sert bir şekilde önlemeliyiz. Mücadele etmeliyiz. Çocuklarını, eşini, yeğenini, akrabalarını kadrolara nepotizm yaparak taşıyan siyasetçiye ceza vermeliyiz ve yapılan atamaları, seçimleri yapılamaz hale getirmeliyiz. Nepotizme karşı da tüzük kurultayında bir önerim olacak.”

“ÖN SEÇİM ŞART”

Bu konuda soruya net yanıt almak için tüzük kurultayını bekleyeceğiz anlaşılan. Peki aday belirleme biçimi hakkında öneriniz ne olacak?

Milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, belediye meclis üyelerimizin mutlaka ön seçimle belirlenmesi şartı getirilmelidir. Böylece taban ile yönetim kadrosu arasındaki kopukluklar ortadan kalkacaktır. Elbette ki ihtiyaca göre Türkiye genelinde genel merkezin yüzde 5 kontenjan kullanma hakkı saklı kalmalıdır. Ancak bu oran asla yüzde 5’i geçmemeli ve ön seçimden asla taviz vermemelidir. Bir kez ön seçimden yararlanan kişi bir daha kontenjan hakkından yararlandırılmamalıdır. Yeniden aday olmak istediğinde mutlaka ön seçime girmelidir.

“ÇARŞAF LİSTE UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRMELİYİZ”

Biz “halkın sesi hakkın sesidir “diyen büyük Atatürk’ün yolundan giden evlatları olarak bunu gerçekleştirmeliyiz. Bir de bence olmazsa olmaz diğer bir düzenleme her görev için en fazla 3 dönem aday olunabilme şartının getirilmesidir. Böylece parti devrimci bir geleneğe sahip olacak yenilenecek ve sorunlarımızın büyük bir kısmı katılımcılık ile ortadan kalkacaktır. Her seçim mutlaka çarşaf liste uygulamasıyla gerçekleştirilmelidir. Tüzüğümüze bununla ilgili hüküm mutlaka konulmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi hiç kimsenin hükümranlığını ilan edeceği, parti üzerinde hak ve hukuk gaspına yol açacağı bir gücü kullanmamalıdır. Çarşaf liste partimizde birliği beraberliği ortak hareket etme alışkanlığını ve dayanışmayı getirecektir.

“KADIN VE GENÇ TEMSİLİYETİNE MUTLAKA ÇÖZÜM ÜRETMELİYİZ”

Kadın ve gençlik kolları ayrımı sona ermelidir. Bunlar ana kademe yönetimimiz içerisinde birleşmeli, ana kademe ve merkez yöneticilerimiz de yüzde 50 gençlik ve kadın kotası uygulamasına başlanılmalıdır. Böylece partimizde genç ve kadın katılımının oy ve söz hakkının önü açılmalıdır. Bugünkü uygulama çok zarar verici olmaktadır. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız genel başkanları MYK‘ya katılmakta ama oy kullanamamaktadır. Böylece karar mekanizmalarındaki etkinlikleri yok olmaktadır. Hem de ana kademedeki genç ve kadın katılımı eksikliği nedeniyle bazı gelişmeler zamanında yakalanamamaktadır. Bu maliyet ekonomisi açısından da gençlik ve kadın kollarımızın çalışmalarını sınırlamaktadır. Ancak kadın ve genç kotasıyla ana kademe yönetimlerimizin ve Merkez yönetimimizin yüzde 50’sini kadın ve gençlerden oluşturduğumuzda bu sorunların hiçbirini yaşamayacağız. Tüzüğümüz mutlaka bu konuda bir çare üretmelidir.

“BİLİM, KÜLTÜR VE SANAT PLATFORMU BİRBİRİNDEN AYRILMALI”

Tüzükle ilgili başka önerileriniz nelerdir?

Bilim, kültür ve sanat platformu birbirinden ayrılmalı, buradaki seçimler bilim platformu üyeliği için 10 aday, Kültür platformu üyeliği için 10 aday, sanat platformu üyeliği için 10 aday olmak üzere toplam 30 parti meclisi adaylığı üzerinden yürütülmelidir . Böylece bilim platformunda partinin ihtiyacı olan projelerin geliştirilmesi kültür ve sanat platformlarında toplumun geleceğinin şekillendirilmesi konusunda çalışmalar daha aktif bir şekilde yapılabilecektir. Bu düzenleme gerçekleştiğinde bugün 52 olan parti meclisi üyesi sayımız 82’ye çıkacaktır.

“PARTİ OKULU, AKADEMİYE DÖNÜŞMELİ”

Bir başka çok önemsediğim şey Cumhuriyet Halk Partisi parti okulunun Cumhuriyet Halk Partisi Akademisi’ne dönüştürülmesidir. Bu bizi hep heyecanlı, canlı ve verimli kılacak bir dönüşüm olacaktır. Ayrıca parti içi seçimlere katılacaklar ile milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği seçimlerine girecekler mutlaka CHP Akademisi’nin sertifikalarını dosyalarına koymak zorunda olmalıdırlar. Böylece parti içi eğitimde büyük bir aşama kaydetmiş olacağız. Yönetime katılacak her kademedeki arkadaşımıza temel bilgileri vermiş olacağız.

“ADAYLAR STK’LARIN YÖNETİMİNDE YER ALMALI”

Türkiye sivil toplum örgütleri açısından büyük bir devrim yaşadı. Partiye üye olmada, adaylıklarda en önemli avantajın sivil toplum yönetiminde yer almak, oralardan yetişerek gelmek olduğu tüzüğümüze işlenmelidir. Böylece hem toplumsal örgütlülüğümüzü büyütürken hem de partimize katılacakların niteliğini artırma olanağına kavuşmuş olacağız.