Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, İzmir'de mahalle delege seçimleriyle başlayan ve il kongresiyle son bulan, kurultay sürecini değerlendirdi.
"DAYANIŞMA İÇİNDE BAŞARILI BİR SÜREÇ GEÇİRDİK"
Mahalle seçimleriyle başlayan sürecin, uzlaşı içinde İzmir'e yakışır şekilde işlediğini anlatan Nalbantoğlu, "Mahalle seçimleri başlarken, ilçe kongreleri için hedeflediğimiz şekilde, İzmir'e yakışır şekilde, dayanışma içinde, birbirimizi anlama kat sayımızı yükselterek, başarılı bir süreç geçirdik. Birçok mahallede uzlaşı ile seçime girdik. Yarış olan mahallelerimiz de oldu. İlçe kongrelerimiz de aynı havada geçti. CHP'de bir dalgalanma, problem süreci diyebiliriz ya da 14 Mayıs öncesine göre daha fazla dayanışma içinde olmamız gerekiyordu, hedef buydu. Mahalle seçimlerimiz ve ilçe kongrelerimiz de buna uygun oldu. Büyük çoğunlukla ilçe kongrelerimiz uzlaşıyla yapıldı, yarış olan ilçelerimizde de bu süreç İzmir'e yakışır şekilde gerçekleşti" dedi.
"YUMRUKLAŞMA YOKTU YUMRUK ATMAYA ÇALIŞAN BİR GRUP VARDI"
İzmir İl Kongresinde yaşanan arbedenin sorulması üzerine konuşan Nalbantoğlu, "Yumruklaşma' lafına gülüyorum, çünkü yumruklaşma olmadı. Sadece yumruk atmaya çalışan bir grup insan vardı ama böyle bir şey olmadı. Bir parça belki de kongremizin ertelenmesine yol açabilecek bir tartışma olabilirdi. Ben delegenin mahallesinde gösterdiği, ilçe kongresinde gösterdiği anlayışı il kongresine de taşıdığını düşünüyorum. Olmasa çok daha iyi olurdu ama oldu, dünyanın sonu da olmadı. Sayın Cumhurbaşkanının sık sık söylediği gibi; bu işlerin fıtratında var. Siyasette herkesin, her konuyu çözme şekli aynı değil. Farklı yollar, denemeler yapıyorlar maalesef. Bunu felaket, dünyanın en kötü şeyi olarak görmüyorum ama olmasa daha iyi olurdu" açıklamasında bulundu.
"DELEGE KARARLIĞINI ORTAYA KOYDU"
Nalbantoğlu konuya ilişkin şunları kaydetti:
Birbirimizi anlamak, dayanışmamızı yükseltmeliyiz mesajını başarmadığımız, birbirimizi anlamak noktasında farklı yöntemler uygulamaya çalıştığımız bir durum. Sonuçlar ortada, delege kararlılığını ortaya koydu. Böyle bir çaba, anlayışı olanlara, sorunlarını bu yolla çözmeye çalışanlara İzmir İl Delegesi çok net bir mesaj verdi.
"İŞARET FİŞEGİ DOĞRU YERE GİTTİ"
Biz Genel Başkanımızla İzmir İl Kongresi öncesi konuşurken ve belli şeyleri vadederken, Sayın İl Başkanımızla tabi ki, 'İzmir'i her şeyiyle önce yapmak istiyoruz ,çünkü partimize ve Türkiye'ye bir işaret fişeğini İzmir'den atmak istiyoruz' demiştik. Tüm art niyetli çabalara rağmen işaret fişeğinin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Bu tür gayretler bile olsa bunların üstesinden gelebilen bir parti olduğumuzu düşünüyorum.
"ÇARŞAF - BLOK TARTIŞMASINI SUNİ BULUYORUM"
Çarşaf liste blok liste tartışmasını ben çok suni buluyorum. Tartışmayı büyütmek için bir araç olarak kullanıldığını düşünüyorum. Oradaki herkes, bütün ilçe yönetimleri, delegasyonun tamamı blok liste ile seçilmiş arkadaşlar. En azından oradaki kongrede karar verecek insanların, demokratik bir yolla seçilmediklerini, yönetici olmalarının, delege olmalarının demokratik olmadığını savunmak en basitiyle ayıp. Bir ilçe başkanına 'senin seçilme yöntemin demokratik değil, senin orada oturman demokratik değil' demek ayıp. Birbirimize bu şekilde konuşmamalıyız.
"BANA KURGU GÖRÜNTÜSÜ VERDİ"
Biraz bana kurgu gibi bir görüntü verdi. Delegenin 3'te 2'sinin kabul oyula blok liste yapıldı. İlçe Başkanlarının neredeyse tamamının imzaladığı bir önerge vardı. Demokrasi ya da demokratik davranış nedir? Ansiklopedilerdeki; 'Demokrasi: halkın yönetim şekline katılmasıdır' gibi klişe bir cümleyle demokrasiyi tarif ederseniz ve demokrasiyi ve demokrat olmayı bu cümleye göre kurarsanız, demokrasi böyle bir şey sanarsınız. Demokrasi başka bir şey, bir yaşam biçimi, hayatın her alanında demokrat olacaksınız. Benim söylediğim cümle demokrasiye aykırı mıdır diye iyi süzeceksiniz. Bazı kelimeler vardır, öyle de kullansanız olur, böyle de kullansanız olur ama 'Bu adam demokrat, bu adam demokrasi yanlısı' gibi cümleleri kullanırken biraz daha dikkatli olmak lazım.
"DELEGEYİ TARTAKLAMAK İÇİN ATILMIŞ BİR ADIMDI"
Demokrasiyi kendi içine sindirmeniz lazım. Bazen sizin çok iyi niyetle söylediğiniz sözler, adımlarınız demokrasi karşıtı bir hale de dönüşebilir. Delegenin 3'te 2'si buna el kaldırdıysa ve orada da bir saldırı olduysa ben o saldırının delegeye yapıldığını değerlendiririm. Orada planlı ya da plansız, o planları kim yaptı, niye yaptı, kime yaptı hiç ilgilenmem, yaptılarsa Allah kahretsin... Bu partimize de ikili ilişkilerimize çok büyük zarar verir. Yaptılarsa neye karşı yaptılar sonuçlara bakınca; delegeye karşı yaptılar. Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu'nu tartaklamaya, yumruklamaya yönelik bir davranış gibi gözükse de hayır, sonuca bakın. Sonuç ortada. Bu delegeye yapılmış bir hakaret, delegeyi tartaklamaya yönelik atılmış bir adımdı. Parti içinde gereken her şey yapılır.
"DEMOKRASİ BİR YAŞAM BİÇİMİ"
Demokrasi bize dayatmaya çalıştıkları gibi bir şey değil, bir yaşam biçimi. Hayatın her alanında attığınız adım, söylediğiniz söz demokrasinin bir parçası olur.
"100. YIL ETKİNLİĞİ ÇOK BAŞARILI BİR ÇALIŞMAYDI"
CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından, il kongresi ile bütünleştirilen CHP'nin 100. yıl etkinliğini çok başarılı bulduğunu aktaran Nalbantoğlu, "Klişe bir söz vardır; 'Biz eskiden 3-5 gün süren kurultaylar, kongreler yapardık, her şeyi enine boyuna tartışırdık' diye... Araştırdım böyle bir şey var mı diye, yok. 1 örnek dışında yok. O da özel bir konuyu tartışmak üzere, onun dışında yok. Partimizin 100. yılı, hem geçmişimize hem de geleceğimize yakışır şekilde konuşmak, geçmişe sahip çıkıp, gençlere doğru mesajlar verme noktasında il başkanlığımız kurultayımızla bağlantılı ayrı bir program yaptı. İzmir'deki arkadaşlarımızın tüzük ve kurultay önerilerini Ankara'ya götürmek için bir toplantı yapalım, platform oluşturalım. Tüzük konusunda görüşler paylaşılsın istedik. Benim beklediğimin altında bir katılım ve verimlilikle geçti. Yaşamakta olan 3 tane çok değerli Genel Başkanımızın panelde, deneyimlerini aktarabilecekleri bir panelle taçlandırmak, birlikte bir 100. yıl pastası kesmek istedik. Bunların hepsi oldu. Çok iyi bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Tüzük ve kurultay konusunda çalışma yapan heyetlere oradaki arkadaşlarımızın görüşleri iletilecek. 3 Genel Başkanımız deneyim ve gelecekle ilgili düşüncelerini bizimle paylaşması çok önemliydi" ifadelerini kullandı.
"56 DELEGEMİZ KILIÇDAROĞLU'NUN ARKASINDA SAPASAĞLAM DURACAK"
CHP İzmir İl Kongresinde seçilen 56 delegenin çok nitelikli olduğunu vurgulayan Nalbantoğlu, delegelerin büyük kurultayda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerinden şüphe duymadığını dile getirdi ve şunları söyledi:
1370'in içinde 56 delege çok önemli bir rakam, bunun yanı sıra bir de nitelik meselesi çok önemlidir. İzmir delegesi bunlar, herhangi bir şekilde bir araya gelmiş 56 kişi değil. CHP İzmir İl Örgütünün ekseriyetle genel kuruldan seçtiği 400 civarında delegenin oy vererek seçtiği, 'gidin kurultayda bizi temsil edin' dediği insanlar. CHP'de yıllardır emek vermiş, CHP'yi bilen, karşımızdaki meseleleri bilen, süzgeçten geçirecek, doğru sonuca varacak 56 arkadaşımız. Bu arkadaşlarımızın bambaşka 156 tane farklı özelliğini sayabilirim. Hepsi çok değerli. Bir sürü ittifak, uzlaşı ile üzerine hemfikir olunmuş 56 arkadaşımızın Sayın Kılıçdaroğlu'nun arkasında sapasağlam duracaklarından ve Kılıçdaroğlu'na oy vereceklerinden hiç şüphe duymuyorum.