Ülkeyi yönetenlerin halkın dertlerinden tümüyle kopuk bir noktada olduğunu belirten Erel, “mutfakta yangın var, on binlerce genç eğitimlerine ara verip üniversiteden ayrıldı, ayrılmayanlar da en kısa sürede ülkeyi terk etmeyi düşünüyor. İşçinin, memurun ve hatta serbest meslek olarak tanımlanan doktor, mühendis gibi eğitimli kesimin bile durumu ortada. Toplumun önemli bir kesimi yoksulluk, hatta emeklilerimiz açlık sınırının altında yaşıyor. Enflasyonist politikalar altında ezilmeye devam ediyoruz. Bu esnada, iktidardan nemalanan bir zümre bal tutan parmağını yalar diyerek, adeta bir Lale Devri yaşıyor. Lüks arabalar, kaynağı belirsiz paralar, şımarık ölçüsüz harcamalarla yoksul halkla adeta alay edilen bir duruma tanık oluyoruz. Tüm bunların üzerini yine her zaman olduğu gibi vatan, millet edebiyatıyla, milliyetçi ve dini hamasetle örtme uğraşı var. Her seçimde olduğu gibi, gene şehit cenazeleri, gene bu yoksul halkın çocuklarının cenazeleri gelmeye başladı. Bu olup biteni eleştirene de yine üst perdeden parmak sallamalar, hakaretler gecikmiyor elbette. Ne var ki, bu halk bu iktidarın şifresini artık çözdü. Boş tencereler hamasetle dolmuyor. Barış isteyen, şehit cenazesi gelmesin, gençlerimiz heba edilmesin diyen otomatikman vatan haini olmuyor. CHP olarak, birlikten, dirlikten, bereketten yanayız. Hep söylediğimiz gibi CHP bu ülkenin birleştirici gücüdür” dedi.
“Emekliler unutuldu, adeta yok sayıldı”
“Bir toplumun gelişmişlik ölçütlerinden birisi de, o toplumda yaşlılara nasıl davranıldığıdır” diyen CHP Bayraklı Aday Adayı Barış Erel, “başımızın tacı olması gereken emekliler, hükümet tarafından adeta ekonomik bir sürgüne yollandılar. Her fırsatta kendilerine söz verilen emekli maaşlarının iyileştirilmesi kocaman bir balon çıktı. Yoksulluk sınırı 47 bin lira. Cumhurbaşkanı’nın bir lütuf ve müjde gibi duyurduğu yüzde 5’lik zam oranıyla birlikte en düşük emekli aylığı ise 10 bin lira. Yani 5 emekli maaşını üst üste koyarsak zar zor yoksulluk sınırına ulaşabiliyoruz. Emeklinin cebinde artık çay parası bile kalmadı. Ev kirası, elektrik, su parası nasıl ödenecek? Emekli hükümetten sadaka değil, ömrünü adadığı emeklerin, alın terinin karşılığını, insanca yaşayabileceği bir maddi güvenceyi talep ediyor” şeklinde konuştu.
“Mesele sadece yerel seçimi kazanmak değil”
Barış Erel, “bu yüzden bu bozuk düzeni baştan aşağıya değiştirmek farz oldu. Mesele sadece Bayraklı’da, Karşıyaka’da, Bornova’da, Buca’da belediye seçimlerini kazanmak değil, önce İzmir’i, İstanbul’u, Ankara’yı ve diğer büyük şehirlerimizi, ardından bir genel seçimde tüm Türkiye’yi kucaklayarak; adaletli, ranttan değil halktan yana, yoksulluğu, enflasyonu halkın gündeminden söküp atacak bir CHP iktidarı şart oldu, farz oldu diyoruz” dedi. Emekli büyüklerimize de seslenmek istiyorum. Önce kendi cüzdanınıza, tencerenize dönüp bakın. Çarşıdaki pazardaki yangına bir bakın, sonra da lütfen oyunuzu buna göre kullanın. Çocuklarınızın, torunlarınızın istikbali için kullanın” dedi.
“Bayraklı’da her bir oy çok değerli”
Bayraklı’nın sosyo-kültürel bir köprü olduğunu dile getiren CHP Bayraklı aday adayı Barış Erel, “Bayraklı’nın sorunları var, tam manasıyla hizmet alamayan mahalleler, sokaklar var, gençlerin sorunları var, kaldı ki belediyecilik idari ve altyapı hizmetlerini yapmakla bitmiyor. Bayraklı halkını Bayraklı’nın potansiyellerini harekete geçirmek, kadını evin içinden üretken bir alana doğru teşvik etmek ve bu konuda gerekli somut adımları atmak, gençlerin öz güvenlerini yerine getirecek bir toplumsal liderliği de belediye olarak gerçekleştirmek gerek. Sporla, sanatla, eğitimle… Oy veren vermeyen herkesi kucaklayan, vatandaşın iyi gününde, bebek doğduğunda, asker uğurlamasında, düğününde, aynı şekilde zor zamanında, hastalıkta, Allah vermesin ama ölümde de kucaklayıp, destek olmak gerekiyor. Bunun için insanları sevmek, kurumun var oluş amacını bu sevgiyi tüm topluma yayacak bir hizmet anlayışında ete kemiğe büründürmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Biz çözeriz, biz yönetiriz”
“Vatandaşın söz hakkını çok önemsiyorum. “Biz” sözcüğünü çok seviyorum. Aday olur ve seçilirsem, Bayraklı’yı Bayraklılı hemşehrilerim ile birlikte yöneteceğiz” diyen Erel, “Bayraklı, Türkiye’nin küçük bir modeli gibi. Çok göç almış, kendi özgün renkleri olan, ancak İzmirlilik, Bayraklılık ortak paydasında buluşmuş, çocukları İzmir’de doğmuş, farklı illerden göçmüş olsalar bile, birbirleriyle dünür olmuş, ortak olmuş insanların şehri Bayraklı. Çok renkli, çok hareketli. Buna artık bereketi de eklememiz lazım. Bayraklı’yı ve kentimizin insanlarının sofrasını zenginleştirmek şart. Kentin dinamikleri var. Sivil toplum, sanayi ve ticaret odaları, meslek odaları, sendikalar, spor dünyası… Bunlarla teşrik-i mesainizin olması gerekiyor. Sanayi Odası’nın iki dönem meclis üyeliğini yaptım, vakfının yönetim kurulu üyesiyim. Kendi iş kolumun, basın yayın sanayicilerinin sektör başkanlığını yaptım. Siyasetten sonra en çok öğrendiğim ve kendimi geliştirdiğim oluşum da sanayi odası oldu. Emek yüce değerlerden biri değildir, en yüce değerdir. Sendikalarla ilişkilerimiz iyidir. İş dünyasıyla da iyi ilişkiler kurmamız gerekiyor. Sendikada ne söylüyorsak orada da onu söylemeliyiz” şeklinde konuştu.
“Mutlu ve güçlü bir Bayraklı için kararlıyım”
“Bugün ülkede yaşanan sorunların büyük çoğunluğunun sebebi liyakatsizlik. Ehil olmayan kimselere verilen görevler ve makamlar nedeniyle toplumsal olarak acı çekiyoruz” diyen Barış Erel, Bayraklı’nın sorunlarını analiz ettik. Tutamayacağımız sözler vermeyeceğiz, yapacağız dediğimiz işleri ise yapacağız. Doğru bir ekiple, halkla birlikte çözülemeyecek sorun yok. Projelerimiz, hazırlığımız ve dolayısıyla kendimize olan güvenimiz tam. Adaylaştığım anda vizyonumuzu ve programımızı tüm detaylarıyla Bayraklı halkıyla paylaşacağım. Ortak akılla yol alacağım. Şeffaf, hesap veren, dinleyen bir başkan olacağım. Bayraklı’da bir süredir aşınan dayanışma ve kardeşlik ruhunu çağdaş yöntemlerle yine biz yükselteceğiz. Bayraklının emeklisinin, kadınının, güzel çocuklarının yüzü gülecek. İmrenilecek bir Bayraklı’yı aklımız ve ellerimizle, halkımızla birlikte kuracağız, örnek bir belediyecilik yapacağız. Yüzü üretkenliğe, bilime, sanata, dönük, mutlu ve güçlü bir Bayraklı için kararlıyım, zira yaşam ve insan değerlidir” diyerek sözlerine son verdi.