YEREL POLİTİKA

CHP’li Bakan’dan AK Partili Dağ’a körfez yanıtı... Açıklamaları hayret verici!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın körfezle ilgili açıklamasının hayret verici olduğunu kaydederek, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinin denize deşarj alanında balıkların yüzdüğünü söyledi. Bakan, “Hamza Dağ arzu ederse birlikte gidelim” diye konuştu.

Abone Ol

CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir Körfezi ile ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı.

“AKP bu konuda siyaset üretmek derdinde. Dertleri İzmir değil, İzmir’i teslim almak” diyen CHP’li Bakan, İzmir Körfezi’nin yapısal sorunlarını ve bilimsel önerileri sıraladı, dünyadan da örnekler vererek, “İzmir Körfezi'ni kurtarmak, yalnızca yerel yönetimlerin veya tek bir bakanlığın çabalarıyla mümkün değil. Bu, tüm kurumların el birliğiyle ve koordinasyon içinde çözmesi gereken bir sorun. Gerekli bilimsel ve finansal sorumlulukları tam olarak tespit etmeyen, elini taşın altına koymayan, İzmir Büyükşehir Belediyesine kaldıramayacağı yük yükleyip yangından mal kaçırır gibi protokol imzalatarak sorun çözülmez. İzmir Körfezi’nin temizlenmesi ve korunması için tüm paydaşları iş birliğine çağırıyoruz” çağrısında bulundu.

CHP’li Bakan açıklamasında şunları söyledi:

“Son günlerde İzmir Körfezi'ndeki çevre sorunları hakkında yapılan açıklamaları dikkatle takip ediyoruz. Özellikle AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hamza Dağ'ın konuyla ilgili değerlendirmelerine yanıt vermek ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Hamza Dağ, İzmir Körfezi’nde yaşanan sorunların sorumluluğunu yalnızca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yüklemenin dayanılmaz rahatlığına sığınarak konuşuyor. Fakat kendisi de çok iyi biliyor ki Körfez ile ilgili yaşadığımız sorunu sadece yerel yönetimlere yüklemek ne doğru ne de gerçekçi... Çünkü bu sorun hem yerel yönetimlerin hem de çeşitli bakanlıkların görev alanına giriyor.

Sayın Dağ'ın Büyükşehir Belediyemizin ‘İzmir Körfezi’ni kaderine terk ettiği’ ve ‘irade ortaya koymadığı’ gibi cümleler kurması hayret verici. Bu cümlelerin doğrudan muhatabı öncelikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’dır. İzmir Körfezi’ni kirleten unsurların başında fabrika atıkları, organize sanayi bölgeleri ve gemi balast suları ve dereler gelmektedir. Bu kirleticilerin denetlenmesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğundadır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Çabaları

İzmir Büyükşehir Belediyesi de Belediye Başkanı Cemil Tugay da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek için var gücüyle çalışıyor.

Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin işletilmesi ve geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atıldı. Bu tesiste ne koku ne de balık ölümleri gibi bir sorun var; aksine, tesisten atık suyun deşarj edildiği yakın alanlarda balıkların denizde zıpladığını görebilir. Sayın Dağ arzu ederse birlikte de gidebiliriz… Ayrıca Büyükşehir Belediyesi, atık su arıtma tesisinin 4. fazının tamamlanması için de üzerine düşeni yapıyor.

Körfezin Yapısal Sorunları ve Çözüm Önerileri

Körfezin sığlığı ve temiz su girişinin yetersizliği önemli bir sorun. Bilim insanları, bu soruna çözüm olarak bir sirkülasyon ve navigasyon kanalına ihtiyaç olduğunu ifade ediyorlar. Bilhassa kıyı mühendisliğinin Türkiye’de bulunan en önemli isimlerinden olan değerli dostum rahmetli Adnan Akyarlı hayatta iken birçok bilim insanı ile beraber bu konuda bilimsel çalışmalar yapmıştı ancak bu tür bir projeyi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tek başına gerçekleştirmesi mümkün değil.  Tarama işlemleri bile Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) iznine tabi ve bu izni Bakanlık veriyor.

Maalesef AKP bu konuda siyaset üretmek derdinde. Dertleri İzmir değil, İzmir’i teslim almak. Eğer amaçları çözüm olmuş olsaydı önce dünyada bu konuda benzer sorunlar karşısında merkezi yönetimler ne yapmış ona bir bakarlardı. Kendileri dünyadan bir haber oldukları için biz kendilerine anlatmak, kamuoyuna da hatırlatmak isteriz.

Dünya Örnekleri ve Merkezi Hükümetlerin Rolü

Dünya genelinde, benzer çevre sorunlarının çözümünde merkezi hükümetlerin oynadığı kritik role dair çok sayıda örnek var.

Londra Thames Nehri Temizliği: 1950'lerde "ölü" ilan edilen Thames Nehri'nin temizlenmesi, İngiliz hükümetinin öncülüğünde gerçekleştirildi. Merkezi hükümet, yerel yönetimlerle iş birliği yaparak, yasal düzenlemeler ve finansal destekle nehrin ekolojik canlanmasını sağladı.

Singapur Nehri Temizleme Projesi: Singapur hükümeti, 1977'de başlattığı 10 yıllık temizleme projesiyle, ağır kirlilik altındaki Singapur Nehri'ni yeniden canlandırdı. Proje, merkezi hükümetin liderliğinde ve çeşitli bakanlıkların koordinasyonuyla yürütüldü.

Çin'in Taihu Gölü Restorasyonu: Çin hükümeti, ülkenin üçüncü büyük tatlı su gölü olan Taihu'nun temizlenmesi için kapsamlı bir program başlattı. Merkezi ve yerel yönetimlerin iş birliğiyle yürütülen proje, göldeki kirlilik seviyesinin önemli ölçüde azalmasını sağladı.

ABD’de Chesapeake Körfezi Restorasyonu: Federal hükümet, eyalet yönetimleri ve yerel idarelerin ortak çalışmasıyla yürütülen bu proje, Amerika'nın en büyük haliçlerinden birinin ekolojik dengesini yeniden sağlamayı hedefliyor.

Bu örnekler, büyük ölçekli çevre sorunlarının çözümünde merkezi hükümetlerin liderlik rolünün ve yerel yönetimlerle iş birliğinin önemini açıkça ortaya koyuyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bilimsel Yaklaşım ve Çözüm Önerileri

Bilim insanları, İzmir Körfezi’nin sorunlarının çözümü için birçok öneri sunuyor.

Sirkülasyon ve Navigasyon Kanalı: Körfezdeki su sirkülasyonunu artıracak ve temiz su girişini sağlayacak bir kanal projesi.

Entegre Atık Yönetimi: Endüstriyel ve evsel atıkların etkin yönetimi için kapsamlı bir sistem kurulması. Bunun için Çevre Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte hareket etmesi, ortak projeye merkezi hükümetin finansman desteği sağlaması gerekiyor. Bu konuda kurulmuş ancak bir arpa boyu yol alamamış Çevre Ajansı’nda biriken kaynak kullanılabilir.

Ekolojik Restorasyon: Körfez çevresindeki doğal habitatların ve sulak alanların restore edilmesi. Bu konuda da birden fazla Bakanlığın İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hareket etmesi gerekiyor.

İleri Arıtma Teknolojileri: İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda üzerine düşeni her zaman yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ama bunun yanı sıra organize sanayi bölgelerinde bulunan firmaların mevcut atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu, yeni teknolojilerin uygulanması ve bunların çalışıp çalışmadığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığının taşra teşkilatınca denetiminin yapılması gerekiyor.

İzmir Körfezi’nin temizlenmesi ve korunması için tüm paydaşları iş birliğine çağırıyoruz!

Bir kez daha vurguluyoruz; İzmir Körfezi'ni kurtarmak, yalnızca yerel yönetimlerin veya tek bir bakanlığın çabalarıyla mümkün değil. Bu, tüm kurumların el birliğiyle ve koordinasyon içinde çözmesi gereken bir sorun.

Körfezi temizlemek için çalışmalar sürerken, bu çalışmaların sonuç vermesi adına denetimlerin sıkı tutulması; gerekli yatırımların bekletilmemesi, tüm yetkililerin ve kurumların sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bu bilincin farkında, kendi üzerine düşeni yapmaya devam ediyor. Diğer kurumların da aynı kararlılık ve hassasiyetle hareket etmesini bekliyoruz.

Gerekli bilimsel ve finansal sorumlulukları tam olarak tespit etmeyen, elini taşın altına koymayan, İzmir Büyükşehir Belediyesine kaldıramayacağı yük yükleyip yangından mal kaçırır gibi protokol imzalatarak sorun çözülmez.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nı, kirlilik kaynaklarının denetlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması konusunda daha aktif olmaya davet ediyoruz.

Merkezi hükümetin, dünya örneklerinde ve İzmit Körfezi’nde gördüğümüz gibi, liderlik rolünü üstlenmesi, elini taşın altına koyarak finansman sağlama ve sorumluluğu paylaşma noktasında yerel yönetimlerle iş birliği içinde hareket etmesi gerekliliğini vurguluyoruz.

İzmir Körfezi'nin temizlenmesi ve korunması için tüm paydaşları iş birliğine çağırıyoruz.

Bu sorunu, siyasi çekişmelerin ötesinde, ulusal bir mesele olarak ele almalı ve el birliğiyle çözüm üretmeliyiz. İzmir'imizin ve gelecek nesillerimizin bunu hak ettiğine inanıyoruz.”