Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, İZBETON ile CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun kurucuları arasında yer aldığı Örnekköy İş İnsanları Kooperatifi arasında imzalanan sözleşmeyi açıklayarak, bir takım iddialarda bulunmuştu. Kooperatifin aldığı işi Aslanoğlu'nun yardımcısı Dilek Coşkun'un şirketine pasladığını, Coşkun'un ise şirketin belli yüzdesinin hissesini bir belediye başkan yardımcısının eşine devrettiği öne süren Hızal, protokoldeki fiyat farkı maddesinin ise 1'e 100 kazandırdığını öne sürmüştü.
"HIZAL MUHATABIM DEĞİL"
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, o iddiaların hepsine Gündeme Bakış Tv'de tek tek yanıt verdi. Muhatabının Hızal değil, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı olduğunu dile getiren Aslanoğlu, "Özgür Bey gündeme gelmek isteyen bir arkadaş. Ocak ayında ben göreve geldiğimden bu yana her ay aynı konuyu tekrar söylüyor ve ben de anlatıyorum. Bu konuda basına çok fazla demeç vermiyorum çünkü, birincisi Özgür Hızal benim muhatabım değil. Benim muhatabım Sayın Bilal Saygılı'dır. Eğer Bilal Bey'in bana sormak istediği soru olursa her zaman ona anlatmaktan keyif alırım. İşin siyasetinin ötesinde kişiselleştirildiğini ve bunun da siyaseten ayıp olduğunu düşünüyorum. Bilal Bey'in konularla ilgili benden bilgi alması gerekiyorsa, AK Parti il başkanlığına giderek de, başka yerde de çay içip tatlı yerken bilgi vermekten keyif alırım" dedi.
"AĞZININ PAYINI VERİP, OTURTUYORLAR"
İBB meclisinde, CHP'li meclis üyelerinin açıklamalarına rağmen, Hızal'ın aynı konuyu gündeme getirdiğini anlatan Aslanoğlu, "Özgür Hızal'a cevap vermek benim işim değil, bizim grup başkanvekilimiz var. Kendisi meclis üyesi, her mecliste meclis üyelerimiz ağzının payını veriyorlar ve oturtuyorlar ama aynı şeyi defalarca devam ettiriyor. Bir yayın kuruluşuna video yaptırıp, piyasaya sürmek gibi iğrençliklerle yapılan tüm işlerin tamamı kötüdür. Özgür Hızal müthiş bir vurgundan bahsetti ve hiçbir gazeteci beni aramadı, 'Devasa bir vurgun yapmışsınız, bu nedir' bile demedi. Bu da şu demek; hiçbir gazeteci dahi böyle bir şeye inanmıyor" ifadelerini kullandı.
"BELEDİYELER, İKTİDARI AŞIP PARA KAYNAKLARINA ULAŞAMIYOR"
Kooperatiflerin kuruluş gerekçelerine ilişkin bilgi veren Aslanoğlu, "İBB'nin kentsel dönüşümleri finansman sıkıntısı nedeniyle tıkanmıştı. Vatandaşa verilmesi gereken konut sayısı, yani oradaki hak sahiplerinin sayısı ekonomik gerçeklerin biraz üstündeydi. Sosyal belediyecilik gereği bizimkiler vatandaşa daha fazla pay verilsin istemişler. Bu da müteahhitlerin hoşuna gitmemiş ve müteahhitler ihaleye girmemiş. O zaman bu işi İBB yapmaya çalışmış, İBB'de İZBETON'a yap demiş. İZBETON yapmak için girişimlerde bulunmuş, projeleri çizmiş ancak ekonomik koşullar nedeniyle 100 milyona yapacaklarını düşündükleri iş, 200 milyonu geçmiş. 500 milyona yapacakları iş, 1 milyar TL'yi geçmiş. Kendi şirket güçleri ile bu işin altından kalkamazlar. Dönüp kredi aramaya başlamışlar. Şu an biz iş insanları bile kredi bulamıyoruz, belediyelere neden kredi bulamadığımızı anlatmamıza gerek yok. Kredibilitesi yüksek olmasına rağmen, maalesef kamuda genel iktidarı aşıp para kaynaklarına ulaşılamıyor" açıklamasında bulundu.
"TİCARET ODASI'NDA KONUŞULMUŞ"
Ekonomik koşullar nedeniyle müteahhitlerin girmediği ihaleler nedeniyle yapılamayan kentsel dönüşümün kooperatif yöntemiyle yapılacağına ilişkin görüşlerin doğuşunu anlatan Aslanoğlu, "Başka bir yöntem olabilir mi diye araştırmaya başlamışlar. Ticaret Odası'nın bir kooperatif komitesi var. 2 tane meclis üyemiz var orada birinin adı Halil Kurt, diğerinin adı Melih Tunç Tandoğan. Tartışmışlar kendi aralarında ve 'kooperatif yöntemiyle bu iş yapılabilir' demişler. Bu sürecin hiçbir yerinde de ben yokum, ben de Ticaret Odası'nda meclis üyesiyim ama buralarda yokum. 1. ve 2. etabı çok eskiden Folkart yapmıştı, 3. etabın da bu arkadaşlarımız bir kooperatif kurarak yapılabileceğini söylemişler, kooperatifin başkanlığına Cihangir Lübiç seçilmiş" diye konuştu.
"3. ETABIN BENİMLE İLGİSİ YOK"
İsmi sıklıkla 3. etapla da anılan Aslanoğlu, başkanlığını yaptığı kooperatifin 4. etap olduğunun altını çizerek, "Burası İzmir, ben İzmir'deki müteahhitlerin hepsini tanıyorum çünkü ben Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım, meclis üyeliği yaptım, İzmir Sanayici İş İnsanları Derneği başkan yardımcılığı, genel sekreterliği yaptım. Aklınıza gelecek bütün inşaat firması sahipleriyle tanışırım, bunun garip olan bir tarafı yok. Ben 3. etabın bir yerinde değilim. Daha sonra İBB'den arkadaşlar bana gelip, '4. etap için bir kooperatif kurabilir misiniz' diye sordular. 3. etapla benim bir ilgim yok ve hatalı imalat yapılan yer de 3. etap. Bunların benimle ilgisi yok" dedi.
"İŞYERİM CO-WORKİNG, DİLEK HANIMI TANIMA VESİLEM BU"
İddialar arasında ismi geçen Dilek Coşkun'un çalışanı olmadığını dile getiren Aslanoğlu, "4. etaba geliyoruz. Bir kooperatif 7 kişiyle kurulur. Bir kooperatif kimliği edinmeniz lazım, bunun için Ticaret Odası'na gideceksiniz, 7 kişi kooperatif kurduk diyeceksiniz. Kurma aşmasında etrafımdaki insanlara gelin kooperatif kuralım demişim, bu kadar. 7 adamla kuruluyor. Dilek Coşkun benim çalışanım değil, hayatı boyunca da olmadı. Benim işyerimde adresi var. Benim işyerim co-working arkadaşlar. Yüzlerce şirketin olduğu kiralık bir alanım var benim. Smart Start co-working... Buralarda kapalı ofisleriniz olabilir, kiralık oradasınızdır, bazı ofisler paylaşımlı kullanılır. Sanal ofisler olur, toplantılarını orada yapar şirketler. Dilek Hanımı tanıma vesilem de bu zaten" açıklamasında bulundu.
"KURULUŞUN ARDINDAN EV ALACAK VATANDAŞ GELİYOR"
Aslanoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
7 kişi kooperatif kurulduktan sonra, ev almak para vermek isteyenler gelince, sadece kuruluş için gelen kişiler giderler. Dilek hanım, kooperatifin gerçek üyesi dediğimiz, ev alacak arkadaşlar gelince ayrılıyor. Kooperatifi kurduğumuz 6 Ocak tarihinde, gerçek üyeler kaydediliyor. Yasal süresi içinde de gerçek yönetim oluşuyor.
"1 KURUŞLUK BİR ŞEY BULSALAR, BENİ BURADA TUTARLAR MI!"
"İhaleyi yandaş firmaya verdiler" iddiasına gelince, kişi kendinden bilir işi. Kendilerinden böyle bildikleri için muhakkak böyle bir şey olması gerektiğini düşünüyorlar. Dönüp bakıyorlar bir şey bulamıyorlar, 'Ama olması lazım, biz işi hep böyle yapıyoruz, onların da böyle yapıyor olması lazım' diye düşünüyorlar. Kooperatiflerle ilgili Çevre Şehircilik Müdürlüğünü gönderdiler, raporlar düzenlediler, olmayan suçlar ithaf ettiler. Eğer bunlara ilişkin 1 kuruşluk bir şey bulsalar, beni burada tutarlar mı! Komik olmayalım!
"KOOPERATİFLERDE KEŞİF ÖZETİ ÇIKAR"
260 milyonluk vurgun! Bir iş 260 milyona verilmiş ve 260 milyonun hepsi vurulmuş. Bunun kendisi komik. Tuğla, demir, beton yok mu burada, 400 küsur ev bedava mı olmuş! Aklı evvel olsalar da şunu söylemek istediler diye düşünüyorum, 'pahalıya verdiler'. 'Pahalıya vererek yandaşlarını zengin ediyorlar' demek istediler herhalde. Kooperatiflerde ihale olabilmesi için keşif özeti çıkması lazım, yani bağımsız bir kuruluşa, bu binaların ne kadara bitebileceğine yönelik rapor hazırlatmanız lazım. Devlet böyle düşünmüş. Bir keşif özeti çıkmış. Oradaki rakamlara göre kaç kapı var, kaç lavabo var... Bunların toplamı, yaklaşık maliyet gibi düşünün bunu. Bu raporu firmalara gönderirsiniz. Ben firmaları tanıyor muyum, evet, evet, evet. İzmir'deki firmaların yüzde 90 küsuru inşaat komitesindedir. Hepsi 'Şenol bizim canımızdır' der ve bunlardan bir tanesi Necip Nasır'dır. AKP milletvekilleri ya da müteahhitler federasyonu başkanı da beni tanır. Firmalar teklif verir, tekliflerin en düşük olanına da verirsiniz.
"METREKARESİ 4 BİN TL'YE VERİLMİŞ"
260 milyona verilen iş 65 bin metrekare inşaat, 13 katlı. Yerin altında 2 tane devasa otoparkı var. Sadece metrekaresini bölün, metrekaresi 4 bin liraya verilmiş 2020 yılı Ocak ayında. O gün Dolar kuru 14 - 15 TL civarında, böldüğünüzde bugün 285 Dolar yapar. Yani bugünkü fiyatlarla 285 Dolara iş yapılmış. Gördüğünüz her müteahhitte sorun, böylesi bir inşaatın metrekaresi 285 Dolar'a peşkeş mi çekilmiş, yoksa olabildiğince ucuz mudur. Kooperatif olduğu için herkesin boğazına basa basa bu koşullarda bu fiyatları yarattık. Bu 285 Dolar civarında yapılan ev pahalı olsa 40 günde burayı doldurmazdı vatandaşlarımız.
"ESKALASYONUN NE OLDUĞUNU ANLAMIŞ MI!"
İBB Ağustos ayı meclisinde "Sözleşmedeki eskalasyon uygulaması" hakkında açıklamalarda bulunan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin açıklamalarını da değerlendiren Aslanoğlu, şunları kaydetti:
Bir başka arkadaş daha var, o da mecliste süpersonik şeyler söyleme peşinde. O da ilgi çekmek istiyor. O da eskalasyondan bahsediyor, bir sözleşmeden bahsediyor, sözleşmede eskalasyonla ilgili maddenin ne olduğunu nereden biliyor, eskalasyon dediğimiz şeyin ne olduğunu anlamış mı! Bugün, yani işi 260 milyona verdiğiniz gün, orada kapı bin lira yazar. Kooperatif olarak siz para toplayacaksınız, müteahhite vereceksiniz, iş yapılacak. O gün eğer bin liradan kapıları aldıysa bin lira verirsiniz, eskale etmezsiniz. Ortada enflasyonist durum yok. Ancak diyelim ki o gün kapının kolları 100 liraydı ve o gün almadınız. 1 yıl geçti, müteahhit gelir size der ki, 'Arkadaş o gün kapının kolu 100 liraydı, bugün ne kadar olacak' bunun için o gördüğünüz keşif tablosunun yanında onun neye göre artacağı da yazar. Mesela işçilik asgari ücrete göredir, asgari ücret artınca işçilik artar. Yani müteahhit kafasına göre gelip 'bana fazla para verin' diyemez. Verdikleri rakamlara göre 260 milyon 260 milyar yapar o zaman. Hiç bölme, çarpma bilmiyorlarsa binle çarpmak zor iş değil.
"ÜYELER HER ZAMAN PARAYI TAKİP EDER"
Dolayısıyla bu rakamın buralara çıkabilmesi mümkün değil. Bu konu kimi ilgilendirir, kooperatif üyelerini ilgilendirir. Orada 200 üye varsa, bu parayı veren 200 kişi var. Bu 200 kişi kendi yönetimine 'arkadaş benim paramı ne yaptınız, nereye ne kadar ödediniz' diye her zaman sorabilir. Kooperatif zararı bu insanların cebinden çıkacak paradır. İBB'yi dolandırmışlar falan... İBB'nin bu kooperatifte parası falan yok. İBB 5 kuruş para vermeden bütün inşaatlarını tamamlatıyor. Vatandaşa verilmesi gereken evleri veriyor. 4-5 civarında daire de kendisine alacak şekilde işlem yürütüyor.
"SİYASETEN ÇAMUR AT İŞİ"
O 200 üye de canları ne zaman isterse kongre topluyor, paralarını kontrol ediyorlar. Bu siyaseten yapılan çamur at işi... Ben bunu AKP'nin bütün siyasetçilerine de mal etmem. AKP'de doğru düzgün siyaset yapan, bizi, partimizi eleştirecek hatalı davranışlarımızı eleştirecek siyasetçiler var ama bu çamur siyasetini yapan arkadaşlar, çamur siyaseti yapmaya devam edecekler. Çünkü başka bir şey yapabilme yetileri yok.
"GASP BÜRODAN ÇAĞIRDILAR"
Beni suç duyurusundan dolayı gasp büro çağırdı. Hakkımdaki suç duyurusunda 2 tane şey var; çevre şehircilik il müdürü - bu da tarihte görülmüş şey değildir, çevre şehircilik il müdürünün suç duyurusunda bulunması diye bir şey yok, kendisinin yapması gereken işlem varsa onu yapar. Bu neye sebep olur biliyor musunuz, çevre şehircilik il müdürünün yapılan işlerde kendisini hakim yerine koymasını getirir. Konunun biri 7 üyeyle kurulmuş bu kooperatif, aynı gün gitmişiz İZBETON'la sözleşme imzalamışız. 'Genel kurul kararını almadığın için sen kooperatifi zarara uğrattın' diyor. Kimi zarar uğratmışım, o 7 kişiyi. O 7 kişi kim, yine benim. Peki zarar var mı ortada, 'zarar olabilme olasılığı' varmış. Olasılık gelecek için konuşulur, geçmiş için ya vardır ya da yoktur. Ya kooperatif zarara uğramıştır ya da uğramamıştır. Yasa diyor ki, ya genel kurulda yer bulur karar alırsınız ya da karar alır gider yer bulursunuz. 1 hafta sonra toplantı yapılmış ve karar alınmış. Birinci suç bu; bundan daha uydurma bir suç da yeryüzü gördü mü bilmiyorum.
"ÜZERİMDEN DİĞERLERİNİ TEHDİT ETMEK İSTİYORLAR"
İkinci suç da, 'İZBETON, İBB'den izin almalı' diyor sizin sözleşmenizde. Bunlar matbu sözleşme. Bir yerinde 'alt yüklenici, üst yükleniciden izin alır' diye yazıyormuş. Yani diyor ki; siz bunu İBB'den habersiz yaptınız. 6 Ocak'ta imzalamışız, 7 Ocak'ta tüm gazetelerde çıkmış, bundan önce ben İBB Başkanı ile konuşmuşum, bunun nasıl yapılması gerektiğini konuşmuşuz, İBB'nin tüm bürokratlarıyla toplantılar yapmışız. 17'sinde de İZBETON İBB'ye yazı yazarak her şeyi anlatmış. Hala İBB'nin haberi yok diyorlar ama o günün 1 gün sonrası Özgür Hızal mecliste bağırıyor. İBB'de Özgür Hızal bunun yanlış, CHP meclis üyeleri doğru olduğunu anlatıyor ama İBB'nin haberi yok. Bu dünyanın en salakça şeyi, İBB'nin haberi yokmuş. Eğer İBB'nin kendi içindeki bir yazışmadan bahsediliyorsa benimle ne alakası var. Ben kooperatif başkanıymışım o zaman. Kooperatif başkanına İBB'nin iç yazısı sorulur mu! Soracaksanız İBB'ye sorun. Bunlar gördüğüm en uydurma işler. Yapmak istedikleri iş, benim üzerimden diğerlerini tehdit etmeye, korkutmaya çalışmak. Diğer kooperatiflerin yöneticilerini tehdit etmek. Beni en fazla alır kodese koyarlar.
"GASP BÜRODA GÜLDÜLER"
Gasp büroda çok güldüler. Beni alırken il başkanı olduğumu bilmiyorlarmış. Gittim, sonra ben 'CHP İzmir İl Başkanıyım' deyince, onlar da 'Neyse konu anlaşılmıştır' dediler. Bir kooperatifin zararından bahsedilebilir mi. Zaten bir de karar versinler bu kooperatife peşkeş mi çekilmiş yoksa kooperatif zarar mı etmiş. İstiyorlar ki yeni projeler böyle değil kendilerinin ki gibi yürüsün. TOKİ müteahhitlerine verelim, TOKİ müteahhitleri alt müteahhitlere versin, bütün işlelrimizi Rönesans ile 5'li çeteyle halledelim