GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) Meclis Üyeliği ile başlayan siyasi kariyerini mecliste 4 yıl grup sözcülüğü, 5 yıl il başkanlığı yaparak sürdüren Deniz Yücel, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde İzmir milletvekili seçildi. Partisinin 38'inci olağan kurultayında Parti Meclisi'ne (PM) seçilen Yücel, ilk PM toplantısında Genel Başkan Yardımcısı olarak görev aldı. Yücel, Genel Başkan Yardımcılığı'nın yanı sıra Parti Sözcülüğü görevini de üstlenerek, tüm siyasi partilerin içinde İzmir'den çıkan ilk Parti Sözcüsü oldu.
CHP'nin yeni Lideri Özgür Özel ile birlikte partinin gençleşen kadrosunda önemli bir görev üstlenen Yücel, siyasi yolculuğunu GÜNDEME BAKIŞ'a anlatarak, siyasi konjonktürü değerlendirdi.
"KARİYER PLANLAMASI YAPARAK SİYASET YAPMADIM"
"Siyasete girdiğiniz gün, CHP'nin Parti Sözcüsü olacağınız aklınıza gelir miydi?" sorusunu yanıtlayan Yücel, "Çok samimi söyleyeyim gelmezdi. Ben hedef koyarak ya da kariyer planlaması yaparak siyaset yapmadım, hala yapmıyorum. Meclis üyesi oldum ve hiç aklımda yokken grup sözcüsü oldum. Grup sözcülüğünü de başarılı şekilde yaptık ki; 4 sene devam etti. Yine bir planlamam, hazırlığım olmayan bir süreçte bir mutabakat oluştu ve il başkanlığı görevi verilmesi gündeme geldi. Meclis üyeliğimin bitmesine 1 yıl kala, istifa ederek il başkanı oldum" dedi.
"İKİNCİ DÖNEM İL BAŞKANLIĞI TAHRİK VE TEŞVİKLERLE OLDU"
Yücel siyasi serüvenini şöyle anlattı:
İl Başkanlığını 2 sene sürdürdük, çalkantılı bir süreç yaşandı. Erken seçim kararı alındı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim, ardından olağanüstü kurultay talebiyle imza toplama süreci yaşandı. Ondan sonra yerel seçim süreci yaşandı. Ardından ikinci dönem il kongresi yaklaştı, benim ikinci dönem il başkanlığı yapmak gibi bir düşüncem yoktu. Ağır bir görev bu, yıpratıcı bir görev. İkinci dönemi yapmayı düşünmezken yaşanan birtakım olaylar ve tabi ki göreve devam etmem yönünde geniş bir talep, geniş bir mutabakat oluştu. İkinci il kongresine tek aday olarak girdim ve yine seçildik. Siyasi büyüklerimiz Aziz (Kocaoğlu) Bey ve Alaaddin (Yüksel) Bey, 'Siyaset tahrik ya da teşvik işidir' derler. Ya birileri tahrik eder ya da birileri teşvik eder, o şekilde girersin. İkinci dönem il başkanlığı da o şekilde oldu hem tahriklerle hem de teşviklerle...
"MİLLETVEKİLİ OLDUĞUMA SEVİNEMEDİM"
İkinci dönemimde pandemi süreci yaşandı. Kongre süreçleri ertelendi. 3 seneye yakın görev yaptık, milletvekili adaylığı başvuru sürecinde istifa ederek milletvekili adayı olduk. Ben milletvekili seçildiğime sevinemedim bile çünkü çok inandığımız, motivasyonumuzun çok yüksek olduğu bir seçimi kazanamadık. Birtakım hatalar, eksikler yapıldı, daha da ötesi iktidarın yaptığı kara, kirli propaganda amacına ulaştı.
"PM'YE ADAY OLMAYI DÜŞÜNMÜYORDUM"
Ardından yine yakın zaman önce yaşadığımız ilçe, il kongreleri ve kurultayı yaşadık. Bir değişim beklentisi, değişim talebi vardı, bunu görüyorduk. Bu kurultaya girerken de PM'ye gireyim, aday olayım gibi bir düşüncem yoktu. Hatta beni 'Aday ol' diye teşvik eden arkadaşlarımıza 'Ben milletvekilliğimi görevimi hakkını vererek yapmak istiyorum, parti meclisine girmek gibi bir hazırlığım yok' dedim ama koşullar öyle gelişti ki; PM'ye 5'inci sıradan seçildim ve ardından MYK görevi aldım.
"MYK İÇİN TALEBİM YOKTU"
Siyasi diplomasi çerçevesinde bu teklif geldi ve PM adaylığı için adım attım. Yoksa kurultay sürecinde böyle bir durum kafamda hiç yoktu. Genel Başkan Yardımcılığı ve MYK üyeliği ilgili de hiçbir talebim yoktu, bunu da MYK atanmadan önce Genel Başkanımıza ifade ettim.
"MYK'DA İSMİMİ GÖRÜNCE TABİ Kİ MUTLU OLDUM"
Genel Başkanımız MYK üyelerini açıkladığında ismimi gördüğümde tabi ki mutlu oldum. Ağır bir sorumluluk aldığımın farkındayım, aynı zamanda bu beni çok motive ettik. Gölge Kabine açıklandı, yönetim şeması anlamında çok cesur ve başarımızı artıracak bir uygulama.
"SÖZCÜLÜĞÜM POZİTİF KARŞILANDI"
Sözcülük bana uzak değil, çünkü Büyükşehir'de de 4 yıl grup sözcülüğü yaptım ancak Parti Sözcülüğü çok daha ağır bir görev. Çok olumlu tepkiler aldık. Gerek sosyal medyada, gerek partili arkadaşlarımızdan, siyasetçiler tarafından, halk tarafından olumlu bir yansıması olduğunu gördük. Genç bir arkadaşın partiyi temsilen çıkıp orada açıklamalar yapması çok pozitif karşılandı.
"KONGRE TAKVİMİ BAŞLAYINCA KÖŞE KAPMACA YAŞANDI"
Kurultay'a ilişkin görüşleri sorulan Yücel, "Benim hep sorgulayan, muhakeme eden bir yapım var. Seçimlerde bir başarısızlık yaşadık. Seçimleri kazanıp kaybedebilirsiniz ama seçimin kaybedilmesi sonrasında partimizin yetkili kurullarının seçim sonuçlarının neden bu şekilde olduğunu yeteri kadar sorgulayıp, masaya yatırıp, sebep ve sonuçlarını irdelemedikleri gördük. Kongreler takvimi başladı ve köşe kapmaca gibi bir süreç yaşandı" ifadelerini kullandı.
"TEZCAN'IN RÖPORTAJI BENİ ÇOK ETKİLEDİ"
"Halbuki biz tarihi bir seçim atlattık" diyen Deniz Yücel, "Seçimi kazanamama sebeplerimizin masaya yatırılması ve topluma anlatılması gerekiyordu. Geçmiş dönem Genel Başkan Yardımcımız Bülent Tezcan'ın bir röportajı beni çok etkiledi, 'Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız' demişti. Ancak hiçbir şey olmamış gibi davranıldığını görmüştük" diye konuştu.
"İZMİR'DEKİ KONGRE SÜRECİ DEĞİŞİM KARARIMI PEKİŞTİRDİ"
Yücel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
İzmir'de yaşadığımız ilçe ve il kongresi benim bu kararımı pekiştirdi. Birtakım yanlışlar yapıldı, ben o dönemde de Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel ile diyalog halindeydim, o dönemki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile de temas halindeydim. Bu yapılan yanlışları anlattık ama o dönemki yönetim tarafından dikkate değer bulunmadı.
"SOKAKTA DEĞİŞİM ÇIĞLIĞI VARDI"
Sokaktan gelen değişim talebi ve beklentisi var, o değişimi sağlamalısınız. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimize, ülkemize ciddi katkıları oldu, büyük işler başardı ama 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde başarılı olamayınca - hani dedim ya; başarılı olamayınca bir yerde bırakmak lazım diye - bunu sokak söylüyordu bize. Söylemenin ötesinde bir değişim çığlığı vardı, buna sessiz kalmak siyasetin doğasına aykırı. Bu Deniz Yücel’in ya da X kişisinin yorumu, subjektif görüşü değil, bu sokağın çığlığı. Neticede bunların hepsi bir araya geldiğinde bir karar alma noktasına geldim.
"TARİHE NOT DÜŞMEK İSTEDİM"
Ben Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'e destek açıklaması yaptığımda; kurultayı kazanamayacağımız ihtimalini de ciddi şekilde kenarda tutuyordum. Benim o kararı almamın temel sebebi vicdanım, partime olan sorumluluğum, bağlılığım ve bir yerde de tarihe bir not düşmekti.' Kazanamasak bile, doğru olan bu, bunu yapmalıyız, gerekçeleri de bu. Değişim olmalı ben de Deniz Yücel olarak tarihe not düşüyorum, buraya imzamı atıyorum' demekti amacım. Kazanamayabilirdik kurultayda. Çok kolay da kazanmadık. İnanılmaz bir rekabet, inanılmaz heyecanlı, yıllarca üstüne kitaplar yazılacak, konuşulacak bir kurultay yaşadık.
"ÖZEL'İN KURULTAY KONUŞMASININ ARDINDAN "BU İŞ BİTTİ' DEDİK"
Kazanma ihtimalimiz de tabi ki hep vardı, çünkü değişim talebi haklı bir talepti, meşru bir talepti. Sayın Özgür Özel çok doğru, en doğru isimdi. Siyasette siyaseti okuyabilmek önemli bir meziyettir, bunu görüp cesur bir şekilde o çıkışı yapması ve partideki önemli aktörleri etrafında birleştirmesi, kamuoyunun desteğini alması, değişimin başarıya ulaşabileceğini gösterdi. Kurultay salonunda çok etkili, coşkulu bir konuşma yaptı. Biz orada bu iş bitti dedik.
"İZMİR DEPREMİNDE ÖZEL İLE YAKIN ÇALIŞTIK"
Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel her zaman örgüte değer veren, saygı duyan, il ve ilçe başkanlarını önemseyen bir yapıdaydı. Her bir araya geldiğimizde en önemli gördüğüm özelliği inanılmaz bir motivasyonu vardı. Hem örgütte, hem halkla iç içeyken, mitinglerde inanılmaz motivasyon veren enerjisi var. İzmir depremi olduğunda birlikte çalıştık. Biz o dönem grup başkanvekili olan Özgür Özel başkanımızla ve milletvekilleriyle birlikte bir toplantı yaptık, orada yönetme becerisinin ve organizasyon kabiliyetinin ne kadar yüksek olduğunu gördüm, ve milletvekillerimiz sahaya çıktı, enkaz başında beklediler, günlerce sahada çalıştılar. Enkaz altında yakınları olan ailelerle bir araya geldiler, onların yaralarının sarılması noktasında çalışıldı. O dönemde de çok yakın çalıştık.
"YEREL SEÇİMLERE ODAKLANDIK"
Yerel seçimlerde hangi belediye başkanlarının değişebileceğine ilişkin kamuoyundaki yorumların sorulması üzerine Yücel, "Bizim gündemimizde böyle bir şey yok. Yerel seçime odaklanmış durumdayız. İlk MYK toplantımızda yerel seçim ve aday belirleme süreciyle ilgili bir yol haritası ortaya çıktı. Yöntem konusu belirlenecek. Farklı illerde farklı yöntemler uygulanabilir. İlerleyen haftalarda iller bazında ve İzmir'de hangi yöntemin uygulanacağı belirlenir ama o gelir bu gider, o adaylaşır bu adaylaşmaz gibi bir gündemimizin olması söz konusu bile olamaz. Parti kamuoyunda bunlar her zaman konuşulur" yanıtını verdi ve şunları söyledi:
"KİMİN NEREDE ADAYLAŞACAĞINI BİLMİYORUZ"
Kimin nerede adaylaşacağını biz de bilmiyoruz. O süreç yönetilir ve hangi yöntem uygulanacaksa o yöntemle belediye başkan adaylarımız belirlenir. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel defahatle söyledi; değişimi desteklediği için kimsenin ödüllendirilmeyeceği gibi değişime karşı çıktığı için, kurultay sürecinde Genel Merkezin yanında durduğu için kimsenin cezalandırılması da söz konusu değil.
"BİZDE OLMAYAN İLÇELERDE ADAYLARIN ERKEN AÇIKLANMASINI İSTİYORUZ"
CHP'de olmayan ilçelerdeki adaylarımızın erken açıklanması gibi bir düşüncemiz var. Ben 2019 yerel seçimleri öncesinde de o dönemki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na söylemiştim. Belli ölçüde dikkate de alındı. Bir taraftan erken açıklayalım derken, bir taraftan da hakim denetiminde önseçim yaparsanız erken açıklamanız mümkün olmaz. Biz yine önseçim diyoruz ama örgüt denetiminde bir önseçim. Temayül AK Parti'nin kullandığı bir terim, biz ona eğilim yoklaması diyoruz. Daha ötesi örgüt denetiminde önseçim. Buradaki önseçimin, eğilim yoklamasının esprisi; sandık kurulması ve o sandıkta tüm CHP'lilerin oy kullanarak belediye başkan adayını belirlemesidir. O sandık sonucuna uyulmasıdır. Örgüt denetiminde bir önseçim uygulanabilir tüm ilçelerimiz için. Kayıp 7 ilçedeki önceliğimiz adayların erken açıklanmasıdır. Kamuoyu yoklamaları da yapılabilir. Açık ara önde çıkan bir isim olur, merkez yoklamasıyla da adaylaşacak isimler olabilir. Bunlar parti organlarında konuşulacak ve karar alınacak.
"MEMNUNİYET ÖLÇÜLECEK"
Değişim olabilir de olmayabilir de... Anketler, kamuoyu yoklamaları değişim olması gerektiği sinyalini verirse değişim olur veya değişim olması halinde partimizin seçimi daha yüksek bir oyla kazanacağını görür, analiz edilirse yine değişim olabilir. Değişmeyen tek şey değişimdir. Başarılı olan belediye başkanlarımızın da devam edebileceğini çok rahatlıkla söyleyebilirim. Memnuniyet ölçülür. Ona göre karar verilir.
"ADALETLİ OLAN KARAR VERİLİR"
İBB Başkanı Tunç Soyer'in Kılıçdaroğlu'nu desteklediği için devam etmeyeceğine yönelik yorumları değerlendiren Yücel, "Kemal Bey'i destekleyip desteklememesi aday olma noktasında bir kriter değil. Siyasette taraf olmak saygı duyulması gereken bir iştir. Ben de siyasetimi hep taraf olarak yapmışımdır ama partiden yana taraf olmuşumdur. Kemal Bey'i desteklemiş olmasının adaylığına bir etkisi olmaz. Büyükşehir Belediye Başkanımızın İzmir'e çok önemli hizmetleri, katkıları olmuştur. Devam edip etmeme noktasında dediğim gibi partimizin yetkili kurulları gerekli incelemeleri yapar, doğru olan, adaletli, hakkaniyetli olan neyse o konuda gerekli kararı verir" dedi.
"ADAY KİM OLURSA OLSUN İZMİR'DE SEÇİMİ KAZANIRIZ"
İYİ Parti'nin İzmir'de aday çıkartmasının CHP'ye seçim kaybettirmeyeceğini anlatan Yücel, "Sandık ittifakını her yerde bekliyoruz. İYİ Parti elbette aday çıkartabilir, siyaset iddia işidir. Kendi adaylarıyla seçime girmek seçimi kazanamayacak olsa bile hem kendi partisini hem de adayını ölçmek için böyle bir tercihte bulunabilirler. 2019'da İzmir'de Soyer yüzde 58 oyla seçimi kazandı. 2014'te Aziz Kocaoğlu % 49,6 oy oranıyla seçimi kazandı. İYİ Parti'nin İzmir'de seçim kazanma ihtimali olduğunu düşünmüyorum. Sayın Ümit Özlale iddiasını ortaya koymak için aday olabilir. Geçmiş yıllarda alınan oy oranları, İzmirlilerin CHP'ye teveccühü dikkate alındığında adayımız kim olursa olsun seçim kazanacağımızı çok rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi ki bu hafife almak gibi algılanmamalı. Biz İzmir'de doğru işler yapmak ve İzmirlilere kendimizi doğru anlatmak, seçim sonrasında da bize verilen güveni, teveccühü kara çıkartmamak için üstümüze düşeni yaparız" açıklamasında bulundu.
"DAĞ'I İZMİR SEÇMENİ NEZDİNDE ÖLÇMÜŞ OLURUZ"
AK Parti kamuoyunda Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'ın İzBB adayı olarak isminin geçtiği ve bu durumun CHP'ye nasıl yansıyacağı sorulan Yücel, "Bence AK Parti'nin kimi aday göstereceği önemli değil ama Hamza Dağ'ın aday olması bence iyi olur. Hamza Dağ'ı da İzmir seçmeni nezdinde ölçmüş oluruz, nasıl bir oy alacağını görmüş oluruz" dedi.