Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İstanbul Milletvekili, Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştirdi. Salıcı’nın, CHP Lideri Özgür Özel’e yönelik eleştirilerini bundan birkaç önce de Özel’in İstanbul’da milletvekilleriyle yaptığı toplantıda da dile getirdiği kamuoyuna yansımıştı. Salıcı’nın partinin kapalı toplantısının ardından aynı eleştirileri basın aracılığıyla da dile getirmesi, partinin aktif kadrolarında ve tabanda rahatsızlık yarattı. Salıcı’ya CHP’ye oy verenden seçmenden çok sayıda tepki paylaşımları yapıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel, Parti Sözcüsü olarak CHP adına Salıcı’nın basında CHP Liderini eleştirmesine yönelik eleştiride bulundu. Yücel, Salıcı’nın haksız ithamlarda bulunduğunu, bunun parti üyeliği ve sorumluluğuyla bağdaşmadığını dile getirdi. Yücel’e İzmir Milletvekilleri Mahir Polat ve Sevda Erdan Kılıç’tan sert tepki geldi.
İZMİR’DEN YÜCEL’E GELEN DESTEK BEKLENİLENİN ALTINDA KALDI
İzmirli milletvekillerinin ana aktör olduğu tartışmada, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’den, Parti Sözcüsü Deniz Yücel ve CHP Lideri Özgür Özel’e açık destek geldi. Lal Denizli’nin dışında, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “Genç Belediye Başkanları” olarak adlandırılan Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de Yücel’in paylaşımını yeniden paylaşarak safını belli etti.
Yücel’e İzmir’den destek veren diğer isimler ise Milletvekili Ednan Arslan, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Selçuk İlçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu, Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek, Kiraz İlçe Başkanı Yücel Çetinkaya, Kadın Kolları İl Başkanı Zahide Kurun oldu.
İZMİRLİ MYK ÜYELERİ DE DESTEK VERDİ
Öte yandan MYK Üyeleri Murat Bakan ve Gökçe Gökçen de Yücel’e destek vererek Özgür Özel’in basın üzerinden eleştirilmesine tepki gösteren isimler arasında yer aldı.
İZMİR’DE DEĞİŞİME KARŞI MESAFELİ DURUŞ MU VAR?
Türkiye’nin 81 ilinden yüzlerce belediye başkanı, binlerce ilçe başkanının destek verdiği İzmirli Parti Sözcüsüne, 30 ilçe başkanı, 29 belediye başkanı ve 10 milletvekilinin bulunduğu İzmir’den gelen desteğin azlığı dikkat çekti. Partililer bu durumu “İzmir’de hala değişime karşı bir refleks ya da mesafeli duruş. Yücel, Parti Sözcüsü, yaptığı açıklama Genel Merkezi, CHP'yi temsil eder, onun açıklamasına karşı çıkmak genel merkeze bayrak açmaktır. Zaten yapılmak istenen de Genel Merkezi, CHP'yi ve Genel Başkanı tartışmaya açmak” olarak yorumladı.
Bazı partililer ise, “İl Yöneticileri il başkanının paylaşımını nasıl paylaşmıyor ya bir koordinasyonsuzluk var ya da bir kasıt” ifadelerini kullandı.
İşte Oğuz Kaan Salıcı’nın tartışma yaratan sözleri ve yapılan açıklamalar:
SALICI: “CHP GENEL BAŞKANLARI PADİŞAH DEĞİLDİR!”
“CHP anket yaparak kurulmuş bir parti değildir. Siyasetini anket sonuçlarına göre belirlemez. CHP’de kurultay bir lütuf değildir, haktır. CHP’de gerekirse kurultaya gidilir. Genel başkan da genel seçimlerden sonra taban daralması tezini ileri sürerek ve partimizin kurultaya ihtiyacı olduğunu dillendirerek genel başkan adayı olmuştur. CHP’nin her genel başkanı son derece saygındır. Öte yandan Partimizin Genel Sekreterlerinden değerli hemşerim Kamil Kırıkoğlu’nun dediği gibi, ‘padişah da değildir.'
YÜCEL: “GÖZÜ DÖNMÜŞ İHTİRASIN ESERİ!”
Geçmişte partimizde önemli görevlerde bulunmuş bir milletvekilinin Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı ve partimizin siyasi stratejisi hakkında çıktığı bir TV yayınında haksız eleştiri ve ithamlarda bulunması, parti üyeliği ve sorumluluğuyla bağdaşmadığı gibi, bu durum basın tarafından sorulduğunda CHP Genel Başkanının buna cevap vermemesini beklemek ne akılla ne mantıkla izah edilebilir Sn. Oğuz Kaan Salıcı. Bu durum olsa olsa katıksız bir kibrin, gözü dönmüş bir ihtirasın eseri olabilir. Daha birkaç ay önce gerçekleştirilen tüzük kurultayında gerek genel başkan ve parti yönetimi, gerekse partinin stratejisi konusunda özgürce kürsü kullanıldığı, kurultaya sunulan tüzüğümüzün, 81 il başkanımızın tamamının, 1325 kurultay delegemizin tamamına yakınının desteğiyle, tam bir mutabakatla kabul edildiğini hep birlikte yaşadık.
“SİZİN DIŞINIZDA BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI VERİLDİ”
Daha geçtiğimiz hafta sonu hafta gerçekleştirilen 2 günlük milletvekili kapalı grup toplantısında 60’a yakın milletvekilinin söz aldığı, her konunun konuşulduğu ve tartışıldığı bilinen bir gerçektir. Burada sizinle birlikte 18 arkadaşımız sert eleştirilerde bulunmuş ama sizin dışınızdaki 17 arkadaşımız konuşması içerisinde mutlaka “birlik ve beraberliğin önemine” vurgu yapmış ve bu durum grubumuzun tüm üyelerini memnun etmiştir. Esenyurt Belediye Başkanımızın siyasi bir operasyonla tutuklandığı, belediyemize kayyum atandığı bir dönemde o gece televizyona çıkıp kurultay tartışmak, Genel Başkanı ve parti yönetimini tartışmaya açmak bir gaflet halinin değilse, neyin göstergesidir? Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri, delegeleri ve yöneticileri, neyin ne zaman tartışılcağını, ne zaman birlik olunacağını çok iyi bilirler. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı partinin kurumsal kimliğini temsil eder. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanını korumak, partiyi korumaktır. Böyle bir siyasi ortamda bu tutumun aksine bir tavır geliştirmek asla kabul edilemez, tarih önünde mahcup, parti vicdanında ise mahkum olursunuz.
“47 YIL SONRA BİRİNCİ PARTİYİZ”
Partimiz son seçimlerde büyük bir başarı kazanmış, ilk genel seçimde de iktidar olarak Türkiye’ye demokrasiyi, adaleti, ekonomik refahı, toplumsal huzuru ve barışı getirme iddiasında olan, son yerel seçimde 47 yıl sonra Türkiye’nin 1. partisi olmuş bir partidir. Kişisel hırs ve ikbal peşinde koşarken, partinin kurumsal kimliğine zarar verecek eylem ve söylem içerisinde olan her kim olursa olsun, partimizin buna kayıtsız kalmayacağını herkesin, özellikle de geçmişte önemli görevlerde bulunan birinin bilmesi gerekir. Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in sizin bu saldırgan tutumunuza, fütursuz açıklamalarınıza karşı gösterdiği hoş görü ve nezaket dili ortada iken, başlatmaya çalıştığınız bu çirkin ve zamansız gündemin içine partimizi daha çok çekmeyiniz. Bizim tüm grubumuz, yöneticilerimiz ve üyelerimizle birlik ve beraberlik içerisinde durmaya, dayanışmaya ve 1. parti konumundaki partimizi daha da güçlendirmeye ve iktidara getirmeye ihtiyacımız var. Sizi akla, vicdana ve partili olma sorumluluğuna davet ediyorum. SAYGILARIMLA.
MAHİR POLAT: “YOLDAŞLIK İLİŞKİSİNE TERS”
Bugün parti sözcümüzün önceki dönem Genel Başkan Yardımcımız Sayın Oğuz Kaan Salıcı’nın yerinde ve bir Cumhuriyet Halk Partili'ye yakışır üsluptaki eleştirilerine yapmaya çalıştığı ve partimizin geleneklerine uzak üsluptaki yorumlarını üzülerek okudum. Öncelikle eleştirilen konularla ilgili gerek partililerimizi gerekse kamuoyunu tatmin edecek hiç bir açıklama yapamaması Sayın Salıcı'nın yönelttiği eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte eleştirilerin öznesi ile ilgili açıklama yapmamasını parti terbiyesiyle bağdaştırmak istesem de yorumlarında kullandığı üslup ve tarzı hem partimize, hem sayın parti sözcümüzün kişiliğine, hem de hepimizin bildiği Sayın Salıcı ile geçmişten gelen yoldaşlık ilişkisine ters düşmektedir. Umuyorum sorumluluk makamındaki partililerimiz en azından bundan sonraki açıklamalarında kendi ikballerinden ziyade partimizin kurumsal kimliğini düşünerek hareket ederler.
SEVDA ERDAN KILIÇ: “YÜCEL’İ VEFAYA DAVET EDİYORUM”
Daha önce partimizde üst düzey görevlerde bulunmuş, birçok kişinin (!) makam-mevki için kapısını aşındırdığı milletvekili arkadaşımız Oğuz Kaan Salıcı’nın zorunlu olarak yaptığı açıklamalar üzerine, Parti Sözcümüz Deniz Yücel'in kullandığı ifadeler dikkat çekici! Bu tezat, sözlerin inandırıcılığını gölgelemektedir. Önce hedef gösterip sonra birlik çağrısı yapmak, siyasi tutarlılıkla bağdaşmaz. Ya eleştiri dilini ya da birlik çağrısını yeniden düşünmek gerekir. Biz Cumhuriyet Halk Partililer hangi görevde olursak olalım, hangi görevlerden ayrılmış olursak olalım Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucu değerlerine ve tarihi misyonuna sahip çıkma uğruna söylememiz gerekeni söyler, yapmamız gerekeni yaparız. Parti sözcümüzün dediği gibi; kurultay tartışması açmak, genel başkanı, parti yönetimini ve parti politikalarını tartışmak gaflet hali ise Cumhuriyet Halk Partisi tarihi boyunca yapılan kurultay çağrıları ve politik eleştirileri ne olarak değerlendirmek gerekir? Bu vesileyle ben de parti sözcümüzü VEFA’ya davet ediyorum.
DENİZLİ: “BAŞARI YOLCULUĞUMUZU GÖLGELEME ÇABALARINIZ NAFİLE”
Tartışmaların ardından çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Cumhuriyet Halk Partisini 46 yıl sonra ilk kez Türkiye’nin birinci partisi yapma başarısı göstermiş Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e, değerli parti yöneticilerimize, emektar örgütümüze ve seçim maratonuna giren kıymetli belediye başkanlarımıza yapılan bu haksızlığı kabul etmek mümkün değil. Partimizin başarı yolculuğunu gölgeleme çabalarınız nafile. Bizler suni gündemlerin peşinden değil, ülkemizin asıl sorunlarına odaklanmaya, çözüm oluşturmaya ve sosyal demokrat anlayışla halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.
ÖZEL SON NOKTAYI KOYDU: “GİDİŞATTAN MEMNUN OLMAYANLARA TÜZÜK AÇIK”
CHP Lideri Özgür Özel ise, yaşanan sürece ilişkin “Tartışmalara son noktayı koyuyorum” dedi ve Salıcı’nın yaptığı açıklamaların sokağın gündeminden kopuk olduğunu vurguladı. Sokakta insanların açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten kırıldığını hatırlatan Özel, “Bundan sonra hiçbir CHP’linin kendi içine dönük gündemlerle partiyi ve kamuoyunu meşgul etmemesi gerekir. 31 belediye başkan adayı gösterdik İzmir’de 29’unu gösterdik. Türkiye’de tarihin en önemli rekorunu kırdık 413 belediyemiz var, 47 yıl sonra CHP birinci parti, 22 yıl sonra AK Parti ilk kez 2. Parti oldu. Anketlerde de CHP birinci parti olarak devam ediyor. İnsanlar geçim sıkıntısı, yokluk, işsizlik çekerken CHP’nin kendi içine dönük tartışmalar yapması kadar anlamsız bir şey olmaz. Partideki gidişattan memnun olmayan kim varsa, partinin zaten tüzüğü açık, kimse kimseye bir şey söylemez. Ama sokakta olmayan bir tartışmayı sosyal medyada sürdürmesinler. Sokakta CHP tartışılmıyor, sokakta açlık, yoksulluk, işsizlik tartışılıyor. Yaşam hakkı tehdidi konuşuluyor. O yüzden sokakta olmayan bir tartışmayı sosyal medyada yapmanın partimize ve ülkemize bir faydası yok. Bundan sonra CHP’den sözüme değer veren herkesi asla ve asla bu tartışmalara girmemeye çağırıyorum.